Erdoğan'ın Amerikan CBS TV'ye konuşması "Türkiye Cumhurbaşkanı
meydan okuyor" başlığı ile yayınlandı. Konuşmanın aşağıdaki video
kaydında yayınlanan bölümünde Erdoğan şöyle diyor:
"ABD Suriye'den çıkmalıdır, Irak'tan çıkmalıdır.
Afganistan'dan çıktıkları gibi çıkmalıdır."
"Türkiye'de maalesef terör örgütleri Amerika'dan çok ciddi silah ve
mühimmat desteği aldı. Bu, geçmiş hükümette de aynı şekilde oldu,
şu anda da aynı şekilde oluyor."
"Bu terör örgütlerine bu tür silah desteklerinin verilmemesi gerekir.
NATO'da birlikte olduğumuz Amerika, Türkiye ile birlikte mi hareket
edecek, yoksa PKK-PYD-YPG terör örgütleri ile mi, bunun kararını
vermesi lazım."
"S-400 alımı ile ilgili olarak, hangi ülkeden ne alacağımıza biz karar
veririz. Türkiye'nin kendini savunmasına kimse müdahale edemez."
Video kaydı:
https://www.youtube.com/watch?v=YAA_XQlVsgk
ÖNEMLİ NOT:
Video kaydında alt yazıyı yazanlar, Erdoğan'ın sözlerini çarpıtarak,
şöyle yazmışlar: "Amerika terör örgütleri ile mi, yoksa NATO'da
beraber olduğu dostuyla, Türkiye'yle mi beraber hareket edecek."
Videonun 1:50 dakikasından sonrasını dikkatle dinleyiniz. Erdoğan
"dost" falan demiyor. Maalesef ULUSAL KANAL da dikkat etmeyerek
bu tuzağa düşmüş.
+++
"Biden, terör örgütlerine silah, mühimmat, araç gereç taşımaya başladı.
Biz bunu elimizi kolumuzu sallaya sallaya seyredecek değiliz."
"Amerika 'Kapılar açılsın ve Afgan halkı Türkiye'ye girsin' diyemez.
Nitekim böyle bir şeye biz, açık da değiliz, müsaade de etmeyiz."
"Türk-Amerikan ilişkilerinde sağlıklı bir sürecin işlediğini söyleyemem.
Niye? Bakın biz F-35'ler için1 milyar 400 milyon dolar ödeme yaptık ve
bu F-35'ler bize teslim edilmedi. Amerika önce bunu bir defa halletmeli.
S-400 konusunu bahane edip F-35'leri vermemek, devletler arası ilişki-
lerde, diplomasi noktasında ve münasebetler noktasında bir kimlik ortaya
koymaktır."
"Bize sürekli S-400'ü dayatmalarını kabul etmemiz mümkün değil. Bizim
için S-400 işi bitmiştir. Buradan geri adım atmamız da mümkün değil.
Biz Türkiye olarak dürüst davranıyoruz, ama Amerika maalesef
dürüst davranmadı, davranmıyor."
"Sen bana Patriot vermeyeceksin, ondan sonra biz S-400'ü aldığımızda
'Niye aldın?' diyeceksin. Türkiye, kendi savunması için ne gerekiyorsa onu
alır. Gerekirse bunları üretmeye de başlar. Zaten şu anda başladık."
"Temennim odur ki iki NATO ülkesi olarak birbirimize hasmane değil,
dostane davranalım. Ama iki NATO ülkesi olarak şu andaki gidiş pek
hayra alamet değil."
"Rusya ile ilişkilerde şu ana kadar herhangi bir yanlış görmedik.
Suriye'deki gelişmeleri daha iyi bir konuma taşıma noktasında
zaman zaman bazı sıkıntılar yaşamıyor değiliz. Ama bunu da
attığımız adımlarla hemen telafi edebiliyoruz."
"Sayın Putin, Azerbaycan’da eğer devlet adamlığını tam manasıyla
ortaya koymamış olsaydı, Azerbaycan'dan bu şekilde çıkılmazdı.
Ama bunu ortaya isabetli kararlarla koyduğu için Azerbaycan'dan
çok çok olumlu bir şekilde çıkma şansını yakaladık."
+++
"Amerika ile bizim münasebetlerimiz iki NATO ülkesi olarak bu olmamalı.
Amerika şu anda terör örgütlerine beklenenin çok çok üzerinde destek
veriyor ve onlarla mücadele etmesi gerekirken mücadeleyi bırakın tam
aksine onlara yüklü miktarda silah, araç, gereç destekleri veriyor."
Gerek ABD'deki konuşmalarında, gerekse Üsküdar'da buraya kadar
olumlu yönde mesajlar veren Erdoğan, ani bir çıkışla bir çuval inciri
berbat ediyor. Buyurun:
"Suriye'de rejim maalesef, burada bizim için ülkemizin güneyinde
adeta bir tehdit oluşturuyor. Burada bir dost ülke olarak da Sayın
Putin'den daha doğrusu Rusya'dan bir dayanışmamızın gereği olarak,
farklı yaklaşımlar bekliyorum."
Erdoğan'ın "Suriye'de rejim" dediği, Suriye Hükümeti. Halkın oyu ile
iş başına gelmiş olan ve kendisi gibi 4 kez seçimlerden zaferle çıkan
Beşar Esad'ı beğenmiyor, onu tehdit olarak görüyor.
Bakınız:
Suriye seçimini tanımamak ABD - İsrail mevzisidir
Beşar Esad ile neredeyse ortak bakanlar kurulu toplayacak derecede
samimi olan Erdoğan değil miydi? Davutoğlu Esad'a ABD kışkırtması
ile "Müslüman Kardeşler'den de bir kaç bakan al" baskısı yapıp sonuç
alamayınca, "Kardeşim Esad" birden "Diktatör Esed" oluverdi.
Başar Esad size gelip "Ey Erdoğan, CHP'den de bir kaç bakan al" dese
idi, kabul eder miydiniz? Başka devletlerin iç işlerine karışmayı nasıl
kendinizde hak olarak görüyorsunuz?
Geçmişte Davutoğlu "Şam'da Emevi Camisi'nde namaz kılacağız" diye
ABD-NATO saldırısına destek vermişti. O zaman Türkiye Suriye'ye
tehdit oluşturuyordu. Suriye bize tehdit oluşturmadı. PKK ve sözde
şeriatçı teröristlerin ABD desteğinde Suriye'yi ateşe vermesine yardımcı
olan Davutoğlu değil miydi? Siz de o zaman buna göz yummadınız mı?
"Suriye tehdit oluşturuyor" demek, "Rusya tehdit oluşturuyor" demektir.
Çünkü Suriye ile Rusya müttefik. Putin'e böyle bir şey söylemek, bir
çuval inciri berbat etmek değil de nedir?
Hele bugün Soçi'de Putin'e "Kırım Ukrayna toprağıdır" derseniz, Putin
de karşılık olarak "Siz de Kıbrıs'ta işgalcisiniz" derse (demez ya) ne
yapacaksınız? Türkiye Kıbrıs'ta ne kadar haklı ise, Rusya da Kırım'da
o kadar haklı çünkü.
T.C. Dışişleri Bakanlığı, tam da sizin Putin ile buluşmanızın öncesinde,
"Kırım'daki Duma (Meclis) seçimleri hukuki değil" açıklaması yaptı.
Rusya da "KKTC seçimleri hukuki değil" derse ne yanıt vereceksiniz?
Siz Rusya'nın altını oyun, Rusya da buna karşılık sizi el üstünde tutsun.
Nereye kadar? Neticede Putin de bir fani. Sabır nereye kadar?
Bakınız:
Rusya'dan Türkiye'ye Kırım uyarısı
Ayrıca, siz "Suriye tehdit", "Kırım Ukrayna toprağı" dedikçe "ABD Suriye
ve Irak'tan çıkmalıdır" sözleriniz hiç bir şey ifade etmez. Sizin Rusya ve
Suriye ile olan çelişkilerinizi kullanan ABD, bölgeden çıkmaz.
Kısacası: Yaptığınız işler, istediğiniz şeylerin olmasını engelliyor.
Yok mu size bunu anlatacak ABD yanlısı olmayan bir danışmanınız?
+++
arşiv:
Abhazya-Vatan ortak bildirisi:
Türkiye Abhazya'yı tanısın, Rusya da KKTC'yi
Karabağ'da Rusya ile işbirliği formülü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder