21 Ağustos 2011 Pazar

Öncü Kadın Basın Açıklaması


20 Ağustos 2011
 
Değerli basın çalışanları.
 
Bugün Türkiye’nin en önemli sorunu,
                              ABD’nin çıkarları uğruna 
          Türk Silahlı Kuvvetlerinin Suriye ile savaşa zorlanmasıdır. 
Amerikan emperyalizmi kendisi elini ateşe sokmadan
         Türkiye’yi bir maşa gibi kullanıp savaş kışkırtıcılığı yapıyor.
 
Türkiye ve Suriye dost ve kardeş iki ülkedir,
   emperyalizmin bu dostluğu düşmanlığa çevirmesine izin vermeyeceğiz. 
 
Antiemperyalist ve devrimci Türkiye Cumhuriyeti 1920’lerde
Irak ve Suriye ile bir dostluk köprüsü olan Bağdat Paktı'nı kurmuştu.  
                     "Yurtta Sulh Cihanda Sulh", Atatürk’ün değişmez politikasıdır.
 
Dün İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin,
                   İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Erkan Önsel ile 
                          Ulusal Kanal ve Aydınlık çalışanları gözaltına alındılar. 
 
Türkiye’nin anti-emperyalist, ulusal güçleri susturulmak isteniyor.
Niçin?
AKP’nin Suriye’ye müdahale planına karşı çıkan en önemli gücün
                        İşçi Partisi, Ulusal Kanal ve Aydınlık olduğu bilindiği için. 
 
Türkiye halkı, tüm yurtsever güçler AKP’nin Suriye’ye saldırısına karşı birleşecektir.
 
Biz, İşçi Partisi’nin Öncü Kadınları olarak, tüm kadın örgütlerini Suriye halkı ile dayanışmaya çağırıyoruz.
Suriye ile savaşa hayır diyoruz, komşularımızla barış içinde birlikte yaşamak istiyoruz.
Genç evlatlarımızın, Mehmetçiklerimizin Suriye çöllerinde kalmasını istemiyoruz.
 
Tayyip Erdoğan’ın eşbaşkanı olduğu Büyük Ortadoğu Projesi budur,
 Türk ordusu bir yandan Ergenekon tertibiyle vurulacak, 
                                                                 komutanlar esir alınacak, 
                                öte yandan ABD destekli PKK pusularında şehit edilecek, 
Suriye’ye müdahale eden Türk Silahlı Kuvvetleri perişan olacak,
           ordusuz ve savunmasız kalan millet dağılacak ve vatanımız bölünecek.
 
 Yok öyle şey! Türk milleti buna izin vermeyecektir!
 
Her birimiz bir Mustafa Kemal olacağız ve onun izinden gideceğiz.
Bakınız! Mustafa Kemal Paşa 1920 yılında en karanlık, en umutsuz gibi görünen bir zamanda ne demiş ve ne yapmış?
 
“Şunu biliniz ki, bütün arkadaşlarım beni yalnız bırakıp gitseler, ben bu Meclis-i-Ali‘de tek başıma kalsam da mücadeleye ahdettim. Düşman adım adım her tarafı işgal ederek Ankara’ya kadar gelecek olursa, ben bir elime silahımı, bir elime bayrağımı alıp Elma dağına çıkacağım, burada son kurşunuma kadar düşmanla çarpışacağım. Sonra da bu mukaddes bayrağı göğsüme sarıp şehit olacağım.”
 
İşte Türk milletinin bütün fertlerinin yapması gereken budur.
 
+++++++++++++++++++++
 
İşçi Partisi Öncü Kadın Genel Başkanı Pınar Gül'ün 20 Ağustos günlü basın açıklamasıdır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder