Esad'a karşı isyanı başlatan ABD'nin amacı Esad'ı devirmek değil, Suriye'de bir PKK devletçiği kurmaktı, tıpkı Irak'ı işgal ederek bir Barzanistan devletçiği kurduğu gibi.
Plan şöyle idi: Esad ve ABD destekli sözde cihatçılar çok uzun bir süre savaşacak, biri diğerine üstün gelemeyecek, öyle ki, sonunda her iki tarafın da PKK'nın Suriye kolu PYD'nin kurduğu devletçiğe karşı çıkacak fırsat ve güçleri kalmayacak.
Bu plan, Irak işgalinden alınan derslerin sonucunda yapıldı. İşgal sonunda Saddam devrilmiş ama yeni kurulan hükumet, Irak ABD işgali altında olduğu halde, Barzanistan kurulmasına karşı çıkmıştı.
Demek ki, Esad'ın yerine gelecek olanlar da Irak'taki Maliki Hükumeti gibi ABD'ye karşı gelebilirdi. Buna Maliki sendromu diyoruz.
+++
Olayı en başından ele alalım:
1991 -2003
1991 Birinci Körfez Savaşı'ndan sonra ABD Saddam'ı devirme olanağı varken devirmedi. 2003'e kadar bekledi. Niçin? Çünkü bu zaman zarfında Çekiç Güç vasıtasıyla Irak Ordusu'nun kuzey Irak'a geçmesini önleyerek Barzani'nin bu bölgede iktidarını sağlamlaştırmasını sağladı.
Eğer Saddam'ı hemen devirseydi yeni Irak Hükumeti zayıf durumdaki Barzani'nin üzerine yürüyebilirdi. Buna karşı 1991-2003 arasında Barzani'nin kuvvetlenmesi sağlandı. Türkiye Hükumetleri de Çekiç Güç'ün İncirlik'e konuşlanmasına izin vererek bu sürece yardım ettiler.
Bakınız:
TBMM'nin Barzanistan kurulmasına yardım suçu
+++
Ağustos 2011
30 bin askerle saldırıya geçen İran ordusu, PKK'nın İran kolu olan PJAK'ın Kandil'deki üssünü ele geçirdi. 150 km sınır hattı boyunca 20 km Kuzey Irak içine girerek burada güvenli bölge kurdu. PJAK pes etti, İran'a saldırmamaya söz verdi.
ABD işgali altındaki Irak'taki PJAK bölgesine İran'ın yaptığı saldırıya ABD engel olamamıştı. ABD'nin Barzanistan kurma çalışmalarından rahatsız olan Irak bundan cesaret alarak İran ile ilişkilerini sıkılaştırdı.
Amerika, Irak'ta, kendi ülkesini bölmeye razı olan bir BOP Eşbaşkanı bulup Başbakan yapamamıştı.
Irak Meclisi ABD işgal güçlerinin Irak'ı terk etmesi kararı aldı. Yapılan anlaşmaya göre 47 bin ABD askeri 2011 Aralık ayına kadar Irak'tan çekilecekti.
Ancak, Maliki hükümetinin İran ile ilişkileri geliştirmesinden tedirgin olan Amerika, Irak'a baskı yaparak, hiç olmazsa 4 ila 10 bin arasında Amerikan askerinin Irak'ta kalması için yeni bir anlaşma yapmak istedi.
Maliki hükümeti bu teklife yanaşmadığı gibi, Irak Şiilerinin lideri Sadr "Aralık ayından sonra Irak'ta kalan Amerikan askeri ölür" tehdidini savurdu.
Ayrıntılı bilgi için bakınız:
Tahran Bağdat'ı Vaşington'dan koparıyor
https://aliserdarbolat.blogspot.com/2011/08/tahran-bagdat-vasingtondan-koparyor.html 24 Ağustos 2011
+++
Eylül 2011
Ancak ABD böyle bir durum için IŞİD'i hazırlamıştı. Şimdi onu sahneye çıkarma zamanıydı. IŞİD saldırıları başladı.
Irak makamları, IŞİD'e karşı mücadele için ABD'den yardım istemek istemek zorunda kaldılar ve ABD'nin Irak'ı terk etmesi anlaşması çöpe atılmış oldu.
Irak'ın kuzeyinde ABD desteği ile IŞİD'i püskürten Barzani Peşmergeleri ve PKK, "Özgürlük Savaşçısı" ilan edildi ve işgal ettikleri bölgeleri genişlettiler. Aynı senaryo Suriye'de de uygulandı. Önce IŞİD belirli bölgeleri işgal etti, sonra PKK-PYD IŞİD'i püskürterek o bölgeleri yönetmeye başladı.
Ekim 2014'te Arjantin Devlet Başkanı Cristina Kirchner, Birleşmiş Milletler kürsüsünde yaptığı konuşmada IŞİD'i ABD'nin kurup beslediğini açıkladı.
Ağustos 2016 ve Kasım 2019'da Trump, IŞİD'i Obama ve Hilary Clinton'un birlikte kurduklarını açıkladı.
Ocak 2020'de ABD'nin İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani'yi Bağdat'ta füze ile öldürmesi üzerine Irak Meclisi ABD güçlerinin Irak'tan çıkarılması kararı aldı. Günümüzde süreç devam ediyor ve ABD çekileceğim dese de savsaklıyor, 4 üssü terk etmiyor. Bahanesi de IŞİD'in hala tehlike olduğu.
Irak'tan kovulan ABD gitmemek için ne bahane bulacak
+++
Ya Esad devrilir de, yerine geçecek olan hükumet Maliki örneğinde olduğu gibi "Suriye'yi böldürmem" diye tutturursa? İşte bu yüzden ABD, teröristlere Esad'ı devirmeye yetecek kadar gelişmiş silahlar vermekten kaçındı.
ABD Genelkurmay Başkanı Gen. Martin Dempsey:
"Esad güçlerine karşı mücadele eden muhalifler kontrolü ele geçirmeleri halinde ABD'nin çıkarlarını desteklemeyecekler."
Yani: "Esad'ın yerine gelecek olan HTŞ gibileri de tıpkı Irak'ta Maliki'nin yaptığı gibi Suriye'de Kürt devleti kurmamıza karşı çıkacaklardır. O halde Esad'ı niye devirelim? Bırakalım sonsuza kadar birbirlerini tüketsinler." diyordu.
Sözde cihatçılar da geri zekalı değil ya. Obama'nın "Kırmızı çizgimiz kimyasal silah" açıklaması üzerine kimyasal silah kullanıp "Esad kullandı" yaygarası yaptılar ki Obama işgali başlatıp Esad'ı devirsin. Ancak Obama bu tezgaha gelmedi.
Ayrıntılı bilgi için bakınız:
Yobazların son çırpınışı: Şam'da kimyasal silah
http://aliserdarbolat.blogspot.com.tr/2013/08/yobazlarn-son-crpns-samda-kimyasal-silah.html 24 Ağustos 2013
+++
Gerçekten de cihatçılar Esad'a karşı PKK ile birleşmek istemediler. "Özgür Suriye Ordusu" (ÖSO) üst düzey komutanlarından Hacı Abdülkadir el-Salih, İngiliz The Times gazetesine verdiği demeçte, "PKK ile görüştük. PKK, bizimle beraber Esad'a karşı silahlı savaşa katılmak için kuzeydoğu Suriye'de bir PKK devleti kurulmasına garanti vermemizi istiyor" demiştir. ÖSO bu nedenle ABD'yi terk edip 2014'ten sonra Açılım'ı bitiren Türkiye'nin yanında yer aldı ve TSK desteği altında İŞİD ve PYD'ye karşı harekatlara katıldı.
HTŞ ve diğerleri de İdlib'de sıkışıp kaldı.
