Bu, Cumhuriyet gazetesinin ilk sabıkası değil. Bundan önce de
defalarca HDP - PKK sözcülüğü yaptılar. Buyurun:
Demirtaş neşesi ile dolup taşan Atatürkçü Cumhuriyet 19-06-20
+++
PKK gazetesi ile demokrasi uğruna utanmadan dayanışma yaptılar.
Can Dündar böyle parlatıldı:
Haydi PKK ile dayanışmaya! 23-06-2016
+++
Tayyip faşizmine karşı PKK gazetesine Nöbetçi Genel Yayın Yönetmeni
bile oldular.
PKK ile omuz omuza durma zamanı 23-06-2016
+++
Bu yolda epey mesafe aldılar:
Cumhuriyet'te ordu düşmanlığı tavan yaptı 19-09-2014
+++
Bu konumdayken, HDP listesinden Kars Belediye Başkanı seçilen
Ayhan Bilgen'in HDP - PKK bağlantısını açığa vuran eleştirilerine
karşı savunmaya geçmeleri kaçınılmazdı. HDP'nin "Ergenekon" ile
karışık savunmasını manşetten verdiler:
İpek Özbey'in söyleşi ile ilgili açıklaması:
"Bilgen'in HDP'ye içeriden getirdiği eleştiriler için en doğru adres
partinin eş genel başkanı hukukçu Sancar'dı, buluştuk, konuştuk."
İşte konuşmadan bir bölüm: Cumhuriyet bu bölümü (Ergenekon)
o kadar benimsemiş ki, özel olarak büyük boy vermiş. Buyurun:
kurmayı amaçlayan ABD'nin kuklası PKK'nın siyasi uzantısı
HDP ile "Tayyip faşizmine karşı" demokrasi ittifakı kuran bu
gazete, "29 Ekim kutlamaları yasaklandı" manşeti atmaz mı?
Atar. Duman altı yapılmış Atatürkçü kesim de ne yazık ki bu
dolmaları yutar.
İçlerinden çıkıp da "Madem ki Cumhuriyet'i savunuyoruz, öyle
ise ülkemizi bölmeyi amaçlayan Atatürk düşmanları ile niçin
birlikte hareket ediyoruz" diye soran var mıdır?
Varsa lütfen elini kaldırsın.
Aynı soruyu CHP ve İYİ Parti içindeki gerçekten Atatürkçü ve milli-
yetçi olduklarından şüphe duymadığım arkadaşların da sorup sor-
madıklarını cidden merak ediyorum.
Eğer sormuyorlarsa, birisi karşılarına geçip: "Madem ki hem PKK-
HDP ile iş tutuyorsunuz, hem de 29 Ekim kutlamalarının yasaklan
dığından şikayet ediyorsunuz, çıkın 29 Ekim'i dağlarda PKK-HDP
ile birlikte kutlayın öyleyse" derse, haklı olmaz mı?
Durun, hemen "Tayyipçi oldunuz, oyları bölüyorsunuz" nakaratına
sarılmayın, sakin kafayla bir düşünün.
Ayrıca: Kutlamalar yasaklanmadı, yalnızca büyük kalabalıkların
bir araya gelmesi önlendi. Sizce binlerce Atatürkçü bir araya gelip
yüzlercesi virüs mü kapmalıydı?
Dincilerin Ayasofya'da yaptıkları düşüncesizliği biz de mi yapmalıyız?
Bir takım yobazlar da Şeker ve Kurban Bayramlarında "Salgın bahane-
siyle kutlamalar engellenemez" diye yaygara yapmışlardı. Onlara mı
benzeyelim?
Saygılar sunarım. Alas.