4 Mayıs 2019 Cumartesi

Milli Hükumet: Zorunluluklar ve engeller

Konuyu 3 başlıkta inceleyebiliriz
1- Tayyip Erdoğan iktidarının sınırlandırılması
2 - Milli Hükumet kurulmasını zorunlu kılan nedenler
3 - Engeller

Tayyip Erdoğan iktidarının sınırlandırılması

En son ele alınacak başlığı en önce ele aldık. Çünkü konuyu kavraya-
mayan arkadaşlar "Niçin Tayyip Erdoğan'ı devirmiyoruz da onunla bir-
likte hükumet kuruyoruz" itirazını yapıyorlar.

Ancak bu itirazı yapanlar Tayyip Erdoğan'ı nasıl devirecekleri hakkında
bir plana sahip değiller.

Eski parlamenter rejimde Meclis içinde Vekil transferi veya seçim sonucu
Meclis çoğunluğuna dayanan ve AKP'yi dışarıda bırakan bir hükumet
kurulabilirdi.

Ancak şimdiki Başkanlık rejiminde bu yollar kapalı. Çünkü yüzde 50 artı 1
oyla seçilen Başkan, hükumeti Meclis'ten bağımsız olarak kuruyor.

Dolayısıyla önümüzdeki Başkanlık seçimine kadar geniş tabanlı bir hükumet
kurulması yoluyla Tayyip Erdoğan'ın iktidarının sınırlandırılması mantıklı bir
seçenek olmaz mı?

CHP, İYİ Parti, Saadet ve Vatan Partisi bu nedenle Tayyip Bey'in Türkiye
İttifakı açıklamasını olumlu olarak değerlendirdi. Bakınız: arşiv

Milli Hükumet kurulmasını zorunlu kılan nedenler

Milli Hükumet kurulması bir seçenek değil, zorunluluktur.
Bu zorunluluğu doğuran nedenler şunlardır:

1 - PYD - PKK  ile mücadelenin başarı ile sonuçlandırılması, ülke
     bütünlüğünün korunması için zorunludur.
2 - Turgut Özal - Kenan Evren - Kemal Derviş'in borçlanma ve ithalata
     dayanan ve artık duvara dayanan, sürdürülemez hale gelen Çöküş
     Ekonomisi'ne son vererek yerli üreticiyi destekleyecek ve yurt içinde
     üretebileceğimiz malların ithalini önleyecek olan Üretim Ekonomisi'nin
     kurulması, ekonomimizi iflastan kurtarmak için zorunludur.

Ancak Cumhur İttifakı'na dayanan Tayyip Erdoğan iktidarı, bu görevleri
tek başına başarma irade, yetenek ve devlet tecrübesinden yoksundur.

Ayrıca ayak bağları da vardır.

Tayyip Bey'in Esad takıntısı YPG - PKK ile mücadelenin kesin sonuca
ulaştırılmasını engellediği gibi, AKP'nin dayandığı döviz - faiz  bağımlısı
ithalatçı - tarikatçı sermayenin çıkarları da ithalatın kısıtlanmasını hemen
hemen olanaksız hale getirmektedir. Cumhuriyet ile kavga, emperya-
lizme karşı net tavır almaya engel olmaktadır.

Ayrıca, bu iki görevin başarılması ABD emperyalizmine karşı kararlı bir
duruş gerektirmekte ve bu süreçte karşılaşılacak maddi zorlukların pay-
laşılması için halkın ikna edilmesi AKP'nin boyunu aşmaktadır.

Ancak tüm partilerin birlikte çabası halkı sıkıntıları paylaşmaya ikna
edebilir.

Engeller

Tayyip Bey'in Türkiye İttifakı dediği ancak programı belli olmayan açıkla-
mayı bu iki zorunlu görevi başaracak AKP - CHP - MHP - Vatan Partisi
hükumeti haline dönüştürme yolundaki engelleri Amiral Soner Polat
Aydınlık gazetesindeki köşe yazısında şöyle sıraladı:

Seçim kampanyaları boyunca kullanılan kutuplaştırıcı ve ötekileştirici dil
önyargıların oluşmasına neden oldu.

Özellikle İstanbul seçim sonucuna yapılan itiraz, doğal bir uzlaşma ortamı
oluşmasına set çekti.

Kılıçdaroğlu'na yapılan linç girişimi ittifak ihtimalini azalttı. İktidar bu süreci
iyi yönetemedi.

Bahçeli'nin Türkiye İttifakı'na karşı çıkması umutları azalttı ve Erdoğan'ın
manevra alanını daralttı.


Soner Polat bir çıkış yolu gösterdi:

Emperyalizmin Kürdistan kurulması (Büyük Ortadoğu Projesi = BOP) ve
Doğu Akdeniz'deki petrol ve doğalgaz yataklarından Türkiye'nin dışlanması
planlarını gerçekleştirmek amacıyla  içinde bulunduğumuz ekonomik krizi
kullanması göz önüne alındığında, bütün bu engellerin aşılması gerekiyor.

Duygularımızı bir kenara bırakarak, Türkiye için akıl ve mantık ile hareket
etmeliyiz. Bir masa etrafında toplanmak belki de güzel bir başlangıç olabilir.

Halkımız, köklü sorunların "ne şiş yansın ne kebap" politkaları ile çözüleme-
yeceğini görüyor. Sorunlar "iyi idare - kötü idare" boyutunu çoktan aştı.


Milli Hükumet Programı 2006 yılında ilan edilmişti.

Şimdi bu programın en önemli 2 maddesinin (Madde 6 ve Madde 42)
Türkiye İttifakı sürecinde hayata geçirilmesi ve sürecin bir Milli Hükumet
ile sonuçlanması için oluşan fırsatı değerlendirmek herkesin görevidir.

Bu süreçte AKP elini dolar - faiz bağımlısı ithalatçı tarikatçı sermayeden,
CHP de elini PKK ve FETÖ'den yani ABD'den kurtaracaktır. Kurtarma
işleminde katalizör Vatan Partisi olacaktır.


++++

++++

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder