olarak duyguları Immanuel Wallerstein'ın saptadığı gibi, kuşatılmışlık
ve korku ile açıklanabilir.
Bölgede bu duyguları paylaşan bir ülke daha var: İsrail. Bu yüzden
Suud Hanedanı giderek İsrail ile daha sıkı ilişkiler kuruyor.
Dolayısıyla Suudilerin iyi geçinebildiği tek bölge ülkesi İsrail.
+
Şu anda Mısır ile iyi ilişkiler içinde görünmesinin nedeni her iki ülkenin
de Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) karşıtı olması. Çünkü İhvan
Suud Hanedanı'nı da devirmek istiyor. Mısır lideri Sisi İhvan karşıtı ol-
duğu ve Mursi'yi devirdiği için Suudiler Mısır'a mali yardım yapıyor.
Ancak Arap dünyasının önderliği için iki ülke arasındaki rekabet var.
Mısır'ın nüfusu 105 milyon, alanı 1 milyon km2
Suudi Arabistan'ın nüfusu 33 milyon, alanı 2,2 milyon km2
+
Osmanlı'nın Suud Hanedanı'nın kurucularını İstanbul'da idam etmesi
ve Tayyip Erdoğan'ın Müslüman Kardeşler taraftarı olması nedeniyle
Suudilerin bölgedeki baş düşmanı Türkiye. PKK'ya yardımı da bu yüz-
den. Bakınız:
https://aliserdarbolat.blogspot.com/2018/10/suudiden-pkkya-100-milyon-dolar-kaskc.html
Selman'ın danışmanı Eşki: Kürt devleti kurulacak
https://tr.sputniknews.com/roportaj/201506181016078033/
+
İsrail'in özgüveni tam olduğundan dolayı ABD'den başka bir müttefik
aramıyor, Arapların yaşadığı bölgelerde yeni Yahudi yerleşim birimleri
kurma inadı hariç ABD ile zıtlaşmamaya özen gösteriyor.
Ancak Suud Hanedanı'nın özgüveni yok. Ordusuna ve halkına güvenmi-
yor. Nüfusun yüzde 20 kadarı Şii ve bunlar petrol rezervlerinin olduğu
bölgelerde yaşıyorlar. ABD'nin son yıllardaki dış politika dalgalanmaları
onlarda ABD'nin korumasına güven konusunda şüphe uyandırdığından
özellikle son 3 yıllık Veliaht Selman döneminde Rusya'dan S-400 alma
isteği ve petrol üretim miktarında ABD isteklerine uymama gibi alışılmamış
davranışlar göstermeye başladılar. Bir de ARAMCO olayı var. Bakınız:
https://aliserdarbolat.blogspot.com/2018/10/selman-acaba-suudun-tayyip-erdogan.html
Veliaht Selman'ın "Erdoğan ABD'ye kafa tutabiliyorsa benim neyim eksik"
gibi bir vehim içine girmiş olduğunu düşünebiliriz. Trump hazretlerini çıldır-
tan davranışlarının nedeni bu olabilir.
+
İşte tam bu ortamda Kaşıkçı cinayeti patlak verdi.
Bu cinayet, Trump için eşsiz bir fırsat yarattı. ABD yandaşı bir istihbaratçı
gazetecinin öldürülmesine tepki vermemesi düşünülemezdi. Ancak bu
tepkiyi Selman'ı köşeye sıkıştıracak, onu S-400 alımından vazgeçirmeye,
ARAMCO hisselerinin New York Borsası'na sunulmasına ve petrol üreti-
mini artırmasına zorlayacak şekilde kullanmaya başladı.
Selman'ı devirmeye girişmek gibi pahalı bir yola girmeden önce, maliyeti
olmayan bu şekilde Selman'ı hizaya getirmeye çalışması çok doğal.
+
Bu cinayet Erdoğan için de eşsiz bir fırsat yarattı. 15 Temmuz darbesini
destekleyen, PKK'ya yardım eden ve İhvan düşmanlığı yapan Suudi'ye
iyi bir tokat atabilirdi. Aynı zamanda bu konuda Trump ile aynı safta ol-
duğu için kur baskısını kısa süreliğine bile olsa azaltabilirdi.
+
Tayyip Erdoğan, cinayet konusunda doğrudan Suudileri suçlamakla
beraber, şu soruyu ortaya attı:
"Bu 18 kişiyi (cinayeti işlemesi için) Türkiye'ye kimler gönderdi?"
https://www.amerikaninsesi.com/a/suudi-arabistan-bassavcisi-istanbul-cumhuriyet-bassavcisiyla-gorustu/4633237.html
Kendisi Monşer Diplomasisi karşıtı olduğundan dolayı bu sözleri kasıtsız
olarak söylemiş olsa bile, diplomatik düzeyde bu sorunun Trump hazret-
lerine yöneltilmiş olduğu yorumu yapılmış olması kuvvetle muhtemeldir.
İşin bam teli de budur zaten.
Çünkü terör olaylarında, cinayetlerde ve benzeri olaylarda faili bulmak
için şu soru sorulur. "Bu olaydan kimler yararlandı?"
+
Burada iki olasılık var:
1
Selman gözünü karartmış, hem cinayeti İstanbul'da işleterek Türkiye'nin
saygınlığını sarsmak, hem de ABD yandaşı Suudi Hanedanı karşıtı önemli
bir kişiyi öldürterek ABD'ye posta koymak istemiştir.
2
70 yıldır Suudi Hanedanı içinde örgütlü olan ABD, Selman karşıtı 18 yanda-
şını örgütleyerek bu cinayeti işlemek üzere İstanbul'a göndermiştir. Belki
Konsolos da bu işin içinde değildi, bu 18 kişinin Kaşıkçı'yı sorgulamak için
geldiklerini sanıyordu ve cinayete engel olamadı. Selman yönetimi de ce-
saret edip olayda ABD parmağını açıklayamadı. ABD'nin amacı cinayet do-
layısıyla Selman'ı sıkıştırarak isteklerini kabul ettirmekti.
Eğer bu seçenek doğru ise, Erdoğan'ın elinde buna yönelik deliller oldu-
ğundan çekinen ABD'nin bir adım geri atması, hiç olmazsa kur baskısını
hafifletmesi beklenebilir.
Eğer cinayette ABD parmağı yoksa, Erdoğan'ın "Bu 18 kişiyi kim gönderdi"
sorusu havada kalacaktır.
+
Selman çok kötü bir durumdadır.
Erdoğan ABD saldırısını püskürtmek için Atatürkçü geleneği olan Türk Or-
dusu'na dayanmıştı. AKP seçmenleri ve ABD karşıtı Atatürkçüler ve ülkenin
bağımsızlığını savunan diğer güçler de ABD saldırılarına, darbe girişimlerine
karşı direnmişlerdi.
Selman'ın böyle bir kitle desteği yok. Orada iktidar mücadelesi Suud Hane-
danı'nın prensleri arasında geçiyor. Örgütlü bir halk yok. Bağımsızlık gele-
neği olan bir ordu da yok.
Erdoğan İran'a, Rusya'ya, Avrasya güçlerine dayanmıştı. Selman'ın böyle
ABD'ye karşı sırtını dayayacağı güçler yok. Tek yandaşı İsrail ama İsrail
demek ABD demek.
Türkiye'nin en azından temel silah ve mühimmatı üretebilen bir sanayisi var.
Suudi'nin öyle bir sanayisi de yok.
+
Bu durumda, bazı arkadaşların "Selman acaba Suud'un Tayyip Erdoğan'ı
olabilir mi?" sorusunun yanıtı maalesef olumsuz gibi görünüyor.
++++
arşiv:
Selman acaba Suud'un Tayyip Erdoğan'ı olabilir mi?
https://aliserdarbolat.blogspot.com/2018/10/selman-acaba-suudun-tayyip-erdogan.html
Suudi'den PKK'ya 100 milyon dolar Kaşıkçı haracı
https://aliserdarbolat.blogspot.com/2018/10/suudiden-pkkya-100-milyon-dolar-kaskc.html
++++
ve korku ile açıklanabilir.
Bölgede bu duyguları paylaşan bir ülke daha var: İsrail. Bu yüzden
Suud Hanedanı giderek İsrail ile daha sıkı ilişkiler kuruyor.
Dolayısıyla Suudilerin iyi geçinebildiği tek bölge ülkesi İsrail.
+
Şu anda Mısır ile iyi ilişkiler içinde görünmesinin nedeni her iki ülkenin
de Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) karşıtı olması. Çünkü İhvan
Suud Hanedanı'nı da devirmek istiyor. Mısır lideri Sisi İhvan karşıtı ol-
duğu ve Mursi'yi devirdiği için Suudiler Mısır'a mali yardım yapıyor.
Ancak Arap dünyasının önderliği için iki ülke arasındaki rekabet var.
Mısır'ın nüfusu 105 milyon, alanı 1 milyon km2
Suudi Arabistan'ın nüfusu 33 milyon, alanı 2,2 milyon km2
+
Osmanlı'nın Suud Hanedanı'nın kurucularını İstanbul'da idam etmesi
ve Tayyip Erdoğan'ın Müslüman Kardeşler taraftarı olması nedeniyle
Suudilerin bölgedeki baş düşmanı Türkiye. PKK'ya yardımı da bu yüz-
den. Bakınız:
https://aliserdarbolat.blogspot.com/2018/10/suudiden-pkkya-100-milyon-dolar-kaskc.html
Selman'ın danışmanı Eşki: Kürt devleti kurulacak
https://tr.sputniknews.com/roportaj/201506181016078033/
+
İsrail'in özgüveni tam olduğundan dolayı ABD'den başka bir müttefik
aramıyor, Arapların yaşadığı bölgelerde yeni Yahudi yerleşim birimleri
kurma inadı hariç ABD ile zıtlaşmamaya özen gösteriyor.
Ancak Suud Hanedanı'nın özgüveni yok. Ordusuna ve halkına güvenmi-
yor. Nüfusun yüzde 20 kadarı Şii ve bunlar petrol rezervlerinin olduğu
bölgelerde yaşıyorlar. ABD'nin son yıllardaki dış politika dalgalanmaları
onlarda ABD'nin korumasına güven konusunda şüphe uyandırdığından
özellikle son 3 yıllık Veliaht Selman döneminde Rusya'dan S-400 alma
isteği ve petrol üretim miktarında ABD isteklerine uymama gibi alışılmamış
davranışlar göstermeye başladılar. Bir de ARAMCO olayı var. Bakınız:
https://aliserdarbolat.blogspot.com/2018/10/selman-acaba-suudun-tayyip-erdogan.html
Veliaht Selman'ın "Erdoğan ABD'ye kafa tutabiliyorsa benim neyim eksik"
gibi bir vehim içine girmiş olduğunu düşünebiliriz. Trump hazretlerini çıldır-
tan davranışlarının nedeni bu olabilir.
+
İşte tam bu ortamda Kaşıkçı cinayeti patlak verdi.
Bu cinayet, Trump için eşsiz bir fırsat yarattı. ABD yandaşı bir istihbaratçı
gazetecinin öldürülmesine tepki vermemesi düşünülemezdi. Ancak bu
tepkiyi Selman'ı köşeye sıkıştıracak, onu S-400 alımından vazgeçirmeye,
ARAMCO hisselerinin New York Borsası'na sunulmasına ve petrol üreti-
mini artırmasına zorlayacak şekilde kullanmaya başladı.
Selman'ı devirmeye girişmek gibi pahalı bir yola girmeden önce, maliyeti
olmayan bu şekilde Selman'ı hizaya getirmeye çalışması çok doğal.
+
Bu cinayet Erdoğan için de eşsiz bir fırsat yarattı. 15 Temmuz darbesini
destekleyen, PKK'ya yardım eden ve İhvan düşmanlığı yapan Suudi'ye
iyi bir tokat atabilirdi. Aynı zamanda bu konuda Trump ile aynı safta ol-
duğu için kur baskısını kısa süreliğine bile olsa azaltabilirdi.
+
Tayyip Erdoğan, cinayet konusunda doğrudan Suudileri suçlamakla
beraber, şu soruyu ortaya attı:
"Bu 18 kişiyi (cinayeti işlemesi için) Türkiye'ye kimler gönderdi?"
https://www.amerikaninsesi.com/a/suudi-arabistan-bassavcisi-istanbul-cumhuriyet-bassavcisiyla-gorustu/4633237.html
Kendisi Monşer Diplomasisi karşıtı olduğundan dolayı bu sözleri kasıtsız
olarak söylemiş olsa bile, diplomatik düzeyde bu sorunun Trump hazret-
lerine yöneltilmiş olduğu yorumu yapılmış olması kuvvetle muhtemeldir.
İşin bam teli de budur zaten.
Çünkü terör olaylarında, cinayetlerde ve benzeri olaylarda faili bulmak
için şu soru sorulur. "Bu olaydan kimler yararlandı?"
+
Burada iki olasılık var:
1
Selman gözünü karartmış, hem cinayeti İstanbul'da işleterek Türkiye'nin
saygınlığını sarsmak, hem de ABD yandaşı Suudi Hanedanı karşıtı önemli
bir kişiyi öldürterek ABD'ye posta koymak istemiştir.
2
70 yıldır Suudi Hanedanı içinde örgütlü olan ABD, Selman karşıtı 18 yanda-
şını örgütleyerek bu cinayeti işlemek üzere İstanbul'a göndermiştir. Belki
Konsolos da bu işin içinde değildi, bu 18 kişinin Kaşıkçı'yı sorgulamak için
geldiklerini sanıyordu ve cinayete engel olamadı. Selman yönetimi de ce-
saret edip olayda ABD parmağını açıklayamadı. ABD'nin amacı cinayet do-
layısıyla Selman'ı sıkıştırarak isteklerini kabul ettirmekti.
Eğer bu seçenek doğru ise, Erdoğan'ın elinde buna yönelik deliller oldu-
ğundan çekinen ABD'nin bir adım geri atması, hiç olmazsa kur baskısını
hafifletmesi beklenebilir.
Eğer cinayette ABD parmağı yoksa, Erdoğan'ın "Bu 18 kişiyi kim gönderdi"
sorusu havada kalacaktır.
+
Selman çok kötü bir durumdadır.
Erdoğan ABD saldırısını püskürtmek için Atatürkçü geleneği olan Türk Or-
dusu'na dayanmıştı. AKP seçmenleri ve ABD karşıtı Atatürkçüler ve ülkenin
bağımsızlığını savunan diğer güçler de ABD saldırılarına, darbe girişimlerine
karşı direnmişlerdi.
Selman'ın böyle bir kitle desteği yok. Orada iktidar mücadelesi Suud Hane-
danı'nın prensleri arasında geçiyor. Örgütlü bir halk yok. Bağımsızlık gele-
neği olan bir ordu da yok.
Erdoğan İran'a, Rusya'ya, Avrasya güçlerine dayanmıştı. Selman'ın böyle
ABD'ye karşı sırtını dayayacağı güçler yok. Tek yandaşı İsrail ama İsrail
demek ABD demek.
Türkiye'nin en azından temel silah ve mühimmatı üretebilen bir sanayisi var.
Suudi'nin öyle bir sanayisi de yok.
+
Bu durumda, bazı arkadaşların "Selman acaba Suud'un Tayyip Erdoğan'ı
olabilir mi?" sorusunun yanıtı maalesef olumsuz gibi görünüyor.
++++
arşiv:
Selman acaba Suud'un Tayyip Erdoğan'ı olabilir mi?
https://aliserdarbolat.blogspot.com/2018/10/selman-acaba-suudun-tayyip-erdogan.html
Suudi'den PKK'ya 100 milyon dolar Kaşıkçı haracı
https://aliserdarbolat.blogspot.com/2018/10/suudiden-pkkya-100-milyon-dolar-kaskc.html
++++
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder