Kurtuluş Savaşımız sırasında
İstanbul'da İngilizlerle işbirliği yapan
bir sosyal demokrat parti vardı ama,
zaferle birlikte karabatak gibi
suyun altına girdi.
Çünkü Kemalist Devrim
döneminde emperyalizmin işbirlikçilerinin
ortalarda dolaşmasına izin
verilemezdi.
Ve... 1960'larda
sosyal demokrasi CHP içinde zuhur etti.
Atatürk ile dövüşe dövüşe,
İsmet Paşa'nın gözlerinin önünde...
Ecevit Kemalizm'e tekmeyi
attı ve önce "Ortanın Solu" sonra
"Demokratik Sol" kılıfı
altında sosyal demokrasi CHP yönetimine
çöreklendi.
"Sol" maskeli
sağcılık CHP'ye kancayı işte böyle attı.
***********
CHP içinde bir "Mülkiye Cuntası"
vardı 1960'larda.
Prof. Dr.
Turan Güneş liderliğindeki bu gurupta Deniz Baykal,
Besim Üstünel
gibi isimler vardı.
Bülent
Ecevit, bu gurubun fikirlerini
benimsedi ve ateşli bir şekilde
savunmaya başladı.
Usta gazeteci Kurtul Altuğ anlatıyor:
1965'ten
sonra bir gün CHP Parti Meclis İsmet Paşa'nın başkanlığında
toplantı halinde
iken, Genel Sekreter Bülent Ecevit'in "Mustafa
Kemal
bir üstyapı devrimcisidir" sözü üzerine
...
27 Mayıs devrimcilerinden Orhan Kabibay ve Orhan Erkanlı:
"Ne demektir bu,
yoksa Atatürk'ü de mi inkar edeceksin?" dediklerinde,
Ecevit'in cevabı kısa ve
kesin olmuştu:
"Elbette,
gerekirse onu da yaparız."
***********
Ve yaptı...
İşte
sosyal demokrasinin Atatürk'e reddiyesi:
Ecevit'in Temmuz 1970'de
yazdığı "Atatürk ve Devrimcilik"
adlı kitaptan bölümler:
"Atatürk
Devrimleri altyapı devrimleri değildir; üstyapı değişiklikleridir.
Bu
değişiklikler yüzeysel gelişme ve biçimsel çağdaşlaşma getirmiştir."
(sayfa 41,43)
"Türk
halkı Cumhuriyet döneminde yapılan devrimlere karşı değildi;
ama devrimlerden
yana da değildi. O devrimlere ilgisizdi ve ilgisiz
kalmakta da kendi açısından
haklı idi." (s.74)
"Bu
devrimler köylüyü, halkı doğrudan ilgilendirmiyordu, etkilemiyordu...
Bu
devrimler genellikle halkın üzerinden geçiyordu. Ve daha çok,
yaşayışı ve
davranışlarıyla halkın gücüne giden kimseleri yararlandırır
görünüyordu." (s. 86)
"O
zamana kadar yapılan devrimlerden kendi yaşamına bir şey
gelmediğini gören
halk, "1946 ruhu" denen şeyi yarattı." (s. 87)
"Atatürk dönemindeki
tek parti yönetimini gerçek demokrasi
sayanlar, halkçı devrimlerin,
altyapı devrimlerinin ancak böyle bir
yönetimde, öyle bir
"demokrasi"de yapılabileceğini ileri sürenler,
yazanlar var..." (s.47)
"Günün
birinde Atatürk devrimleri ile demokrasi arasında bir
seçme yapmak zorunda
kalınırsa, demokrasiden vazgeçmek
pahasına Atatürk devrimlerini seçecek
aydınlarımız var." (s.51)
***********
Ecevit'in
şairane cümlelerini düz cümleler haline getirirsek:
Atatürk dönemindeki tek
parti yönetimi gerçek demokrasi değildir.
Halkçı devrimler böyle bir
tek parti yönetimi altında yapılamaz.
Atatürk dönemindeki
devrimler halkçı devrimler değil, üstyapı
değişiklikleridir ve bunların halka
bir faydası olmamıştır.
Halk Atatürk'ün yaptığı devrimlere
karşı çıkmadı, destek de vermedi.
Çünkü bu devrimler halkı ilgilendirmiyor ki,
halkı etkilemiyor ki, bu
devrimler halkın hayatında bir değişiklik meydana
getirmiyor ki, halk
bu durumda neden karşı çıksın, neden desteklesin. (Halk bu
devrimlere
öküzün trene baktığı gibi bakıyordu sadece.)
Atatürk devrimlerinden
halkın sevmediği kişiler ve
zümreler faydalanıyordu.
Ve halk, Atatürk'ün yaptığı
devrimlerin kendisine bir faydası olmadığını
görünce, "1946 ruhu"nu,
yani Demokrat Parti'yi yarattı.
Artık, Atatürk devrimleri
ile demokrasi arasında bir seçim yapmanın
zamanı gelmiştir.
Demokrasiden vazgeçmek
pahasına, yani demokrasi yerine hala daha
Atatürk devrimlerini savunan aydınlar
vardır. Biz bunlardan değiliz.
***********
Görüldüğü gibi,
sosyal demokrasi, demokrasinin Atatürkçü, devrimci
tanımını değil,
emperyalistler tarafından yapılan sahte tanımını
benimsemiştir.
Dolayısıyla: Hem
Atatürkçülük, hem sosyal demokrasi olmaz.
Kılıçdaroğlu, bir başlangıç
değil, bir sonuçtur. Sosyal demokraside
ısrar edildiği sürece yalnız ve yalnız
yeni Kılıçdaroğlular ortaya çıkar.
ABD işbirlikçiliği, NATO
köleliği, Avrupa Birliği mandacılığı, emperyalizmin
bölücü "Kürt
Açılımı" planı destekçiliği ve benzerleri hep sosyal demokra-
sinin olmazsa
olmaz hediyeleridir.
***********
Faydalanılan kaynak:
***********
arşiv:
Beş maddede sosyal demokrasi 20 Ağustos 2014
Nihat Genç Halk TV'den kovuldu 19 Ağustos 2014
ABD'nin 2008 tarihli CHP Raporu:
"Baykal gitsin Kemal gelsin" 18.8.14
PKK'yı yasallaştırma cinayetinin suç
ortakları 17
Ağustos 2014
Yılmaz Özdil kumpası can damarından vurdu 16 Ağustos 2014
Hulki Cevizoğlu, YURT gazetesinden kovuldu 15 Ağustos 2014
YURT gazetesinin ekseni kaydı 14 Ağustos 2014
CHP bölücülük yolunda tam gaz 13 Ağustos 2014
***********
ATATÜRKÇÜLER “Ne olduğunu Sn.Erdoğan'dan öğrendiğimiz Topçu Kışlası meğer bizim Potemkin Zırhlı'mızmış! Keşke o zırhlıda çıkan isyanı bastıracak bir Rus MK Paşa çıksaydı da, dünya komünizm illetine dûçâr olmasaydı” diye bir ortak deklarasyon yayımlasınlar; Amerika Erdoğan'ı bitirir, yerine YILMAZ BÜYÜKERŞEN'i getirir. Her şeyin bir bedeli var kısacası.
YanıtlaSil