Ali Serdar Bolat 12 Mart 2012
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu diyor ki:
"Sayın Başbakan'a çağrıda bulundum. "4+4+4 konusunda uzlaşalım" dedim.
Uzlaşma kültürünü de böylece yerleştirmiş oluruz.
Ama Sayın Başbakan kabul etmedi.
"Hangi konuda uzlaştık ki bu konuda uzlaşalım" diyor.
Anayasa konusunda uzlaştık ya. Uzlaşma Komisyonu kurduk ya.
Ama Sayın Başbakanın bunlardan haberi yok.
Çünkü kendisinde uzlaşma kültürü yok. Postmodern anlayışı var"
Anayasa konusunda uzlaşmışlar ama Başbakanın haberi yokmuş.
Ne bu, komedi filmi mi çeviriyoruz.
Aslında Başbakan uzlaşmadı ki. Sadece CHP'yi ve MHP'yi aldattı.
Onlar da bilerek veya bilmeyerek tuzağa düştüler. Her iki olasılık birbirinden beter.
CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, 4 Mart 2012 Ümraniye Milli Anayasa Forumu'nda dedi ki:
"AKP ile centilmenlik anlaşması yaptık, üzerinde uzlaşılamayan maddeler gündeme getirilmeyecek."
Sayın Kılıçdaroğlu, Kamer Genç, ağzınızdan çıkan lafı kulağınız duyuyor mu?
İnsan yakanlarla centilmenlik anlaşması yapılabilir mi?
Onlarla uzlaşılabilir mi?
Onlarla uzlaşılabilir mi?
İnsan yakan kişi aynı zamanda centilmen olabilir mi?
İnsan yakanlar demokratik Anayasa yapabilirler mi?
Hem "Diktatör" diyorsunuz, hem de "Uzlaştık, uzlaşalım, centilmenlik anlaşması"...
Ne yaman çelişki.
Tuzağa düştünüz. "Bilerek düştünüz" demeye dilim varmıyor.
Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na katılıp masaya oturmakla:
1 - Bu Meclisin yeni Anayasa yapma yetkisi olduğunu,
2 - AKP'nin "Birlikte Anayasa yapılabilecek demokratik, meşru bir parti" olduğunu
kabul etmiş oldunuz.
Anayasamızın 87. Maddesi, TBMM'nin neler yapabileceğini bir bir saymaktadır.
Bunlar arasında "Yeni Anayasa" yapma yetkisi yoktur, ancak değişiklik yapma yetkisi vardır.
CHP ve MHP olarak bunu bile söyleyemediniz. Yazıklar olsun.
12 Eylül 2011 referandumunda AKP'nin Anayasa değişikliği ile Yargıyı Hükümete bağladığını, kuvvetler ayrılığı prensibini yok ettiğini, yani demokrasiyi rafa kaldırdığını gördünüz.
Bunu yapan bir partiden nasıl demokratik bir Anayasa yapmasını bekliyorsunuz?
Hem de AKP "Yargıyı denetimine alan maddeleri Yeni Anayasa'da aynen koruyacağını, bunun kırmızı çizgisi olduğunu" beyan etmişken.
Sizin ise hiçbir kırmızı çizginiz yok.
Uzlaşma Komisyonu'nda üzerinde anlaşmaya vardığınız maddeler TBMM'de oylandıktan sonra, AKP centilmenlik anlaşmasını bir tarafa atarak üzerinde uzlaşılmayan maddeleri de BDP'nin de desteğiyle Meclis'ten geçirecek.
Bunu göremiyor musunuz? Görmemeniz mümkün değil.
Bu noktadan sonra "Biz bu yeni Anayasa'yı kabul etmiyoruz" diyebilecek misiniz? Diyemezsiniz.
Demek ki, CHP ve MHP'nin Uzlaşma Komisyonu'na katılması, AKP ile PKK'nın ortaklaşa çıkaracakları Bölünme Anayasası'nı kabul edeceklerinin şimdiden beyan edilmesidir.
Böyle olmasaydı, "Bu Meclis Anayasa yapamaz, AKP hiç yapamaz, Meclisten geçirse bile kabul etmeyiz, dünyayı başlarına yıkarız" demeleri gerekirdi.
Siz Anayasa için uzlaşırsanız, AKP sizinle başka konuda uzlaşmaz.
Örneğin Milli Eğitim konusunda hiç uzlaşmaz.
4+4+4 komisyonundan tekme tokat atılırsınuz, gırtlağınız sıkılır.
Sayın Bülent Esinoğlu (İP MKK Üyesi) olayı şöyle açıklıyor:
"Eğer siz Anayasa Komisyonunda, bölünme Anayasasının yapımında, AKP’liler ile bir masaya oturursanız,
Amerika bölünme Anayasasını, sizin üzerinizden meşrulaştırmak isterken, siz onlarla o masaya oturursanız,
Milli Eğitim masasına sizi oturtmazlar. Tekme tokat atarlar.
Bir yerde beraber olup, öte tarafta direnmeye kalkarsanız, sizi halka "bozguncu" diye takdim ederler.
"Darbeciler yargılansın, suçlular ayıklansın" dediğiniz gün, AKP’nin değirmenine su taşımaya başladınız.
AKP artık her konuda sizin üzerinizden meşrulaştı. AKP’nin emperyalizmden aldığı talimatları, yerine getirmesinde hep AKP’ye destek oldunuz
Bundan sonra yeni Anayasa yapımında masada otursanız da oturmasanız da ilkesel olarak kaybettiniz.
Bu AKP dayağından sonra da, masada oturmaya devam edecek misiniz?
Ederseniz, sizin Milli eğitim konusundaki direnişin samimiyetine kim inanır?"
Madımak hala yanıyor
İnsan yakan yaratıkların avukatları AKP üst düzey yönetici koltuklarında oturuyor.
AKP'nin HSYK'sının yetkilisi demeç verdi: "Yapılacak bir şey yok, zaman aşımı kararı verilir."
AİHM'in insanlık suçlarına zaman aşımı uygulanmaması yönündeki kararına uygun olarak verilebilecek olan bir kararı bu talimatı ile önledi.
AKP, "Zaman aşımını uygulayın, çatlak ses çıkımasın" talimatı ile yargıya müdahale etti.
İnsan yakan yaratıkların ceza almaması için böylesine gayret gösteren bir parti ile mi Anayasa yapacaksınız
Dahası, AKP, Danıştay'a başvurulması ihtimaline karşı ilgili Danıştay dairesi hakimlerini değiştirdi.
İnsan yakan yaratıkları koruyanlarla centilmenlik anlaşması yapılır mı, uzlaşma komisyonu kurulur mu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder