21 Temmuz 2025 Pazartesi

PKK ile Devletin 2 seçeneği ve hesaplaşmada öncelik


Silah bırakıp Türkiye'ye dönen T.C. vatandaşı PKK üyelerine af kanunu önerisine karşı çıkanlar aşağıdaki iki seçenekten birisini seçmek zorundalar Çünkü üçüncü bir seçenek yok. Var diyenlerin yanıtlarını buradan yayınlayacağım.
+++

Birinci Seçenek: Türkiye'nin seçeneği

Devletimiz af kanunu çıkarır. Silah bırakıp Türkiye'ye dönenler, vatandaşlıktan çıkarılmış olanlar, hüküm giymiş olanlar ve yargılaması devam edenler Öcalan'ın "devlet ve milletle bütünleşme" çağrısına uyduklarını beyan ettikleri takdirde aftan yararlanırlar.

Böylece Irak sınırı ve yurt içi güvenliğimiz sağlanmış olur.

Sıra PKK'nın Suriye kolu olan PYD - YPG - SDG örgütlerine gelir. Bu örgütlere katılmış olan T.C. vatandaşlarına af kanunu sonuçları gösterilir, onların da ülkeye dönmeleri için çalışma yapılır: "Dönerseniz hapse girmeyeceksiniz, orada kalıp ölmek zorunda değilsiniz. İşte bakın buraya gelen PKK'lılar serbest."

Amaç, bu örgütlerle hesaplaşma sürecine girmeden önce insan kaynaklarını olabildiğince azaltmaktır. Bu örgütlerdeki terörist sayısı ne kadar azaltılırsa, TSK'nın işi o kadar kolaylaşmış olur.

xxx

Öcalan'ın "PKK'yı feshedin" talimatından hemen sonra Vatan Partisi Başkanlık Kurulu 19 Mart 2025 günü altı maddelik bir karar aldı. 

Kararın özü şudur:

HESAPLAŞMADA ÖNCELİK
SURİYE’NİN KUZEYİNDEDİR!


Karar'ın birinci maddesi:

1- Suriye'nin kuzeydoğusunda "Demir Yumruk" seçeneği zorunludur ve koşullar uygundur.


Karar'ın üçüncü maddesi:

3) PKK’nın kendini feshetmesi ve silahları bırakması süreci kararlı olarak sonuca ulaştırılmalı, silahları teslim etmeyen unsurlar bertaraf edilmeli...

Karar hakkında ayrıntılı bilgi için bakınız:
Suriye'de Demir Yumruk, içeride İmamoğlu gözaltıları

xxx

Neden hesaplaşmada öncelik Suriye'nin kuzeyinde??

Çünkü TSK, Emniyet güçlerimiz ve korucularımız yurt içinde ve Irak'ın kuzeyinde PKK'yı etkisiz konuma getirdiler. Barzani yönetimi de kendi topraklarında Peşmerge dışında silahlı bir örgüt olmasından rahatsızdır. PKK'ya yardım ederek Türkiye ile arasının bozulmasını istemez. Bu durumda Öcalan PKK hareketinin başarı kazanamayacağını anladığı için örgüte zorunlu olarak fesih talimatı verdi. Doğu Perinçek bu konuyu üzerine basarak açıkladı.

Esas tehlike Suriye'nin kuzeyinden gelmektedir. Çünkü orada ABD güçleri var, Irak'ın kuzeyi gibi değil o bölge.

Dolayısıyla oradaki PYD - YPG - SDG örgütlerinin mümkün olduğu kadar zayıflatılması önem kazanmaktadır. PKK'ya af çıkarılması, bu örgütlerdeki vatandaşlarımızın da önüne bir seçenek koymaktadır: Kazanılamayacak bir dava uğruna ölmek veya Türkiye'ye dönerek insan gibi yaşamak.

Demek ki, hesaplaşmada öncelikli olan konuya yardımcı olmak amacıyla, demir yumruk seçeneği başlamadan önce af kanunu çıkarılarak Suriye'deki terörist sayısını azaltmak önem kazanmaktadır. 100 birimlik silahlı gücü 80 birime kadar çekmek mümkün olabilir.

Bu arada Suriye Devleti (Eş-Şara = Culani), bölgedeki Arap aşiretleri ve Türk Devleti PYD'ye "silah bırak" çağrısı yapmak üzere anlaşma sağlamaya çalışacaklardır.

Devletimizin buradaki görevi ABD'nin Suriye'yi bölme planına karşı Eş-Şara'ya destek vermektir. Günün sonunda bu birlik sağlanarak Suriye sınırımız da güvenli hale getirilecektir.

Bu durumda Doğu cephemizi güvence altına aldıktan sonra ABD, İsrail ve NATO'nun KKTC, Doğu Akdeniz ve Ege'deki saldırılarına karşı Batı cephemize odaklanmamız mümkün olacaktır. İki cephede birden savaşmak en istenmeyen durumdur. 

Ayrıntılı bilgi için bakınız:
M. Kemal'in Koçgiri affı - PKK affı benzeşmesi:
Batı'dan gelen tehdit 

+++

İkinci seçenek: NATO, ABD, İsrail seçeneği

Devletimiz af kanunu çıkarmaz. ABD bunlara "O dağlarda aç  ve silahsız ne zamana kadar dolaşacaksınız, silahlarınızı bırakmayın, yeni bir örgüt kurup mücadeleye devam edin, bir kısmınız da PYD'ye katılsın, maaşlar benden" der, Öcalan'ın "PKK'yı feshet, silahları bırak" çağrısı çöpe atılmış olur.

PYD'nin 100 birimlik silahlı insan gücü de 120 birime çıkar. Yani düşman kuvvet azalacağı yerde artar. 

(Nitekim af çıkmadığı için silah yakan PKK üyeleri Türkiye'ye gelmeyip yerlerine geri döndüler. 
Bakınız:
NATO mu engel oluyor devletimizin PKK affı çıkarmasına? 

ABD - NATO - İsrail - Yunanistan sevinçten zil çalıp oynar. 

PKK cephesi için bütçe ayırmaya, şehit vermeye devam etmek zorunda kalırız. Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs'tan gelen tehditlere karşı koymaya takatimiz kalmaz.

Ayrıntılı bilgi için bakınız:
Ülkemizi hedef alan NATO tatbikatı PYD ile bağlantılı 

Ve tehdit Ege Adaları'ndan, Kıbrıs'tan artarak sürer.


+++

Hangi seçeneği tercih ediyorsunuz?

Değerli arkadaşım H.D. şöyle yazıyor:

"Değerli Serdar Bey,

Bu, devlete silahlı isyana kalkan, vatan haini alçak katiller yargılanmadan, af edilmelidir? Bu nasıl bir yaklaşım⁉

45 yıldır Amerika, İngiltere, İsrail, Fransa, Almanya, Yunanistan'a köpeklik edip, vatana ihanet edenlerin ödeyeceği tek bedel ölümdür.

Bu bir kan davası değil vatan savunmasıdır..."

Demek ki kendisi 2. seçeneği tercih etmektedir.
Kendisine şu yanıtı verdim:

"Af etmezsen o da gelmez, kan dökülmeye devam eder, Mehmetçik yine şehit olur. Bu bir tercih meselesi.

Suriye'ye gider PYD'ye katılır, karşındaki düşman kuvvet güçlenir, tercih meselesi.

Buraya gelirse kontrolün altında olur. Dostunu yakınında tut, düşmanını daha da yakınında tut ünlü bir sözdür.

O bir kan davası tercihi. Devlet işleri kan davası ile çözülmemeli bence. Hepsini öldürmek için daha kaç yıl savaşmalı, kaç Mehmetçiği daha şehit vermeli, bütçemizi daha ne kadar zorlamalıyız, bunlar da tercih meselesi."

Ancak kendisini ikna edemediğim için üzgünüm.

Yanıtıma bir ek yapıyorum:

Vatan Partisi'nin 6 maddelik kararının 3. maddesinde "silahları teslim etmeyen unsurlar bertaraf edilmeli" denmektedir. Ölüm ancak silah bırakmayanların ödeyeceği bedeldir.

+++


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder