16 Ağustos 2011 Salı

"Bağımsız yargı" dedikleri soytarılık işte bu


6 Ağustos 2011  Ali Serdar Bolat
 
Cumhuriyet'e molotof kokteyli atan Bedirhan Şinal, kendisine bombayı veren İstanbul Organize Suçlar'daki 4 polisin ismini açıkladı:
Emniyet Müdürü Hüseyin Işıldak, Başkomiserler Sait Gök ve Serdal Akça, Polis Ercan Güneş.
"İsim istediniz verdim. Gereğini yapın"
 
Olay şöyle gelişti:
Şinal 16 yaşında anasız babasız yoksul bir çocuktu. Sadece anneannesi vardı.
Polisler onu "keşfettiler", ve ona "ballı bir iş" teklif ettiler:
Bomba atacak ve polislerin ona ezberlettiği isimlerin bomba ile ilgili olduğunu söyleyecekti.
O isimler de "Ergenekoncu bombacı" olarak yakalanacaklardı.
 
Polisler, yaşını da 18'e çıkardılar.
Molotofu attı, plan icabı bir müddet sonra "yakalandı" ve "başladı ötmeye".
Cumhuriyet'i bombalatan İlhan Selçuk, Veli Küçük vesaire vesaire idi...
Kendisine vaat edilen parayı aldı ama cezaevine de girdi tabii.
 
İçerde düşünmek için çok vakti oldu. Bu arada okudu.
Aydınlık'ın "Beşiktaş Terör Örgütü" için yazdıkları doğru idi.
Polis - savcı - hakim işbirliği içinde sahte delil imal ederek insanları "Ergenekoncu - darbeci" suçlamasıyla içeri atan bu terör örgütü onu da kullanmıştı.
Yıllar içinde her şeyi anladı.
 
Vicdanı ile başbaşa kaldı. Vicdanı kazandı. Doğruları söylemeye karar verdi.
İlhan Selçuk, Veli Küçük hikayeleri palavra idi. Bombayı ona polis vermişti.
"Gerçekler ortaya çıksın. 40 sene yatmaya hazırım" dedi.
 
16 yaşında iken anlattığı masallara inanıp (!) insanları suçsuz yere tutuklayan savcı ve hakimler, 4 sene sonra 20 yaşına bastığında bakın ne diyorlar
Mahkeme zabıtlarından: (4 Ağustos 2011)
Üye Hakim Haşıloğlu:
"20 yaşında olan bir çocuğun bunları ifade etmesi normal değil. Dinle beni. Öyle hareket etme."
Yani 16 yaşında iken suçsuz insanları suçladığında sözüne hemen inanılıp insanlar tutuklanıyor, 20 yaşına gelip gerçekleri söylemeye karar verince Hakim Beyefendi "20 yaşında çocuk nasıl böyle konuşabilir" diyor, tehdit ediyor. "Dinle beni, öyle hareket etme".
Sana ne? Sen bir hakim olarak, karşına gelmiş olan sanık veya tanığa:"Öyle söyleme, böyle söyle" diye nasıl talimat verirsin?
Senin görevin ifadeyi dinlemek ve değerlendirmek değil mi?
Hakim Bey açıkça: "Gerçekleri söyleme, eski söylediğin yalanlara devam et" diye baskı yapıyor, alenen, duruşmada, herkesin gözü önünde..
İşte "Bağımsız yargı" dedikleri soytarılık bu...
Beşiktaş Terör Örgütü" demekle ne demek istediğimiz anlaşılmış mıdır?
 
Vicdanlı bir kişi daha feryat ediyor
+++++++++++++++++++++++++++++
Bedirhan Şinal'in cesaretle yaptığı açıklama, aynı şekilde polis tarafından kullanılmış olan başka birinin vicdanını tetikliyor.
Boğaç Kaan Murathan söz alarak gerçekleri açıklama kervanına katılıyor:
"Bedirhan'a 16 yaşında yapılan şeyler bana da o yaşlarda teklif edilmişti.
Polisler bana: "Sedat Peker'e karşı itirafçı ol" diye baskı yaptılar. 2004 yılından beri çile çekiyorum.
Polisler bize takmış kafayı. Ben bu çocuktan (Bedirhan'ı kastediyor) şikayetçi değilim.
Ben, 16 yaşında bir çocuğu dinleyip bu kadar insanı delilsiz tutuklayan kişilerden şikayetçiyim"
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder