2 Mart 2012 Cuma

MGK kararı milli güvenliğimize aykırı


Ali Serdar Bolat   2 Mart 2012


Son MGK toplantısından çok vahim bir karar çıktı.
"Milli Eğitim Bakanı da MGK'ya katıldı, asker 4+4+4 formülüne ayar çekti, evde eğitim ikinci 4 yıldan sonraya alındı, bu da 27 Şubat müdahalesi" gibi zırtapozca yorumlar bu vahim kararı gölgede bıraktı.
Karar şu:
"Suriye'de devam eden şiddet, yıldırma ve toplu kıyım eylemlerine uluslararası toplumun seyirci kalmaması gerektiği vurgulanmıştır"

Peki, nedir bu uluslararası toplum?
Çin, Rusya, İran, Irak, Lübnan, Latin Amerika ülkeleri, BRICS ülkeleri ve benzerleri Suriye'ye müdahaleye karşı olduklarına göre, "Uluslararası toplum" sözü ile bunlar kastedilmiyor.
"Uluslararası toplum" demekle Afganistan, Irak ve Libya halklarının katilleri olan emperyalist ülkeler, yani Amerika ve Avrupa Birliği kastediliyor.
Bir de Katar ve Suudi Arabistan başta olmak üzere emperyalistlerin tetikçileri var, onlar emir kulu, onlara çağrı yapmak gereksiz.


Bu karar, milli güvenliğimize aykırı.
Niçin?

Barzani ve PKK'nın tüm çabalarına rağmen, Suriye'deki Kürtler ayrılıkçı bir harekete ikna edilemiyordu.
Amerika, Kürtleri Esad'a karşı kışkırtmak için, Suriye'li saygın Kürt lider Meşal Temmo'yu bir suikast düzenleyerek öldürdü ve cinayeti Suriye hükümetinin düzenlediğini öne süren yoğun bir propaganda süreci başlattı.
Ancak Suriye Kürtleri bu dolmayı yutmadılar ve Esad karşıtı cepheye katılmadılar.
Daha sonra PKK, cinayette görev aldığını itiraf etti.

Bu sorunu çözmek için, isyancı "Ulusal Konsey"in Başkanı Burhan Galyun, Tunus toplantısında "Esad'ın devrilmesi durumunda Kürtlere özerklik vereceğiz" diye ilan etti.

Suriye müdahalesinin asıl amacı, Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesi'nin kilit taşı olan Büyük Kürdistan'ın Suriye parçasının da kopartılmasıdır.
Suriye parçası, Irak'tan kopartılmış olan Barzani parçası ile birleşecek, bu kargaşada Türkiye parçası da kopartılacaktır.

Suriye'ye saldırı ve Esad rejiminin yıkılması Suriye'nin parçalanması ile sonuçlanacaktır.
Bu, kaçınılmazdır. Irak'taki senaryo aynen tekrarlanacaktır. Plan budur.
Suriye'nin bölünmesi, Türkiye'nin bölünmesini hızlandıracaktır.
Kürt kökenli yurttaşlarımız, "Barzani bölgesi + Suriye Kürt Bölgesi" birleşik çekim gücünün cazibesine hızla kapılacaklardır.

Zaten PKK çoktan uluslararası topluma "Türkiye'ye müdahale edin" çağrısı yapmıştı.
BDP, Uludere olayı dolayısı ile, uluslararası toplumun mahkemesine Türk Ordusu'nu savaş suçlusu olarak gösteren dava başvurusunu yaptı.
Mahkeme, başvuruyu kabul etti.

Şimdi çelişkiye bakalım:
---Uluslararası toplum Türk Ordusu'nu savaş suçlusu olarak yargılıyor.
---Türkiye uluslararası toplumu Suriye'ye müdahaleye teşvik ediyor.
    Türkiye bu müdahale için neyi bahane ediyor?
    "Şiddet, yıldırma ve toplu kıyım eylemleri" varmış Suriye'de.
   Biliyoruz ki, bu eylemler isyancı teröristlere karşı yapılıyor.

   Peki, yakın gelecekte PKK ve BDP isyana başlarsa, teröristler BDP'nin özerklik ilan ettiği bölgede bu özerkliği hayata geçirmek için köy, kasaba ve şehirlerde köşe başlarını tutarlarsa, aynen bugün Suriye'de olduğu gibi polise askere ateş açmaya başlarlarsa, ne yapacağız? "Aman bunlara karşı ateş açmayalım, yoksa uluslararası toplum toplu kıyım yapıyoruz diye müdahale eder, iyisi mi bırakalım ayrılsınlar, o bölgeden askeri polisi çekelim" mi diyeceğiz?

   Zaten uluslararası toplumun "Ermeni soykırımı yaptınız" diye feryat etmesi bir tarih merakından ileri gelmiyor, amaçları Türkiye'de kışkırtacakları bölücü Kürt ayaklanmasını bastırmaya kalktığımızda: "Ermenilere yaptıkları gibi Kürtlere de soykırım uyguluyorlar" diyebilmek için şimdiden kamuoyu yaratmak.

Siz bugün Suriye'nin silahlı isyancıları bastırmasını "toplu kıyım" olarak nitelerseniz, ilerde çıkaracakları bölücü Kürt isyanını bastırma hareketimizi "toplu kıyım" olarak nitelemelerine nasıl itiraz edebileceksiniz?

Uluslararası toplum bugün nasıl Suriye'de isyan tezgahlıyorsa, ilerde Türkiye'de de tezgahlayacak.
Amerika haritasını bile yaptı. 4 ülkeden parça koparıp "Büyük Kürdistan" kuracak.
Irak tamam. Bugün Irak'ta yapılan Suriye'de tekrarlanmaya çalışılıyor. Sırada Türkiye.
Bugün Suriye'ye yönelttiğiniz her suçlama, yarın bölücü Kürt ayaklanması durumunda Türkiye'ye yöneltilecektir.
Bugün Suriye'ye saldıranlar, yarın Türkiye'nin bölünmesinin önünü açtıklarının acaba farkında mıdırlar?
ABD görevlilerini, yandaş medyayı kastetmiyorum, onlar yaptıklarının bilincindeler. Onların yaygaralarına kapılanlara soruyorum

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder