18 Eylül 2019 Çarşamba

Güvenli Bölge ve Yeni Anayasa çıkmazları

Suriye Dışişleri Bakanlığı, 16 Eylül 2019 günü Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'ne
gönderdiği mektupta, PKK'nın paravan örgütü SDG'yi "ABD ve İsrail projesine hiz-
met eden bölücü terörist milisler" olarak adlandırdı ve bu örgütün işgal ettiği bölge-
lerden (Menbic'den ve Fırat'ın doğusundan) çıkarılacağını bildirdi.

Bakınız:



SDG paravan örgütü arkasına saklanan PKK ve Suriye kolu PYD, Fırat'ın doğusunu
ve Menbic'i (Suriye topraklarının %27'sini) ABD desteği ile işgal etmiş durumda.
Harita için bakınız:

+++

Vatan Partisi'nin önerisinin 3. maddesiİdlib kurtarıldıktan sonra Türkiye 
ve Suriye ordularının Irak, İran ve Rusya'nın da yardımıyla Fırat'ın doğusunu 
ABD - PKK (PYD, YPG, SDG) işgalinden kurtarmalarıdır.

Suriye Ordusu'nun PKK ile mücadeleye odaklanabilmesi için öncelikle
cephe gerisini emniyete alması gerekiyor. Bunun için de İdlib silahlı sözde 
cihatçı teröristlerden kurtarılmalıdır.

+++

Vatan Partisi'nin önerisinin ilk 2 maddesi şöyledir:

1 - Tayyip Erdoğan yönetiminin koruması altındaki 
      Suriyeli örgütler  silah bırakacak
2 - Suriye, silah bırakan örgüt üyelerini affedecek.

Suriye Hükumeti, 14 Eylül 2019 öncesi işlenen terör dahil tüm suçlar için genel
af ilan etti. Şimdi sıra Tayyip Erdoğan'ın koruması altındaki örgütlerin silah 
bırakmasında. Bu örgütleri ikna görevi Tayyip Erdoğan'ındır.

Tayyip Erdoğan'ın da imzaladığı Ankara Zirvesi Ortak Bildirisi Madde 6:
"İdlib'de terör örgütlerini tamamen ortadan kaldırmak amacıyla işbirliği kararlılığı"

Yani: İdlib teröristlerden temizlenecek.
Eğer Tayyip Erdoğan yönetiminin koruması altında olan (ve bundan dolayı
terörist olarak nitelenmeyen) örgüt üyeleri silah bırakıp aftan yararlanmaz ve
evlerine, işlerinin güçlerinin başına dönmezlerse...
Terörist olarak nitelenen El Kaide ve diğer örgütlerle birlikte silahlı isyana devam
ederlerse...
Ölecekler. Ve...
Onların vebali Tayyip Erdoğan'ın boynuna olacaktır.

+++

Tayyip Erdoğan uzun zamandır Fırat'ın doğusunda PKK (SDG) varlığının kabul
edilmeyeceğini söylemektedir.

Beşar Esad da aynı şeyi söylemekteydi. İki gün önce de bu söylemini Birleşmiş
Milletler'e gönderdiği mektupla resmileştirdi.

O halde Türkiye ve Suriye ortak düşmana karşı güçlerini birleştirmelidir.
Esad hazırdır. Ancak Edroğan hala ayak sürümekte, ABD ile "Güvenli Bölge"
(Barış Koridoru) anlaşmaları yapmaya uğraşmaktadır. 

+++

Buradaki açmazlar şunlardır.

Suriye, Rusya ve İran, bir çok kez ABD'nin Suriye'de hukuksuz / gayrımeşru
olarak asker bulundurduğunu açıkladılar. Çünkü Suriye Hükumeti ABD asker-
lerini ülkesine davet etmedi. ABD askerleri Suriye'ye anlaşmasız olarak girdi.

Bundan dolayı, ABD ile Güvenli Bölge anlaşmaları yapmak sorunludur.

Diğer yandan, eğer PKK ve paravan örgütleri (SDG vesaire) bu Güvenli Bölge'yi
tamamen terk ederse, bu bölgenin denetimi kime ait olacaktır?

+++

Doğu Perinçek, Barış Koridoru'nu "Barış Çıkmazı" olarak niteledi:

"Sayın Ruhani köklü çözüm için Suriye'nin bütünlüğüne vurgu yaparken, Sayın
Erdoğan'ın Barış Koridoru'nu bir çözüm olarak görmesi ciddi bir sorun oluşturdu.
Barış Koridoru bir çözüm değil, bir çıkmaz. Barış Çıkmazı demek daha doğru.
Çünkü o koridorda hangi devletin egemenliği olacak, hangi hukuk geçerli olacak?

Suriye, genel af çıkararak ve PKK önderliğindeki SDG'yi terörist ilan ederek 
Türkiye Hükumeti'ne altın tepsi içinde fırsat sundu. Ankara zirvesinden bu
fırsatın değerlendirilmesini beklerdik ve hala bekliyoruz.

Ankara Zirvesi Ortak Bildirisi'nin olumlu yönleri:

Madde 4: Fırat'ın doğusunda (ABD ve PKK işgalindeki bölgede) Suriye'nin
egemenliğinin savunulması

Madde 5: Gayrımeşru özyönetim girişimlerine (PKK kantonları) ve komşu ülkelerin
(Türkiye'nin) güvenliklerini tehdit eden oluşumlara karşı kararlı mücadele

Madde 6: İdlib'de terör örgütlerini tamamen ortadan kaldırmak amacıyla
işbirliği kararlılığı

Madde 11: Irak ve Lübnan'ın yeni gözlemciler olarak kabulü. (Bu kabul, Astana
Süreci'nin Batı Asya Birliği yönünde ilerlediğini gösteriyor.)"


Bakınız:

+++

Tayyip Erdoğan'ın da imzaladığı Zirve Sonuç Bildirgesi'nin 4. Maddesi Fırat'ın
doğusunda Suriye'nin egemenliğini savunduğuna göre, 

yine aynı Tayyip Erdoğan'ın Suriye'nin doğusunu ABD ve PKK ile paylaşma
anlaşması yapmaya çalışması feci bir çıkmazdır.

Dahası, böyle bir anlaşmanın koridorun güneyinde PKK devletçiği (İkinci bir
Barzanistan) ile sonuçlanması tehlikesi vardır. Amerika Türkiye'ye diyebilir ki:
"Koridoru sen aldın, güneyini de PKK alacak"

Ya herro ya merrodur. Ya Suriye Hükumeti tüm ülkeye egemen olur, ya da ülke
parçalanır ve bu parçalardan birini sen alırsan diğerini de PKK alır.

Bu, kaçınılmazdır. Denize gireyim ama ıslanmayayım. Olmaz.

+++

Koridor konusunda diğer bir açmaz, mültecilerin o bölgeye yerleştirilmesidir.

Vatan Partisi'nin önerisinin 4. maddesi:
(İdlib ve Fırat'ın doğusu sözde cihatçı ve PKK'lı teröristlerden temizlendikten sonra)
Türkiye'deki ve diğer ülkelerdeki Suriye'li göçmenler evlerine dönebilecek

Dikkat edilsin: Evlerine dönebilecekler. Yani kendi evlerine.
Doğrusu da budur.

Ancak Tayyip Erdoğan, bu göçmenleri kendi evlerine değil, Fırat'ın doğusunda
sınırımızdan 30 km derinlikteki bir koridorda hiç bilmedikleri, hiç görmedikleri,
kendilerine ait olmayan arazilere yerleştirmekten bahsetmektedir.

O araziler sahipsiz, boş araziler midir ki bol keseden dağıtım sözü veriyoruz?

250 m2 ev, bir o kadar da ekip biçmek için arazi.
Vatandaşlarımız soruyor: Madem ki 250 m2 ev ve bir o kadar arazi bir aile için 
gerekli, o halde Tayyip Bey niçin bizi 60 m2 TOKİ evlerine tıkıştırdı diyorlar.
Bahçeli evlerimizi kentsel dönüşüm diye yıkıp hemi de... diyorlar.

Tayyip Erdoğan: "Tabii ki onlara iş de bulmak lazım. İş yerleri açmak lazım" diyor.
Vatandaşlarımız soruyor: Oh ne ala hem 250 m2 ev, hem bahçe, hem de iş.
Madem iş yeri açmak o kadar kolay, 4 milyondan fazla işsiz T.C. vatandaşı var.
Niçin onların çalışabileceği iş yerleri açılmıyor da Suriye'de Suriyelilere iş yeri
açılıyor diyorlar.

Alemin ağzı torba değil ki büzesin. Soruyorlar da soruyorlar. Gel de yanıtla...???

+++

Gelelim Yeni Anayasa meselesine...


Hem Cenevre'de toplanan Batılı emperyalistler
Hem de Astana'da toplanan Rusya, İran, Türkiye
İlle de Suriye'ye Anayasa yapalım diye tutturmuşlar.

Ne hakla? Suriye bir sömürge midir ki ona başka devletler Anayasa yapsın?

Suriye'nin kendi Anayasası var.
Yenisi lazım olursa, veya  mevcut Anayasada değişiklik gerekirse...
Suriye halkı yapar.

İster müttefik, ister şu ister bu
hiç bir ülkenin başka bir ülkeye Anayasa dayatması kabul edilemez.

Boşa kürek çekiyorsunuz.
Suriye halkı, ordusu, hükumeti, devleti
yabancıların tayin ettiği kişilerin kaleme alacağı
yani yabancıların hazırlayıp dayattığı bir Anayasa'yı kabul etmez.
Etmeyecek.

Vesselam.

+++

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder