Vatan Partisi Başkanlık Kurulu'nun 19 Mart günü oy birliği ile aldığı 6 maddelik kararı Dr. Doğu Perinçek açıkladı ve maddeleri yorumladı.
Kararda PKK'nın feshedilmesi, Suriye'deki PKK-PYD örgütlenmesi ve İmamoğlu gözaltıları ele alındı.
Kararın özü şudur:
HESAPLAŞMADA ÖNCELİK
SURİYE’NİN KUZEYİNDEDİR!
Özetleyerek ve yorumlayarak veriyorum:
(Ayraç içinde olan bölümler bana aittir)
1- Suriye'nin kuzeydoğusunda "Demir Yumruk" seçeneği zorunludur ve koşullar uygundur.
PKK'ya bağlı PYD - YPG silahlı güçleri orada toplanmıştır.
(ABD ve İsrail, Suriye'yi Sünni - Alevi- Dürzi - Kürt (PKK) federasyonuna dönüştürmeye çalışıyor.)
Bu tehditte en temel mesele Amerika'nın Suriye'de Kürdistan adı altında ikinci bir İsrail devletinin kurulmasına destek olmasıdır.
Başta ekonomi olmak üzere çeşitli sorunlarımızın çözümü için ilk şart PYD - YPG örgütlenmesinin TSK tarafından ortadan kaldırılmasıdır. Bu, Türkiye'nin bütün sorunlarının çözümünde düğümdür. Çünkü o cephede Amerika ve İsrail ile karşı karşıyayız. O cephede başarı bütün başarıların devamını getirecektir.
Öcalan'ın çağrısıyla başlayan PKK'nın feshedilmesi sürecinde silah bırakmak istemeyenlerin Suriye'de PYD - YPG çatısı altında yuvalandıkları açıkça görülmektedir.
(Niçin Demir Yumruk seçeneği? Çünkü Şam'daki Culani (HTŞ) hükümeti PYD - YPG ile başa çıkacak imkan ve kabiliyetten yoksundur. Gelişmiş silahları yoktur. Esad hükümetinden arta kalan tüm silah ve cephane İsrail saldırıları ile yok edilmiştir. HTŞ, Şam'ın 20 km yakınına kadar yaklaşan İsrail ordusuna karşı bir kurşun atmaktan bile acizdir. Gücü ancak Lazkiye ve Tartus'taki silahsız kadın ve çocukları öldürmeye yetmektedir. Bu yüzden, PYD - YPG'yi ancak TSK'nın demir yumruğu ezer.)
+++
2) Devlet zaafına her alanda son verilmeli, Milli Devlet güçlendirilmelidir.
Vatan Partisi 2 yıl önce yaynladığı Milli Devlet Bildirgesi'nde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir zaaf içinde olduğunu saptıyor. O kadar zaaf ki bölücü terörün mecliste temsilcileri var, siyasi partileri var. HDP gibi, DEM Partisi gibi.
PKK'ya bağlı PYD - YPG'yi Türkiye, Silahlı Kuvvetleri eliyle tamizleme görevini yerine getiremedi. Sebebini hepimiz biliyoruz. Apaçık: Hükümetimiz Amerika’nın tehditleri karşısında boyun eğmiştir. Bunu söylemek zorundayız.
Bu da bir devlet zaafıdır.
Türkiye'yi tehdit eden Amerika'dır, İsrail'dir ama hükümetimiz Ukrayna cephesinde Amerika'nın yanında, Beyaz Saray'dan bile kovulan Zelenskiy'nin yanında siyasetler uyguladı. Bunlar Türkiye'ye yönelik tehditleri ağırlaştıran siyasetlerdir. Bu da bir devlet zaafıdır.
Amerika ve İsrail Suriye'yi parçaladı, orada PKK'nın durumunu kuvvetlendirdi. Ve yine Amerika ve İsrail, Suriye'de mezhepler arasında, dinler arasında, halklar arasında boğazlaşmalar kışkırttı. Oralarda da Türk Devleti'nin zaaf halinde olduğunu gördük.
Yolsuzluklar karşısında devletin kararsızlığı, belediyelerin birer rant kapısı haline gelmesi ve bundan o belediyelere hakim olan bütün partilerin sorumlu olması bunlar da birer devlet zaafıdır.
Ama bir yandan da hükümetin başında bulunan AK Parti'nin ve Sayın Cumhurbaşkanı'nın esas olarak milli bir duruş içinde olduğu da bir gerçekliktir. Onu da saptıyoruz ama bocalamalar, kararsızlıklar özellikle 2023 seçimlerinden sonra çok ciddi bir noktaya gelmiştir.
+++
3) PKK’nın kendini feshetmesi ve silahları bırakması süreci kararlı olarak sonuca ulaştırılmalı, silahları teslim etmeyen unsurlar bertaraf edilmeli, DEM Parti ve HDP kapatılmalı, ABD/İsrail güdümlü renkli kalkışma hazırlıklarına fırsat verilmemeli, Türkiye’nin direncini güçlendirmek için her türden yolsuzluğun üzerine yürünmelidir.
İmamoğlu gözaltısı ve çeşitli soruşturmalar Atlantik sistemiyle Türkiye arasındaki çepheleşme ve hesaplaşma içerisindeki gelişmelerdir.
Bu soruşturmalarda PKK ve DEM partisi ile işbirlikleri ile Türkiye'nin baş belası olan çeşitli yolsuzluk olayları var.
Bütün bu soruşturmaların içinde yer aldığı temel süreç şudur:
Türkiye 2013 yılında Vatan Partisi önderliğinde Silivri duvarlarını yıktı. 15-16 Temmuz 2016'da ABD güdümündeki FETÖ Gladyosunu temizledik. Orada başlayan bir sürecin, Atlantik (NATO) sisteminden kurtulma sürecinin içindeyiz, Ak Parti iktidarının yalpalamaları ve bocalamaları, inişleri ve çıkışları olsa da. Vatan Partisi bu süreçte mevzileniyor.
Son gözaltılardan ve soruşturmalardan hareketle birtakım renkli kalkışma hazırlıklarının da gündeme getirildiği; ABD, İsrail ve AB'nin tavır aldıkları, iç cephemize müdahale ettikleri görülüyor. Dolayısıyla bu iç cephedeki sorun da dış cephedeki mevzilenmeyle bağlantılıdır.
Burada Vatan Partisi'nin duruşu Türkiye Cumhuriyeti Devleti hukukunun kararlılıkla ve cesaretle uygulanmasıdır.
Video Kaydı: Renkli (Turuncu) devrim nedir
Renkli Devrim Nedir
Genel Başkanımız Dr. Doğu Perinçek açıklıyor:
"Renkli Devrim, emperyalizmin provokasyonlarla geniş halk kitlelerini gerici amaçlarla harekete geçirerek Ulusal devletleri yıkmayı hedeflediği bir karşı devrim türüdür."
+++
4) Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hukuku kararlı olarak uygulanmalı, yargının bağımsızlığı titizlikle korunmalıdır.
Ceza kanunumuzda tanımlanmış olan suçlar var. Yargımızın, her türlü müdahaleden uzak hukuku uygulanması birinci meseledir. Türkiye'nin her vatandaşını bu süreçte yargıya müdahaleden uzak konumlarda bulunmaya davet ediyoruz.
Burada hukukun uygulanmasına karşı birtakım girişimler de gözüküyor. Türkiye'de yolsuzluk bir suçtur. Türkiye Devleti'nin bağımsızlığına ve egemenliğine karşı çeşitli örgütler kurmak, terör örgütleriyle işbirliği bunlar suçtur. Bu suçların takibinde ve cezalandırılmasında yargının kararlı olması, cesur olması ve çeşitli müdahalelere karşı göğüs germesi ve Türk milletinin de bu anlamda yargıyı desteklemesi hayati önemdedir. Tabi burada yargı bağımsız olacaktır. Yargıya müdahale olmayacaktır. Ve bu suçların işlendiği zaman da dikkatimizi çekiyor. Niye bu suçlar işlendiği tarihlerde takip edilmemiştir? Söylediğimiz bugün bunların takip edilmesine itiraz anlamında değil…
+++
5) Batı’nın dayattığı borçlanma ekonomisine derhal son verilmeli, üretim odaklı ekonomi inşa edilmeli, paranın giriş-çıkışı derhal denetim altına alınmalı, sıcak paranın yurt dışına kaçırılması girişimleri engellenmelidir.
+++
6) Bütün bu stratejinin ve siyasetlerin başarıyla hayata geçirilmesi için milli ve üretici güçleri birleştiren bir hükümet kurulmalıdır. Vatan Partisi Üreticilerin Milli Hükümetinde görev almaya ve sorumluluk üstlenmeye hazırdır. Başkanlık sistemi koşullarında cumhurbaşkanına görev düşüyor.
‘VATAN PARTİSİ GÖREVLERE HAZIRDIR’
Mevcut iktidarın ertelemeden Türkiye'nin hükümet sorununu çözmesi gerekir. Başkanlık sistemi buna imkan tanıyor. Cumhurbaşkanı'nın her zaman hükümeti yeniden kurma yetkisi bu başkanlık sisteminde vardır. Artık tek başına bir AK Parti ile değil, Türkiye'nin bütün üretici ve milli güçlerini kucaklayan bir hükümetin oluşturulması gerekiyor. Ki onun adı üreticilerin milli hükümeti olabilir. Vatan Partisi bunu geçen seçimden beri savunmaktadır.
'SİSTEM ÇÜRÜMÜŞTÜR'
Sistem hem ana muhalefeti hem iktidarıyla çürümektedir. Hatta sistemin içindeki ana muhalefet, Atlantik güçlerine en bağımlı kuvvet olarak kendini göstermektedir. CHP yönetimi, PKK ile işbirliği halindedir. Yolsuzluk, ahlaki çürüme sistemin bütün güçlerini etkilemiştir. Örneğin bu sistemde diplomalar güvenilmez hale gelmiştir. Diplomalar sahte olsa da sistemin çürüdüğünü ifade eder, sahte olmasa da sistemin çürüdüğünü sergilemektedir. Türkiye ciddi tehditlerle karşı karşıyayken iç cephede kavgalar kışkırtılmakta ve renkli kalkışmalar planlanmaktadır. Geldiğimiz noktada Atlantik güdümlü sistemin çürüdüğü bütün olgularla gözler önüne serilmiştir.”
+++
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder