31 Ekim 2022 Pazartesi

Fincancı TSK'ya kimyasal silah iftirasını Almanya'ya taşıdı

PKK'nın kanalı Medya Haber TV'de Türk Ordusu'nun PKK'ya karşı kimyasal silah kullandığı iftirasını atan TTB Başkanı Prof. Fincancı hızını alamadı, iftirasını Almanya'da katıldığı bölücülerin toplantısında yineledi.

Almanya merkezli "Dayanışmanın Sesi Derneği" (Stimmen der Solidaritaet) 22 Ekim'de "Türkiye'de insan haklarının durumu" konulu konferans düzenledi.

Konferansın konuşmacıları:
HDP - Sibel Yiğitalp
CHP - Sezgin Tanrıkulu (video konferans yoluyla)
Türk Tabipler Birliği (TTB) Başkanı Prof. Fincancı
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri
Sol Parti (Almanya) - Gökay Akbulut
Sosyal Demokrat Parti (Almanya) - Frank Schwabe
Yeşiller Partisi (Almanya) - Max Lucks
     "         "             "          - Lale Akgün - Yazar

Prof. Fincancı konuşmasında Türkiye'de terör suçundan hapis cezası alan hükümlülerin hak ihlallerine uğradığını söyledi ve TSK'nın PKK'ya karşı kimyasal silah kullandığı iftirasını yineledi. Türk Devleti'nin "TSK'da kimyasal silah yok, kullanmadık" açıklamasına karşı "Sadece savunma refleksi, Hep Türkiye'de hükûmetlerin gösterdiği davranışlardan biridir. Şaşırtıcı değil. Biz de onun yanıtını veririz. Sonuçta bilimsel verilerle inceleme yapılması gerektiğini söylüyoruz. Bunun da arkasındayız. Bunu söylemeye devam edeceğiz. Onların saldırması bizi susturmaz" diyerek Türk Devleti'ni yalancılıkla ve saldırganlıkla suçladı.

CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu gönderdiği video konuşmasında "Darbe dönemlerinden daha ağır insan hakları ihlalleri var, sistematik işkence ve kötü muamele var, HDP'li Aysel Tuğluk serbest bırakılmalı, şimdi dayanışma ve mücadele zamanı" diyerek PKK ve FETÖ'ye dayanışma mesajı verdi.

Daha önce Kılıçdaroğlu'nun "mağdur anne" sıfatıyla görüştüğü 15 Temmuz hükümlüsü Harbiyeli asker annesi Melek Çetinkaya "Ben Gülen Cemaatinden hiç bir terörist olanını görmedim, sizler gördünüz mü?" dedi.

Toplantıda Hozan Cane dahil bir çok PKK sempatizanı da konuşma yaptı:

Konuşmaların 2 dakika 27 saniye süreli video kaydı:

https://www.ulusal.com.tr/gundem/ttb-baskani-fincanci-kimyasal-silah-yalanini-almanyada-surdurdu-saldirmalari-bizi-susturmaz-15002523


Bu kadarı da artık çok fazlaydı. 
Bu açıkça tıpkı Irak ve Suriye'de yapıldığı gibi, emperyalizmi kimyasal silah bahanesiyle Türkiye'ye müdahaleye çağırmak ve Büyük Kürdistan için Türkiye'den de bir toprak parçası koparmaktı
Fincancı, Almanya dönüşünde tutuklandı.

+++

Aynı gün, hekim örgütleri, Uğur Mumcu'ların katillerini kurtaran, TSK'ya kimyasal silah iftirası atan Prof. Fincancı'nın istifasıni istedi.

AİLE HEKİMLERİ FEDERASYONU
TÜRK JİNEKOLOJİ VE OBSTETRİK DERNEĞİ
TABİP-SEN
HEKİM-SEN
HEKİM BİRLİĞİ
CUMHURİYETÇİ HEKİMLER
İZMİR HEKİM GÜÇ BİRLİĞİ
MİLLİYETÇİ HEKİMLER DERNEĞİ
25 İLİN TABİP ODASI

Çözüm yolu gösterildi:
Çözüm Türk Tabipler Birliği'ni (TTB) kapatmak veya adındaki "Türk" ibaresini kaldırmak değil. Bütün hekimlere TTB'ye üye olma zorunluluğu getirilirse bölücüler yönetimi ele geçiremez.


+++

Hekimler olağanüstü kongre için harekete geçti.
Hedef Türk Tabipler Birliği yönetimini bölücülerden temizlemek


+++

arşiv:

TSK'ya kimyasal silah suçlaması: PKK - HDP - CHP - TTB 

Uğur Mumcu'ların katillerini ve azmettirenleri Prof. Fincancı kurtardı 

Prof. Fincancı'yı eskiden CHP'li Prof. Serter kurtarmıştı.
Şimdi kim kurtaracak? 

+++


29 Ekim 2022 Cumartesi

Prof. Fincancı'yı eskiden CHP'li Prof. Serter kurtarmıştı, şimdi kim kurtaracak?

O dönem İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı ve Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Dairesi Üyesi olan Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, sahte işkence raporu düzenleyerek Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok ve Muammer Aksoy'ların katillerini ve azmettiricilerini kurtarmıştı.

DGM Savcısı'na verdikleri ifadede suçlarını kabul eden ve kendilerini azmettirenlerin isimlerini açıklayacaklarını söyleyen katiller, o rapordan sonra hiç konuşmadılar.

Ayrıntılı bilgi için bakınız:
Uğur Mumcu'ların katillerini ve azmettirenleri Prof. Fincancı kurtardı 

+++

Uğur Mumcu'nun ağabeyi Av. Ceyhan Mumcu, katilleri görmeden işkence raporu düzenleyen Prof. Fincancı hakkında suç duyurusunda bulundu. Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi soruşturma başlattı ve İstanbul Üniversitesi'nden görüş istedi.

İstanbul Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Nur Serter'in Ankara DGM'ne verdiği yanıt Fincancı'yı kurtardı.

İşte Fincancı'yı kurtaran o yazı:



NATO'ya, NATO'nun gizli örgütü Gladyo'ya yapılan bu hizmet elbette karşılıksız kalmayacaktı.

Prof. Dr. Nur Serter, 6 yıl sonra 22 Temmuz 2007 ve daha sonra 12 Haziran 2011 Genel Seçimlerinde CHP'den İstanbul Milletvekili seçildi.

Nur Serter, Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkan Yardımcılığı da yaparak Atatürkçü çalışmalarına başarıyla devam etti.

Prof. Fincancı da aynı şekilde ilerici, devrimci, sosyalist, laik, Atatürkçü yöndeki çalışmalarını tıpkı Prof. Serter gibi başarıyla sürdürdü.

Ne mutlu bize ki, NATO'ya, ABD'ye, AB'ye yani emperyalizme hizmeti en kutsal görev olarak gören böyle nadide Atatürkçülerimiz var.

Her ne kadar Atatürk: "Bizi mahvetmek isteyen emperyalizme karşı, bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı heyet-i milliyece mücadeleyi öngören bir mesleği takip eden insanlarız." demiş olsa da,

Ve her ne kadar İstiklal Marşımız emperyalizm için "Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar" diyorsa da,

Kim takar Atatürk'ü, kim takar İstiklal Marşı'nı.
İşte böyle NATO'dan başka kimseyi takmayan nadide Atatürkçülerimiz var. 
Ne mutlu bize. 


+++

Prof. Fincancı, sahte işkence raporu düzenleme suçundan böylece yakayı sıyırmıştı ama, 2022 Ekim'inde dile getirdiği kimyasal silah iftirasından kolayca kurtulamayacaktı.

Nitekim tutuklandı.

İşkence raporunu katilleri görmeden, muayene etmeden düzenlemişti.

"TSK'nın PKK'lılara karşı kimyasal silah kullandığı" iftirasını da, yine aynı şekilde,  kimyasala maruz kaldığı iddia edilen PKK'lıları görmeden dillendirdi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, mahkemeye sevk yazısında bu durumu şöyle açıkladı:

"Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi Başkanı unvanını da kullanmak suretiyle T.C. Devleti'nin kendisine yasal olarak vermiş olduğu resmi unvanı PKK silahlı terör örgütünün basın yayın araçlarından biri olan Medya Haber TV'de kullanmak suretiyle terör örgütü propagandasında paylaştığı..."

"arka fonda 'Zap'ta kimyasal silahla gerillalar katledildi' resminin bulunduğu ve ana haberde PKK propagandası yapıldığını bildiği halde..."

"-Kaynağı belirsiz bir video üzerinden tıbbi teşhis ve tanı koyduğu

- insan hakları, IPPNW, Minnesota Protokolü şeklinde uluslararası kurum, kuruluş ve belgelere atıf yapmak suretiyle olay yerine gidilerek gerekli incelemelere izin verilmesi şeklinde canlı yayında beyanda bulunduğu,

- hem olay yerine gitmeksizin, nerede, ne şekilde çekildiği belli olmayan ve terör örgütü propagandası yapmak saikiyle servis edilmiş bir videoyu sadece izlemek suretiyle 'toksik, kimyasal, zehirli gazlar kullanılmış' şeklinde açıklama yaptığı,

- Türk Tabipler Birliği Merkez Konsey Başkanı olarak ulusal düzeyde ve resmi bir sıfat ile gayrı resmi bir haber kanalına canlı bağlantı yapmak suretiyle bulunduğu makamı, mesleki konumu kullanarak yaptığı propaganda faaliyetinin somut olarak soruşturma dosyası kapsamında tespit edildiği..."

+++

Sahte işkence raporu düzenleme suçundan Prof. Nur Serter'in yardımıyla kurtulmuştu. Kimyasal iftirasından kim kurtaracak?

Atlantik cephesi feryadı basacak.

Kılıçdaroğlu:
"Selahattin Demirtaş niçin içerde?
"Osman Kavala niçin içerde?"
feryatlarına bir yenisini ekleyecek:
"Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı neden içerde?"

+++

25 Ekim 2022 Salı

Uğur Mumcu'ların katillerini ve azmettirenleri Prof. Fincancı kurtardı


Uğur Mumcu
, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok ve Muammer Aksoy'un katillerini ve azmettiricilerini şimdiki Türk Tabipler Birliği Başkanı, o zamanki İ.Ü. Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı ve Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı düzenlediği sahte işkence raporu ile kurtarmıştı.

+++

Aydınlık gazetesi sordu, Uğur Mumcu'nun ağabeyi Vatan Partisi Üyesi Av. Ceyhan Mumcu anlattı.

Aydınlık
Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı, terör örgütü PKK'nın 'TSK kimyasal silah kullanıyor' iftirasını dillendirdi. Şebnem Korur Fincancı portresi çizer misiniz?

Ceyhan Mumcu:

Bu olay bana Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy suikastları davasını anımsattı. Umut Operasyonu davasındaki sanıklar “Bu cinayetleri kimin, hangi örgütün, kimlere nasıl azmettirdiğini mahkemede açıklayacağız.” dediler. Muammer Aksoy’u öldüren silah çıktı onlardan. “Muammer Aksoy’a vur emrini kimin verdiğini mahkemede açıklayacağız.” dediler.

Uğur Mumcu ile ilgili bomba bilgileri doğru çıktı. Bombanın çizimini yaptılar. Uğur Mumcu ile ilgili takip bilgileri doğru çıktı. Ahmet Taner Kışlalı ile ilgili açıklamaları da doğru çıktı. O sırada bunlar savcılığa başvurdular. Dediler ki; “Biz emniyette suçlarımızı kabul ettik ama etkin pişmanlık kanunundan yararlanmak istiyoruz. Bize talimat verenleri açıklayacağız. Bu hakkımızı saklı tutun”

İlk duruşma oldu “Avukat istiyoruz” dediler ve duruşma ertelendi. İkinci duruşmada avukat geldi elinde de Şebnem Korur Fincancı’nın raporu. “Bu sanıklar suçlarını kabul ediyorlar. Etkin pişmanlık kanundan yararlanmak istiyorlar ama bunlara işkence yapılmıştır. İşkence yapıldığı için bunların ifadeleri geçersizdir. Siz bunları benim bulunduğum Cerrahpaşa’ya gönderin. 1 yıl tedavi olsunlar. Daha sonra ifade versinler.” diye her sanık için, ismi ‘adli rapor’ olan bir rapor verdiler.

Onun üzerine biz dedik ki “Bu sanıkları gördün mü, muayene ettin mi?” Cevabı; “Ona gerek yok. Avukatı açıkladı bana.” Bir hastayı görmeden, muayene etmeden rapor verme işini ilk defa Şebnem Korur Fincancı’da gördüm. “Sen hastayı görmeden nasıl bu raporu hazırladın” diye sorulunca “Bu alternatif yorum raporudur” diyor. Ama “Alternatif yorum raporudur” diye yazmıyor. ‘Adli rapor’ diye yazıyor. Bütün tabiplere soruyorum; Bir hastayı görmeden rapor verilir mi?
O zaman ben, ‘Bu rapor sahtedir, geçerli değil’ deyince bana görevli memura hakaretten ceza ve tazminat davası açtı. İstanbul’a gittim geldim yargılandım. Böylece Türk toplumu Şebnem Korur Fincancı’yı tanımış oldu. O zamana kadar kimse tanımıyordu. 
Onun sayesinde Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Ahmet Taner Kışlalı'yı kim niye öldürttü, emri kim verdi, ebediyen öğrenememiş olduk. Türk toplumuna hizmeti de budur. Onu tarihe ve kamuoyuna havale ediyorum.
Fincancı o zaman İstanbul Üniversitesi Adlı Tıp Ana Bilim Başkanıydı. Dediler ki; “Bakın, koca üniversite profesöründen kapı gibi rapor aldık. Sizi kurtaracağız. Etkin pişmanlık da olsa bir ceza yiyeceksiniz sonra beraat edersiniz.” O işin içinde Gergerlioğlu filan da vardı. Birbirlerine kolluyorlardı. Sonra bu rapor çıktığı zaman MAZLUMDER (İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği) Şebnem Korur Fincancı’ya ödül verdi. O davadan sonra Şebnem Korur Fincancı işkenceye karşı çıkan bir kahraman ilan edildi. O zamanlar rapora karşı çıktım diye çok yalnız kaldım.
Fincancı hatta Avrupa Birliği ile de anlaşma yapmış. İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Başkanıyken Avrupa Birliği ile İstanbul Üniversitesi adına bir anlaşma yapmış. Mahkeme kararlarına yansımış işkence raporları çıkarsa onu yazmakla yükümlü proje sorumlusu. Mahkemeye de yansımış. Mahkemede sonuç veren rapor verdiği takdirde Avrupa Birliği'nden para yardımı, ödül alıyordu. Daha evvel ‘Manisalı Gençler’ diye bir dava vardı. O davada benzeri rapor hazırlamış. O rapora göre sanıklar beraat etti. Oradan bir ödül aldı. 
Almanya’da Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu (ATİK) toplantısını idare etmiş, Divan Başkanlığını yapmış Fincancı. Toplantı sonunda ATİK kararları diye bildiri çıkıyor. Bildiri şöyle diyor; “Faşist Kemalist kızıl elmacı Doğu Perinçek Ermeni Soykırımının olmadığını belgelerle ispat etmeye çalışmaktadır.” 
O zamanlarda Avrupa İnsan Hakları davaları vardı. Şebnem Hanım adli tıpçı ya, açıklamış: “Soykırım suçu evrakta sahtecilik değildir ki belgesi olsun. Madem ki bizim babaannelerimiz, teyzelerimiz kara matem esvaplarını ölünceye kadar üstlerinden çıkarmadılar bundan daha iyi kanıt mı gerekir. Onların matemleri delildir. Türklerin de Ermeni Soykırımını yaptığı sabittir.”
“Kahrolsun Türkiye Cumhuriyeti Devleti” diye biten bir bildiri... ATİK kararları da deniliyor. Bu bildiriyi çıkaran toplantının Divan Başkanı Fincancı.
Ergenekon Davasına da müdahildir. Ergenekon'da FETÖ’cü savcıların dostuydu. Ergenekon davasında Zekeriya Öz’ün açtığı iddianamelere göre “Ben suçtan zarar gördüm” diye müdahil oldu. Ben ATİK kararlarını buradan okudum.

+++

Sonra da CHP tayfası utanmadan sıkılmadan Uğur Mumcu'nun mezarına "Yiğidim aslanım" ağıtları eşliğinde karanfiller bırakır.

Bonzai içirilerek gerçekleri görmeleri engellenen  CHP tabanı tıpış tıpış bunların peşinden gider.

+++

Gazeteci Hikmet Çiçek, 2014 yılında olayı şöyle anlatmıştı:

"Ferhan Özmen, Necdet Yüksel, Rüştü Aytufan.
Bu 3 kişi, Uğur Mumcu, Prof. Dr. Muammer Aksoy ve Prof. Dr. Ahmet
Taner Kışlalı cinayetleri dahil 18 cinayetten tutuklandılar.


C4 patlayısıcını Uğur Mumcu'nun arabasına yerleştiren Necdet Yüksel
idi. Katiller yakalanmıştı. Fakat azmettirenler kimler?

Bu 3 kişi Pişmanlık Yasası'ndan faydalanmak için başvurdular. Güzel.
Demek ki kendilerini kimlerin, hangi örgütlerin kullandığını açıklayacaklardı.

DGM Savcısı Hamza Keleş ceza evine giderek görüşme yaptı. Sanıklar,
mahkemede her şeyi açıklayacaklarını söylediler.
Adı Umut Davası olan
bu davada bir umut ışığı yanmıştı.

Ancak sonuç hayal kırıklığı idi. Sanıklar Emniyet ifadelerini işkence altında verdiklerini ileri sürdüler ve İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü antetli bir raporu mahkemeye sundular.

Raporda sanıkların işkence görmüş olmaları ihtimalinden söz ediliyor ve bir üniversite hastanesinde yeniden muayene edilmeleri isteniyordu.

(ABD destekli Gladyo devreye girmiş, sanıkların konuşmasını önlemek için sahte bir rapor düzenletmişti.)

Raporun altında kimin imzası vardı? Evet, tahmin ettiğiniz gibi Prof. Dr.
Şebnem Korur Fincancı. Ünvanı da şöyle idi: İ.Ü. Adli Tıp Anabilim Dalı
Öğretim Üyesi.

Şebnem Hanım'ın sanıkları görmeden, muayene etmeden bu raporu
düzenlediği söyleniyor. Bu, hala tartışılan bir konudur.

Mumcu'nun katilleri bir daha hiç konuşmadılar.

Şebnem Hanım, Ergenekon Davası'na müdahil olarak katıldı.
Ergenekon Örgütü'nün eylemlerinden şikayetçi idi. Özel Yetkili
Mahkeme'nin müdahil olma talebini kabul ettiği tek kişi odur.

Bu yıl (2014) Hrant Dink Ödülü Şebnem Hanım'a verildi.

Dün (18 Aralık 2014) gazetelere tam sayfa ilan verdiler. F tipi örgütü
'Basın Özgürlüğü' diye savundular. O metne imza atanlar arasında
Şebnem Hanım da vardı."

+++

Gerçek şu ki, çok iyi örgütlenmiş PKK yandaşı bir gurup "sosyalist,
demokrat, laik, ilerici, Atatürkçü" görüntü altında Türk Tabipler Birliği ve İstanbul Tabip Odası yönetimlerini ele geçirmiştir.

Ve "Tayyip karşıtlığı" edebiyatı ile tüm ilerici, Atatürkçü, sosyalist, laik,
demokrat hekimleri esir etmiştir.

Tabii ki, bu harekat ABD ve AB desteklidir.

Tıpkı Batıcı liberal ekibin aynı edebiyatla CHP yönetimini ele geçirdiği
ve Atatürkçü tabanı esir ettiği gibi.

Tarih boyunca hep böyle olmuştur.

100 -200 kişilik bir gurup yönetimi ele geçirir ve türlü sahtekarca söylem-
lerle tabanı esir eder. İşte bir örnek:

Kapitalizm yolcusu Gorbaçov güruhu  Sovyetler Birliği Komünist Partisi yönetimini ele geçirmişti. Arkalarına Lenin fotoğrafları asıyorlar, komünizm yolunda nasıl ilerlediklerini ballandırarak anlatıyorlardı.

Günün sonunda Gorbaçov sahneye çıktı, "Sosyalizm bitti, kapitalizme
geçiyoruz" dedi. Parti üyesi komünistler neye uğradıklarını şaşırdı.

Bakınız:
Türk Tabipler Birliği HDP karanlığında  09-06-2020

+++

CHP'li Vekiller, PKK'nın gazetesi Özgür Gündem ile dayanışma
yaptıkları için tutuklanan 3 sahte kahramanı ziyaret ettiler.
Bu kahramanlardan biri, Şebnem Korur Fincancı idi.

Kılıçdaroğlu:

"Dün 3 aydın tutuklandı. Hapse atıldı. Niçin? Terör örgütüne yardım ve yataklık yapmaktan."

Bakınız:
Aferin Kılıçdaroğlu, aferin CHP'li Vekiller   28-06-2016  

Bakınız:
Haydi PKK ile dayanışmaya   23-06-2016

Cumhuriyet, 21 Haziran 2016

Bakınız:
PKK ile omuz omuza durma zamanı  23-06-2016 
Cumhuriyet, 22 Haziran 2016

Bakınız:
Cumhuriyet'te ordu düşmanlığı tavan yaptı 19-09-2014 

                                                    Cumhuriyet, 19 Eylül 2014
+++

arşiv:

TSK'ya kimyasal silah suçlaması: PKK – HDP – CHP - TTB
https://aliserdarbolat.blogspot.com/2022/10/tskya-kimyasal-silah-suclamas-pkk-hdp.html

+++

22 Ekim 2022 Cumartesi

TSK'ya kimyasal silah suçlaması: PKK - HDP - CHP - TTB

Aydınlık, 21 Ekim 2022

Türkiye, Irak'ın kuzeyi ve Suriye'nin kuzeyinde TSK'dan ağır darbeler yiyen PKK-PYD, son çareyi kimyasal silah iftirasına sarılmakta buldu. Amaç, Cenevre Konvansiyonu'na ve Minnesota Protokolü'ne göre ülkemizde / olay yerinde bağımsız (!) gözlemcilerle inceleme yapılması ve düzmece raporlar düzenlenerek ülkemize uluslararası müdahale yolu açılması.

Tıpkı Saddam Hüseyin'e ve Beşar Esad'a yaptıkları gibi.

+++

Önce PKK'ya bağlı ANF (Ajansa Nûçeyan a Firatê = Fırat Haber Ajansı) aşağıda bağlantısı verilen videolarla ve PKK'nın Avrupa'da çıkardığı Yeni Özgür Politika Gazetesi fotoğraflarla kimyasal silah yalanını yaydı.

Kimyasal silahla şehit düşen 17 
gerillanın kimlikleri açıklandı

+++

PKK'nın "Devlet terörüne tavır alın" talimatına uyan HDP, CHP ve TTB (Türk Tabipler Birliği) eş zamanlı olarak yaygarayı bastı. Buyurun:

+++

HDP Milletvekili Ebru Günay'ın açıklaması
52 saniye süreli video kaydı

+++

Selahattin Demirtaş'ın hapishaneden yaptığı açıklama: 
1- Sosyal medyada PKK’lilere karşı kimyasal silah kullanıldığına dair görüntüler olduğunu avukatlarım aktardılar. Durumun tespiti için bağımsız, uluslararası bir heyetin bölgeye giderek inceleme yapması gerekir. Bunun koşulları sağlanmalıdır.

2- Bu görüntülere TBMM ve muhalefet sessiz kalamaz. Bunu sessizlikle geçiştirmek suçu onaylamaktır. Gerekçesi ne olursa olsun kimyasal silah kullanmak dünyanın her yerinde ağır bir suçtur. Böyle bir suçun açık sorumlusu, savaş politikasında sınır tanımayan AKP-MHP iktidarı olur.
3- Hiç kimse bir an bile aklından çıkarmasın ki, kimyasal silah kullanımı insanlığa karşı suçtur ve insanlığa karşı suçlarda zaman aşımı yoktur. Böyle bir suç işleyenler, bağımsız yargı önünde mutlaka hesap vereceklerdir.

+++

HDP Genel Merkez tweet açıklaması:
Bu tweet dizisinde, PKK'nın kimyasal yalanına delil olarak gösterdiği ANF tarafından yayınlanan videolar var.

Basına yansıyan görüntüde, askerler tarafından tünel girişlerinde yoğun dumana sebep olan cisimlerin bırakıldığı, uzaktan cisimlerin patlatılarak tünellerin içine kimyasal bir tür gaz sevk edildiği görülüyor. Manipülasyon değil gerçek bir açıklama bekliyoruz! #KimyasalSilahSuçtur

İlk videoda uyuşturucu etkisindeki PKK'lılar kimyasal silahla zehirlenmiş gibi gösteriliyor.

ikinci videoda bir patlama kimyasal silah olarak sunuluyor. Halbuki kimyasal silahta böyle patlama ve göğe duman yükselmesi olmaz.

Sonraki fotoğrafta bir mağara önündeki askerin elinde kimyasal silah olduğu öne sürülüyor. Halbuki: Kimyasal silah kullanan personelin alması gereken önlemler: Açıkta kalan hiçbir yeri olmayacak, Giysi normal üniforma olamaz, tam geçirimsiz ve solunum destekli kapalı tulum olacak. Çıplak elle kimyasal silah tutulmaz, ciltten de geçer.

Kimyasal silah kullanıldığı iddia edilen yamacın üzerinde maskesiz kimyasal üniformasız askerler görülüyor. Böyle bir şey mümkün değil.


+++

PKK televizyon kanalı sunucusu:
"TTB (Türk Tabipler Birliği) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Türk devletinin Kürdistan'da işlediği savaş suçlarına yönelik televizyonumuza açıklamalarda bulundu"
Sunucunun arkasındaki panoda "ZAP'TA KİMYASAL SİLAHLA 17 GERİLLA KATLEDİLDİ" yazıyor.
2 dakika 11 saniye süreli video kaydı
2:19 dakika süreli video kaydı: 

PKK'nın çektiği görüntüleri izleyen Fincancı, kimyasal zehirlenme teşhisi koyuyor.
1- Çırpınma görüntüleri rol olabilir
2- Uyuşturucu etkisindeki kişiler olabilir
3- Videonun nerede çekilmiş olduğu belli değil
4- Görüntü izleyerek teşhis konulduğu nerede görülmüş

+++
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı hakkında "terör örgütü propagandası yapmak" ve "Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama" suçlarından soruşturma açtı. 

+++

Şebnem Korur Fincancı 2015'deki TSK'nın PKK'yı hendeklere gömme harekatında sivillerin de öldürüldüğünü öne sürerek yabancı güçlerin olayı incelemesini istemişti.
video kaydı

+++

Fincancı, PKK-PYD'ye yönelik Afrin (Zeytin Dalı) Harekatı'na karşı çıkmış, "Savaş bir sağlık sorunudur" demişti. İşte Kılıçdaroğlu'nun Fincancı'ya destek konuşması:
56 saniye süreli video kaydı:

+++

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Fincancı'ya destek verdi:

CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Meclis'e soru önergesi vereceğini açıkladı:

CHP Gurubu Tanrıkulu'nun soru önergesini Meclis'e sunmadı.
Önerge CHP içinde tartışma yarattı.
Atatürkçü tabanın gazını almak için açıklamalar yapıldı: 

+++

Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı:
"TTB BAŞKANI ŞEBNEM KORUR FİNCANCI PKK'NIN PSİKOLOJİK SAVAŞ HAREKATININ EMRİNDEDİR"

https://twitter.com/ozgurbursali/status/1583401118625058821

1- Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı, PKK’nın psikolojik savaş harekatının emrindedir! Vatan Partisi olarak, CIA tezgahlarında üretilen Kimyasal Silah yalanının gerçek dışı olduğunu biliyoruz. Türk Ordusu’na kefiliz. Yalanları PKK'yı kurtaramayacak.

Bir çok Tabip Odası ve örgütü Fincancı'yı kınadı, istifasını istedi

+++

"YALANCININ MUMU" programı 
CHP, HDP ve TTB'nin "Kimyasal" yalanı
Beyhan Korkman - Utku Reyhan  
21 dakika süreli video kaydı:


+++

Aydınlık yazarı Gaffar Yakınca'nın ÜLKE TV konuşması
4:10 dakika süreli video kaydı: 

+++

CHP'yi yıkama aklama gönüllüleri:
CHP'mizin bir Tanrıkulu sorunu varmış
O olmasaymış, CHP'miz sapına kadar Atatürkçü, Kemalist, ABD emperyalizmine ve NATO'ya karşı bir parti olacakmış.
Aziz Nesin'i kıskandıracak mizah olayı. Buyurun:

Ben PKK’ya değil Türk Silahlı Kuvvetlerimize inanıyorum. Sezgin Tanrıkulu CHP’de olmamalıdır. CHP’mizin bir Sezgin Tanrıkulu sorunu vardır
+++