Cumhuriyet, son iki haberi
ile gazete olmaktan çıkıp gaz tenekesi olma yolunda önemli mesafe kaydetti.
10 Eylül günü manşette
Uludere İlçesinin Ortasu Köyü Roboski oluvermişti. Açılım yolunda tam gaz
gidiliyor, yer isimleri Kürtçeye çevriliyordu.
Kaçakçıların ve Yezidilerin
girişine askerin engel olması "garip" olarak niteleniyor, satıraltı
asker suçlanıyordu.
19 Eylül günlü (bugünkü)
Cumhuriyet'in manşetinde ise, satıraltı falan değil, cepheden Türk Ordusu hedef
alındı.
Öcalan'ın sözde "faili
meçhuller" için soruşturma isteği hayata geçiriliyor. Cumhuriyet, PKK'nın
gazetesi Özgür Gündem ile aynı telden çalıyor. Orduyu "kanlı" olmakla
suçluyor. Kan dökücü Türk Ordusu...
PKK ve Öcalan çalıyor, Türk
Ordusu düşmanları oynuyor.
Amaç, Türk Ordusu'nu
"Savaş Suçlusu" ilan etmeye yarayacak malzeme yaratmak.
İşte PKK gazetesinin haberi
Ergenekon Savcısı Zekeriya
Öz'ün hapishanede bulup devşirdiği Gizli Tanık Aydos'un bazı suçları şöyle:
1996'da Batman'da koyun
hırsızlığı
1997'de askerden firar
2000'de gasp
Sahte kimlik kullanma
2006'da İstanbul Kartal
Aydos'ta cinayet.
Ergenekon Davası sürecinde,
Aydos'un faili meçhullerle ilgili sözde ihbarları, resmi belgelerle tek tek
çürütülmüştü. Aynı çürük iddialara dayanan bir iddianame 17 Eylül'de kabul
edildi.
Öcalan'ı İmralı'da
sorgulayan İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı E. Jan. Kd. Albay Hasan Atilla
Uğur, benzer iftiralarla 5 yıl 8 ay Silivri'de yatmıştı.
Albay Uğur, 11 Eylül'de
Ulusal Kanal'da bölücü Açılım politikasının içyüzünü ayrıntılı olarak ortaya
koydu. Yanıt bu hafta geldi. Aydos'un çürütülmüş ifadelerine dayanan
"Mardin'deki Faili Meçhul Cinayetler" iddianamesi kabul edildi.
"Kızıltepe İlçesi'nde
1992-96 yılları arasında 22 kişinin öldürülmesi" konulu iddianamede,
Diyarbakır İl Jandarma
Komutanı Albay Eşref Hatipoğlu,
Kızıltepe İlçe Jandarma
Komutan Vekili Hasan Atilla Uğur,
Jandarma Komando Bölük
Komutanı Ahmet Boncuk
aralarında olmak üzere 5'i
köy korucusu 9 kişi, "silahlı terör örgütü kurmak ve üye olmak"la
suçlanıyor.
Zekeriya Öz, 2008'de Aydos'u
Kartal Cezaevi'nde ziyaret etti. Albay Uğur ve Tuğg. Veli Küçük aleyhinde ifade
vermesi karşılığında cezaevinde rahat ettirileceği sözü verdi. Aydos, 2012'de
Ergenekon Mahkemesi'nde gizli tanık olarak dinlendi.
Aydos'un yalanları:
Yalanın kuyruklusu: Bir
damla halindeki uyuşturucu
"Bu uyuşturucuyu
jandarma özel işlerinde kullanmaktaydı. Küçük şişe içindeydi. Üzerinde Roche
yazmaktaydı. Daha sonra bu damlayı eczanelere sorduğumda bu ilacın zararlı
olduğunu, bulamayacağımı söylediler."
Tam bir deli saçması.
Savcılar, hakimler ciddi ciddi dinliyor, "vay vay vay" diye kafa
sallayıp Albay uğur'a bakıyorlar.
Eczaneye gidip
"Üzerinde Roche yazan damla" ararsanız size gülerler. Roche, ilaç
firmasının adı çünkü.
"Veli Küçük'ten aldığım
bu damla ile Cilvegözü Sınır Kapısı'ndan giren Saddam Hüseyin'in şahsi ajanını
yemeğine bu ilacı koyup uyuttum. Ondan aldığım belgeleri Veli Küçük'e teslim
ettim. Adamın üzerinden çıkan 63 bin doları Veli Küçük almadı, "Sende
kalsın" dedi."
"Saddam'ın eski bir
generalini neskafesine bu damlayı koyarak uyuttum."
"Kürşad olarak bilinen
Kızıltepe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Hasan Atilla Uğur, bütün faili meçhullerin
sorumlusu. İnsanları sorgular, sonra da kafasına sıkardı. 1994 başında Uğur'un
başında bulunduğu İlçe Jandarmaya bilgi aktarmaya başladım. Uğur, kendisi ile
çalışan korucuların, itirafçıların ve sivillerin Emniyet Terörle Mücadele ve
İstihbarat görevlileri ile görüşmesini istemiyordu. Görüştüğünü duyduğu
şahıslara işkence bile yapıyordu. Gurubun en söz sahibi şahsını öldürür,
diğerlerini de bülbül gibi konuştururdu."
Albay Uğur, bu aptalca
yalanlarla 29 yıl hapis aldı, 5 yıl 8 ay cezaevinde kaldı.
***********
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder