19 Eylül 2014 Cuma

Cumhuriyet'te ordu düşmanlığı tavan yaptı

Cumhuriyet, son iki haberi ile gazete olmaktan çıkıp gaz tenekesi olma yolunda önemli mesafe kaydetti.

10 Eylül günü manşette Uludere İlçesinin Ortasu Köyü Roboski oluvermişti. Açılım yolunda tam gaz gidiliyor, yer isimleri Kürtçeye çevriliyordu.
Kaçakçıların ve Yezidilerin girişine askerin engel olması "garip" olarak niteleniyor, satıraltı asker suçlanıyordu.



19 Eylül günlü (bugünkü) Cumhuriyet'in manşetinde ise, satıraltı falan değil, cepheden Türk Ordusu hedef alındı.
Öcalan'ın sözde "faili meçhuller" için soruşturma isteği hayata geçiriliyor. Cumhuriyet, PKK'nın gazetesi Özgür Gündem ile aynı telden çalıyor. Orduyu "kanlı" olmakla suçluyor. Kan dökücü Türk Ordusu...

PKK ve Öcalan çalıyor, Türk Ordusu düşmanları oynuyor.
Amaç, Türk Ordusu'nu "Savaş Suçlusu" ilan etmeye yarayacak malzeme yaratmak.



İşte PKK gazetesinin haberi


Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz'ün hapishanede bulup devşirdiği Gizli Tanık Aydos'un bazı suçları şöyle:
1996'da Batman'da koyun hırsızlığı
1997'de askerden firar
2000'de gasp
Sahte kimlik kullanma
2006'da İstanbul Kartal Aydos'ta cinayet.
Ergenekon Davası sürecinde, Aydos'un faili meçhullerle ilgili sözde ihbarları, resmi belgelerle tek tek çürütülmüştü. Aynı çürük iddialara dayanan bir iddianame 17 Eylül'de kabul edildi.

Öcalan'ı İmralı'da sorgulayan İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı E. Jan. Kd. Albay Hasan Atilla Uğur, benzer iftiralarla 5 yıl 8 ay Silivri'de yatmıştı.
Albay Uğur, 11 Eylül'de Ulusal Kanal'da bölücü Açılım politikasının içyüzünü ayrıntılı olarak ortaya koydu. Yanıt bu hafta geldi. Aydos'un çürütülmüş ifadelerine dayanan "Mardin'deki Faili Meçhul Cinayetler" iddianamesi kabul edildi.

"Kızıltepe İlçesi'nde 1992-96 yılları arasında 22 kişinin öldürülmesi" konulu iddianamede,
Diyarbakır İl Jandarma Komutanı Albay Eşref Hatipoğlu,
Kızıltepe İlçe Jandarma Komutan Vekili Hasan Atilla Uğur,
Jandarma Komando Bölük Komutanı Ahmet Boncuk
aralarında olmak üzere 5'i köy korucusu 9 kişi, "silahlı terör örgütü kurmak ve üye olmak"la suçlanıyor.



Zekeriya Öz, 2008'de Aydos'u Kartal Cezaevi'nde ziyaret etti. Albay Uğur ve Tuğg. Veli Küçük aleyhinde ifade vermesi karşılığında cezaevinde rahat ettirileceği sözü verdi. Aydos, 2012'de Ergenekon Mahkemesi'nde gizli tanık olarak dinlendi.

Aydos'un yalanları:
Yalanın kuyruklusu: Bir damla halindeki uyuşturucu
"Bu uyuşturucuyu jandarma özel işlerinde kullanmaktaydı. Küçük şişe içindeydi. Üzerinde Roche yazmaktaydı. Daha sonra bu damlayı eczanelere sorduğumda bu ilacın zararlı olduğunu, bulamayacağımı söylediler."
Tam bir deli saçması. Savcılar, hakimler ciddi ciddi dinliyor, "vay vay vay" diye kafa sallayıp Albay uğur'a bakıyorlar.
Eczaneye gidip "Üzerinde Roche yazan damla" ararsanız size gülerler. Roche, ilaç firmasının adı çünkü.

"Veli Küçük'ten aldığım bu damla ile Cilvegözü Sınır Kapısı'ndan giren Saddam Hüseyin'in şahsi ajanını yemeğine bu ilacı koyup uyuttum. Ondan aldığım belgeleri Veli Küçük'e teslim ettim. Adamın üzerinden çıkan 63 bin doları Veli Küçük almadı, "Sende kalsın" dedi."
"Saddam'ın eski bir generalini neskafesine bu damlayı koyarak uyuttum."

"Kürşad olarak bilinen Kızıltepe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Hasan Atilla Uğur, bütün faili meçhullerin sorumlusu. İnsanları sorgular, sonra da kafasına sıkardı. 1994 başında Uğur'un başında bulunduğu İlçe Jandarmaya bilgi aktarmaya başladım. Uğur, kendisi ile çalışan korucuların, itirafçıların ve sivillerin Emniyet Terörle Mücadele ve İstihbarat görevlileri ile görüşmesini istemiyordu. Görüştüğünü duyduğu şahıslara işkence bile yapıyordu. Gurubun en söz sahibi şahsını öldürür, diğerlerini de bülbül gibi konuştururdu."

Albay Uğur, bu aptalca yalanlarla 29 yıl hapis aldı, 5 yıl 8 ay cezaevinde kaldı.


***********

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder