Atatürk, CHP 2. Kurultayı'nda 20-25 Ekim 1927'de okuduğu Nutuk'ta şöyle diyor:
"Şüphe etmemek gerekirdi ki, Ermeni kıtali konusundaki sözler, gerçeğe uygun değildir. Aksine, güney bölgelerinde yabancı kuvvetler tarafından silahlandırılan Ermeniler... Müslümanlara saldırmaktaydılar.
İntikam düşüncesiyle her tarafta insafsız bir şekilde öldürme ve yok etme siyaseti gütmekteydiler... top ve ağır makineli tüfeklerle Maraş gibi eski bir Müslüman şehrini yerle bir etmişlerdi. Binlerce suçsuz ana ve çocukları işkenceyle öldürmüşlerdi.
Tarihte bir benzeri görülmemiş olan bu vahşeti yapan Ermenilerdi. Müslümanlar yalnız namuslarını ve canlarını korumak için kendilerini savunmuşlardı.
Yirmi gün süren Maraş katliamında şehirdeki Amerikalıların İstanbul'daki temsilciliklerine çektikleri telgraf, bu faciayı.. yalanlanamayacak şekilde ortaya koymaktaydı.
Adana ili içindeki Müslümanlar, tepeden tırnağa kadar silahlandırılan Ermenilerin süngülerinin baskısı altında her dakika öldürülmek tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyorlardı.
Canlarının ve bağımsızlıklarının korunmasından başka bir şey istemeyen Müslümanlara karşı uygulanan bu zulüm ve yok etme politikası, uygar dünyanın dikkatini çekecek ve onları insafa getirecek nitelikteyken, aksinin yapıldığını iddia ederek ondan vazgeçilmesini isteme gibi bir teklif nasıl ciddi olarak kabul edilebilirdi?”
+++
Atatürk, 26 Şubat 1921’de Amerikalı gazeteci Clarence K. Streit ile yaptığı söyleşide 1915 Ermeni tehciri olaylarına ilişkin görüşlerini açıklamıştı.
KAYNAK YAYINLARI’ndan çıkan “Atatürk’ün Bütün Eserleri” (ATABE) Cilt 11. Sayfa 60-62'de verilen bu söyleşiden bir bölümü bu yazının sonunda okuyabilirsiniz.
+++
Demek ki Atatürk "Ermeni Soykırımı yapıldı" diye yaygara koparanlarla aynı gemide değil. "Ermeniler katliam yaptı, Müslümanlar karşı koydu" diyor.
Buna karşılık başta ABD emperyalizmi olmak üzere Batı Avrupalı emperyalistler bizi Ermeni Soykırımı yapmakla suçluyorlar.
Şimdi bakalım kimler Atatürk'ün gemisinde, kimler emperyalistlerin gemisinde.
+++
ABD'nin kuklası PKK ve yasal uzantısı HDP doğal olarak ABD gemisinde:
+++
Şimdi bakalım CHP yöneticileri hangi gemide:
Sezgin Tanrıkulu, 2010 yılında HDP'li Ahmet Türk'ün önerisi üzerine Genel Başkan Kılıçdaroğlu tarafından CHP'ye davet edildi. Kendisi "Gölge CIA" diye bilinen Stratfor adlı kuruluş tarafından "Türkiye ile ilgili konularda haber kaynağı TR705" olarak kodlanmıştı.
Kılıçdaroğlu 2015 yılında yaptığı açıklamada 1915 olaylarından tıpkı ABD Başkanları gibi "Büyük Felaket" olarak söz etmişti. Ermenicede soykırım değil, Büyük Felaket anlamındaki "Meds Yeghern" deniliyor. Trump da "Meds Yeghern" demişti.
https://aliserdarbolat.blogspot.com/2022/05/canan-kaftancoglu-dosyas-1.html
+++
CHP Eski İzmir MV Canan Arıtman, Tanrıkulu'nun CHP'den ihraç edilmesini istedi.
İlahi Canan Hanım. O kişi ihraç edilirse CHP temizlenecek mi? En başta Kılıçdaroğlu onunla aynı fikirde. Kaftancıoğlu var, bir zamanlar Selina Doğan vardı, soykırım diye tutturmuştu, kocası da Atatürk'e cellat demişti. Milletvekili bile oldu.
Buyurun:
CHP Türkiye'yi arkadan hançerledi
Selina'nın kocası: Atatürk cellat
- Atatürk'e karşı inadına "Ermenileri öldürdük" diyen,
- Atatürk'e isyan eden, Mehmetçiği şehit eden Seyit Rıza ve Şeyh Sait'i kahraman ilan eden,
- Atatürk'ün Tunceli adını koymasına rağmen inadına Dersim diyen, "Ben Dersimli Kemal" diyen,
- Atatürk emperyalizme ve kapitalizme karşı olduğunu söylerken inadına NATO'cu, Avrupa Birlikçi olan
- Atatürk'ün kurduğu tekçi (üniter) Türkiye Cumhuriyeti'ni bölerek ortadan kaldırmak isteyen PKK/HDP ile ittifak yapan,
- "27 Mayıs'ı yapanlar şimdi utanıyor" diyen,
- "Ben de 28 Şubat mağduruyum" diyen
CHP yöneticileri nasıl ve ne hakla Atatürkçü olduklarını iddia edebiliyorlar ve buna CHP seçmeni nasıl inanıyor, anlamak mümkün değildir.
+++
TKP'den başlamak üzere tüm sahte sol da emperyalistlerle birlikte aynı "Ermeni Soykırımı" yalanını sahipleniyor.
Türkiye Komünist Partisi:
Emek Partisi:
Türkiye İşçi Partisi:
+++
Bir NATO yapılanması olan LGBT örgütleri de doğal olarak "Soykırım" diyor:
+++
Şimdi bakalım kim Atatürk ile aynı gemide, 2 dakikamızı ayırıp dikkatle dinleyelim:
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde savunma, yıl 2015:
2 dakika süreli video kaydı:
https://twitter.com/perincekarsivi/status/1253595764246355969
Kahramanca bir mücadele sonunda AİHM'den "1915 olayları Yahudi Soykırımı ile aynı türden değildir." kararını çıkartan Dr. Doğu Perinçek, Atatürk ile aynı gemidedir.
AİHM Kararı, 1915 olaylarının soykırım olarak nitelenemeyeceğini böylece ilan etmiş oluyor.
Şimdi bakalım AK Parti hangi gemide
CB Sözcüsü İbrahim Kalın "Soykırım lobisi tarihi gerçekleri çarpıtıyor", "Ortak tarih komisyonu kuralım" gibi yanlış açıklamalarla da olsa Ermeni Soykırımı suçlamasını kabul etmiyor. Yanlış çünkü bu bir tarih sorunu değil, yargı konusudur. Soykırım olup olmadığına karar verecek olan
tarihçiler değil, yetkili mahkemedir.
Perinçek, Kalın'ın yanlış mevzide olduğunu söyledi. Çünkü 1915 olaylarının soykırım olmadığına dair kapı gibi mahkeme kararı (AİHM Kararı) var. Kalın bunu söyleyeceğine çıkmaz yollara dalıyor.
https://www.aydinlik.com.tr/haber/ibrahim-kalin-yanlis-mevzide-206493-1
https://aliserdarbolat.blogspot.com/2021/05/erdogann-bidena-soykrm-yantndaki.html
Halbuki geçen yıl CB İletişim Başkanı Fahrettin Altun doğru mevzide bir savunma yapmış, AİHM Kararı'nı öne sürmüştü. Bu yıl da böyle yapılmalıydı.
Ancak bu yıl yapılmış olan bu hata AK Parti'nin Ermeni Soykırımı yalanına karşı tavır aldığı gerçeğini değiştirmez.
+++
"Tayyip ile aynı gemidesiniz" diyenlere sesleniyorum:
Pek iyi güzel de, hangi gemide olalım?
Atatürk, Vatan Partisi ve AK Parti "Ermeni Soykırımı yoktur" diyor.
HDP (PKK), sahte sol, LGBT ve CHP ise
"Soykırım yaptınız" diyen ABD'nin gemisinde.
İki ayrı gemi var. Birisi ABD'nin, diğeri Türkiye'nin.
Siz hangi gemidesiniz?
+++
Okuma önerileri:
+++
Atatürk Streit’in “Harbi Umumi esnasında yapıldığı mütemadiyen ağızlarda dolaşan Ermeni katliam ve tehciri hakkında hükümetinizin resmi görüşü nedir?” sorusuna şöyle yanıt vermişti:
“Rus ordusu 1915’te bize karşı büyük taarruzunu başlattığı bir sırada o zaman Çarlığın hizmetinde bulunan Taşnak Ermeni Komitesi, askeri birliklerimizin gerisinde bulunan Ermeni ahalisini isyan ettirmişti. Düşmanın sayı ve malzeme üstünlüğü karşısında çekilmeye mecbur kaldığımız için kendimizi daima iki ateş arasında kalmış gibi görüyorduk. İkmal ve yaralı konvoylarımız acımasız şekilde katlediliyor, gerimizdeki köprüler ve yollar tahrip ediliyor ve Türk köylerinde terör hüküm sürdürülüyordu.
Bu cinayetleri işleyen ve saflarına eli silah tutabilen bütün Ermenileri katan çeteler, silah, cephane ve iaşe ikmallerini bazı büyük devletlerin daha barış zamanından beri kendilerine kapitülasyonların bahşettiği dokunulmazlıklardan istifade ederek ve bu maksada yönelik olarak büyük stoklar husule getirmeye muvaffak oldukları Ermeni köylerinden yapıyorlardı.
İngiltere’nin barış zamanında ve harp sahasından uzak olarak İrlanda’ya reva gördüğü muameleye hemen hemen kayıtsız bir şekilde bakan dünya kamuoyu, Ermeni ahalisinin tehciri hususunda almaya mecbur kaldığımız karar için bize karşı haklı bir ithamda bulunamaz. Bize karşı yapılmış olan iftiraların aksine, tehcir edilmiş olanlar hayattadır ve bunlardan çoğu, şayet İtilaf devletleri bizi tekrar harp etmeye zorlamasa idi, evlerine dönmüş olurlardı.”
Gazeteci Streit’in “Ermeniler ve Rumlar tarafından Türklere karşı vukuu rivayet edilen katliam hakkında ne gibi malumat verebilirsiniz?” sorusuna ise Atatürk şu yanıtı vermişti:
“Gerek Umumi harp sırasında gerek Mütareke’den sonra Ermeniler ve Rumlar tarafından Müslüman ahaliye yapılan zulümler üzerinde durmak uzun bir hikaye olur. Brest-Litovsk Antlaşması’nın yapılmasını müteakip Rusların Doğu vilayetlerimizi tahliyeye başladıkları sırada Ermeni çetelerinin yapmış oldukları katliam ve tahribat kafi derecede herkesin malumudur. Sivas’ta benimle görüşmüş olan, daha sonra bu bölgeleri ziyaret etmiş eden ve buralarda Ermeni çetelerinin davranışları hususunda tafsilatlı gözlemlerde bulunarak daha sonra kendisine bu konuda anlatmış olduğum şeylerin doğru olduğunu Amerikalı General Harbord, Amerikan kamuoyunun kendisinden faydalı malumat temin edebileceği bir şahidimizdir. Taşnaklar daha sonra da Kars ve Oltu bölgelerinde Alexandropol Antlaşması’nın yapılmasına kadar cinayetlerine devam etmişlerdir”
ATABE (Atatürk'ün Bütün Eserleri), Cilt 11, S. 60-62
KAYNAK YAYINLARI
+++
ABD’li gazeteci Clarence K. Streit, Public Ledger adlı gazete için çalışırken 1921’de Türkiye’ye geldi. Anadolu’yu gezdi, Ankara’da 26 gün kaldı. Yüzlerce fotoğrafla desteklediği notlarını ve Atatürk ile röportajını kitap olarak yayımlamak için bir araya getirdi. Bu kitap yıllar sonra Osmanlı tarihçisi Heath Lowry tarafından ‘Bilinmeyen Türkler’ adıyla yayımlandı.
+++
Tehcir kararı alınmadan önce şunlar olmuştu:
Rus ve İngiliz kışkırtmaları sonucunda meydana gelen isyan ve katliamlar karşısında Osmanlı hükümeti, herhangi bir önleme başvurmadan önce Ermeni Patriği, Ermeni milletvekilleri ve Ermeni cemaatinin ileri gelenlerine "Ermenilerin Müslümanları arkadan vurmaya ve katletmeye devam etmeleri halinde gerekli önlemleri alacağını" bildirmekle yetinmişti.
Ancak, olaylar durmak yerine giderek yoğunlaşınca, ordunun bir çok cephede savaş halinde bulunması nedeniyle cephe gerisinin emniyete alınması ihtiyacı doğmuştu. Bu maksatla, 24 Nisan 1915 tarihinde Ermeni Komiteleri kapatılarak, yöneticilerinden 2345 kişi devlet aleyhine faaliyette bulunmak suçundan tutuklanmıştı.
+++
'ERİVAN'DAKİ MÜSLÜMANLARI KATLEDİYORLAR'
Atatürk’ün, TBMM’de 24 Nisan 1920’de, devam eden Ermeni çetelerinin katliamları hakkındaki açıklamaları özetle şöyle:
“Ermeniler, Erivan Ermeni Hükümeti bölgesi dâhilinde İslam ahaliyi imha etmekle meşguldür. Biz, İngilizleri, Amerikalıları aleyhimizde tahrik etmemek ve her nasılsa Harbi Umumi’de yapılmış olan vakanın tekrarlanmasına dair şüphe vermemek için bu malum bölge dâhilinde bulunan İslam ahalinin sınırımızı geçmek suretiyle alenen yardımlarına dahi koşmakta tereddüt ettik. Fakat oradaki İslam ahali her taraftan hamisiz kalınca kendi hayat ve namuslarını muhafaza ve müdafaada tereddüt etmediler.”
+++
+++