Aydınlık, 30 Ağustos
2012
Kendilerine "Özgür Suriye Ordusu" (El-Ceyş el-Suriye
el-Hurre = Free Syrian Army) adını veren teröristler internet sayfası
açtı.
Bu sayfada, dünyanın her yerindeki Suriyeliler Esad'a
karşı savaşmak için çağırılıyor.
Başvuranların önce eğitilip sonra Suriye'ye gönderileceği
bildiriliyor.
"Bizimle temasa geçin" (Contact Us) bölümünde örgütün
merkezi açıklanıyor.
Main Base (Ana üs, yani merkez) : Hatay,
Turkey
Yani ülkemizde terörist yetiştirip terör
yapmak için komşu ülkelere yollayan bir terör örgütü komuta merkezi ve ana üssü
var.
Ne farkı kaldı Türkiye'nin PKK merkezini
topraklarında barındıran Barzani yönetiminden?
Telefon numarası 0536 ile başlayan bir Türk cep telefonu
operatörü.
Posta gazetesi
yazarı Candaş Tolga Işık
anlatıyor:
"Bu numara arandığında İsmail adında Türkçe bilmeyen,
İngilizcesi çok kötü bir kişi çıkıyor.
Arapça bilen arkadaşımız konuştu. İsmail Suriyeli imiş,
Hatay'da yaşıyormuş, 1 yıl önce Türkiye'ye gelmiş.
Esad'a karşı savaşa katılmak isteyen Suriyelileri
örgütlüyorlarmış.
"Hatay'da tam olarak neredesiniz, kaç kişisiniz" diye
sorduk. "Niye soruyorsunuz" dedi.
Baltalık edip "Gazeteciyiz" dedik, telefonu kapadı. Bir
daha da açmadı"
********
Evet, ülkemizde ikinci bir Kandil
var.
Bildiğiniz Kandil, Amerika'nın koruması altındaki Kuzey
Irak Barzani bölgesinde bulunuyor.
PKK teröristlerinin ana üssü olan Kandil'de Türk Ordusu ile savaşmak
isteyenler eğitiliyor ve buradanülkemize saldırılar
düzenleniyor.
Hatay ikinci bir Kandil oldu.
Özgür Suriye Ordusu (ÖSO)
teröristlerinin ana üssü Hatay'da kuruldu, Amerikan koruması
altında.
Burası da aynen Kandil gibi
çalışıyor, adam eğitip Suriye'ye saldırılar düzenliyorlar.
Yani, mülteci kampı değil, terörist komuta
merkezi.
Hem PKK'nın Kandil üssü, hem de
ÖSO'nun Hatay üssü uluslararası hukuka aykırı.
Hiçbir ülke, topraklarında başka bir ülkeye saldırılar yapan silahlı
örgütleri barındıramaz.
Dolayısıyla, Barzani'nin sözde Bölgesel Hükümeti de, AKP
Hükümeti de hukuka aykırı konumdadırlar.
Barzani bölgesindeki PKK Amerika'nın
desteği ile Türkiye'ye saldırırken, Türkiye'deki ÖSO da yine Amerika'nın desteği
ile Suriye'ye saldırmaktadır.
Böylesine akıl dışı bir olay şimdiye kadar dünyanın hiçbir yerinde
görülmedi.
********
CHP Milletvekili Refik Eryılmaz'ın sorusu üzerine Bülent
Arınç şu açıklamayı yapmıştı:
"BM mevzuatında kadın ve çocukların kaldığı kamplar ile
asker kişilerin kaldığı kampların statüsü ayrıdır"
Hürriyet
gazetesi yazarı Mehmet
Yılmaz, bu sözlerin doğru olmadığını açıkladı:
"Birleşmiş Milletler
Mülteciler Yüksek Komiserliği sitesine girdim www.unhcr.org.tr
Kadın ve çocukların kaldığı kamplar ve asker kişilerin
kaldığı kamplar diye bir ayrım yok.
Sitede, "Bir asker mülteci
olabilir mi" sorusuna verilen cevap şöyle:
"Mülteci, sivil bir kişidir.
Sığındığı ülkeden, kaçtığı ülkesine karşı silahlı faaliyete devam eden kişiler
mülteci olarak kabul edilemezler."
Demek ki, "Asker kişilerin
kaldığı mülteci kampı" diye bir kavram yok.
Dolayısıyla, Hatay'daki bu kamplar
mülteci kampı değil, terör örgütü ana üssü.
Bülent Arınç'ın dediğine inanırsak, Kandil'deki PKK'lileri
de mülteci olarak görebiliriz.
Barzani "Bunlar mülteci" dese, Bülent Arınç ne cevap
verecek?
********
Hatay Valisi Celalettin Lekesiz "Apaydın Kampı'nda askeri
kıyafetli yok, konaklama merkezlerinde yaşayanların askeri kıyafet giymesine
izin yok" dedi.
CHP Milletvekillerinin içeri alınmadığı, AKP Genel Başkan
Yardımcısı Ömer Çelik'in "AKP Milletvekilleri bile giremez" dediği kampın
yöneticisi olduğunu söyleyen asker kıyafetli bu kişi ne peki?
Aydınlık, 29 Ağustos
2012
Bu fotoğraf, 4 gün önce, CHP Milletvekillerinin içeri
girmek istedikleri zaman kampın kapısında çekildi.
Jandarma Komutanı, Aydınlık muhabirine "Sizin basın
kanunlarınız burada geçmez" dedi.
Hubyar Sultan Alevi Kültür
Derneği Başkanı Ali Kenanoğlu, CHP Milletvekillerinden 15 dakika
kadar önce kampa vardı. Türkçe bilmeyen kişilerce yolu kesildi. "Buraya
giremezsiniz" dediler.
Kenanoğlu anlatıyor:
"Daha sonra Milletvekilleri geldi, onlar basın açıklaması
yaparken üniformalı bir kişinin 3 kişiyle sohbet ettiğini gördük. Yanımıza
geldi, ancak Türkçe bilmiyordu. Ardından Türkçe bilen ve kendisini "doktor"
olarak tanıtan biri geldi ve "Komutan bu" dedi.
Komutan, adının Abu Hüseyin Naimi olduğunu söyledi. Ben
yalan söylediğini hissettim. Sakallı idi. Fotoğraflarını çektik"
"Gündüzleri Suriye'ye çatışmaya gittiklerini, gece kampa
döndüklerini, burada istirahat edip tedavi olduklarını, silahları sınırın öte
tarafındaki birliklerinde bıraktıklarını, Türkiye'ye silah sokmadıklarını, Türk
Hükümetinin kendilerini sivil kıyafetle Türkiye tarafına geçmeleri, dikkat
çekmemeleri için uyardığını söyledi."
Ama ne garipti ki, kendisi asker kıyafeti içinde
idi.
Adam çekinmeden "Buranın komutanı benim, 200 silahlı
adamım var, hepsini keseceğiz" diyor.
Ali Kenanoğlu komutan bozuntusunun fotoğrafını
çekti, Aydınlık yayımladı.
Vali Bey, bu ne. Hani kampta asker kıyafetli kimse
yoktu.
Vali Bey "Kampta bu isimde kimse yok" diyor. Adı bu
olmayabilir, ama asker kıyafetli, önemli olan da bu, adı neyse ne.
Sadece kampta değil, şehir ve kasabalarda da
asker kıyafeti ile silahlı olarak dolaşıyorlar. Polisleri tartaklıyorlar. Olaytar örtbas
ediliyor.
CHP
Milletvekili Refik Eryılmaz, Suriyeli teröristlerin bıçakladığı polisi
ziyaret etti. Polis konuşmuyor. Yanındaki kişi "Düştü, bıçak battı"
diyor.
Askeri kıyafetli onlarca teröristin sokaklarda dolaşırken
fotoğrafları yayımlandı.
Reyhanlı Tekel binası önünde kendilerini Suriye'ye
götürecek aracı bekleyenlerde bile askeri kamuflaj elbiseleri var. Hiç
çekinmeden hareket ediyorlar. Bölge halkı herşeyi biliyor. Vali Bey inkar
ediyor.
Sivil
giyimli bir komutanımız işgüzarlık edip askeri elbiseli sakallı teröriste "Neden
böyle giyindin" diye soracak oluyor, adam komutanı tersliyor, komutan kimliğini
gösterince "Kim olduğun beni ilgilendirmez, istediğimi giyerim"
diyor.
Nasıl böyle konuşabiliyor?
CHP Hatay Milletvekili Refik Eryılmaz
açıkladı:
"Bu kampı Türkiye Cumhuriyeti
Devleti'nin yönetmediğini herkes biliyor"
Evet, bu kampları Amerikalılar yönetiyor. Bu
teröristler de bir nevi Amerikan askeri sayılıyor. Onun için rahatlar.
Kendilerine kimsenin dokunamayacağını biliyorlar.
Hatta Yayladağı'nın Topraktutan Köyü'nde bir askerimiz 4
gün önce sırtından kurşunlandı. Türkiye'yi Suriye'ye karşı kışkırtmak isteyen
teröristlerin vurduğundan şüpheleniliyor. Aynı gün, Orman İl Müdürlüğü'ne ait
araçlar da kurşunlandı. CHP Milletvekili Refik Eryılmaz, vurulan askeri
hastanede ziyaret etti.
Polis ve asker bile bunlarla başa çıkamadığına göre,
halkın resmi şikayet yapamaması doğal değil mi?
Vali Bey gidip halka sormuş mu?
********