9 Ekim 2019 Çarşamba

Şam'dan PKK'ya: Hainliğin sonu hüsrandır.

Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Faysal Mikdat, ABD'nin PYD'yi 
ortada bırakması ile ilgili soruyu şöyle yanıtladı:

"Ülkelerine ihanet edip başka ülkelerin planlarıyla hareket edenlerin,
kullanım tarihi sona erdikten sonra rafa kaldırılacağını söylemiştik.

Tarih, kendini ucuza satanları bir kenara atıyor"



Mikdat, TSK'nın Barış Pınarı harekatı için şöyle dedi:

"Şam kendi topraklarını savunacak ve işgalcilerin eline bırakmayacaktır.
Suriye, topraklarının her parçasını kurtarmak için elinden geleni yapıyor
ve bunu başaracak kudrete sahiptir.
Başkaları kendini tehlikeye atmamalı. Çünkü topraklarımızı karış karış
savunmaya hazırız."



Mikdat, "Başkaları kendini tehlikeye atmamalı" diyor.
Tercümesi: "Türkiye Fırat'ın doğusuna Barış Pınarı harekatı yaparak 
askerlerini tehlikeye atmasın. Biz nasıl olsa o bölgeyi de temizleyeceğiz."

Ancak bu çok iyimser bir görüş. Suriye Ordusu'nun ABD destekli PKK
güçleri ile bu kadar büyük bir arazide başa çıkabilmesi pek mümkün
görünmemektedir. Lübnan Hizbullahı, İranlı gönüllüler ve Filistinlilerin
Kudüs Tugayı gibi destek kuvvetler ancak ortak hareket etme kabiliyet-
leri olmayan sözde cihatçılarla mücadelede yeterli olabildiler. Tek bir
kumanda altında hareket eden SDG (PYD-PKK) kuvvetleri ile mücadeleyi
kesin başarıya ulaştıracak güçleri yok. 

ABD uçakları her an Suriye Ordusu'nu ve destek kuvvetlerini vurabilir.
Geçmişte Palmira ve DeyrezZor'da vurduğu gibi.

Ancak ABD, TSK'yı vurmaya cesaret edemez. Geçmişteki Muavenet sal-
dırısının ve çuval olayının benzerlerinin yapılması bugünkü şartlarda müm-
kün değil. Bu yüzden, sınırımızda PKK'nın daha fazla kök salmasını önle-
mek için Barış Pınarı harekatının yapılması ve PKK'nın 20-30 km güneye
sürülmesi bir zorunluluktur.

Suriye Ordusu'nun belirsiz bir gelecekte Fırat'ın doğusunu da geri alarak
PKK'yı temizlemesini bekleyemeyiz.

Tabii ki bu harekatı Şam ile işbirliği halinde yapmamız en uygun yoldur.
Şam ve Ankara SDG'ye "Teslim ol yoksa TSK kuzeyden, Suriye Ordusu
da güneyden girip seni yok edecek" uyarısı yaptığında büyük ihtimalle
SDG (PKK) teslim olur. Tıpkı TSK ve Irak Ordusu'nun uyarısı sonunda
PKK'nın ve Barzani peşmergelerinin arkalarına bile bakmadan Kerkük
ve civarından kaçmaları gibi.

Tayyip Erdoğan'ın Şam'a bir türlü elini uzatmaması, bu en uygun yolu
olanaksız hale getirmektedir. Ancak bu yapılamıyor diye harekatı tek
başına TSK'nın (ÖSO ile birlikte) yapmasına karşı çıkmak, "İlla ki Şam
ile anlaşıp girelim" demek "PKK'ya vurmayalım" demektir. 

Bilerek veya bilmeyerek (nasıl oluyorsa) ABD-PKK sözcülüğü yapmaktır.
"İlla ki Şam ile" söylemi hakkında geniş bilgi için bakınız:
https://aliserdarbolat.blogspot.com/2019/09/chpnin-suriye-konferans-esad-diktator.html

Harekat, büyük ihtimalle, Güvenli Bölge'yi ele geçirmek için yapılacaktır.
Bu bölgeye ait haritalar için bakınız:
https://aliserdarbolat.blogspot.com/2019/09/guvenli-bolge-icin-erdogann-abdyi-uyars.html

+++

arşiv:

Barış Pınarı'na karşı CHP ve PKK'dan feryatlar ve gözyaşları  07-10-19
CHP'nin Suriye Konferansı: Esad diktatör, PKK cici, Türkiye işgalci  30-09-19

Güvenli Bölge için Erdoğan'ın ABD'yi uyarısı ve CHP'nin endişesi 21-09-19

Güvenli Bölge ve Yeni Anayasa çıkmazları   18-09-19

Suriye'de genel af: Vatan Partisi'nin planı devrede  16-09-19

+++

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder