16 Temmuz 2025 Çarşamba

Mustafa Kemal'in Mahmud Berzenci'ye mektubu

Şeyh Mahmud Berzenci Irak'taki İngiliz Mandası'na karşı bir dizi Kürt ayaklanmasının lideriydi. Kuzey Irak'ta Süleymaniye yöresindeki Berzenci Aşireti'nin Kadiriye Sufi Tarikatı Şeyhi idi. Bu ayaklanmaların birçoğunda Kürdistan Kralı unvanını aldı.


23 Mayıs 1919'da, İngilizler tarafından Süleymaniye Valiliği'ne atanmasından birkaç ay sonra, Berzenci 300 aşiret savaşçısı topladı, İngiliz amirlerini kovdu ve kendini "Kürdistan'ın Hükümdarı" ilan ederek Mahmud Berzenci isyanlarının ilkini başlattı . İsyanın başlarında, Kürtler, Çemçemal'in ötesine geçen hafif bir İngiliz birliğini başarılı bir şekilde pusuya düşürdü. Ama sonunda yenilgi geldi.

Berzenci, İngiliz Emperyalizmi'ne karşı savaşta M. Kemal'in silah arkadaşıydı. Mustafa Kemal, ona yardımcı olması için Ali Şefik Özdemir'i yollamış, ancak arada İngiliz birlikleri olduğu için asker desteği yapamamıştı. Bu yüzden Berzenci yenildi.

Dengbej Kavis Ağa'nın (Kawis Axa) Şeyh Mahmud klamında (türkü) geçen şu sözler bu olayı anlatıyor: Bağırıp yardıma çağırmanın faydası yok, Türkler uzakta çünkü, gelemezler...

⁠“Belê fayde nîye hewar dikem hewarê turka gele dûre…” 

(Evet, bağırmanın bir faydası yok, 
Türklerin sesi uzaktan geliyor)

Mektubun günümüz Türkçesi'ne çevirisi:

+++

11 Temmuz 2025 günü Irak Süleymaniye'de Cesena Mağarası girişinde içlerinde Bese Hozat ve Nedim Seven gibi üst düzey PKK - KCK yöneticilerinin de bulunduğu 30 kişilik bir gurup silahlarını ateşe atarak yaktılar.


Bu mağara, Şeyh Mahmut Berzenci'nin İngilizlere karşı direnme savaşını yürüttüğü yıllarda kullandığı bir mağara. Mustafa Kemal, ona yardımcı olması için Ali Şefik Özdemir'i yollamıştı. Bu yerin seçilmiş olması, PKK'nın ABD-İsrail yörüngesinden çıkarak Türkiye safına geçtiğini gösteriyor.

+++

30 kişinin silah yakması simgesel bir törendi. Silah bırakma iradesinin açıklanmasıydı. Şimdi işin zor yönü başlıyor: 
PKK üyelerinin Türkiye'ye dönüp silah bırakması için
       devletimizin af kanunu çıkarması gerekiyor.  
Ak Parti Hükûmeti önümüze serilen bu fırsatı kaçırmamalı, mahalle baskısına ve ABD - İsrail sopasına karşı durmalıdır. 


Vatan Partisi bu amaçla hazırladığı Af Kanunu önerisini basın toplantısı ile açıkladı.
Ayrıntılı bilgi için bakınız:
Silah bırakan PKK üyelerine Af kanunu önerisi ve gerekçesi 

+++

Vatan Partisi "Acaba ne derler" korkusu duymadan törene katılan tek parti oldu. Davet edilen diğer partiler silah yakma törenine katılmadı. Oy korkusu ile vatan savunulmaz.


                                                             Aydınlık, 12 Temmuz 2025



+++

Mahmud Berzenci hakkında ayrıntılı bilgi için bakınız: 

Mektubun aslının yeni yazıya çevirisi:

Vesika, 51

13. 8. 1919

Şeyh Mahmut Efendi Hazretlerine

Faziletlü Efendim:

Makamı muallâyı hilafet ve saltanatı Osmaniyeye olan revabıtı hakikiyeleri ve vatanı aziziyemiz hakkında alâkai kat’iyeleri cümlenin malum ve müsellemeleridir. Harbı umuminin makus neticesi düşmanlarımıza çok fırsatlar bahşeylediğinden mütarekeden beri devlet, millet ve vatanımız hakkında reva görülen tecavüz ve taaddiler gayrikabili tahammül ve kabul dereceye vasıl olmuştur. Hilafet ve saltanatın izmihaline ve vatanımızın Ermeni ayakları altında çiğnenmesine ve milletimizin, Ermenilere esir olmasına rıza gösterecek hiçbir Müslüman tasavvur edilmez. Düşmanlarımızın her taraftaki teşebbüsleri hep vatanın parçalanması ve milletimizin esir alnması gayretlerine matuftur. Milletten kuvvet alamayan ve esir vaziyetinde bulunan hükûmeti merkeziye aczden başka bir şey göstermemiştir.

Milletin yekvücut olarak kuvvet ve kudretini cihana göstermesinden başka çarei halas ve noktai istinat kalmamıştır. Bu sebeple senaverleri resmi makam ve sıfatımın haluletini gördüğümden derhal silki askeriden istifa ederek vatan ve milletimizin tam halasına kadar milletle beraber ve milletin ve milletin içinde çalışmaya karar verdim. Zatıâlileri gibi fedekâr, vatanperver dindaşlarımızın benimle beraber çalışacağınıza mutmainim. Bu defa Erzurum Kongresince kararlaşırılan beyanname ve nizamnamelerden takdim ediyorum. O havalice tevasi ve takviyesi teşkilatımızdan sarfı makderet buyrulmasını rica ederim.

Yakında Sivas’ta in’ikat edecek olan umumi bir kongre ile de daha nafi ve kat’i netayiç elde edileceği şüphesizdir. O havalide İngilizlerin muğfil telkinatinin önüne geçilmesi pek ziyade lazımdır. Cenabı Hak cümlemize muvaffakiyetler ihsan buyursun. Gözlerinden öperim Efendim.

Sabık Üçüncü Ordu Müfettişi

Mustafa Kemal (Nutuk 3. Cilt)

Kaynak: MUSTAFA KEMAL’İN; KÜRT AŞİRET REİSLERİNE, BEYLERİNE, ŞEYHLERİNE VE AĞALARINA YAZDIĞI MEKTUPLAR - Şaban Aslan

+++

14 Temmuz 2025 Pazartesi

Silah bırakan PKK üyelerine Af Kanunu önerisi ve gerekçesi

 

13 Temmuz 2025

Doğu Perinçek, silah bırakan PKK üyelerine uygulanmak üzere Vatan Partisi tarafından hazırlanan Af Kanunu önerisini bir basın toplantısı ile açıkladı.

Af yasasının tam adı şöyle:

Feshedilen PKK Terör Örgütü Mensuplarının 
    Devletle ve Toplumla Bütünleşmelerine
                       İlişkin Af Kanunu

+++

Kanunun gerekçesi:

Öcalan'ın PKK'ya 25 Şubat 2025 günlü
"devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir."
talimatı üzerine süreç başladı.

Ayrıntılı bilgi için bakınız.
Öcalan'ın açıklamasının eleştirisi ve S.S. Önder sorunu 

+++

Ancak, Öcalan'ın verdiği talimatın yerine getirilmesi, silah bırakmanın gerçekleşebilmesi için bir af kanunu gerekiyordu. Bu tehlikeyi gören ABD ve İsrail istihbaratı bir cani bulup Özgür Özel'e tokat attırarak süreci engellemeye, halk arasında "caniler aramızda dolaşıyor, binlerce PKK'lı da gelirse neler yapmazlar" korkusunu yaymaya çalıştı.

Ayrıntılı bilgi için bakınız:
Özgür Özel'e tokat,
Vatan Partisi'nin PKK'ya af çalışmasına karşı atıldı 

+++

5-7 Mayıs 2025'te toplanan PKK 12. Kongresi fesih ve silah bırakma kararı aldı. Ancak devletimiz sürece uygun şekilde konumlanmakta ayak sürüdü.

Silah bırakan hapse atılacaksa, örgüt üyesi silah bırakmaz. "Hele bir silahı bırak, seni hapislerde çürüteyim" derseniz Öcalan'ın çağrısı uygulanamaz.

İkincisi, silah bırakan geçimini nasıl sağlayacak? Şimdiye kadar maaşlarını ABD veriyordu. Bu kişilerin iş yeri açmaları veya devlette/özel sektörde işe girmeleri için sabıka kayıtları olmaması gerekiyor.

Ayrıntılı bilgi için bakınız:
PKK Kongresi toplandı, 
devlet af yasası konusunda çok geç kaldı 

+++

11 Temmuz 2025 günü Irak Süleymaniye'de Cesena Mağarası girişinde içlerinde Bese Hozat ve Nedim Seven gibi üst düzey PKK - KCK yöneticilerinin de bulunduğu 30 kişilik bir gurup silahlarını ateşe atarak yaktılar.

Bu mağara, Şeyh Mahmut Berzenci'nin İngilizlere karşı direnme savaşını yürüttüğü yıllarda kullandığı bir mağara. Mustafa Kemal, ona yardımcı olması için Ali Şefik Özdemir'i yollamıştı. Bu yerin seçilmiş olması, PKK'nın ABD-İsrail yörüngesinden çıkarak Türkiye safına geçtiğini gösteriyor.

+++

Asıl sorun şimdi başlıyor.

Bir başlangıç olarak 30 kişi silahları yaktı ama silah bırakma nasıl gerçekleşecek? Silah bırakanlar Türkiye'ye gelmez, Irak ve Suriye'de kalırlarsa günün birinde ABD ve İsrail ajanları onlara: "Silah bıraktınız, maaşlarınız da ödenmiyor, aç açına ortalıkta dolaşıyorsunuz. İşte para, işte silah, savaşmaya devam edin" diyeceklerdir.

Demek ki, T.C. vatandaşı PKK üyelerinin silah bırakmak üzere yurda dönmeleri, sürecin başarıya ulaşması için zorunludur.

Ancak, eğer Türkiye'ye döndüklerinde hapse atılacaklarsa, yıllarca hapis yatacaklarsa, hapisten çıktıktan sonra da sabıka kaydı nedeniyle işe giremeyeceklerse neden silah bırakmak üzere yurda dönsünler?

+++

İnfaz düzenlemesi ile olmaz

Çünkü infaz indiriminin uygulanması için, öncelikle yetkili mahkemece alınmış ve kesinleşmiş bir ceza hükmünün bulunması gerekir. Silah bırakan on binlerce Türkiye vatandaşının yargılanmasının uzun yılları alacağı düşünülürse, bu seçenek Bütünleşen Türkiye sürecini zehirlemekten başka bir amaca hizmet etmeyecektir.

Ceza Hukukumuzdaki Pişmanlık ile de olmaz

Çünkü bunun için de önce yargılama yapmak gerekir. 

Eğer silah bırakanların ne olacağını infaz düzenlemesi ve pişmanlık gibi süreçlere bırakırsanız, sonucunun ne olacağı belli olmayan ve yıllarca hapiste yatmayı gerektiren bu süreçlere güvenip silah bırakan olmayacaktır.

Eğer devletimiz af kanunu çıkarmayıp bu süreçlerle sorunu çözmeye karar verirse, bu, ABD ile İsrail'in istediğini yapmak anlamına, silah bırakmak isteyenlere "silah bırakmayın" demek anlamına gelir.

Devletimiz bir an önce ABD - İsrail sarmalından kurtulmalı, ivedilikle bu af kanununu çıkarmalıdır.

+++

Vatan Partisi'nin hazırladığı 14 maddelik kanun teklifinin 5. ve 6. maddeleri şöyledir:

5. Aftan Yararlanmak İçin Bireysel İrade ve Süre

Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak altı ay içinde, “Türkiye Cumhuriyeti devletiyle ve Türk Milletiyle bütünleşme” talebiyle Güvenlik Makamlarına, bulundukları Ceza İnfaz Kurumuna ya da yetkili Ağır Ceza Mahkemelerine dilekçe vererek ya da sözlü olarak başvuranlar aftan yararlanır.

6. Af Hükmünün Uygulanması

PKK Terör Örgütünün feshedilmiş olduğunun Cumhurbaşkanı kararıyla Resmi Gazetede yayımlanması üzerine, altı ay içinde, “Türkiye Cumhuriyeti devletiyle ve Türk milletiyle bütünleşme” talebiyle Güvenlik ve Yargı makamlarına başvuran Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ile vatandaşlıktan ayrılmış ve çıkarılmış olan PKK mensupları hakkında,

a) başlatılmış olan soruşturma ve kovuşturmalar durdurulur;

b) verilmiş ve kesinleşmiş olan ceza mahkûmiyetine ilişkin hükümlerin infazına başlanmaz, başlanmış olanların infazı durdurulur.

+++

Kanun teklifinin tümü, gerekçelerin ayrıntıları ve Doğu Perinçek'in basın toplantısının video kaydı için bakınız: 

Vatan Partisi'nden "Af Kanunu" önerisi

+++

10 Temmuz 2025 Perşembe

Huseyn'in yası başlandı


Arapça ve Farsça Aşura, Türkçe Aşure. 
Sözcüğün kökeni Arapça'da 10 anlamına gelen aşara. 

                         Aşure Matem Günü: 
  680 yılı Muharrem Ayı'nın 10. günü Irak Kerbela'da 
      Emevi İslam Halifesi Yezid'in ordusu tarafından 
Hz. Muhammed'in torunu Hz. Hüseyin ve 72 yandaşının
                        şehit edildiği gündür.

Hz. Hüseyin'in başı kesilerek Şam'a götürüldü ve Halife Yezid'e teslim edildi. Şehit edilen 70 kadar Hüseyin yandaşının da başları gövdelerinden ayrıldı. Gövdeleri atlara çiğnettirildi.

+++

Yezid - Hz. Hüseyin anlaşmazlığının nedeni şu idi: 

O zamana kadar Halife, oylanarak seçilmişti. Yezid ise babası Muaviye'nin ölümünden sonra: "Bundan böyle Halifelik babadan oğula geçecek, seçim yapılmayacak." dedi. 

Hz. Hüseyin ise yeni halifenin İslam geleneğine uygun olarak seçimle belirlenmesini istiyor, Yezid'in halifeliğini kabul etmiyordu.

Böylece Yezid'in üyesi olduğu Ümeyye (Emevi) Ailesi, Ehl-i Beyt'i (Hz. Muhammed'in Ev Halkı'nı, yani, kızı ve torunlarını) tarih sahnesinden silerek ezeli rakibi Haşimoğulları Ailesi'nin Halifelik koltuğuna oturmasını engelledi.

Hz. Muhammed'in amcasının soyundan gelen Abbasiler 750 yılında Emevi yönetimini devirdiler. Ama onlar da babadan oğula saltanat yönetimini sürdürdüler.

Ta ki Atatürk devirene kadar Yezid'in kurduğu babadan oğula saltanat yönetimi devam etti. Suudi Arabistan'da ve Körfez Emirlikleri'nde ise saltanat devam ediyor.

+++

Kerbela olayı konusunda ayrıntılı bilgi için bakınız: 

+++

Kars'ta Aşure Günü yürüyüşü
Video kaydı
🇹🇷 Kars’ta vatandaşlarımızın aşure günü yürüyüşü…

Kars'ta yürüyenler Caferilerdir. Caferilik bir Şii mezhebi.
Okunan Azeri Türkçesindeki mersiyede "Huseyn'in yası başlandı" deniliyor. Caferiler 10 Muharremde oruç tutar.
Aynı zamanda yas günüdür.

Azerbaycan'ın %85'i, İran'daki Azerilerin %95'i, Irak'taki Türkmenlerin %35'i Caferidir.

Emeviler döneminde camilerde Ehl-i Beyt'e (Fatma, Hasan ve Hüseyin'e) lanet okunmasını onaylamayan Farslar ve bir kısım Türkmenler ayrı camilerde toplanma yoluna gitmiş, zamanla şimdi Sünnilik dediğimiz Emevi Müslümanlığından bağımsız bir mezhep, Şiilik oluşmuştur. 

Şia Arapça "takipçi" demektir. Ali'nin takipçileri anlamına gelen Şiat-u Ali kısaltılarak "Şia" yapılmıştır. Şia mezhebi üyelerine Şii denilmektedir.

+++

Iğdır Küllük Köyü Aşura Yas Töreni 2025
Video kaydı

+++

Henüz yerleşik konuma geçmemiş Türkmen boyları ise camiye gitmeme yolu ile Emevi zorbalığına karşı direnç geliştirmiş, Orta Asya'dan taşıdıkları geleneksel cem törenlerini İslamiyet örtüsü altında devam ettirmişlerdir. Günümüzde Alevi olarak adlandırılanlar Osmanlı döneminde Kızılbaş denilerek hor görülen Türkmenlerdir. 

Aleviler Muharrem'de 12 gün oruç tutarlar. 
Yürüyüş yapmazlar.
13. günde aşure pişirilir ve dağıtılır.
12 İmam'ı (Peygamber'in damadı Ali ve çocukları ile torunları) temsilen aşure yaparken 12 malzeme kullanılır.

+++

Bir cem örneği: Ordu'da Güvenç Abdal Ocağı'nda yapılan Musahip Cemi. Evli olan iki çiftin Pir huzurunda ikrar vererek hem dünyada hem de ahirette yol kardeşi olmalarına, her bakımdan birbirlerine destek olma sözü vermelerine  Musahiplik denir. 

Video kaydı:
Ordu’da icra edilen Güvenç Abdal Ocağı’na ait Musahip Cemi.





12,7 B
Görüntüleme

+++