Bakınız:
"Esad'ın işbirlikçisi" PKK, "Demokrasi savaşçısı" oluverdi
+++
2013
Korkulan olmuş, El Kaide ile PYD, Suriye'nin kuzeyini yönetme konusunda çatışmaya başlamıştı. Türkiye'nin kendisine yardım etmemesine kızan El Kaide, Reyhanlı ve Somali Türk Büyükelçiliği'ne terör eylemleri düzenledi.
(El Kaide daha sonra HTŞ'ye dönüştü)
Stephen Larrabee "İsyancılara gelişmiş silahlar verirsek sonuçta ABD'ye karşı kullanılmasından çekiniyoruz" diyordu.
Ayrıntılı bilgi için bakınız:
Somali saldırısının anlamı
+++
2014
Al başına bir bela daha: özenle seçerek Türkiye'nin başına BOP Eşbaşkanı olarak oturttuğu Erdoğan, FETÖ ve PKK ile bozuşunca ABD planlarına karşı gelmiş, Açılım'ı bitirerek PKK'yı açtığı hendeklere gömmeye başlamıştı.
Hatta Suriye'ye girerek Cerablus, Afrin ve Resulayn'da PYD'yi temizleyecek ve Kürt Koridoru'nu Akdeniz'e ulaştırma planını engelleyecekti.
+++
31 Ağustos 2021
ABD'nin Sovyetler'e karşı besleyip büyüttüğü Taliban, Sovyet birlikleri ülkeden çekilince Çin'e yaslanarak ABD'ye karşı silahlı direnişe geçmiş, başa çıkamayan, yani yenilen ABD Afganistan'dan kaçmıştı.
ABD bir ders daha almıştı. İran'a yaslanan Maliki gibi, Çin'e yaslanan Taliban da kontrolden çıkarak düşman cephede yer almıştı. Ya Esad'ın yerine geçecek olanlar da Türkiye'ye yaslanarak "Kürdistan kurdurmam" derlerse? Ya ÖSO gibi onlar da (HTŞ ve diğerleri) Türkiye'nin yanına geçerlerse?
Maliki sendromuna ÖSO, Erdoğan ve Afganistan sendromları da eklenmişti. ABD geriledikçe, bir zamanlar yanında olan güçler fırsat bulunca karşısına geçiyorlardı. Önce Maliki, sonra Erdoğan, ÖSO ve en sonunda Taliban. Sırada HTŞ mi vardı?
Bakınız:
ABD'nin Suriye kabusu:
Yeni bir Maliki-Taliban-Erdoğan sendromu mu?
+++
Aralık 2015
Sonunda ipler ABD'nin elinden kaçmış, Rusya ve İran Esad'a desteğini kesince Türkiye de "Kendisini kurtarmamızı istemeyen adamı zorla mı kurtaracağız" diyerek HTŞ'nin Şam'a yürümesine engel olmamıştı. ABD dur dese bile artık HTŞ'yi durduramazdı.
Ayrıntılı bilgi için bakınız:
Esad neden ve nasıl devrildi
+++
ABD'nin korktuğu başına gelmişti. Evet, takma adı Culani Olan Ahmet eş-Şara her ne kadar Suriye'deki Filistinli savaşçıların silah kullanmasını yasaklamış, İsrail ile savaşmak istemediğini açıklamış, Golan'ın doğusunu da işgal eden İsrail'e silahla karşılık vermemiş olsa da, PYD'nin adem-i merkeziyetçilik (özerklik) isteğini bir türlü kabul etmemişti.
Her ne kadar İsrail Esad döneminden kalan silah depolarını, askeri hava alanlarını ve limanları fırsattan istifade yok etmiş ise de, yeni Suriye yönetimi PYD ve İsrail'e karşı direnmek için gereken silah ve mühimmat desteğini Türkiye'den alabilirdi.
Şimdi Culani hedeftedir. Bir yandan Erdoğan, diğer yandan Trump onu çekiştirip durmaktadır.
Güncel durum budur.
+++
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder