14 Nisan 2021 Çarşamba

Nasıl kandırıldıkları ortaya çıktı: Amiral Bildirisi - 4. Bölüm

Doğu Perinçek, daha ilk gün, 4 Nisan'da, "Bildiri Atlantik kokuyor"
demişti. Bu tespitin doğru olduğu, ABD - NATO güdümlü bir kaç
emekli Amiralin (bildiriyi hazırlayan Ergun Mengi'nin sözleri ile
"Montrö bahanesiyle, Montrö'yü araç olarak kullanarak") 90 küsur
emekli Amirali kandırıp imzalarını aldığı 8 gün sonra anlaşıldı.

Ergun Mengi'nin whatsapp mesajı Savcılık yazısında

Başta Cem Gürdeniz olmak üzere 90 küsur Amiral, bir avuç NATO
Amiralinin tuzağına düşmüştü. Tuzağın nasıl kurulduğunu, whatsapp
mesajında Ergun Mengi arkadaşına ayrıntıları ile işte böyle açıklıyordu.

"Orduda irtica, kurslardan Atatürk'ün çıkarılması" palavralarına ikna 
olmayanların da imzalarını alabilmek için Montrö bir bahane, bir araç
olarak kullanılmış, bildiriye Montrö bu yüzden eklenmişti. 

İşte Ergun Mengi'nin sözleri: "Ama grupta uzlaşı çok zordu. Bu nedenle
Montrö bahanesiyle ... Montröyü araç olarak kullandık"

Kanal İstanbul ile Montrö arasında bir ilişki olmadığını anlayamayan
emekli Amiraller, bunun bir ABD - NATO (Atlantik) bildirisi olduğunu 
da anlayamamışlardı.

Bu yüzden de, orduyu halkın gözünden düşürmeyi, ordu içinde laik -
anti laik çatışması yaratmayı, ordu ile hükümet arasına kama sokmayı,
sonuç olarak ABD - NATO kuşatmasına karşı savaşan ordumuzu yıp-
ratmayı hedefleyen bu bildiriye imza koymuşlardı.

Ancak, başta Cihat Yaycı ve Balyoz tertibi ile 4 yıla yakın yatan Semih
Çetin olmak üzere 86 emekli Amiral bu NATO tuzağına düşmemişti.

+++

"Metni hazırlayan tek kişi. O da, İYİ Parti Kurucusu Ergun Mengi."
açıklaması yapan Avukat Celal Ülgen'in haklı olduğu ortaya çıktı.

Bu gerçeği örtbas etmeye çalışan Veryansın TV başarılı olamadı.
Bildiriyi en önce Veryansın TV'nin yayınlaması, bu tertipte Ergun
Mengi ile birlikte hareket ettiğini gösteriyordu.

Bakınız: 

+++


Vatan Partisi, Ergun Mengi'nin ABD derin devletinin örgütü 
olan CFR ile bağlantısını ortaya çıkarmıştı. Bu bildiri CFR tali-
matı ile hazırlanmış bir Atlantik bildirisi idi. 

Bakınız: 

+++

Ergun Mengi'nin Ali Yüksel Önel'e gönderdiği whatsapp mesajı
bildiriyi kendisinin hazırladığını gösteriyordu.

Savcılığın tutuklama talebinde bu mesaj delil olarak gösterildi:



"... şüphelinin (Ergun Mengi)  söz konusu bildiriyi hazırladığı ve
taslak metin olarak her defasında ADMEK-2 isimli Whatsapp
grubunda yanımladığı, yapılması istenen değişiklikleri bildiri
metnine ekleyerek son halini verdiği, ayrıca 02.04.2021 tarihinde
Ali Yüksel ÖNEL'e gönderdiği mesajda aynen:

"Komutanım çok sağolun, esas tepkiyi takunyalı amiral, harp okulu
giriş şartlarından irticaya karışılmasının çıkarılması ve subay astsb
kurslarında Atatürk ilke ve inkılapları derslerinin çıkarılmasının üze-
rine olacaktır. Ama grupta uzlaşı çok zordu. Bu nedenle Montrö
bahanesiyle son paragraftaki mesajları veren, hedef kitle dz kk
olmayan bir bildiri hazırlayayım dedi. Çok haklısınız ama burada
Montröyü araç olarak kullandık. Esas endişemiz son 3 paragrafta
anlarlarsa eğer. Çok teşekkür eder saygılarımı sunarım."

şeklinde mesaj göndererek bildiride işlenen Montrö ile ilgili açık-
lamaların bahane olduğunu açıkça belirttiği, bu şekilde soruşturma 
konusu bildiriyi hazırladığı ... anlaşılmakla,"


Kendisine bu mesaj sorulan Ergun Mengi, Savcıya şu yanıtı veriyor:
"Aşıya giderken yolda attım. Meramımı anlatamadım ben."
"Çok yorgundum, maksadımı aşmışım." Çocuk bile kanmaz buna...

"Evet ben yazdım, sorumluluğu üstleniyorum" diyemiyor. Kıvırıyor.
Ergenekon tertibinde Doğu Perinçek: "Parti binalarımızda el konulan
20 bin küsur sayfa evrakın ve 2 bin küsur CD'nin sorumluluğu bana
aittir. Hepsini üstleniyorum. Ben bu partinin Genel Başkanıyım" dedi.
Bu Atlantikçi sözde Amiral, bir sayfanın bile sorumluluğunu almıyor.

+++

Ergun Mengi özet olarak "Montrö bahanesiyle Amiralleri kandırdık"
diyor. Doğu Perinçek'e, Vatan Partisi'ne veryansın edenler şimdi ne
yapacak? Ya kandırıldıkları ortaya çıkan Amiraller? İmzalarını geri
çekecekler mi?

SÖZCÜ, Cumhuriyet, Veryansın TV özür dileyecek mi?

Bilhassa Veryansın TV "Evet, Cehennem Zebaniliği yaptık,
bunca Amirali yakmaya çalıştık" deyip dükkanı kapatacak mı?

+++
 
Özgür Bursalı, Vatan Partisi Genel Sekreteri:

“Montrö’yü bahane yaptık” ifadesi, Emekli Bildirisinin başından beri yalanlara dayandığını ve sinsi bir amaca hizmet ettiğini kanıtlamış oldu. Montrö üzerinden bu başıbozukluğa siper olan, yalanların kuyruğuna takılan herkes için de uyarıcıdır. Savaşan orduya çamur tutmaz.

Görkem Gözet, Vatan Partisi Öncü Gençlik Genel Sekreter Yard.

Bildirinin tertip olduğu açığa çıktı. Fitnenin merkezi ve bildirinin imzacıları CFR-GİF bağlantılı Mengi'nin tezgahına düştüler. Esas düşmanı göremeyenler düşmanın planlarına hizmet eder.

Utku Reyhan, USMER (Ulusal Strateji Merkezi) Başkanı,
                       Vatan Partisi Genel Başkan Yard.

Savcılığın, CFR/GİF bağlantılı E.Amiral Ergun Mengi hakkındaki yazısı. Mengi imzasını istediği bir amiralle yazışmasında Montrö'yü imza toplamak için bir araç olarak kullandığını ifade ediyor. Bildiri tepeden tırnağa tertip. Olmayan Montrö tartışması ile emekliler kafalanmış.

+++

Biz de önceden anlayamamıştık. Kanal İstanbul'un Montrö'yü devre dışı
bırakacağını düşünüyorduk. Kanal karşıtlığımızı çevre ve maliyet konula-
rından çok Montrö savunusu üzerinden yürütüyorduk.

Halbuki Montrö'ye uygun şartları taşımayan savaş gemilerinin Kanal'dan
geçmesi, böylece Montrö'nün delinmesi mümkün değildi. Çünkü Montrö
yalnızca İstanbul Boğazı'nı değil, Marmara Denizi ve Çanakkale Boğazı
nı da kapsıyordu.

Bunu geç de olsa anladık. Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Yerhov da
anladı ve Dr. Mehmet Perinçek ile birlikte Rus Devlet TV'si ROSSİYA
24'te anlattı. Tayyip Erdoğan da ayrıca açıkladı.


Gelgelelim, emekli Amirallerimiz konuyu bir türlü kavrayamadılar. Ve bu
yüzden, Ergun Mengi'nin, yani Amerika'nın tuzağına düştüler. 

Bakınız: 

Vatan Partisi söyleyince komik hareketler yapıyorsunuz, işte şimdi 
aynı şeyi Müstafi Tümamiral Cihat Yaycı da söylüyor. Buyurun:

"Montrö'de söz konusu olan coğrafya; Çanakkale Boğazı, Marmara
Denizi, İstanbul Boğazı ve Karadeniz'dir... 

Çanakkale Boğazı'na girişten itibaren Montrö hükümleri geçerlidir.
Gemiler ister İstanbul Boğazı'ndan, ister kanaldan geçsin, aynı hü-
kümlere tabi olacaktır."


Aynı şey "Montrö yobazlığı" konusu için de geçerli. 
"Boğazların uluslararası bir anlaşmanın konusu yapılması dahi
Türkiye'nin egemenliğini sınırlamaktadır" dedik, "Atatürk de öyle
düşünüyordu" dedik, "Montrö kalksa hiç bir şey olmaz" dedik,
neredeyse linç edilecektik. 
 
İşte şimdi aynı şeyi Cihat Yaycı da söylüyor. 
Ne yapacaksınız şimdi? Buyurun:

"Egemenliğimizin sadece Montrö ile korunduğu yönünde bir görüş 
hasımlarımızca dahi dile getirilememiştir. Türkiye'nin Boğazlar
üzerindeki egemenliğini Montrö ile sınırlandırmak yanlış.”

Yaycı, Amiraller Bildirisi için şöyle dedi:
"Ben imzalamadım. Bu konuda söyleyebileceğim tek şey bu." 

Bakınız: 

+++

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder