D-Smart 89. Kanal
Turkcell Superonline 66. Kanal
Digitürk 52. Kanal
TiviBu 61. Kanal
TÜRKSAT Kablo 39. Kanal
Vodafone TV 62. Kanal
Doğu Perinçek'in yazısının tamamı:
ABD yönetimi, 2016 yılı 15-16 Temmuz günü Tayyip Erdoğan’ı bir FETÖ-Gladyo darbesiyle yıkma girişiminde bulundu. Ancak kritik anda Vatan Partisi’nin kararlı tavrı, milletin direnişi ve Türk Ordusunun silahla bastırması karşısında yenildi. Bunun üzerine ABD, Tayyip Erdoğan’ı seçimle devirme stratejisine yöneldiğini bizzat Biden’ın ağzından 2020 yılı başında açıkladı.
ABD PKK VE FETÖ AÇIKÇA KILIÇDAROĞLU TARAFINDA
Herhalde duymayan kalmadı. ABD Derin Devletinin Rand Corporation adlı ünlü kuruluşu, 2020 yılı Ocak ayında “Türkiye’nin Milliyetçi Rotası” başlıklı 276 sayfalık raporunda, Türkiye’de izleyeceği iktidar stratejisini ve siyasetlerini ilan etmişti. Biden, zaten o derin devletin başındaki adamdır ve başkan olduktan sonra da, Tayyip Erdoğan’ı devirme hedeflerini televizyon ekranlarından ve gazete sayfalarından küstah ifadelerle belirtti.[1] Daha önemlisi ABD’nin Ankara’da artık dillere düşen Gizli Karargâhı Tayyip Erdoğan’a karşı Altılı Masa’yı kurdu ve yönlendirdi.
ABD, bu seçimde açıkça taraftı ve taraf olmaya devam ediyor. ABD’nin, CIA’nın ve MOSSAD’ın doğrudan denetlediği PKK ve FETÖ gibi örgütler, Tayyip Erdoğan’ın iktidardan indirilmesi ve Kılıçdaroğlu’nun seçilmesi için, büyük gayret içindeler.
İKİ SEÇENEK VAR
28 Mayıs 2023 günü yapılacak ikinci tur oylamasında iki seçenek var. Tercihlerden biri, ABD’nin "yıkın" talimatının hedefi olan Erdoğan, diğeri ise, Erdoğan’ı yıkma planının aleti olan Kılıçdaroğlu.
Seçmenin önüne iki tercih konmuş bulunuyor. Sizin oy pusulasına üçüncü bir adayı koyma şansınız yok. Koşullar budur ve soru da şudur: Siz ne yapacaksınız?
l Biden’ın talimatına uyarak, ABD+PKK+FETÖ ile birlikte Tayyip Erdoğan’ı yıkma tertibinde mi rol alacaksınız?
l Yoksa ABD’nin iktidar planının karşısında mı duracaksınız?
ÜÇÜNCÜ SEÇENEK VAR MI
Oy pusulasında üçüncü seçenek yok, ama seçmen oy vermeye gitmeyebilir veya boş oy kullanır. Adayların ikisine de tavır almış olur.
Peki, gerçekte böyle bir seçenek var mı?
Soruyu şöyle de sorabiliriz: ABD’nin “yıkın” talimatının hedefi olan aday ile ABD’nin seçim planında rol üstlenen aday arasında tarafsız kalma seçeneği var mı?
Gözlerinizi önümüzdeki günlere, haftalara, aylara ve yıllara çevirirseniz, böyle bir seçenek yok.
Çünkü Türkiye ekonomide, vatan bütünlüğünde, güvenlikte ve kültür alanındaki sorunlarını çözmek için hangi adımını atsa, karşısında ABD emperyalizmini ve işbirlikçilerini buluyor. Bağımsızlık, toprak bütünlüğü, üretim ekonomisinin inşası ve millî devrimci kültür için yapacağımız her uygulama, ABD baskı ve tehditleriyle karşılaşıyor. Bu nedenle önümüzdeki dönem, ABD ile Türkiye arasındaki cepheleşme kaçınılmaz olarak keskinleşecektir.
YARINLARA BAKARSAK TARAFSIZ KALMA SEÇENEĞİ YOK
Türkiye için Atlantik sistemi içinde çözüm yok. Bu nedenle ABD’nin Tayyip Erdoğan’ı yıkma planı karşısında tarafsız kalma seçeneği de yok. Öyle bir sürece girdik ki, tarafsız kalma zemini gittikçe daralmaktadır. ABD’nin Ege kıyılarına ve Güney sınırlarımıza kurduğu üslerden yöneltilen namlular, herkese tarafsız kalmanın olanaksız olduğunu hatırlatmaktadır. Bugün tarafsız kaldığını sanan, yarın ya Türkiye tarafına katılacaktır ya da ABD planlarının piyonu olacaktır.
Bu durumda ABD ile Türkiye arasındaki cepheleşmede alınacak tavrı yarına bırakmanın bir anlamı kalmıyor.
[1] Geniş bilgi için bkz. Doğu Perinçek, ABD Yol Ayrımında, Kaynak Yayınları, 1. Basım, İstanbul, Eylül 2021, s,137-156.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder