28 Ağustos 2015 Cuma

Düşmanın psikolojik harp dairesinde işbaşı yapmak


Barzani'nin televizyonu RUDAW'da "Kürdistan'da hava durumu"

Av. Cemil Can, "Saray Savaşı" konusunu yorumladı.
Bakınız:

Cemil Can özetle şöyle diyor:

"Savaşı Tayyip'in başlattığı tespiti yanlıştır.
1-Savaş, ABD ile Türkiye arasındadır.
2-Savaşı başlatan TSK değil, PKK'dır.

PKK 11 Temmuz'da "çatışmasızlık bitti" diyerek askerlerimize saldırdı.
(20 Temmuz'da provokatif Suruç olayı meydana geldi.
Bunu bahane eden PKK saldırılarını arttırdı.)

TSK bunun üzerine 24 Temmuz'da operasyonlara başladı.
Ağır darbe alan PKK, "Barış Bloku" oluşturarak savaşın psikolojik cephesini ayakta tutmaya çalışıyor.

Yaygın Tayyip karşıtlığından yararlanarak bu haklı savaşı "Sarayın Savaşı" gibi gösterme çabalarına ne yazık ki Y-CHP de katılmıştır."

+++++++++++

Peki, PKK 11 Temmuz'da neden çatışmasızlığı bitirdi? Cemil Can'ın yazısında açıklanmayan bu konunun içyüzü şöyle:

Tayyip, BOP Eşbaşkanlığını kabul etmiş, Kürdistan kurulması için çalışacağına dair ABD'ye söz vermişti. Bu sayede 2002 darbesi ile AKP Türkiye'nin başına geçirilmişti.

Tayyip bölgede alan hakimiyetini PKK'ya bırakmak amacıyla askeri kışlaya kapatmış, Ergenekon tertipleri ile askeri pasifleştirmiş, PKK'nın özerklik için altyapı oluşturmasına olanak sağlamıştı.

Ancak, Dersimli Kemal'in de "Avrupa Özerklik şartını bütünüyle uygulayacağız, çekinceleri kaldıracağız" diye destek vermesine rağmen, AKP, özerklik konusunda adım atamıyordu.

Tayyip her seçimden önce PKK'ya "Çatışma çıkarma, hükümette kalmaya devam edeyim, özerkliği seçimden sonra uygulayacağım" diye söz veriyordu. Ancak seçimden sonra, verdiği sözün üzerine yatıyordu.

11 Temmuz 2015'de PKK "Artık yeter" dedi. "Yüzde 13 oy da aldım, artık vereceksen ver özerkliği"

Tayyip HDP ile hükümet kurmaya da yanaşmadı. Verdiği özerklik sözünden yan çizmeye devam etti. Halbuki AKP - HDP hükümeti özerkliği kabul ederek açılımı taçlandırabilirdi. Ancak Tayyip korktu.

Korkmasının yanısıra, Gezi eylemleri sırasında takındığı diktatörce tavırdan dolayı Obama tarafından üzerinin çizilmiş olması ve kendisine karşı 17-25 Aralık darbe teşebbüsü yapılmış olması, Tayyip'i ne yapması gerektiğine karar veremez bir duruma sokmuştu.

Bu ortamda, "Bu kadar kandırılmak artık yeter" diyen PKK, hatalı bir taktik karar vererek, çatışmasızlığı bitirdi. PKK, TSK'nın inisiyatif alarak bu derece yoğun bir saldırıya geçebileceğini öngöremedi.

PKK'nın 11 Temmuz günlü meydan okumasına karşı TSK'nın sinmesi, cevap vermemesi mümkün değildi. Ergenekon - Balyoz tetiplerinden kurtulan TSK'nın özgüveni geri gelmişti. Yıllardır açılım uğruna elini-ayağına bağlayan Tayyip'i daha fazla dinleyemezdi. Tayyip, TSK'yı frenleme gücünü de kaybetmişti.

Tayyip, bu durumdan yararlanmaktan başka seçeneği olmadığını anladı. Ve "PKK'ya karşı mücadelenin başkomutanı" pozuna büründü. Bu sayede oylarını artıracağını düşündü, yeniden tek başına AKP hükümeti hayaline kapıldı, erken seçime bu yüzden karar verdi.

+++++++++++

PKK -HDP tarafından başlatılan "Barışkes ilanı", "Saray Savaşı" propagandasına, Tayyip düşmanlığı ile gözleri kör olmuş insanlar balıklama atladı. "Savaş değil barış, Açılıma geri dönelim, Saray Savaşı bitsin, insanlar boş yere ölmesin" feryatlarının nedeni "TSK eğer PKK'ya karşı başarı kazanırsa bundan Tayyip faydalanır, o halde PKK ile mücadeleye son verilmelidir" sakat düşüncesi idi.

Cemil Can diyor ki:
"Yoktan yere "Yurtseverliği" ve "Vatan savunmasını" AKP'ye bırakıyorlar."

Evet, sen "PKK'ya karşı mücadele Tayyip'in savaşıdır" diyerek PKK ile mücadeleye karşı çıkarsan, halkı Tayyip'in kucağına itmiş olursun.

Halk ne düşünür? "Bu kendisine Atatürkçü diyenler PKK ile mücadeleye karşı çıkıyorlar, PKK ile mücadeleyi Tayyip yapıyormuş. O halde ben de Tayyip'i destekleyeyim." diye düşünmez mi?

+++++++++++

Cemil Can devamla diyor ki:
"Acaba ABD'nin Tayyip'in üzerini çizme nedeni nedir?
Biliyoruz ki, 17-25 Aralık Yolsuzluk operasyonlarının düğmesine basan Obama'dır."

Cemil Can, sorduğu soruya yanıt vermiyor. Tayyip'in üzeri çizildiği için bu operasyon yapıldı. Ama çizilme nedeni ne?

Sorunun yanıtı için bakınız:
Emperyalistler Tayyip Bey'e niçin kızgın

+++++++++++

Cemil Can, asıl nedenin sonucu olan başka bir olayı çizilme nedenlerinden biri olarak gösteriyor: Rusya ile yürütülen Türk Akımı.

Can şöyle diyor:
"Jeo-stratejist Thierry Meyssan, "Erdoğan Sisteminin Sonuna Doğru" başlıklı makalesinde, Erdoğan'ın Türk Akımı adımını, "NATO kurallarını çiğneme cesareti" olarak nitelemektedir"

Halbuki, Türk Akımı, Tayyip'in, üzeri çizildikten sonra şantaj amacı ile attığı bir adımdı. Doğaldır ki, bu adım, üzerine atılan çiziği kuvvetlendirmekten başka sonuç vermemiştir. Tıpkı Çin ile yürüttüğü füze görüşmeleri gibi, tıpkı Putin'e "Türkiye'yi Şanghay Örgütü'ne alın" demesi gibi, tıpkı İran ile altın karşılığı yaptığı ticaret gibi, tıpkı Şi Cinpin'e "İslamcı Uygur örgütlerini terörist olarak görüyoruz, Çin'in bütünlüğünden yanayız." demesi gibi... Bunların hepsi NATO kurallarının çiğnenmesi anlamına gelir. Ve çiziği derinleştirmekten başka sonuç vermez.

+++++++++++

Cemil Can, yazısını şu cümlelerle bitiriyor:

"Dolayısıyla, bundan sonraki gelişmeler Erdoğan'ı iktidardan düşürmek ve uyumlu yeni işbirlikçileri iktidara getirmek üzerine kurulmuştur.

Bu durumu bilen Erdoğan, Saddam ve Kaddafi'nin akıbetine uğramamak için kendini korumaya almıştır.

Bu durumu "Sarayın savaşı" gibi gösterme çabaları, küresel güçlerin tarafına geçip onların psikolojik savaşını yürütmekten farksızdır.

RTE'nin 13 yıldır yarattığı nefretten yola çıkarak PKK'nın ortadan kaldırılmasını hedef alan bu operasyonlara karşı çıkmak dürüst bir yurttaşın işi olamaz.

Dolayısıyla, operasyonların başarısından Erdoğan da yararlanacak diye "Barış" çığlığı atarak karşı tarafta yer almak, doğrudan düşmanın psikolojik harp dairesinde işbaşı yapmak anlamına gelecektir."

+++++++++++

Evet, emperyalizmin "AKP - CHP hükümeti kurarak Tayyip'i etkisizleştirme" projesi Tayyip'in direnmesi üzerine şimdilik suya düşmüştür. 1 Kasım seçimlerinde benzer tablonun ortaya çıkması durumunda Tayyip yeni bir erken seçim kararı alabilecek midir?

Çıkmazdan kurtulmanın yolu Vatan Partisi'nin barajı aşması ve CHP-MHP-Vatan Partisi koalisyonu ile hem Tayyip'in hem de AKP'nin saf dışı edilmesidir.

Başka bir çıkar yol olmadığını halkımız büyük acılar çekerek öğrenecektir.

+++++++++++
Meyssan'ın yazısı için bakınız:

+++++++++++

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder