22 Nisan 2021 Perşembe

Koramiral Kıyat NATO'ya şantaj ve Mertlik: Amiral Bildirisi - 7. Bölüm

Tansu Çiller Hükümeti, Macaristan'ın NATO üyeliğini veto etmeme
karşılığında Türkiye'nin AB'ye alınması için çalışma yapıyordu.

Bu sırada AB temsilcimiz Büyükelçi Uluç Özülker, rezidansta (ika-
met ettiği binada) AB yetkililerinin de katıldığı bir davet verdi.

Brüksel'deki NATO merkezinde Türk  askeri heyetinin başkanı olan
Koramiral Atilla Kıyat, AB yetkililerinin gözleri önünde, Türkiye'nin
bu çalışmasını "şantaj politikası" olarak niteledi.

"Anlattığım her şeyi yazabilirsiniz, off the record yok" diyen Atilla
Kıyat'ın sözlerini Zeynep Göğüş, 15 Mart 1997 günlü SABAH 
gazetesinde aktarmıştı.

Koramiral Kıyat "NATO'da veto olmaz" diyor. Macaristan'ın NATO
üyeliğine karşı Türkiye'nin veto hakkını kullanmasının doğru olma-
dığını, Macaristan'ı ve AB'yi karşımıza almamamız gerektiğini
söylüyor.

Zeynep Göğüş şöyle yazıyor:

"Kıyat Paşa, NATO genişlemesine Türk vetosu olarak yansıyan poli-
tikayı 'ŞANTAJ' olarak nitelendirdi ve eleştirdi. NATO'ya yeni katılacak
ülkelerin dışında kimsenin bu şantajı ciddiye almadığını belirten Kıyat,
'Macaristan gibi aday ülkeleri yok yere karşımıza alıyoruz. Bu yüzden
ileride bize karşı cephe oluşabilir' dedi."

+++

Kıyat daha sonra, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Tansu
Çiller'in "İçeride başka, dışarıda başka" konuştuğunu söylüyor.

Yani NATO Amirali Kıyat, AB ve NATO yetkililerine kısaca Türkiye'yi 
ciddiye almayın." mesajı veriyor.

+++

Son olarak da, Yunanistan ile sorunların Kıbrıs'ı da içeren karşılıklı
tavizlerle çözümlenmesini, bunun için de Türkiye'nin adım atması
gerektiğini söylüyor.

Zeynep Göğüş, Kıyat'ın sözlerini şöyle aktarıyor:

"  'Yunanistan'ı dövecek miyiz, yoksa anlaşacak mıyız?'ın cevabından 
ibaret olan stratejik bir karar almak zorundayız. Muhammed Ali en az
100 rakibini dövdü ama, o şimdi Parkinson"

Yuh. Böyle benzetme mi olur? NATO Paşa olursan olur.

+++

Tuzak bildiri hazırlayarak Amirallerimize kumpas kuran NATO Amiralle-
rinin Atlantik bağlarını böylece görmüş olduk. İşte onlar:

E. Tuğamiral Ergun Mengi
E. Tümamiral Ali Yüksel Önel
E. Koramiral Işık Biren
E. Tümamiral Mustafa Özbey
E. Tümamiral Metin Açımuz

Bildirinin hazırlanmasında adı geçmeyen, ancak imza atan NATO Amiral-
lerinin Atlantik bağlarını da gördük. İşte onlar:

E. Koramiral Atilla Kıyat
E. Tuğamiral Türker Ertürk
E. Oramiral Murat Bilgel

Ve başta Cem Gürdeniz olmak üzere Amirallerimize sorduk:

Sayın Cem Gürdeniz, siz Balyoz tertibinden yatarken, Gölcük Donanma
Komutanlığı'na baskın yapan FETÖ üyesi Savcı Fikret Seçen ve Balyoz
İddianamesi'ni hazırlayan Savcılardan Ali Haydar'ı ağırlayıp kravat hediye
eden Oramiral Murat Bilgel'in imzası olan bildiriye nasıl imza koyarsınız?

+++

Cumhuriyet, Manşet atmış:


İlahi Sayın Sami Selçuk,

Bu nasıl mertlikmiş ki, bildiriyi kaleme alan ABD derin devletinin örgütü
CFR bağlantılı Ergun Mengi, whatsapp yazışmasında arkadaşına:

"Montrö bahanesiyle son paragraftaki mesajları veren bir bildiri 
hazırladım... Montrö'yü araç olarak kullandım" 

diyor. Bunun bir tuzak bildiri olduğunu itiraf ediyor. Hani mertlik?
Tam aksine kalleşçe.

Bakınız: 

+++

Bildiriyi kaleme alan Ergun Mengi bile mertçe "Evet, ben yazdım.
Sorumluluk benim" diyemiyor, kıvırıyor. Hani mertlik?

"Yazmamı Işık Biren tavsiye etti" diyor.
"Başlığı İlker Güven değiştirdi" diyor.
"Taslak metni Feyyaz Öğütçü hazırladı" diyor.

Sorumluluğu diğer NATO Amirallerinin üzerine atıyor. Hani mertlik?

+++

Işık Biren, Ergun Mengi'nin sözleri üzerine ifadeye çağırıldı.
Niçin "Yazmamı Işık Biren tavsiye etti" dedin Savcı'ya? Hani mertlik?
Mertlikte arkadaşını ele vermek, suçlamak var mı?

İlker Güven, Ergun Mengi'nin sözleri üzerine ifadeye çağırıldı.
Niçin "Başlığı İlker Güven değiştirdi" dedin Savcı'ya? Hani mertlik?
Mertlikte arkadaşını ele vermek, suçlamak var mı?

"Montrö'yü bahane, araç olarak kullandım" sözleri sorulunca da kıvırtıyor:
"Aşıya gidiyordum, yorgundum, meramımı ifade edememişim" diyor.
Whatsapp mesajını üstlenmiyor. Hani mertlik?
"Evet, diğer Amiralleri Montrö bahanesiyle aldattım. Onların suçu yok"
diyemiyor da "Aşıya gidiyordum" diye kıvırtıyor? Hani mertlik?


+++

Sayın Sami Selçuk,
Cumhuriyet'e Bildiri için:
"Kurnazlık, ikiyüzlülük gibi ahlaksal saptırmalardan iz yoktur.
Mertçe kaleme alınmıştır."
demişsiniz. Demek ki olan bitenden hiç haberiniz yok.

+++

Ergenekon tertibinde Doğu Perinçek: "Parti binalarımızda el konulan
20 bin küsur sayfa evrakın ve 2 bin küsur CD'nin sorumluluğu bana
aittir. Hepsini üstleniyorum. Ben bu partinin Genel Başkanıyım" dedi.

İşte mertlik budur.

+++

Bu Atlantikçi sözde Amiral, bir sayfanın bile sorumluluğunu almıyor.
Kıvırtıyor, arkadaşlarını suçluyor. Bu mu mertlik? Bu mu mertlik?

Bakınız Ergun Mengi nasıl kıvırıyor, suçu nasıl üstlenmiyor,
bildiriyi kendisinin hazırladığını nasıl örtbas etmeye çalışıyor:

Ergun Mengi'nin Savcılık ifadesi:

"Daha sonra açıklamayı yine Emekli Amiral olan Feyyaz Öğütçü
taslak metin olarak hazırladı. Bu metne de yine whatsapp guru-
bunda girdiler, çıktılar oldu. İlk Montrö konusunda taslağı ben hazır-
ladığım için ikinci hazırlanan bu metin benim üzerime kaldı.

Başka bir deyişle, bu metnin de daktilo memurluğu benim görevim 
gibi oldu. İkinci metne de bir takım girdiler oldu. Bunları whatsapp
gurubundaki herkes fikrini beyan ederek yapmıştır. 

Ben de bu katkılar çerçevesinde taslağı kişisel bilgisayarım üzerinden
her defasında güncelledim. Ancak metne ilave edilen başlık ve içeri-
ğindeki bütün ibareler katılımcıların katkısıyla olmuştur."

+++

Ve devam ediyor:

"... belirtilen ifadeler bana ait olmayan, grupta tartışılıp nihai hali verilen
ifadelerdir. Yayımladığımız dokümanda herhangi bir suç unsuru bulun-
mamaktadır."

Madem suç unsuru yok, o halde niçin "ifadeler bana ait değil" diyerek
suçu başkalarının üzerine atmaya çalışıyorsun? Seni gidi seni.

Bakınız: 

+++

Demek ki bildiriyi sen hazırlamadın, herkes katkı yaptı, sana da
daktilo memurluğu düştü öyle mi? 
 
"Montrö bahanesiyle son paragraftaki mesajları veren bir bildiri 
hazırladım... Montrö'yü araç olarak kullandık" 

sözlerini ne yapacağız öyleyse? Aşıya giderken yorgundun, 
meramını tam olarak ifade edemedin, öyle mi? Yemezler.

Savcı da yemeyecek. Yememesi lazım. Sorumluluk başta
Ergun Mengi olmak üzere bir avuç Atlantikçinindir.

Aman sakın... Kurunun yanında yaş da yanmasın.

+++

                        Sonuç olarak:
                     Bir avuç Atlantikçi, 
          90 küsur Amirali tuzağa düşürdü. 
                         İşin özeti bu.


+++

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder