destekliyor. Yani Büyük Kürdistan kurulmasını. Bu amaçla PKK'yı
desteklediler, yalnızca son bir yıl içinde PKK'ya 200 milyon dolar
verdiler. Suudilerin Kürdistan aşkı için bakınız:
https://aliserdarbolat.blogspot.com/2018/10/suudiden-pkkya-100-milyon-dolar-kaskc.html
+
Suudiler Suriye'deki cihatçı terör örgütlerini de desteklediler. Bununla
kalmadılar, Yemen'e, Libya'ya, Somali'ye el uzattılar, terör ihraç ettiler.
IŞİD'i silahlandırdılar.
Türkiye'yi bölgede sınırlamaya yönelik ABD - İsrail - İngiltere planlarında
gönüllü olarak yer aldılar.
15 Temmuz dahil ülkemize yönelik her türlü ABD saldırısını desteklediler.
Birleşik Arap Emirlikleri de bu işlerin içinde.
Bakınız:
https://www.yenisafak.com/yazarlar/ibrahimkaragul/selman-ve-zaid-21-yuzyilin-iki-lawrencei-darbe-ve-teroru-finanse-ettiler-erdogani-hedef-aldilar-afrinde-agir-darbe-yediler-bu-sefer-fena-yakalandilar-yuzyil-sonra-ayni-yerdeyiz-2047671
+
ABD yardımı ve kışkırtmasıyla her ikisi de ABD'ye yakın olarak bilinen
diğer iki Veliaht Prens görevden alınarak Muhammed bin Selman (MbS)
tek Veliaht konumuna getirildi. Görevden alınanlar ve yakınları otellerde
sözde yolsuzluk sorgulamalarından geçirilerek mal ve paralarına el
konuldu. Bir tür saray darbesi yaşandı. Toplam 11 Prens, 4 Bakan,
çok sayıda eski Bakan ve bürokrat işkenceli sorgulardan geçirildi.
(Bunun anlamı, ABD'ye yakın olmanın bir güvence olmadığıdır. Sorun
çıkardığı veya beklentileri karşılamadığı durumlarda ABD'ye en yakın
olarak bilinenler bile topun ağzındadır. Panama'nın Noriega'sı gibiler
ABD'nin altın çağında tasfiye edilebilmiş, ancak ABD'nin inişe geçtiği
günümüzde Tayyip Erdoğan'ı tasfiye operasyonları başarısız olmuştu.
Acaba Muhammed bin Selman (MbS) topun ağzında mı? Kaşıkçı cina-
yeti bu konunun neresine oturuyor? Konumuz bu.)
+
MbS'nin saray darbesi, "Ilımlı islam'a geçiyoruz" yaygarası eşliğinde
yürütüldü. Sözde Baskıcı İslam'dan vazgeçilecek, reform yapılacaktı.
Selman 2016'da Veliaht yapıldığında "reformist" diye reklamı yapıldı.
Kadınların araba kullanmasına, maça gitmesine izin vermek, din polisi-
nin yetkilerini kısıtlamak, hatta opera binası açmak gibi imaj çalışmaları
yapıldı. Son olarak Suudi Devlet TV'si Es-Saudiyye'de bir kadın ana
haber sunucusu olarak göreve başladı, hatta ekranda saçı göründü.
Bakınız:
https://aliserdarbolat.blogspot.com/2018/09/suudi-kanalnda-kadn-sac-gorundu.html
+
Gazeteduvar'dan İlhan Uzgel konunun can damarına parmak bastı:
Aslında bu sözde "Ilımlı İslam, reform" gösterileri ardında ABD'nin asıl
hedefi, bir Suudi kamu kuruluşu olan ve dünyanın en değerli şirketi
sayılan ARAMCO'nun hisselerinin ilk başta yüzde beşinin New York
Borsası'nda işleme açılmasıydı. Veliaht Prens Selman bu konuda bir
nevi söz vermişti. "Ilımlı İslam" yaygaraları altında saray darbesi yapma-
sına ABD'nin onay ve destek vermesinin nedeni buydu.
Fakat ilerleyen süreçte ARAMCO konusunda iki, hatta üç sorun çıktı:
1 - Selman, ARAMCO'nun değerini bir çok uzmanın abartılı bulduğu
iki trilyon dolar olarak ilan etti. Hisseleri ucuza kapatmak amacında
olan Trump buna çok fena bozuldu.
2 - Daha önemlisi, ARAMCO'nun New York Borsası'na açılma süreci
sürekli ertelendi, ne zaman gerçekleşeceği belirsiz hale geldi.
3 - Muhtemelen pazarlık payını yükseltmek amacıyla Londra ve Hong
Kong borsalarının da tercih edilebileceği fikri dillendirildi.
Bu kadarı ABD'nin Selman'a öfke kusması için yeterliydi. Ancak iş bu
kadarla da kalmadı.
+
Trump uzun süredir OPEC'e ve Suudi'ye petrol üretimini artırmaları için
baskı yapıyordu. Petrol üretimi artınca petrol fiyatı düşecek, ABD ucuz
petrol alabilecekti. Aynı zamanda İran'ın petrol geliri düşecekti.
Suudiler petrol üretimini artırmasa, yaptırımlar yüzünden İran petrolünün
satışı da azalacağı için fiyatlar yükselecekti. ABD'de Kongre seçimlerinin
yaklaşması nedeniyle Trump ABD'de benzin fiyatlarının düşmesini istiyordu.
Ancak Suudiler üretimi artırmadı. Ayrıca, Suudi Arabistan'ın Rusya ile üstü
örtülü bir uzlaşı içinde petrol fiyatlarını yüksek tuttuğu söylentisi vardı.
Bu yüzden Trump Kral Salman'a şöyle ayar verdiğini açıkladı:
"Bak Kral, biz seni koruyoruz. Biz olmadan orada iki hafta
bile oturamazsın. Bunun bedelini ödemek zorundasın."
Yani: "Üretimi artırmazsan seni korumayız, devrilirsin" diyordu.
Kral'a hitap ediyordu, ama asıl seslendiği Veliaht Prens Selman idi.
"Kızım sana söylüyorum, gelinim sen dinle" hesabı.
Burada Trump şunu hatırlatıyordu: 14 Şubat 1945'te ABD Başkanı Ruzvelt
(Roosevelt) ile İbn Suud Kızıldeniz'de bir ABD savaş gemisinde bir anlaşma
yapmışlardı. Buna göre Suudiler petrol üretimini ABD'nin isteklerine göre
ayarlayacaklar, buna karşılık ABD de Suud Hanedanı'nı koruyacaktı.
+
Al bir tane daha: Suudiler Rusya'dan S-400 füze savunma sistemi almak
istediklerini açıkladılar. Tıpkı Türkiye ve Hindistan gibi.
+
Veliaht Selman, Mayıs 2017'de Trump'ın ziyareti sırasında ABD'den 110
milyar doları silah olmak üzere 350 milyar dolar tutarında mal almak için
anlaşma yapmıştı. Ancak resmi anlaşma imzalanmamıştı. Bu işin de sal-
lantıda olduğu şüpheleri giderek artıyordu.
+
Suudilerin ABD'ye körü körüne itaatten vazgeçmelerinin nedenleri şöyle:
- ABD'nin "Avrupa-Orta Doğu" yönelimini "Asya-pasifik" yönüne çevirme
girişimi. Obama döneminde ABD, ağırlığı Çin'i kuşatma politikasına verme
kararı almıştı. Suudiler bunu "ABD'nin Ortadoğu siyasetine aktif şekilde
katılmaktan vazgeçtiği" şeklinde okudular.
- Ardından ABD hem Surlye hem de İran ile müzakereler başlatmak istedi.
Amerikan birliklerinin Afganistan'dan çekileceğini duyurdu. Suriye'de
Esad'a karşı açık bir savaşa girme konusunda isteksizlik gösterdi. Bütün
bunlar Suudileri derin hayal kırıklığına uğrattı.
- Artık ABD'nin askeri korumasına güvenemeyeceklerini hissettiler. Bu yüz-
den kozlarını ABD'den bağımsız olarak ve ABD'nin isteklerine ters şekilde
oynama yoluna gittiler.
- S-400 alarak silahta ABD bağımlılığından kurtulma denemeleri de bu yüzden.
Bakınız:
http://www.aljazeera.com.tr/gorus/kusatilmis-ve-korku-icinde-bir-suudi-arabistan
+
ABD desteği ile iktidara gelen Tayyip Erdoğan, ABD'nin beklentlerini karşıla-
yamayınca hedef tahtasına oturtulmuştu.
Aynı şekilde ABD desteği ile saray darbesi yapan Selman da tıpkı Erdoğan
gibi (daha düşük düzeyde de olsa) ABD'nin beklentilerini karşıla(ya)maz
konuma gelince hedef tahtasına oturtulmaya başlandı.
WSJ (Wall Street Journal) gazetesine Kaşıkçı cinayeti ile ilgili olarak
Trump şöyle deyiverdi:
"Kralın bu işte bir rolü yok ama Veliaht Prens Selman'ın emri olmadan
böyle bir şey mümkün olamaz"
"Kızım sana söylüyorum" dönemi sona ermiş, doğrudan geline hitap dönemi
başlamıştı. Artık Krala değil, doğrudan Veliaht Prense sesleniliyordu.
Böylece Veliaht Prens Muhammed bin Selman (MbS) resmen hedef tahta-
sına oturtuldu
+
Gelecek yazı:
Kaşıkçı cinayeti ile ABD - Selman - Erdoğan çekişmesinin ilişkisi
++++
arşiv:
Suudi'den PKK'ya 100 milyon dolar Kaşıkçı haracı
https://aliserdarbolat.blogspot.com/2018/10/suudiden-pkkya-100-milyon-dolar-kaskc.html
++++
desteklediler, yalnızca son bir yıl içinde PKK'ya 200 milyon dolar
verdiler. Suudilerin Kürdistan aşkı için bakınız:
https://aliserdarbolat.blogspot.com/2018/10/suudiden-pkkya-100-milyon-dolar-kaskc.html
+
Suudiler Suriye'deki cihatçı terör örgütlerini de desteklediler. Bununla
kalmadılar, Yemen'e, Libya'ya, Somali'ye el uzattılar, terör ihraç ettiler.
IŞİD'i silahlandırdılar.
Türkiye'yi bölgede sınırlamaya yönelik ABD - İsrail - İngiltere planlarında
gönüllü olarak yer aldılar.
15 Temmuz dahil ülkemize yönelik her türlü ABD saldırısını desteklediler.
Birleşik Arap Emirlikleri de bu işlerin içinde.
Bakınız:
https://www.yenisafak.com/yazarlar/ibrahimkaragul/selman-ve-zaid-21-yuzyilin-iki-lawrencei-darbe-ve-teroru-finanse-ettiler-erdogani-hedef-aldilar-afrinde-agir-darbe-yediler-bu-sefer-fena-yakalandilar-yuzyil-sonra-ayni-yerdeyiz-2047671
+
ABD yardımı ve kışkırtmasıyla her ikisi de ABD'ye yakın olarak bilinen
diğer iki Veliaht Prens görevden alınarak Muhammed bin Selman (MbS)
tek Veliaht konumuna getirildi. Görevden alınanlar ve yakınları otellerde
sözde yolsuzluk sorgulamalarından geçirilerek mal ve paralarına el
konuldu. Bir tür saray darbesi yaşandı. Toplam 11 Prens, 4 Bakan,
çok sayıda eski Bakan ve bürokrat işkenceli sorgulardan geçirildi.
(Bunun anlamı, ABD'ye yakın olmanın bir güvence olmadığıdır. Sorun
çıkardığı veya beklentileri karşılamadığı durumlarda ABD'ye en yakın
olarak bilinenler bile topun ağzındadır. Panama'nın Noriega'sı gibiler
ABD'nin altın çağında tasfiye edilebilmiş, ancak ABD'nin inişe geçtiği
günümüzde Tayyip Erdoğan'ı tasfiye operasyonları başarısız olmuştu.
Acaba Muhammed bin Selman (MbS) topun ağzında mı? Kaşıkçı cina-
yeti bu konunun neresine oturuyor? Konumuz bu.)
+
MbS'nin saray darbesi, "Ilımlı islam'a geçiyoruz" yaygarası eşliğinde
yürütüldü. Sözde Baskıcı İslam'dan vazgeçilecek, reform yapılacaktı.
Selman 2016'da Veliaht yapıldığında "reformist" diye reklamı yapıldı.
Kadınların araba kullanmasına, maça gitmesine izin vermek, din polisi-
nin yetkilerini kısıtlamak, hatta opera binası açmak gibi imaj çalışmaları
yapıldı. Son olarak Suudi Devlet TV'si Es-Saudiyye'de bir kadın ana
haber sunucusu olarak göreve başladı, hatta ekranda saçı göründü.
Bakınız:
https://aliserdarbolat.blogspot.com/2018/09/suudi-kanalnda-kadn-sac-gorundu.html
+
Gazeteduvar'dan İlhan Uzgel konunun can damarına parmak bastı:
Aslında bu sözde "Ilımlı İslam, reform" gösterileri ardında ABD'nin asıl
hedefi, bir Suudi kamu kuruluşu olan ve dünyanın en değerli şirketi
sayılan ARAMCO'nun hisselerinin ilk başta yüzde beşinin New York
Borsası'nda işleme açılmasıydı. Veliaht Prens Selman bu konuda bir
nevi söz vermişti. "Ilımlı İslam" yaygaraları altında saray darbesi yapma-
sına ABD'nin onay ve destek vermesinin nedeni buydu.
Fakat ilerleyen süreçte ARAMCO konusunda iki, hatta üç sorun çıktı:
1 - Selman, ARAMCO'nun değerini bir çok uzmanın abartılı bulduğu
iki trilyon dolar olarak ilan etti. Hisseleri ucuza kapatmak amacında
olan Trump buna çok fena bozuldu.
2 - Daha önemlisi, ARAMCO'nun New York Borsası'na açılma süreci
sürekli ertelendi, ne zaman gerçekleşeceği belirsiz hale geldi.
3 - Muhtemelen pazarlık payını yükseltmek amacıyla Londra ve Hong
Kong borsalarının da tercih edilebileceği fikri dillendirildi.
Bu kadarı ABD'nin Selman'a öfke kusması için yeterliydi. Ancak iş bu
kadarla da kalmadı.
+
Trump uzun süredir OPEC'e ve Suudi'ye petrol üretimini artırmaları için
baskı yapıyordu. Petrol üretimi artınca petrol fiyatı düşecek, ABD ucuz
petrol alabilecekti. Aynı zamanda İran'ın petrol geliri düşecekti.
Suudiler petrol üretimini artırmasa, yaptırımlar yüzünden İran petrolünün
satışı da azalacağı için fiyatlar yükselecekti. ABD'de Kongre seçimlerinin
yaklaşması nedeniyle Trump ABD'de benzin fiyatlarının düşmesini istiyordu.
Ancak Suudiler üretimi artırmadı. Ayrıca, Suudi Arabistan'ın Rusya ile üstü
örtülü bir uzlaşı içinde petrol fiyatlarını yüksek tuttuğu söylentisi vardı.
Bu yüzden Trump Kral Salman'a şöyle ayar verdiğini açıkladı:
"Bak Kral, biz seni koruyoruz. Biz olmadan orada iki hafta
bile oturamazsın. Bunun bedelini ödemek zorundasın."
Yani: "Üretimi artırmazsan seni korumayız, devrilirsin" diyordu.
Kral'a hitap ediyordu, ama asıl seslendiği Veliaht Prens Selman idi.
"Kızım sana söylüyorum, gelinim sen dinle" hesabı.
Burada Trump şunu hatırlatıyordu: 14 Şubat 1945'te ABD Başkanı Ruzvelt
(Roosevelt) ile İbn Suud Kızıldeniz'de bir ABD savaş gemisinde bir anlaşma
yapmışlardı. Buna göre Suudiler petrol üretimini ABD'nin isteklerine göre
ayarlayacaklar, buna karşılık ABD de Suud Hanedanı'nı koruyacaktı.
+
Al bir tane daha: Suudiler Rusya'dan S-400 füze savunma sistemi almak
istediklerini açıkladılar. Tıpkı Türkiye ve Hindistan gibi.
+
Veliaht Selman, Mayıs 2017'de Trump'ın ziyareti sırasında ABD'den 110
milyar doları silah olmak üzere 350 milyar dolar tutarında mal almak için
anlaşma yapmıştı. Ancak resmi anlaşma imzalanmamıştı. Bu işin de sal-
lantıda olduğu şüpheleri giderek artıyordu.
+
Suudilerin ABD'ye körü körüne itaatten vazgeçmelerinin nedenleri şöyle:
- ABD'nin "Avrupa-Orta Doğu" yönelimini "Asya-pasifik" yönüne çevirme
girişimi. Obama döneminde ABD, ağırlığı Çin'i kuşatma politikasına verme
kararı almıştı. Suudiler bunu "ABD'nin Ortadoğu siyasetine aktif şekilde
katılmaktan vazgeçtiği" şeklinde okudular.
- Ardından ABD hem Surlye hem de İran ile müzakereler başlatmak istedi.
Amerikan birliklerinin Afganistan'dan çekileceğini duyurdu. Suriye'de
Esad'a karşı açık bir savaşa girme konusunda isteksizlik gösterdi. Bütün
bunlar Suudileri derin hayal kırıklığına uğrattı.
- Artık ABD'nin askeri korumasına güvenemeyeceklerini hissettiler. Bu yüz-
den kozlarını ABD'den bağımsız olarak ve ABD'nin isteklerine ters şekilde
oynama yoluna gittiler.
- S-400 alarak silahta ABD bağımlılığından kurtulma denemeleri de bu yüzden.
Bakınız:
http://www.aljazeera.com.tr/gorus/kusatilmis-ve-korku-icinde-bir-suudi-arabistan
+
ABD desteği ile iktidara gelen Tayyip Erdoğan, ABD'nin beklentlerini karşıla-
yamayınca hedef tahtasına oturtulmuştu.
Aynı şekilde ABD desteği ile saray darbesi yapan Selman da tıpkı Erdoğan
gibi (daha düşük düzeyde de olsa) ABD'nin beklentilerini karşıla(ya)maz
konuma gelince hedef tahtasına oturtulmaya başlandı.
WSJ (Wall Street Journal) gazetesine Kaşıkçı cinayeti ile ilgili olarak
Trump şöyle deyiverdi:
"Kralın bu işte bir rolü yok ama Veliaht Prens Selman'ın emri olmadan
böyle bir şey mümkün olamaz"
"Kızım sana söylüyorum" dönemi sona ermiş, doğrudan geline hitap dönemi
başlamıştı. Artık Krala değil, doğrudan Veliaht Prense sesleniliyordu.
Böylece Veliaht Prens Muhammed bin Selman (MbS) resmen hedef tahta-
sına oturtuldu
+
Gelecek yazı:
Kaşıkçı cinayeti ile ABD - Selman - Erdoğan çekişmesinin ilişkisi
++++
arşiv:
Suudi'den PKK'ya 100 milyon dolar Kaşıkçı haracı
https://aliserdarbolat.blogspot.com/2018/10/suudiden-pkkya-100-milyon-dolar-kaskc.html
++++
