Öcalan posterleri açılması olayını en çarpıcı şekilde
MHP Milletvekili Lütfü Türkkan
açıkladı:
"Taksim'in dağıtılması işini
polisten alıp PKK'ya ihale etmişler."
Gaz bombasıyla, biber gazı ile, copla, cinayetle, kafa göz
yarmakla ayaklanan halkı dağıtamayan AKP Hükümeti, sahaya PKK'yı
sürdü.
Öcalan posteri açarak halkı soğutmaya, meydanı terk
etmelerini sağlamaya çalıştı. Başaramadı.
İzmir'de Öcalan posterlerini açamadan indirmek zorunda
kaldılar.
Taksim'de ise kürsünün önüne gelen 100 kadar PKK-BDP'li
aniden posterleri açtılar. Bir saat kadar açık kalan posterler halkın protestosu
ile indirildi.
BDP miting alanının dışına çıkana kadar "PKK dışarı",
"Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganları atıldı.
Sabahattin Önkibar (Aydınlık
yazarı) :
"PKK'nın Taksim'e ve gösterilere sızmaya çalışması derin
AKP operasyonudur. Ve kanaatimizce arkasında Apo'nun yoldaşı MİT
vardır.
Dilek Akagün Yılmaz (CHP
Milletvekili) :
"Türk halkının bu haklı mücadelesini tek başına
bastıramayacağını anlayan AKP'nin imdadına yine Öcalan, PKK ve BDP
koşmuştur."
Sinan Oğan (MHP Milletvekili)
:
"AKP, BDP'lileri İmralı'ya gönderip Öcalan'dan yardım
istedi. Öcalan da Gezi Parkı'na destek açıklaması ile AKP'ye can simidi
oldu."
Lütfü Türkkan (MHP
Milletvekili) :
"Taksim'de, oranın dağıtılma işini polisten alıp PKK'ya
ihale etmişler."
Aydınlık, 11 Haziran 2013
Sırrı Süreyya Önder (BDP
Milletvekili) :
"Taksim Meydanı'nda bir tek Kemalist var, o da AKP
Hükümeti.
Bu çocuklara yapılacak en büyük kötülük bunları Kemalist
diye kodlamaktır. Öyle değiller çünkü."
Demek ki Atatürk posterleri, Türk bayrakları taşıyan
insanlar Kemalist değil de, Atatürk'e ayyaş diyenler Kemalist, öyle
mi?
Evet, alanda Kemalist olmayan ama solcu olduklarını iddia
eden birçok gurup da var, ama bunlar tüm yurtta ayağa kalkan kitlenin
ancak yüzde biri. Belki o kadar bile değil.
Ama onlar, Atatürk posterleri taşıyan, "Mustafa Kemal'in
askerleriyiz" diye haykıran ezici çoğunluk ile omuz omuza mücadele ediyorlar.
Onları PKK'nın kuyruğuna takma çabanız boşa gidecektir. Çünkü onlar "Hükümet
istifa" diye haykırıyorlar, sizin gibi "Hükümet istifa diye bir talebimiz
yoktur" demiyorlar.
Bu mücadele, solcu ve sosyalistleri PKK'nın kuyruğundan
koparacaktır. Süreç bu yöndedir. Sırrı Süreyya'nın telaşı
bundandır.
Halkımız, Ömer Seyfettin'in "Tuhaf Bir Zulüm"
hikayesindeki gibi domuzların önünden kaçmamıştır. Aksine, domuzları
kovalamıştır. AKP - PKK planı boşa çıkmıştır.
PKK ve Öcalan posterleri ile de halkı dağıtamayacağını
gören AKP Hükümeti, sahaya molotof atan kışkırtıcı ajanları (provokatörleri)
sürdü.
Molotof atanlar teröristtir. Polisle birlikte hareket
etmektedirler.
Polisin yanısıra ellerinde demir çubuklarla halka saldıran
AKP ve PKK üyesi teröristler, şimdi de "molotof atan eylemci"
rolündedirler.
Mümkün olabilirse bunları yakalayıp teşhir etmek bir
görevdir.
********
Tuhaf Bir Zulüm
Koştanof, Ömer Seyfettin'i Kepazef'e tanıtırken "O bir
milliyetçi" der. Kepazef "Türk'ten ne milliyetçi olur, ne sosyalist" diye itiraz
eder. "Türklerde hiçbir fikir, ideal yoktur, yalnız tutuculuk vardır" Ve bundan
nasıl yararlandığını anlatır: "Hükümet kurulunca Bulgaristan'ın yalnız ismi
vardı. Halkın yarıdan çoğu Türk idi. Bir gün Milletvekili İstanbulof bana "Bu
Türkleri ne yapacağız" dedi. Planımı anlattım, o da uyguladı. Kendimi
Deliorman'a kaymakam tayin ettirdim. Orada ilaç için bir tek Bulgar yoktu. Hemen
bir Makedonya bir aileyi getirttim. Gizli ödenekten dört lira verdim. "10-15
domuz al, aç tut, yiyecek bir şey verme, sokaklarda tarlalarda kendilerine
yiyecek bulsunlar" dedim. Türkler şikayet için gelince onlara "Biz sizin
koyunlarınıza bir şey diyor muyuz" dedim. Domuzların içtiği çeşmeden su
almıyorlar, gezindiği çayırlarda koyunlarını otlatamıyorlardı. Altı yedi ay
içinde küçük bir sürü üredi, tüm kasabayı kapladı. Türkler mallarını, evlerini
yok pahasına satıp kaçıyorlardı. Ben de hükümet adına boyuna alıyordum. Ateş
önünden kaçarmış gibi yüzlerce senelik yurtlarından uzaklaştılar. Sonra aynı
planı diğer yerlere uyguladık".
Benzer planı yıllar sonra Todor Jivkov uygulayacak,
isimlerinin değiştirilmesini Müslümanlığa aykırı gören Türkler yangından kaçar
gibi kaçacaklardı. Turgut Özal ise "Ne yapıyorsunuz, ecdadımız o toprakları kan
dökerek aldı, nasıl Bulgar'a bırakıp kaçarsınız. Oturun oturduğunuz yerde"
diyeceğine, kapıları açtı, Bulgarın planına yardımcı oldu.
Yüzlerce yıllık topraklarımızı işte böyle kaybettik.
Bulgaristan'da azınlığa düştük.
AKP'nin plan tutmadı. İçimize sokulan PKK'lılardan korkup
kaçmadık. Ömer Seyfettin rahat uyuyabilir. Türk Milleti uyanmıştır.
********
arşiv
Taksim Cumhuriyetle Hesaplaşma
Projesi 3 Haziran 2013
"AKP'ye 8 isyan günü"
fotoromanı 4 Haziran
2013
Abdocan elinde Türk bayrağı ile
vuruldu 5 Haziran
2013
Halka sırtlarını döndüler, Gül'e
sarıldılar 6 Haziran 2013
PKK, hükümeti
koruma altına aldı 8 Haziran 2013
9 Haziran Taksim
mitingi:
Biber gazı fayda etmedi, Öcalan
posterini deneyelim
********
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder