11 Haziran 2013 Salı

Öcalan posteri de işe yaramadı, molotof deneyelim

Öcalan posterleri açılması olayını en çarpıcı şekilde MHP Milletvekili Lütfü Türkkan açıkladı:
"Taksim'in dağıtılması işini polisten alıp PKK'ya ihale etmişler."
 
Gaz bombasıyla, biber gazı ile, copla, cinayetle, kafa göz yarmakla ayaklanan halkı dağıtamayan AKP Hükümeti, sahaya PKK'yı sürdü.
Öcalan posteri açarak halkı soğutmaya, meydanı terk etmelerini sağlamaya çalıştı. Başaramadı.
İzmir'de Öcalan posterlerini açamadan indirmek zorunda kaldılar.
Taksim'de ise kürsünün önüne gelen 100 kadar PKK-BDP'li aniden posterleri açtılar. Bir saat kadar açık kalan posterler halkın protestosu ile indirildi.
BDP miting alanının dışına çıkana kadar "PKK dışarı", "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganları atıldı.
 
Sabahattin Önkibar (Aydınlık yazarı) :
"PKK'nın Taksim'e ve gösterilere sızmaya çalışması derin AKP operasyonudur. Ve kanaatimizce arkasında Apo'nun yoldaşı MİT vardır.
 
Dilek Akagün Yılmaz (CHP Milletvekili) :
"Türk halkının bu haklı mücadelesini tek başına bastıramayacağını anlayan AKP'nin imdadına yine Öcalan, PKK ve BDP koşmuştur."
 
Sinan Oğan (MHP Milletvekili) :
"AKP, BDP'lileri İmralı'ya gönderip Öcalan'dan yardım istedi. Öcalan da Gezi Parkı'na destek açıklaması ile AKP'ye can simidi oldu."
 
Lütfü Türkkan (MHP Milletvekili) :

"Taksim'de, oranın dağıtılma işini polisten alıp PKK'ya ihale etmişler."

Aydınlık, 11 Haziran 2013


Sırrı Süreyya Önder (BDP Milletvekili) :
"Taksim Meydanı'nda bir tek Kemalist var, o da AKP Hükümeti.
Bu çocuklara yapılacak en büyük kötülük bunları Kemalist diye kodlamaktır. Öyle değiller çünkü."
 
Demek ki Atatürk posterleri, Türk bayrakları taşıyan insanlar Kemalist değil de, Atatürk'e ayyaş diyenler Kemalist, öyle mi?
Evet, alanda Kemalist olmayan ama solcu olduklarını iddia eden birçok gurup da var, ama bunlar tüm yurtta ayağa kalkan kitlenin ancak yüzde biri. Belki o kadar bile değil.
Ama onlar, Atatürk posterleri taşıyan, "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diye haykıran ezici çoğunluk ile omuz omuza mücadele ediyorlar. Onları PKK'nın kuyruğuna takma çabanız boşa gidecektir. Çünkü onlar "Hükümet istifa" diye haykırıyorlar, sizin gibi "Hükümet istifa diye bir talebimiz yoktur" demiyorlar.
 
Bu mücadele, solcu ve sosyalistleri PKK'nın kuyruğundan koparacaktır. Süreç bu yöndedir. Sırrı Süreyya'nın telaşı bundandır.
 
Halkımız, Ömer Seyfettin'in "Tuhaf Bir Zulüm" hikayesindeki gibi domuzların önünden kaçmamıştır. Aksine, domuzları kovalamıştır. AKP - PKK planı boşa çıkmıştır.
PKK ve Öcalan posterleri ile de halkı dağıtamayacağını gören AKP Hükümeti, sahaya molotof atan kışkırtıcı ajanları (provokatörleri) sürdü.
 
Molotof atanlar teröristtir. Polisle birlikte hareket etmektedirler.
Polisin yanısıra ellerinde demir çubuklarla halka saldıran AKP ve PKK üyesi teröristler, şimdi de "molotof atan eylemci" rolündedirler.
Mümkün olabilirse bunları yakalayıp teşhir etmek bir görevdir.
 
********
 
Tuhaf Bir Zulüm
 
Koştanof, Ömer Seyfettin'i Kepazef'e tanıtırken "O bir milliyetçi" der. Kepazef "Türk'ten ne milliyetçi olur, ne sosyalist" diye itiraz eder. "Türklerde hiçbir fikir, ideal yoktur, yalnız tutuculuk vardır" Ve bundan nasıl yararlandığını anlatır: "Hükümet kurulunca Bulgaristan'ın yalnız ismi vardı. Halkın yarıdan çoğu Türk idi. Bir gün Milletvekili İstanbulof bana "Bu Türkleri ne yapacağız" dedi. Planımı anlattım, o da uyguladı. Kendimi Deliorman'a kaymakam tayin ettirdim. Orada ilaç için bir tek Bulgar yoktu. Hemen bir Makedonya bir aileyi getirttim. Gizli ödenekten dört lira verdim. "10-15 domuz al, aç tut, yiyecek bir şey verme, sokaklarda tarlalarda kendilerine yiyecek bulsunlar" dedim. Türkler şikayet için gelince onlara "Biz sizin koyunlarınıza bir şey diyor muyuz" dedim. Domuzların içtiği çeşmeden su almıyorlar, gezindiği çayırlarda koyunlarını otlatamıyorlardı. Altı yedi ay içinde küçük bir sürü üredi, tüm kasabayı kapladı. Türkler mallarını, evlerini yok pahasına satıp kaçıyorlardı. Ben de hükümet adına boyuna alıyordum. Ateş önünden kaçarmış gibi yüzlerce senelik yurtlarından uzaklaştılar. Sonra aynı planı diğer yerlere uyguladık".
 
Benzer planı yıllar sonra Todor Jivkov uygulayacak, isimlerinin değiştirilmesini Müslümanlığa aykırı gören Türkler yangından kaçar gibi kaçacaklardı. Turgut Özal ise "Ne yapıyorsunuz, ecdadımız o toprakları kan dökerek aldı, nasıl Bulgar'a bırakıp kaçarsınız. Oturun oturduğunuz yerde" diyeceğine, kapıları açtı, Bulgarın planına yardımcı oldu.
Yüzlerce yıllık topraklarımızı işte böyle kaybettik. Bulgaristan'da azınlığa düştük.
 
AKP'nin plan tutmadı. İçimize sokulan PKK'lılardan korkup kaçmadık. Ömer Seyfettin rahat uyuyabilir. Türk Milleti uyanmıştır.
 
********
arşiv
 
Taksim Cumhuriyetle Hesaplaşma Projesi   3 Haziran 2013

"AKP'ye 8 isyan günü" fotoromanı   4 Haziran 2013

Abdocan elinde Türk bayrağı ile vuruldu     5 Haziran 2013
 
Halka sırtlarını döndüler, Gül'e sarıldılar   6 Haziran 2013
 
PKK, hükümeti koruma altına aldı   8 Haziran 2013
********

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder