Halkımızı sadece Türk bayrakları
taşıyarak Taksim'e gelmeye çağırıyoruz.
12:30'da TGB çadırı önünde Ekrem Ataer konseri
için toplanıyoruz. Bu
toplanma, 16:00 daki miting için bir ön hazırlıktır.
Alandaki duruma göre mitinge katılıp katılmama
konusunda bir karar vereceğiz.
Kırmızı çizgilerimiz
şunlardır:
PKK - BDP bayrakları, Öcalan posterleri anlamlı bir oranın üzerine
çıkarsa katılmayız.
Çatışma riski varsa katılmayız.
Gerçi Taksim Platformu sözcüsü Ulusal Kanal'a Sırrı Süreyya Önder
veya herhangi bir parti yetkilisinin konuşma yapmayacağını söyledi, ancak böyle
bir olasılık yine gündeme gelirse katılmayız.
Bizim katılacağımız mitingde alan %95 oranında
kırmızı - beyaz olmalıdır. Bölücüler konuşma
yapmamalıdır.
Tüm halkımızı saat 12:30 dan
itibaren Türk bayrakları ile TGB çadırı çevresinde toplanmaya, bizimle birlikte
hareket etmeye çağırıyoruz.
AKP - PKK - BDP - MHP cephesinin planını bozalım, "Hükümet istifa"
noktasındaki örgütleri PKK çekim alanından kurtaralım.
********
8
Haziran 2013 günlü Aydınlık
Mitingde
bölücülerin konuşma yapması olasılığının ortaya çıkmasından 12 saat önce önce
basılmıştır.
********
AKP - PKK - BDP - MHP cephesi, isyanı bastırma planını
elbirliği ile hazırladı.
Biber gazı, tazyikli su, cop, tekme, cinayet ve gözaltına
alma taktikleri ile dağıtamadıkları isyanı PKK bayrakları ve Öcalan posterleri
ile dağıtmayı planlıyorlar.
Planın ortaya çıkması şu adımlarla
gerçekleşti:
MHP Müdürü Bahçeli, "Taksim'de olaylara katılmayız.
Katılmak isteyen istifa etsin." diyerek MHP üyelerini ve ülkücüleri tehdit
etti.
Bahane olarak da, eylemin başını İmralı ulağının (BDP'li
Süreyya Önder'in) çektiğini, eylemcilerin PKK bayrakları, Öcalan posterleri
taşıdıkları palavrasını öne sürdü.
Milli kuvvetlerin önemli bir bileşeni, bu suretle AKP
karşıtı mücadeleden alıkonulmuş oluyordu.
(Bakınız: Halka sırtlarını döndüler, Gül'e
sarıldılar http://aliserdarbolat.blogspot.com/2013/06/halka-srtlarn-donduler-gule-sarldlar.html)
PKK - BDP kanadı ise, örgüt propagandası yapmak amacıyla
direnişin ilk günlerinde Sırrı Süreyya Önder'i Taksim'e göndermiş, ancak
gösteriler yurt çapına yayılıp Atatürk posterleri ve Türk bayrakları, "Hükümet
istifa" sloganları belirleyici hale gelince, açılımın tehlikeye girdiğini görüp
kenara çekilmişlerdi.
Çünkü, hayallerindeki Bağımsız Kürdistan'a giden yolda
büyük bir adım olan "açılım", ancak AKP hükümetinin iktidarda kalması ile
uygulanabilirdi. Eylemin "üç ağaç, yeşil alan" talebinden çıkıp "Hükümet istifa"
aşamasına gelmesi, PKK - BDP cephesi için bir kabustan farksızdı. Devletin
çekilerek PKK - BDP'nin hakimiyetine bıraktığı illerimizde destek eylemleri bu
yüzden yapılmıyordu. PKK, KCK ve BDP sözcüleri, eylemlerde Türk bayrağı ve
Atatürk posterlerinin, Ergenekoncuların hakim olduğunu söyleyerek, hangi
nedenlerle olursa olsun bu güçlerle bir arada olamayacaklarını beyan
ediyorlardı. PKK etkisindeki vatandaşlarımız da bu suretle AKP karşıtı
mücadeleye katılmaktan alıkonuluyorlardı.
(Bakınız: PKK, hükümeti koruma altına aldı http://aliserdarbolat.blogspot.com/2013/06/pkk-hukumeti-koruma-altna-ald.html)
Ancak MHP'nin, BDP tabanının eylemlere katılmasını önlemek
yetmezdi. Eylemlerin dağıtılması gerekiyordu.
Bunun için bölücüler alana girecek, yurtseverlerin
alanları terk etmesi sağlanacaktı.
İlk deneme Ankara'da yapıldı. Mitinge konuşmacı olarak
katılan BDP sözcüsü dağa selam yollayınca kalabalık dağıldı. İşin içine PKK
girince biber gazına gerek kalmadan halkın dağıtılabileceği
anlaşıldı.
İkinci deneme Taksim'de yapıldı. İki gün önce gece
yarısından sonra saat 02 sularında, kalabalık büyük ölçüde dağılınca, 40 -
50 kişilik bölücü bir gurup PKK bayrakları ile Taksim'e girdi.
Ertesi gün, Öcalan posterleri açtılar. Bugün ise posterleri
bazı yerlere astılar. İki gündür Taksim'e gelenler yüzlerini buruşturarak
ayrılmaya veya Ulusal Kanal ile TGB masalarının bulunduğu Gezi Parkı'na
yönelmeye başladılar.
Kalabalığı şiddet kullanmadan dağıtma taktiği işe yaramaya
başlamıştı.
MHP Müdürü Bahçeli de, "Ben dememiş miydim" deme şansına
kavuşmuş oldu.
Önce Tayyip
Erdoğan işareti verdi, BDP'ye hitaben:
"Muhalefet, çözüm sürecine mani olmak gayretinde. Gezi
Parkı'ndakilerin bir kısmını da kendilerine çekmek istiyorlar. Çözüm sürecini
istemeyenler de bu olayların içinde"
diyerek, çözüm yani açılım sürecine engel olmak
isteyenlerin Gezi Parkı eyleminden dışlanması hedefini gösterdi.
"İşçi Partisi'nin, TGB'nin destek verdiğine dair bilgiler
var" diyerek de sözlerine açıklık getirdi.
Tayyip Bey'in verdiği işaret,
Öcalan tarafından anında değerlendirildi.
Öcalan, kendisini ziyaret eden BDP Eşbaşkanı Selahattin
Demirtaş vasıtasıyla "Meydan Ergenekonculara bırakılmamalıdır" talimatı
gönderdi.
Talimatın can alıcı bölümü şöyle:
"Direnişi anlamlı buluyor ve selamlıyorum. Ancak hiç
kimse, ulusalcı, milliyetçi, darbeci çevrelere kendini kullandırmamalı. Bu
hareketin onların denetimine girmesine Türkiyeli demokrat, devrimci, yurtsever
ve ilerici çevreler izin vermemelidir. Meydan Ergenekonculara
bırakılmamalıdır."
Kendi hakimiyetlerindeki Doğu illerimizde direnişe destek
eylemi yapılmasına izin vermeyen PKK, kitleyi bölmek amacı ile Taksim'e
geliyordu.
Çünkü: Taksim'i bölen, Türkiye'yi böler.
PKK ve Öcalan posterleri yüzünden Taksim'de katılım
azalırsa, diğer il ve ilçelerdeki halkın da morali bozulur. Katılım
azalır.
Hele İşçi Partisi ve TGB ile PKK arasında bir arbede
çıkarsa, eylemin ivmesi azalır, çöküş başlar. Türk bayrakları ve Atatürk
posterleri Taksim'i terk eder. Orada yalnızca 15-20 civarınca örgüt ve 3-5 bin
kişi kalır. Onlar da kolayca dağıtılır ve eylem biter.
İşte AKP - PKK - BDP - MHP cephesinin planı
bu.
Planın diğer bileşeni, sol ve sosyalist gurupların, Kürt
kökenli vatandaşların İşçi Partisi-TGB tarafından estirilen rüzgara
kapılmalarını önlemek.
Mücadele, Türk bayrağına ve Atatürk'e mesafeli veya karşıt
olan bu gurupları da en azından Türk bayrağı allerjisinden kurtarmıştı. Türk
bayrağı görünce sarımsak görmüş vampir gibi yolunu değiştiren, 1 Mayıslarda Türk
bayrağı taşıdığımız için bize saldırmaya yeltenen bu guruplar, Türk bayrağı ile
yanyana eylem yapmaktan rahatsız olmamaya başlamışlardı. Hatta bazı gençler
"Artık biz de Türk bayrağı taşıyacağız. Halkımız bunu kabul etti" demeye
başlamışlardı. Mücadelenin bastırılması, bu gurupların doğru çizgiye
yönelmesinin önüne geçilmesi açısından da hayati önem kazanıyordu. Öcalan
posterleri görünce alanı terk edenlerin yerini PKK - BDP alacak, sosyalist
guruplar tekrar bölücü çekim alanına gireceklerdi.
Yalnız bu planın bir açmazı var. Tüm sosyalist guruplar
"Hükümet istifa" noktasındadırlar. PKK, bu gurupları "üç ağaç, yeşil alan"
noktasına geri çekme gücünde değildir.
9 Haziran Cuma günü saat 16'da yapılacak olan Taksim
mitingi, AKP - PKK - BDP - MHP cephesinin planının sınanması açısından
belirleyici olacaktır.
(MHP derken MHP Müdürü Bahçeli'yi kastediyorum
sadece.)
Halkımızı sadece Türk bayrakları
taşıyarak Taksim'e gelmeye çağırıyoruz.
12:30'da TGB çadırı önünde Ekrem Ataer konseri
için toplanıyoruz. Bu
toplanma, 16:00 daki miting için bir ön hazırlıktır.
Alandaki duruma göre mitinge katılıp katılmama
konusunda bir karar vereceğiz.
Kırmızı çizgilerimiz
şunlardır:
PKK - BDP bayrakları, Öcalan posterleri anlamlı bir oranın üzerine
çıkarsa katılmayız.
Çatışma riski varsa katılmayız.
Gerçi Taksim Platformu sözcüsü Ulusal Kanal'a Sırrı Süreyya Önder
veya herhangi bir parti yetkilisinin konuşma yapmayacağını söyledi, ancak böyle
bir olasılık yine gündeme gelirse katılmayız.
Bizim katılacağımız mitingde alan %95 oranında
kırmızı - beyaz olmalıdır. Bölücüler konuşma
yapmamalıdır.
Tüm halkımızı saat 12:30 dan
itibaren Türk bayrakları ile TGB çadırı çevresinde toplanmaya, bizimle birlikte
hareket etmeye çağırıyoruz.
AKP - PKK - BDP - MHP cephesinin planını bozalım, "Hükümet istifa"
noktasındaki örgütleri PKK çekim alanından kurtaralım.
********
arşiv
Taksim Cumhuriyetle Hesaplaşma
Projesi 3 Haziran 2013
"AKP'ye 8 isyan günü"
fotoromanı 4 Haziran
2013
Abdocan elinde Türk bayrağı ile
vuruldu 5 Haziran
2013
Halka sırtlarını döndüler, Gül'e
sarıldılar 6 Haziran 2013
PKK, hükümeti
koruma altına aldı 8 Haziran 2013
********
Bu yazınız için teşekkür ediyorum bir vatandaş ve blog yazarı olarak..
YanıtlaSiltgb'li bir arkadaşım da Taksim'de pkk bayrakları, katilin posterlerini gördüğünü söylemişti. Zaten facebook'tan biliyorum çoğu kişi tgb ye bu yüzden yoğurdu üfleyerek yiyen misali mesafeli, ürkerek bakıyor, güveneyim mi, güvenmeyeyim mi? takiyye mi yapıyorlar ruh halindeler kendimden biliyorum bazen ben bile yahu bu tgb - İşçi partisi gerçekten güvenilir mi yoksa takiyye mi yapıyorlar diye endişeleniyorum....eğer samimi iseler bunu halka, vatandaşa isptalamaları gerekir, millet bunlar dünkü Sovyet yandaşları, dünkü Marksistler bunlara güvenilmez ruh hali içindeler, güven duygusu çok önemlidir bir kez sarsıldı mı bir daha kolay kolay tamir edilemez...o gezideki herkes bir şeyler yapsın...oraya pkk'lıları bdp'lileri KESİNLİKLE SOKMAMAK için ellerinden gelenin fazlasını yapsınlar...pankartlar açsınlar ki vatandaş görsün buraya pkk lı bdp li giremez diye. Yoksa inanın bir SANİYEDE yılların verdiği güveni silip süpürürler hiçbir şey yapamazsınız. sağlıcakla kalın
Değerli arkadaş
YanıtlaSilPKK'lıları Taksim'e sokmamak mümkün değil, çünkü orayı sadece biz kontrol etmiyoruz. Ama protesto ederek kaçmalarını sağladık. CHP ve MHP yönetimleri hükümeti düşürmeye karar verip de kitlelerini alana yönlendirirlerse, PKK'lılar zaten gelmeye cesaret edemez. Şu andaki gücümüzle biz ancak bu kadarını yapabiliyoruz.
Selamlar saygılar