140 journos adlı youtube kanalında Doğu Perinçek'in
yaşamını anlatan 26 dakika süreli bir belgesel yayınlandı.
Belgeselin adı çok ilginç: KISMEN İKTİDAR
Belgeselde Perinçek'in şu sözleri dikkat çekiyor:
"Ya Doğu Perinçek hapiste olur Türkiye'de, ya da Selahattin Demirtaş.
Onlar üstte kalırsa biz hapse düşeriz."
Belgeseli şu adresten izleyebilirsiniz:
Perinçek'in Deniz Gezmiş ve Mahir Çayan hakkındaki sözleri
kendilerine sözde "eski komünist" madalyası takan arkadaşlar
tarafından yaylım ateşine tutuldu:
Mustafa Yalçıner'e göre: Bu zavallı Perinçek, Deniz ile Mahir'in
yanına bile yaklaşamazdı. Neden? Çünkü bu faşist demagogun
yüzüne ne Deniz, ne de Mahir bakıyordu.
Ağzından çıkanı kulağı duymuyor ki... Çünkü emperyalizm karşıtı
mevzide sebat edenleri gördükçe çileden çıkıyor. Eski günler hep
unutuldu, o günleri bilmeyen yeni nesil de ne atarsam yer diyor.
Deniz Gezmiş yakalanınca, ilk olarak kimi yardıma çağırdı?
Seni mi, Doğu Perinçek'i mi... Tutuklanma kararı verildikten 4 gün
sonra, 8 Nisan 1971'de Perinçek'e ACİL telgraf gönderiyor:
"ACELE GEL. İşte o telgraf:
Hüseyin İnan ile birlikte Doğu Perinçek'e vekaletname çıkarıyor,
4 Nisan'da tutuklanma kararı veriliyor, 8 Nisan'da ise Perinçek'e
"ACELE GEL" telgrafı çekiyor. Niçin? Vekaletnameyi vermek için.
İşte o vekaletname:
İnan ile görüşüyor. Ayrı hücrelere konuldukları için açlık grevi yapmak
isteyen Gezmiş ve İnan, bu kararlarının duyurusunu yapmasını Perin-
çek'ten istiyor.
Doğu Perinçek 10 Nisan 1971'de basın toplantısı yaparak açlık
grevi haberini veriyor.
Haber Aydınlık'ta yayınlanıyor. Yalnızca Aydınlık'ta.
Diğer hiç bir yayın organı en arka sayfalarında bile haberi vermiyor.
Hürriyet, Milliyet, Cumhuriyet... Deniz ve Hüseyin'e tek bir sözcüğü
bile çok gördüler.
Daha sonra hakkında yakalama kararı çıkan Doğu Perinçek saklanmak
üzere Beşparmak Dağları'na gittiğinden dolayı, Deniz ve İnan'ın avukat-
lığını yapamadı.
Geniş bilgi için bakınız:
Böylece, sözde "eski komünist" Mustafa Yalçıner arkadaşın Meş-
hedi'ye dudak ısırtan palavrası ortaya çıkmış oluyor.
Perinçek Deniz'in yanına bile yaklaşamazmış. Seni gidi palavracı.
Mustafa Kemal Yürüyüşü'nü sen mi yaptın, Aslanlı Yol'da deniz Gezmiş
ile yan yana sen mi yürüdün, Deniz sana mı "Deftere sen yaz" dedi,
Perinçek'e mi?
+++
Belgeseldeki ikinci önemli konu Perinçek'in Öcalan'a çiçek (başka bir
söylentiye göre gül) vermesi olayı. Bu konu çok esprili şekilde işlenmiş.
"Avrupa Birliği'ne tam üye olacağız" ile birlikte 20. Yüzyılın en ünlü
2 palavrasından birisi de bu idi, İkisinin de sonu geldi.
Bekaa'da konuşulan her şey banta alınmış ve yayınlanmıştı. Okuma
özürlü olup her söylenene inananlar ve okuduğu halde işine gelme-
diği için palavrayı devam ettirenler dışında kalanlar anlamıştı. Artık
herkes anlayacak.
Bu bölümü de dikkatle izlemenizi öneriyorum.
İşte "çiçek verdi" olayının gerçeği:
Kelleyi koltuğa alıp Bekaa'ya gidiyorsun. Senin partinin yöneticilerini
öldürmüş, yayın organlarının Güneydoğu'ya girmesini engellemiş,
kamyonları durdurup yakmış olan düşman partinin başı Öcalan ile
görüşmek için. Geniş bilgi için bakınız:
Niçin görüşeceksin? "Amerika'ya uyma, silah bırak" demek için.
Öcalan da fırsattan istifade sana bir çiçek uzatıyor. "Hayır ben
senin verdiğin çiçeği almam" diyebilir misin? Adamdan ciddi bir
talepte bulunuyorsun. Bu durumda onu tersleyebilir misin?
Hangi parti başkanı veya yöneticisi, vazgeçtim hangi siyasetçi
Öcalan ile görüşüp böyle bir talepte bulundu? Hiç kimse.
Belgeleri ile yayınlandı, Öcalan mahkemede itiraf etti. Öcalan'ı
sorgulayan komutan ve müebbet veren hakim bu yüzden
Vatan Partisi'ne üye oldu.
Bekaa'daki konuşmalar teybe alındı, bant çözümleri yayınlandı.
Genelkurmay, konuşmanın bazı bölümlerini PKK karşıtı propa-
ganda amacıyla basıp güneydoğu'da dağıttı.
Hala daha utanmadan sıkılmadan "Apo'ya çiçek verdi" deyip
duruyorlar.
+++
Belgeselin son sözleri şunlar.
"İktidarı desteklemiyoruz. Tayyip Erdoğan bizi destekliyor.
Aynı gemideyiz. Onlar gemiyi yönetiyor. Rotayı biz çiziyoruz."
+++
arşiv:
Deniz'i ABD tanklarına karşı çıkarak anıyoruz
Deniz Gezmiş'le Mustafa Kemal yürüyüşü
Türkiye Denizlerini andı
1 - 10 Kasım 1968 Mustafa Kemal Yürüyüşü
Mahir Çayan: Sapına kadar Atatürkçüyüz
Deniz'in babasına mektubu
+++
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder