Aydınlık, 24 Ocak 2015
Alman Hükümeti, Sol
Parti (Die Linke) Milletvekillerinin soru önergesini şöyle cevaplandırdı:
"Soykırım suçu,
BM tarafından 1948'de tanımlanmıştır.
Sözleşme, geriye dönük
uygulanamaz."
"Araştırmaları
teşvik ediyoruz, tanımlamayı bilim adamları yapmalı"
"Federal Hükümet,
24 Nisan için anma töreni planlamıyor."
"Tartışmanın
muhatapları Türkiye ile Ermenistan'dır."
"Soykırımın
kabulü, 2 ülke arasındaki görüşmenin ön koşulu olamaz."
"Soykırımı inkarı
cezalandıran kanun Almanya'da uygulanamaz."
"Alman ders
kitaplarına soykırım tezlerini koymak için girişimimiz yok"
"Soykırımın
inkarını genel olarak cezaya tabi tutmak mümkün değildir. Böyle bir ceza
tanımı, ceza mahkemelerini somut davalarda çözülemeyecek sorunlarla karşı
karşıya bırakır."
*********
Sol Parti'nin Meclis'e
verdiği soru önergesinin başlığı şöyle:
"Osmanlı
İmparatorluğu'nda Ermenilere karşı düzenlenen soykırımın 100. yılı"
Sol Parti, bu önergesi
ile, Alman Hükümeti'nin soykırım konusunda geri adım atmasını eleştiriyor.
Önergenin giriş
metninde şöyle deniliyor:
"Alman
Parlamentosu, 2005 yılındaki bildirgesinde 1915 olaylarını BM Sözleşmesi
kapsamında değerlendirmiş, yani dolaylı olarak soykırım olarak tanımıştı.
Bugün ise, tarih
değerlendirmesinin bilim adamlarına bırakılması, kullanılan söylemde bir
gerilemedir.
En az 22 ülke
soykırımı tanımıştır."
*********
9 Aralık 2014 günlü Sol Parti önergesini Federal Meclis Vekilleri Sevim Dağdelen, Ulla Jelpke ve Christine Buchholz imzalamış.
Die Linke (Sol Parti)
önergesinde 30 kez soykırım ve jenosit terimi kullanılmış.
Alman Hükümeti'nin 13
Ocak 2015 günlü yanıtında ise ısrarla "katliam, tehcir, zorunlu göç"
kavramları kullanılıyor.
Yunanistan gibi
ülkelerde uygulanan, soykırımı kabul etmeyenleri cezalandıran yasalardan
sözedilirken kullanılan soykırım kelimesi bile tırnak içine alınmış.
Sol Parti'nin soykırım
yaygarasına Alman Hükümeti kulak asmamıştır.
*********
Alman Hükümeti'nin bu
tutumu, Almanya'nın Türkiye'yi bölme ve sözde Kürdistan kurma hedefli ABD
politikasının kuyruğuna takılmaktan vaz geçme yönünde bir adım attığı izlenimi
vermektedir.
Bilindiği gibi Ermeni
soykırımı iddiasının temel amacı Türkiye'nin soykırımcı olduğunu tescil
ettirerek, ABD tarafından kışkırtılacak bir bölücü ayaklanmanın Türk Ordusu
tarafından bastırılması girişimini "İşte bu defa da Kürtlere soykırım
yapıyorlar" yaygarası ile önlemektir.
Ermeni soykırımı
iddiası bir tarih tartışması veya Ermenilerin acılarını dindirme çabası
değildir.
Emperyalist ülkelerin
"Ermeni soykırımı" iddiası, Türkiye'yi bölme, sözde Kürdistan kurma
amaçlarının şekere bulandırılmış ifadesidir. Eskiden Ermenileri kullanarak
yapamadıklarını şimdi Kürtleri kullanarak yapmak istemektedirler. Ermenistan
olmadı Kürdistan olsun. Amaç Türkiye'nin bölünmesi.
Bu iddianın en keskin
şekilde PKK tarafından desteklenmesi de bunu doğrulamaktadır.
HDP Eş Genel Başkanı
Demirtaş:
"Biz, hiç
tereddüt etmeden, Ermeni soykırımının gerçekleştiğini kabul ediyoruz"
AKP Hükümeti’nin bütün
çelmeleme gayretlerine rağmen Talat Paşa Komitesi’nin mücadelesi sonuç vermeye
başlamıştır. Lozan’da başlayan, Zürih, Berlin, Paris, Silivri zindanları ve en
son olarak Atina’da verilen mücadele, Doğu Perinçek’in Strazburg duruşması ile
Türkiye’nin lehine sonuçlanacaktır.
AİHM’in Perinçek
lehine, İsviçre Hükümeti aleyhine verdiği karar, Yunanistan’ın Talat Paşa
Komitesi üyelerini tutuklayamaması ve Alman Hükümeti’nin Sol Parti’ye verdiği
cevap bunu göstermektedir.
*********
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder