14 Kasım 2018 Çarşamba

Türkçe ezan tartışmasının zamanı mı?

Nazım Hikmet 1954 yılında Budapeşte Radyosu'nda yaptığı söyleşide 
bu sorunun yanıtını vermişti:

+

Şu 1954 senesinde Türkiye'de kime mürteci (gerici) derler,
      kime inkilap düşmanı derler, 
kime "Kemalizm prensiplerinin can düşmanı" derler?

"Arapça ezan okutmaya taraftardır. Bu adam mürteci midir,
değil midir?"   
Bu, bugünün meselesi değildir.

Bugünün meselesi:
Kim Türkiye'yi Amerikalılara satmış
                     ve satmakta devam etmektedir?
Kim Türkiye'nin milli sanayisini mahvetmiş
                     ve mahvetmekte devam etmektedir?
Kim Türkiye köylüsünü ve işçisini müstemleke haline getirmiş
                     ve getirmekte devam etmektedir.
İşte bunlar mürtecidir

Kim bizim eve hırsızı sokmuşsa
    ve kim bizim evde bizi bu hırsıza hizmetçi yapmışsa,
                                                                  mürteci olan odur.
Kemalizmin prensiplerine düşman olan odur,
                                                          vatan haini olan odur.

Bunlar Kemalizmi inkar etmişlerdir, bunlar vatan hainidir.
Bunların haricinde kalan insanlar, dini kanaatleri ne olursa olsun, vicdani kanaatleri ne olursa olsun, hangi siyasi partiye mensup olurlarsa olsunlar, vatanını seven insanlardır.
Ve bugünün şartları içinde ileri Türk insanlarıdır.

+

Geniş bilgi için bakınız:
Nazım Hikmet 60 yıl önce süreci saptamıştı.
https://aliserdarbolat.blogspot.com/2012/11/nazm-hikmet-60-yl-once-sureci-saptamst.html

+

Buradan çıkardığımız sonuç şudur:

PKK ve FETÖ terörüne, Amerika'nın ülkemizi Kıbrıs, Doğu Akdeniz,
Ege ve Suriye - Irak sınırımızdan kuşatma saldırısına karşı mücadele
ederken ezan tartışması yapmak iç hatlarda bölünme yaratır.

Nazım Hikmet'in 60 küsur yıl önce söylediği gibi, bugünkü görevimiz
ülkemizi ABD emperyalizminin pençesinden kurtarmak, milli sanayi-
mizi ve tarımı Üretim Devrimi yaparak desteklemektir.

Bu nedenle Yılmaz Öztürk'ün ezan çıkışı doğru olmamıştır.

+

Ancak bir yanlışı daha büyük yanlışlarla karşılamak da onaylanamaz.

Bu yanlışlar şunlardır:

1. yanlış:
Öztürk Yılmaz TV'deki bir tartışmada ezanın Türkçe okunmasını istedi.
Bu, önceden tasarlanmış bir söz değildi. Karşısındaki tartışmacı Türk
dilini aşağılar tarzda konuşunca anlık olarak verdiği yanıtla birlikte
söylendi. Yılmaz partisine bu yolda çalışma yapılmasına dair bir teklif
yapmadı, böyle bir projesi yok. Kendisine bu söylemin yanlış olduğu
ikazı kapalı kapılar ardında yapılsa idi, konu dallanıp budaklanmazdı.

1. yanlışın açıklaması:
Kılıçdaroğlu cuntası Yılmaz'ın bu sözlerini fırsat gördü ve onu yıpra-
tarak partiden ihraç etmeye karar verdi. Bu sayede Yılmaz'ın Genel
Başkan adaylığının önü kesilecekti. Üstü örtülüp unutturulabilecek
bir konu böylece ülke çapında bir tartışmaya dönüştürüldü. Yani bu
bir yanlış değil, Kılıçdaroğlu cuntasının "CHP'nin geçmişi ile hesaplaş-
ma" siyasetinin bir devamı idi. Atatürk'ün "Tam Bağımsızlık" siyasetine
sırtını dönerek Amerikancılık, AB taraftarlığı, NATO'culuk siyasetine
yönelmenin bir devamı idi. Nazım Hikmet'in dediği gibi, "Bunlar Ke-
malizmi inkar etmişlerdir"

2. yanlış:
Kılıçdaroğlu "Halkın bu kadar sorunu varken ezan tartışmasını
doğru bulmam" derken haklıdır. Bu kadarla kalsa bir sorun çıkmazdı.
Ancak sözlerine devam ederek Arapça ezanı savunması, Türkçe
ezana karşı çıkması, hatta 1950 yılında Meclis'te CHP'nin tam kadro
ile ezanın Arapça okunmasına oy vermesini marifetmiş gibi anlatıp
gericiliğe göz kırpması kabul edilemez. Kılıçdaroğlu'nun bu sözleri ile
Y-CHP yönetimi karşı devrim yolunda bir adım daha atmıştır.

2. yanlışın açıklaması:
Bu da bir yanlış değil, CHP'nin Kemalizmi terk ederek Batı'ya yelken
açmasının zorunlu sonucu olan dinciliğe taviz verme siyasetinin
bilinçli bir devamıdır. Dinciliğe taviz vererek oy alma hayali bugüne
kadar duvara toslamıştır. CHP şeriatı bile savunmaya başlasa kar-
şı cepheden zırnık oy alamayacaktır. Aslı varken taklide kimse oy
vermez. Gericilerden bol alkış alırsınız, fakat oy asla.

+

Türkçe ezan tarihçesi:

1932 sonbaharında ezanın Türkçe okunması kararlaştırılmış, Arapça
okunması yasaklanmıştı. 18 yıl devam eden bu uygulama, 16 Haziran
1950 günü CHP - DP (İsmet İnönü - Adnan Menderes) işbirliğiyle or-
tadan kaldırılmıştır.


Bu olay, CHP'nin Amerika'ya boyun eğme, dinciliğe taviz, Kemalizme
tekme siyasetinin önemli dönüm noktalarından birisidir.

+

Öztürk Yılmaz olayın gelişimi, haberler ve yorumlar:

+

CHP Genel Başkan Yardımcısı Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz,

HaberTÜRK TV'de katıldığı "Türkiye'nin Nabzı"  programında
"Ezan Türkçe okunsun, ben de anlayayım" dedi, kıyamet koptu.
Video kaydı:
https://www.youtube.com/watch?v=IPnkdHTcpuU

(Arapça ezanı savunan sözde hukukçu Selman Öğüt TV'deki
tartışmada Öztürk Yılmaz'a "Sen Allahüekber'i anlamıyor musun?
Ne demek Allahüekber? Allah birdir demek" diyerek Arapça
ezanı kendisinin bile anlamadığını ortaya koydu. Hukukçu anla-
mıyorsa halk nasıl anlasın? Allahüekber Allah büyüktür demek.
Yukarıdaki videodan ibretle izleyiniz.)

+

Özellikle kendi partisinin saldırısına uğrayan Öztürk, kesin ihraç
talebiyle Disiplin Kurulu'na sevk edildi.

Yılmaz bunun üzerine Kılıçdaroğlu'nu ve parti yönetimini çok sert
sözlerle eleştirdi: "Siz aşağılık bir işe imza attınız. Göreceksiniz,
defolup gideceksiniz. İstifa etmiyorum kardeşim. Sıkıysa at beni
buradan"
dedi.
Bunun üzerine ikinci kez disipline gönderildi.



Öztürk Yılmaz, CHP yönetimini eleştirisinde şunları söyledi:

"TV programında bir trolün Türk dilini aşağılayıcı açıklamaları ve
CHP'nin geçmişini karalaması üzerine kendisine hak ettiği cevabı
vermiş oldum. O tartışma bir din tartışması değildir. Tamamen Arap-
ça fetişizmini ön plana çıkaran, benim de güzel dilimiz her yerde ko-
nuşulsun anlayışıyla dile getirdiğim yaklaşımımdı."

"Allahüekber'in Türkçesini bilmeyen bir trolün ayakları altına verildim.
Siz Atatürk'e, Cumhuriyet'e, CHP'nin geçmişine saldıranlara cevap
veremiyorsunuz, cevap verenleri de disipline sevk ediyorsunuz.
Bu, demokrasiyle otokrasinin ve CHP'yi AKP'nin yedek lastiği haline
dönüştürmek isteyenlerle bunu reddeden anlayışın çatışmasıdır.
"

"Beni AK Parti'nin sözcüsüne, onun verdiği mesajlara kurban ettin.
Ben senden (Kılıçdaroğlu'na söylüyor) umudumu kesmiş, bitirmişim.
Bu ülkede senin iyilik yapacağına dair hiç bir inancım kalmadı. Arkam-
da duramadın. Beni trollere teslim ettin. Dini din bezirganlarına karşı
savunuyoruz, CHP'nin de bu anlayış tarafından işgal edilmesine so-
nuna kadar karşı çıkacağız."

"Senin hesabın benim Genel Başkanlık hazırlığımın önünü kesmek.
Sen AKP ile iş yürütüyor, onun dediklerini yapıyorsun. Yanlış yolda-
sın, dön bu yoldan."

Video kaydı:


https://www.haberturk.com/son-dakika-chp-li-yilmaz-dan-kilicdaroglu-na-sert-sozler-2213398
 

+

Öztürk Yılmaz, Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi'ye şunları söyledi:
"Ben Arapça ezan okunmasın demedim. Biri derse ona ilk karşı çıkan ben
olurum. Ama Türkçe ezan okunsun dedim. Dinle değili dille ilgili bir çıkıştı."


https://tr.sputniknews.com/turkiye/201811131036118708-chp-ozturk-yilmaz-arapca-ezan-okunmasin-demedim/

 
+

CHP'nin diğer Genel Başkan Yardımcısı Yıldırım Kaya, Türkçe'ye
ve laikliğe savaş bildirisi anlamındaki açıklamasında şöyle buyurdu:

"Toplumun vicdanını yaralamış bir açıklama nedeniyle disiplin kuruluna
sevk edilmiş bu arkadaşımız şunu bilecek: Bu ülkenin inanç değerleri,
Atatürk değeri var. Nasıl ki Atatürk'e, Cumhuriyet'e söz söylenmesine
karşıysak, dinimizin, ibadetimizin bir simgesi olan ezanın Arapça okun-
masına da CHP karşı olmadı, olmayacak.
CHP ezanın Türkçe okutulma-
sına değil, Arapça okutulmasına tam kadro ile oy kullanarak karar ver-
miş bir partidir
."

"Bugün ezanın Türkçe okutulması diye bir tartışmayı CHP Milletvekili
sıfatıyla yapmaya kalkmak, aslında üslubun en berbat noktası burası.
Bu en tehlikeli duruştur. Bu duruşun arkasında kimler varsa açığa
çıkacaktır. Bu, durduk yerde söylenmiş bir söz değildir. CHP 31 Mart'ta
haramilerin saltanatını yıkarak yerelde iktidara gelecektir."

https://www.ulusal.com.tr/gundem/chp-den-ozturk-yilmaz-aciklamasi-h216148.html

Vay anasını sayın seyirciler. Demek ki Türkçe ezan toplumun vicdanını
yaralıyormuş. Sizi gidi Atatürk düşmanları sizi. Ezanı Türkçe okutan kim?
Atatürk. Demek ki, CHP yöneticilerine göre Atatürk, toplumun vicdanını
yaralamış 1932 yılında. Sizi gidi sözde Atatürkçü, özde yobazlar sizi.

+
Kılıçdaroğlu:
"Halkın bu kadar sorunu varken ezan tartışmasının açılmasını doğru bulmam.
1950'de ezanın Arapça okunabilmesine ilişkin yasa teklifine CHP Gurubu
olumlu oy vermiştir."

https://tr.sputniknews.com/turkiye/201811091036062130-kilicdaroglu-ezan-arapca-okunur/

+

Kerem Yıldırım adlı twitter kullanıcısı:
Türk halkının ibadeti Türkçe yapması Atatürk Devrimi'nin en önemli hamlele-
rinden biridir. Bırakın şu "Kılıçdaroğlu seçim öncesi AKP'nin elinden ezan
silahını aldı" kepaze söylemini. Kılıçdaroğlu'nun yaptığı tek şey, İslamcılığa
teslim olduğunu bir kez daha ilan etmesidir.

+
 


Dinci Mustafa Armağan'ın sevinci

+

Merdan Yanardağ twitter:
Ezan Arapça olduğu gibi Türkçe ve başka dillerde de okunabilir.
Arap milliyetçiliğini ve yobazlığını din diye dayatanlar Türkçe'den
niye bu kadar utanıyor? Soru budur.

Mehmet Ali Güller twitter:
"Laiklik tehlikede değil" diye başladı, "Ezan Arapça okunur"a geldi.
Anlamadığı şu: Bu geri adımlarla 5 vakit namaza başlasa bile RTE-
nin yanında taklit kalacak ve kaybedecek.
 
++++

arşiv:

Nazım Hikmet 60 yıl önce süreci saptamıştı
https://aliserdarbolat.blogspot.com/2012/11/nazm-hikmet-60-yl-once-sureci-saptamst.html
 
++++

1 yorum:

  1. Türkiye Atatürk devrimleri sayesinde "bilim toplumu" olma yoluna girmişken ve 15 yılda önemli başarılar elde etmişken 1950'lerin karşı devrimi ile "inanç toplumu" olma yönüne savrulmuştur. Araplaşma, arabeskleşme, dindarlaşma modası, güzel türkçemizin ibadet alanından dışlanmasına, aşağılanmasına yol açmıştır. Namaz vaktinin geldiğini bildiren saat, radyo, TV gibi teknoloji araçlarından yararlanarak, bazen (desibel sınırlarını çok aşan) ses kirliliği sorunu akılcı, çağdaş bir şekilde çözülebilir. Gerekli reformların yapılamaması islamiyeti çağımızın dışına itmektedir.

    YanıtlaSil