Şehit pilotlarımız
Suriye
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Makdisi, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun
açıklamalarına yanıt verdi.
Bu
yanıtla, MOSSAD'a yakın DEBKAfile sitesinin de yanıltıcı bilgi verdiği
anlaşıldı.
Uçağımız
füze ile değil, uçaksavar ateşi ile vurulmuştu.
Bulunan
uçak parçaları ve üzerlerindeki delikler, bunu kanıtlıyor.
Uçaksavarların
menzili 500 metre. Uçak 100 metrede uçuyordu.
Dolayısıyla
radarla değil, gözle tespit edildi.
******
Eski Deniz Harp Okulu Komutanı E. Tuğa. Türker
Ertürk, 26 Haziran günlü Aydınlık köşe yazısında şu noktaları
açıkladı:
"Hava
sahası ihlali yapan uçaklar önce ikaz edilir.
Fakat
Suriye 16 aydır ağır terör saldırısı altındadır, kendini yakın tehdit altında
görüyor.
Kendinizi
Lazkiye'deki hava savunma komutanının yerine koyun.
Batı
yönünden yüksek süratle alçaktan uçan ve dost/düşman tanıma (IFF) cihazı kapalı,
aktif sistemleri (radar) kapalı bir nesne yaklaşıyor.
Dakikalar
içinde karar verilmesi gerekiyor.
Suriye, hava saldırısı beklentisi içinde olduğundan yüksek alarm
durumunda, ve, angajman (tetiğe basma) yetkisi ast birliklere dağıtılmış
durumda.
Türkiye bunları bildiği halde, Suriye hava sahasına niçin keşif
uçağı gönderir?
Bir ülkenin topraklarına radara yakalanmamak için yüksek hızla
alçaktan yaklaşmak, saldırı amacı taşır.
Bu şekilde yaklaşma talimatını kim
verdi?"
******
Mehmet Ali Güller ise, aynı günkü köşe yazısında
şunları belirtti:
"Suriye
iki nedenle hava sahası ihlali konusunda zaten büyük endişe içindeydi:
1. Bir gün önce Suriyeli bir yüzbaşı eğitim amacıyla kaldırdığı bir MG21 uçağını kaçırmış ve Ürdün’e inmişti. Suriye bu olay nedeniyle hava sahasını zaten kapatmıştı.
1. Bir gün önce Suriyeli bir yüzbaşı eğitim amacıyla kaldırdığı bir MG21 uçağını kaçırmış ve Ürdün’e inmişti. Suriye bu olay nedeniyle hava sahasını zaten kapatmıştı.
Bunun Türk makamlarınca bilinmemesi mümkün değil. Peki, bu bilgiye rağmen, neden
göstere göstere Suriye hava sahasına girildi?
2. Türk savaş uçağının kullandığı rota, 2007 yılında İsrail tarafından Suriye’ye saldırı amaçlı kullanılmıştı.
2. Türk savaş uçağının kullandığı rota, 2007 yılında İsrail tarafından Suriye’ye saldırı amaçlı kullanılmıştı.
İsrail savaş uçakları Akdeniz üzerinden kuzeye yönelmiş, ardından Türk hava
sahasını kullanarak güneye dönüp, Suriye hedeflerini vurmuştu.
Olay,
İsrail uçaklarına ait iki yakıt deposunun Hatay-Gaziantep sınırına düşmesi ve
çobanlar tarafından bulunması sonucu ortaya çıkmıştı."
******
Davutoğlu,
suçu pilotların üzerine atmaya çalıştı.
"İhlali
haber verdik, pilot Suriye hava sahasından çıktı, Hatay'a giriş yaptı, ama sonra
pilot aynı manevrayı bir daha denemek istedi" dedi.
Hem adamı ölüme gönder, hem de suçla. Vicdan yok mu?
Davutoğlu,
uçağın görevini şöyle anlattı:
"Ulusal
radar sistemimizin test edilmesi uçuşudur. Herhangi bir Suriye misyonu
yoktır"
Hangi
radar sisteminin test edildiği bilgisine Sabah yazarı Okan Müderrisoğlu
ulaştı:
"Uçak,
Hatay'ın Amanoslar dağı zirvesindeki NATO üssü konumundaki Kisecik Radar
İstasyonu ile bağlantılı olarak alçak ve yüksek irtifa elektronik haberleşme
tatbikatı yapıyordu."
Demek
ki Davutoğlu doğru söylememişti.
NATO
uçak saldırısı esnasında Kisecik ile uçaklar arasındaki bağlantı test
ediliyordu.
Test
edilen ulusal radar sistemimiz değil, NATO radar sistemi idi. Ayrıca
Suriye misyonu vardı.
Demek
ki, Aydınlık'ın ilk günkü manşeti gerçekleri yansıtıyordu.
NATO,
pilotlarımızı yem olarak kullanmıştı.
******
NATO
emri ile pilotlarımızı ölüme gönderenleri unutmayacağız.
Bu
bir cinayettir. Unutturmayacağız.
******
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder