13 Aralık'ta Silivri kalası önüne kurdukları barikatlar
yıkılmıştı.
8 Nisan yaklaşırken içlerini korku sardı. 25 Mart tarihli
bir ihale açtılar: Korku ihalesi.
İl Jandarma Komutanlığı'nın ihale duyurusunda "Toplumsal
olaylara müdahale amaçlı barikat sistemi alınacaktır" deniliyordu.
Aydınlık, 29 Mart 2013
Eskisinden 2 kat sağlam barikatlar aldılar, çift sıra
dizdiler.
Yetmedi, barikatları birbirlerine kenetlediler ve zemine
sabitlediler.
Yerli Majino Hattı'nın sabah erken saatlerdeki görüntüsü
şöyle idi:
Onbinlerce liraya malolan o pek güvendikleri barikatlar
çok geçmeden işte böyle yıkıldı:
Barikatları yıkan devrimciler, jandarma ve polis hatlarını
aşıp polisin gaz bombası, tazyikli su, biber gazı ve coplu müdahalesine rağmen
mahkeme kapısına dayandılar. Ve orada durdular.
İşte o anları ölümsüzleştiren 45 saniyelik video kaydı:
İsteselerdi, kapıları kırıp içeri, mahkeme
salonuna girebilirlerdi. Yapmadılar.
Ama, yapabileceklerini göstermiş
oldular. Şimdilik bu kadarı yeterli idi.
Kitle, yıkılan barikatların gerisine çekildi. Ortalık bir
anda sakinleşti. Gazdan fenalık geçirenler ve ıslananlar nöbet çadırlarına
taşındılar.
Polisin kışkırtıcı saldırısını protesto etmek amacıyla
İstiklal Marşı okunmaya başlandı. Marşın ikinci kıtası başlamıştı ki, İstiklal
Marşı söyleyen hazırol durumundaki hareketsiz kitlenin üzerine gökten gaz
bombası yağmaya başladı.
Bu, hem Türkiye'de hem de dünyada bir ilkti. Bir ülkenin
polisi, o ülkenin Milli Marşı'nı okuyan kitle üzerine bomba atamaz. İşte Tayyip
Bey'in "Milliyetçiliği ayaklar altına alan" İleri Demokrasi düzeninde bu da
oldu.
Mustafa Kemal, İzmir'de çiğnemesi için önüne atılan Yunan
bayrağını yerden kaldırtmıştı. AKP Hükümeti ise bu ülkenin Milli Marşına,
dolayısıyla Türk bayrağına saldırdı...
Hz. Muhammed namaz kılarken Mekke müşrikleri
boynuna bağırsak dolamışlar ve alay edip gülmüşlerdi. Onun namazı yarım
bırakamayacağını biliyorlardı.
AKP polisi, Mekke müşriklerinin taktiğini uyguladı. Milli
Marşı yarım bırakamayacaklarını bildikleri devrimcilerin üzerine bomba atıp
güldüler.
Sözü Aydınlık Genel Yayın Yönetmeni İlker Yücel'e
bırakıyorum:
Aydınlık Başyazı, 9 Nisan 2013:
Biz haklıyız! Biz Kazanacağız!
Ne
demişlerdi: “Müdahale edeceğiz, sonra sızlanmayın.”
Gururlu bir millete “sızlanmayın” diye seslendiler...
Açıktan tehdit ettiler.
Silivri zindanı önünde yüz binlerin toplanmasını engelleyebildiler mi?
Engelleyemediler!
Millet sabahın altısından itibaren siperde hazır bekledi...
Korkusuz ve ataktılar...
Tertipçilerin korkusu telaşlarından belli oluyor.
Kalabalık artınca sonuçsuz bir çaba: Gaz, cop ve su...
Dağıtabildiler mi?
Dağıtamadılar!
Gaz bombalarının üstüne yürüyen fedailerden cevap:
Bu davada ölmek var dönmek yok!
Tarihi görüntü: İstiklal Marşı okunurken gökyüzünden gaz bombası yağıyor.
Kimse istifini bozmuyor. Marşını hınçla, öfkeyle bitiriyor.
İkinci tarihi görüntü marşın hemen arkasından:
“Gaz bombalarını, üstüne basıp etkisizleştirelim” anonsu üzerine herkes bombaların üstüne atlıyor, vücudunu siper ediyor...
Ruh hali budur.
Herkes birbirine “merhaba” diyor, katığını paylaşıyor, “limonun var mı?” diye soruyor.
Bakışlarıyla birbirini seviyor.
Güzellik budur...
Çıkan ders: Örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez.
Ve bu halk şimdi keskin bakışlarını iktidara dikti!
Görün bakalım bundan sonra neler olacak...
Gururlu bir millete “sızlanmayın” diye seslendiler...
Açıktan tehdit ettiler.
Silivri zindanı önünde yüz binlerin toplanmasını engelleyebildiler mi?
Engelleyemediler!
Millet sabahın altısından itibaren siperde hazır bekledi...
Korkusuz ve ataktılar...
Tertipçilerin korkusu telaşlarından belli oluyor.
Kalabalık artınca sonuçsuz bir çaba: Gaz, cop ve su...
Dağıtabildiler mi?
Dağıtamadılar!
Gaz bombalarının üstüne yürüyen fedailerden cevap:
Bu davada ölmek var dönmek yok!
Tarihi görüntü: İstiklal Marşı okunurken gökyüzünden gaz bombası yağıyor.
Kimse istifini bozmuyor. Marşını hınçla, öfkeyle bitiriyor.
İkinci tarihi görüntü marşın hemen arkasından:
“Gaz bombalarını, üstüne basıp etkisizleştirelim” anonsu üzerine herkes bombaların üstüne atlıyor, vücudunu siper ediyor...
Ruh hali budur.
Herkes birbirine “merhaba” diyor, katığını paylaşıyor, “limonun var mı?” diye soruyor.
Bakışlarıyla birbirini seviyor.
Güzellik budur...
Çıkan ders: Örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez.
Ve bu halk şimdi keskin bakışlarını iktidara dikti!
Görün bakalım bundan sonra neler olacak...
M.
İlker Yücel ilkeryucel@aydinlikgazete.com
Aydınlık, 9 Nisan 2013
***********
arşiv:
Sanatçılar barikata yüklenenlerin en
önündeydi
Asil İnsanlar
Silivri'ye
Haydi Ankara'ya... Hedef
Ankara
***********
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder