5 Eylül 2022 Pazartesi

Analar Arşivi - Bölüm 2 (2020) - AYM göreve!

 Arşivin ilk bölümü için bakınız:

Analar Arşivi - Bölüm 1 (2014 - 2019) - AYM görev başına 

+++

29 Şubat 2020
İki yıl kadar önce kızı PKK tarafından dağa kaçırılan Maide Anne, Alman Federal Meclisi (Bundestag) önünde eyleme başladı. Kızını PKK'dan geri isteyen anne, kızının kaçırılmasına engel olamayan Alman Devleti aleyhine dava açacak.

Maide Anne Arşivi: 

+++

31 Ağustos 2020
HDP, "Barışa Çağrı Deklarasyonu (Açıklaması)yayınladı. 
(1 Eylül Dünya Barış Günü ya.)
Çağrıda
-- PKK'ya karşı askeri operasyonların durdurulması, ve,
-- Yeni bir Açılım masası kurulması 
istendi.

Böylece HDP - PKK - CHP - Gül - Davutoğlu - Babacan cephesinin
"barış" demekle neyi kastettiği bir kez daha açıklanmış oldu:

Barış demek PKK'nın silah bırakması değil, devletin PKK ile silahlı 
mücadeleden vazgeçmesi demekti. AKP iktidarının başlatttığı ancak
2015 seçimlerinden sonra vazgeçtiği Açılım'ın tekrar uygulanması demekti.

+++

3 Eylül 2020
Bu çağrı, NTV canlı yayınına katılan Kılıçdaroğlu'na soruldu.
Kılıçdaroğlu yanıtında yine Açılım talebini masaya koydu. 
Şöyle ki:
-- CHP 27. Kurultay Bildirisindeki sözde Kürt Sorunu'nun 
   "demokratik temelde çözüleceği" maddesini hatırlattı, ve,
-- çözüm adresi olarak Meclis'i gösterdi.

Video kaydı:


+++

"Demokratik temelde Meclis'te çözeceğiz" diyor CHP. Pekiyi, nasıl çözülecek?

İki şekilde çözülebilir, daha doğrusu çözülemez:
1- Meclis PKK'ya "Silah bırak, teslim ol" çağrısı yapar. 
    ABD ve PKK bu çağrıya "Anan güzel mi" yanıtını verir.
2- Meclis PKK'ya "Al sana özerklik verdim, Anayasa'dan da Türk Milleti
    tanımını çıkardım, artık Türk değil, T.C. Vatandaşı oldunuz, eşit vatan-
    daşlık da verdim, anadilde eğitim de, artık silahı bırakın" müjdesini 
    verir.  Türk Milleti ve Türk Ordusu da "Anan güzel mi" diyerek Meclis'i 
    lağveder.

Sonuç olarak Meclis'te "demokratik yoldan çözüm" olmaz.

Sorunu Diyarbakır anneleri yumuşak güçle, Türk askeri, polisi ve 
korucusu da silah gücü ile çözer. Başka bir çözüm yolu maalesef yok. 
Dolayısıyla CHP'nin önerisi kör çıkmazdır ve halkın bu çıkmaza onay 
vermesi mümkün değildir. Bu önerisi ile CHP, iktidara gelmeyi rüyasında
bile göremez.

3 Eylül 2020

Diyarbakır annelerinin PKK'nın siyasi uzantısı HDP'nin Diyarbakır İl 
Merkezi önündeki nöbeti 3 Eylül 2020'de bir yılını doldurdu.

Nöbetteki 150 aileden 15'i çocuğuna kavuştu. Kaçma olanağı bulan 15 genç dağdan inerek teslim oldu.

Kürt kökenli anneler, babalar, teyzeler, HDP tarafından kaçırılıp ABD'nin 
"muharebe alanındaki kara gücü" (boots on the ground) olarak ilan ettiği
PKK'ya teslim edilen çocuklarını HDP'den geri istiyorlar.

Diyarbakır HDP İl Merkezi'nin önü, emperyalizme karşı savaşımın ileri
mevzilerinden birisi, belki de en önemlisidir.

Anaların eylemi, görünürde evlatlarını isteme eylemidir, ancak özünde
ABD emperyalizmine sert bir darbedir. CHP, İYİ ve bilumum sahte solun
(ÖDP'sinden TKP'sine kadar) bu eyleme burun kıvırmaları, karalamaya 
çalışmaları bu yüzdendir.

3 Eylül 2019, günümüzün 26 Ağustos'udur
Hedef günümüzün 30 Ağustos'una ulaşmaktır. 
PKK bitene, HDP kapatılana kadar 3 Eylül mevzisindeyiz.

Atatürk'ün "Yurtta sulh dünyada sulh" sözü, CHP'li arkadaşların 
anladığı gibi değil. HDP (PKK) ile Barış Bloğu kurarak "Barış Hemen
Şimdi" diye haykırmaları, Atatürk'ü yanlış anladıklarını gösteriyor.

Ağrı, Dersim ve diğer isyanlarda Atatürk "Yurtta sulh" dedi mi? 
Barış ancak  Cumhuriyet'e ve ülke bütünlüğüne yönelik saldırıların 
silahla ortadan kaldırılmasından sonra mümkün olabilir.

Tehdit silahla ortadan kaldırıldıktan sonra barış kendiliğinden gelir.
Barış silahla tesis edilir ve silah elde tutuldukça barış ortamı devam eder.
Yoksa Meclis tartışmaları ve gevezeliklerle barış tesis edilemez.

Ahmet Nesin, Can Dündar, Kavala, Demirtaş vesaire ile barış gelmez, 
aksine, onlar bastırılırsa barış gelir. 

Dolayısıyla, 1 Eylül Dünya Barış Günü barış çığlıkları ile değil, PKK'ya 
karşı silahlı mücadele kararlılığı ile kutlanmalıdır.

1 Eylül de bugün 26 Ağustos'tur.


Bir Diyarbakır annesinin kendilerini ziyaret etmeyen Kılıçdaroğlu'na 
"Hakkımı helal etmiyorum" demesi üzerine CHP'li Veli Ağbaba 
"Acaba dağda PKK'nın elinde olan çocuğun sana hakkını helal 
edecek mi?" dedi ve onun neden anaları ziyaret etmediğini şöyle 
açıkladı: "Onu siyasi, AKP'nin desteklemiş olduğu bir şey olarak 
görüyoruz."


Ağbaba'nın sözlerinin tercümesi:

PKK'lılar, kendilerine "Teslim ol" çağrısı yapan annelerine, 
babalarına haklarını helal etmiyorlar.

Anaların PKK'nın dağa kaçırdığı çocuklarını geri istemeleri de
AKP'nin desteklemiş olduğu bir şey. AKP'nin zoruyla yapılıyor.
Yoksa analar çocuklarının PKK militanı olmasından memnun.

Bu sözler, bugüne kadar yapılmış en rafine PKK güzellemesi
ödülü alabilir. PKK bile kendisini bu kadar zarif (!) bir şekilde
savunamadı. Bravo Ağbaba.

Bakınız:
PKK'lılar kendilerine "Teslim ol" çağrısı yapan analarına
haklarını helal etmiyor       5 Eylül 2020


+++

11 Eylül 2020 
Diyarbakır Anneleri'nin eyleminden cesaret alan Şırnaklı kadınlar da PKK'ya isyan bayrağı çekti. EDİ BESE (Artık yeter)




27 Eylül 2020



Ayrıntılı bilgi için bakınız: 


+++

İkinci bölümün sonu

+++

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder