Suç
duyurusunda bulunuyorum.
Cumhuriyet
Savcılarını göreve davet ediyorum.
Mahkeme
Heyeti, E. Org. Ergin Saygun'un ölmesi için elinden geleni yapmaktadır.
Bu,
Ergenekon ve Balyoz Mahkeme heyetlerinin ilk suçları değildir.
Bundan
önce de yirmiye yakın yurtseverin ölümüne neden olmuşlardır.
Cinayete
tam teşebbüs ve taammüden ölüme sebebiyet suçlarından müebbetle yargılanmaları
için suç duyurusu yapıyor, Cumhuriyet Savcılarını göreve
çağırıyorum.
Ergin Saygun ve kızı Ece Saygun
Balyoz
esiri Org. Ergin Saygun yaklaşık 5 aydır Mehmet Akif Ersoy Kalp ve Damar
Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi görüyor.
Hastane,
geçen hafta, Saygun'un hastane koşullarında tedavi edilemeyeceğine dair rapor
verdi.
Saygun'un
cezaevi koşullarında kalmasının son derece tehlikeli olduğu daha önce de iki kez
raporlarla belirtildi.
Her
rapordan sonra Org. Saygun Adli Tıp'a gönderildi. Adli Tıp'taki yandaşlar ne
dediği anlaşılmayan raporlar verdi.
Buna
dayanan Mahkeme Heyeti, iki defa tahliyeyi reddetti.
Adli
Tıp'tan yine ne dediği belli olmayan bir rapor alarak tahliyeyi önlemek
amacıyla, mahkeme, Saygun'u üçüncü defa Adli Tıp'a sevk etti.
********
Durum öylesine kör parmağım
gözüne ki, AKP'nin bir numaralı yalakası Mehmet Ali Birand bile
Mahkemenin cinayet işlemekte olduğunu yazdı.
Demek ki içinde hala bir vicdan kırıntısı kalmış. Diğer yalakalarda o
kırıntı bile yok.
İşte Birand'ın Mahkemeyi ve Adli Tıp'ı cinayete teşebbüsle suçlayan
yazısı:
"Org.
Ergin Saygun’ın sağlık durumunu bu köşede defalarca yazdım. Cinayet işlenmekte olduğuna
dikkat çektim.
Meğer korku
dağları bekliyormuş.
Adli
Tıp bir türlü “Ergin Saygun cezaevinde tedavi
edilemez, bundan dolayı şu hastaneye çıkarılmalıdır” diyemiyor.
Saygun’ın kalbi yüzde 30
oranında çalışıyor- Akciğeri yüzde 40 oranında çalışabiliyor. 18 ayrı hastalığı
var ve 25 ayrı ilaç alıyor. Her an gözetim altında tutulması
gerekiyor.
Adli Tıp ilk raporunda
“Cezaevinde bakılabilirse, orada
kalabilir…” dedi.
Cezaevi “Ben
bakamıyorum…” diye rapor verdi.
Durumu kötüleşince, Akif Ersoy hastanesine kaldırıldı.1
aylık tedavi sonunda, “Revirde tedavi göremez, kliniğe kaldırılmalı” raporu
verildi.
Özel Yetkili 10.Ağır Ceza Mahkemesi bunun üzerine yine Adli Tıp’a sordu: "Hastaneye mi çıkaralım, yoksa cezaevinde kalabilir mi ?"
Özel Yetkili 10.Ağır Ceza Mahkemesi bunun üzerine yine Adli Tıp’a sordu: "Hastaneye mi çıkaralım, yoksa cezaevinde kalabilir mi ?"
Yaklaşık 30 gün sonra, sanki hiçbir şey olmamış
gibi, ilk raporun aynı yollandı: “Cezaevinde tedavi edilebilirse kalabilir,
yoksa hastaneye kaldırılsın…”
Bravo
doğrusu…Beyler neden korkuyorsunuz ?
Mahkemeye açıkça
görüş verememenizin nedeni nedir ?
Şimdi top dönüp dolaşıp
yine yargıçların ayağına atıldı.Mahkemenin kararıyla bir
insanın hayatı sona erecek ya da yaşamasına izin
verilecek."
(POSTA, 21 Temmuz 2012)
********
Org.
Saygun'un kızı Ece Saygun, bu duruma isyan ediyor:
"Bayılma
ve düşme nöbetleri geçiren babamın yanında, mahkum koğuşunda annem 5 aydır
refakatçi olarak kalıyor. Kronik astım hastası olan annemin her geçen gün
sağlığı bozuluyor, doktorları o mahkum koğuşunda kalmasının sakıncalı olduğunu
söylüyorlar ama annem babamı yalnız bırakmak istemiyor. Hastanenin 5 aylık
tedavi süreci sonunda verdiği raporu görmek, duymak istemiyorlar. 10. Ağır Ceza
mahkemesi, son derece açık ve net olan bu rapor doğrultusunda tutuksuz yargılama
kararı vermesi gerekirken, babamı 3. kez Adli Tıp'a sevk etti. Aynı döngüye,
kurumlar arası paslaşılmaya, oradan oraya taşınmaya devam ediyoruz. Bu döngüyü
artık akıl, mantık ve vicdan kabul etmiyor.""
Kuddusi
Okkır'dan başlayan infaz süreci bugüne kadar yirmiye yakın can aldı.
Ergenekon
ve Balyoz Mahkeme Heyetlerinin elleri yurtseverlerin kanına bulaşmıştır.
Cinayete
tam teşebbüs ve taammüden ölüme sebebiyet suçlarından müebbetle yargılanmaları
için suç duyurusu yapıyor, Cumhuriyet Savcılarını göreve
çağırıyorum.
arşiv:
Org. Saygun: "Beni
öldüremeyeceksiniz"
********
E. Org. Saygun sinsice öldürülmek
isteniyor