Özdemir İnce, ülkemizin sayılı aydınlanmacı, kendisini Atatürkçü olarak gören şair ve yazarımız. Bir dönem Aydınlık'ta da yazdı. Sonra Erdoğan düşmanlığı hastalığına yakalandı. CHP'yi İYİ Parti'yi, Ekmeleddin'i, Abdullah Gül'ü, İmamoğlu'nu desteklemeyenleri AKP'li ilan etti.
Geldiği son nokta, Erdoğan düşmanlığının kişiyi nerelere savuracağını gösteren bir örnek oldu.
"PKK'nın teslim olması eğer AKP'yi güçlendirecekse, istemem, PKK teröre devam etsin, yeter ki Erdoğan güçlenmesin."
deyiverdi Özdemir İnce...
+++
Nihat Genç 2 Kasım 2020'de şöyle yazmıştı:
"Özdemir İnce, şayet diyor, Saadet Partisi, İyi Parti ve CHP’ye oy vermiyorsanız, ‘AKP’lisiniz efendiiiiiiiiiim’ diyor, ‘iii’leri uzatan kendisi.."
"Hablemitoğlu, Mumcu, Hrant, Yazıcıoğlu vb.nin katillerinin efendisini hiç sormayın efendim… Eğer sorup muhalefeti zora sokarsanız, ‘AKP’lisiniz efendiiiiiiiiiiiiiiimmmmm’…"
"Kaftancıoğullarını, Abdullah Gülleri, Ekmeleddinler’i Süleymancı tarikatları önümüze aday diye kim koyuyor sakın demeyin, ‘efendinin’ kim olduğunu hiç sormayın, yoksa AKP’lisiniz efeendiiiiiiiimmm!’"
+++
Özdemir İnce, 18 Mayıs 2025 günlü Cumhuriyet'te diyor ki:
"PKK’nin silah bırakıp teslim olmasının, ülkenin demokrasiden uzak bir rejimle yönetilmesinin yanında hiçbir önemi yoktur. Terör ile demokrasi arasında denklem kurulamaz ve dört işlem (toplama, çıkarma, bölme ve çarpma) yapılamaz. Terör ile demokrasi arasında bir tercih yapılamaz. PKK örgütünün, gerçekten, tam anlamıyla teslim olması, AKP’nin demokrasisiz, özgürlüksüz, eşitliksiz rejiminin pekişmesine katkıda bulunacaksa, istemem, uzak dursun! Çünkü temelsiz ve çürüktür! Çünkü demokrasi, eşitlik, özgürlük ve kardeşlikten yoksun bir rejim zaten şiddet ve terörün folluğudur."
+++
İnce'ye göre esas düşman ABD emperyalizmi ve üzerimize sürdüğü PKK değil, Erdoğan ve AKP'dir.
Onun için İnce, Öcalan'ın PKK'ya yaptığı "silah bırak, örgütü feshet" çağrısına karşı çıkmaktadır.
Niçin? PKK teslim olursa Erdoğan "Terörü bitirdik" diyerek güçlenecek, koltuğunu sağlamlaştıracak. İşte İnce bunun olmasından korktuğu için PKK'nın teslim olmasını istemiyor. "İstemem, uzak dursun" diyor.
PKK teröre devam etsin, şehitler vermeye ve devletin parasını terörle mücadele için harcamaya, dolayısıyla fakirleşmeye devam edelim, yeter ki Tayyip Erdoğan güçlenmesin.
İşte "Tayyip düşmanlığı" hastalığının götüreceği son nokta bu.
+++
Bu yeni bir görüş değil. Erdoğan düşmanlığı bu noktaya bugün gelmedi. Tayyip Erdoğan PKK ile yaptığı ve CHP'nin de desteklediği Açılım'ı sona erdirip Güneydoğu'da PKK'yı açtığı hendeklere gömmeye başlayınca başta CHP ve Cumhuriyet Gazetesi feryadı basmıştı: "Bu bir Saray Savaşı". Yıl 2015.
Biliyorlardı ki, PKK ile mücadele eden güçlenirdi. Ama buna rağmen PKK ile mücadeleye karşı çıkıyorlardı, oylarının azalacağını bile bile. Çünkü halkın oyları ile değil, ABD'nin gücü ile iktidara gelmeyi hedeflemişlerdi.
Erdoğan, Açılım'a karşı çıkan komutanları ve Vatan (İşçi) Partisi önderlerini Ergenekon ve Balyoz kumpasları ile Silivri'ye kapattı. Bu dönemde CHP dolaylı olarak Açılım'ı destekledi, ses çıkarmadı. Hatta "Öyle Oslo'larda olmaz, Meclis'e getirin beraber yapalım" dedi.
Devir döndü, FETÖ ve PKK ile arası bozulan Erdoğan, Silivri duvarlarının yıkılması ile birlikte 2015'te PKK'yı hendeklere gömme harekatına başladı. CHP Açılım'ın bitmesine, PKK ile mücadelenin başlamasına şiddetle karşı çıktı. Cumhuriyet gazetesi "Kadınların çığlığı", "Savaş hükümeti istemiyoruz", "Barışkes dönemi" manşetleri attı hiç utanmadan.
Cumhuriyet, 2 Ağustos 2015
+++
PKK'ya siper oldular, hiç utanma kalmadı
Konu ile ilgili ayrıntılı bilgi için bakınız:
TSK'ya karşı tek ses oldular. CHP-HDP aynı ses
Saray savaşı değil, vatan savaşı
+++
PKK ile silahlı mücadeleye Saray Savaşı demek, "PKK ile mücadele AKP'yi güçlendirir, o halde mücadele etmesin" demekti.
Tıpkı bugün Özdemir İnce'nin "PKK teslim olursa AKP güçlenir, istemem" demesi gibi. Gelinen nokta aynı noktadır. Dönüp dolaşıp aynı noktaya gelmişlerdir.
+++
2020'de "Tayyipçi oldunuz" suçlaması ile CKD'den (Cumhuriyet Kadınları Derneği) ayrılıp "son derece Atatürkçü" bir kadın derneği kuranlara "Kendinizi ansızın PKK'nın kolları arasında bulursunuz" demiştik. Ve ne yazık ki öyle oldu. PKK'nın kucağına yuvarlandılar.
2021'de kendilerini HDP'nin kollarında buluverdiler.
Bakınız:
Kendinizi bir anda PKK'nın kollarında bulursunuz
+++
İyi güzel de, PKK ile mücadele etmesini istemedikleri Erdoğan'ı yıkınca kendileri PKK ile mücadele edecekler miydi?
Tam tersi, PKK'ya (pardon, Kürtlere) özeklik vereceklerdi. Yani Avrupa Birliği'nin dayattığı "Yerel Yönetim Özerklik Şartı"nı kabul edip uygulayacaklardı.
Buyurun görelim:
Yerel Yönetim Özerklik Şartı: 6'lı Masa-PKK ittifakının özü
Video kaydı:
arşiv:
Düşmanın psikolojik harp dairesinde işbaşı yapmak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder