Kimi
kasten kimi bilmeden ABD-İsrail kampına çalışıyor. Tam da
Türkiye
60 küsur yıllık Atlantik zincirinden kurtulmaya, komşularıyla (Rusya, İran,
Irak, Suriye) iyi ilişkiler kurmaya, NATO ve ABD'den kopup Avrasya'daki
şerefli yerimizi almaya yelken açmaya başlamışken...
Komşularımızla aramızı açıp bizi yeniden NATO - ABD kıskacına sokma
amaçlı (veya amacı bu olmasa bile bu sonucu verecek) kışkırtıcı haber
demeç ve yorumlar piyasada boy göstermeye başladı.
Bunlar hem AKP cenahından, hem de Atatürkçü olarak bilinen cenahtan
geliyor. En önemli birkaçı şunlar:
++++
Devlet Bahçeli "81 Düzce'den sonra 82 Kerkük 83 Musul" deyiverdi.
Tam da Irak merkezi yönetimi ile aramız düzelmişken, bölücübaşı Barza-
ni'nin bağımsızlık için yapmak istediği referanduma karşı Türkiye ile Irak
birlikte hareket etmeye başlamışken, Irak ve Türk orduları Habur'da
Barzani'ye karşı ortak tatbikat yaparken, Devlet Bahçeli bu işbirliğini
dinamitleyecek olan bu çıkışı yaptı. Neyse ki, Irak hükumeti Bahçeli'yi
ciddiye almamış olacak ki, Türk ve Irak Orduları birlikte Irak'a girerek
sınır kapısını Barzani'den aldılar.
Bakınız:
http://aliserdarbolat.blogspot.com.tr/2017/10/bahceliden-bolge-ittifakna-amerikan.html
++++
Tayyip Erdoğan 10 Kasım konuşmasında "Misak-ı Millimize sahip çıkmak
zorundayız. Eğer o hudutlar içinden ülkemize saldırılar oluyorsa gere-
ğini yapma zorunluluğumuz vardır" deyiverdi. Ülkemize yapılan saldırılar
Misak-ı Milli hudutları dışından gelse de gereğini yapmayacak mıyız?
Bu düşüncesizce yapılan açıklama Irak ve Suriye ile dostluğa sığmaz.
ABD ülkemizi bölecek diye tavır alırken, komşularımızı bölme amaçlı
(veya öyle anlaşılacak) sözler söylemek doğru mu? Türkiye'nin bugünkü
sınırları Misak-ı Milli'dir artık. Geçmiş geride kalmıştır.
Bakınız:
https://www.aydinlik.com.tr/erdogan-dan-10-kasim-da-misak-i-milli-cikisi-turkiye-kasim-2017-1
++++
Dr. Ahmet Güler "Sözde Ermeni soykırımını tanıyan Filistinliler için ayak-
landık" başlıklı yazısında sözde soykırımın 100. yıl anması için Filistin'de
pul bastırıldığını, Filistin'in KKTC'yi tanımadığını, geçmişte PKK ile Nayif
Havatme'nin (solcu bir Filistin örgütü lideri) ortak kamp kurduklarını yazıp
çiziyor ve Atatürkçü bildiğimiz arkadaşlar bu yazıyı dağıtıyor. Tam da
Filistin bahanesi ile bölge ülkeleri ile birlikte davranma olanağı ayağımıza
gelmişken eski defterleri karıştırıp bölgenin birliğini mi dinamitleyelim,
ABD'ye karşı birlikte hareket etmeye başladığımız komşularımızla anlaş-
mazlığa mı düşelim.
Her doğru, her zaman ve zeminde söylenmez. Vakitsiz öten horoz diye
bir söz var, aman dikkat. Ayrıca Filistinliler için değil, Kudüs için ayak-
landık.
Kıbrıslı soydaşlarımız da "Türk askeri gitsin, biz AB'ye gireceğiz" diye
tepiniyorlardı. Ama biz Kıbrıs'tan vazgeçmedik. Filistinliler şöyle veya
böyle yapmış olsa da Kudüs'ten de vazgeçemeyiz. Değil mi?
Bakınız:
http://www.turkishnews.com/tr/content/2017/12/15/sozde-ermeni-soykirimini-taniyan-filistinliler-icin-ayaklandik/
++++
Sayın Cengiz Özakıncı, tam da şimdi, ne gereği varsa, tam da
Rusya ile iyi ilişkiler kurduğumuz bir anda, bu ilişkileri dinamitleyecek
bir "tarih araştırması" sunumu yapıyor bir TV kanalında.
Sovyet Rusya bizden üs istemiş de, Boğazları birlikte idare edelim
demiş de falan da filan. Farzedelim ki bunlar doğru olmuş olsun.
"Velev ki" yani... Bunun açıklanacağı zaman bu zaman mı?
Yine bir Atatürkçü arkadaşımız bu açıklamaların üzerine şöyle atlıyor:
"Bu gece Yalçın Küçük, Doğu Perinçek ve Vatan Partisi yöneticilerinin
'SOVYETLER TÜRKİYE'DEN ÜS VE TOPRAK İSTEMEDİ' YALANI
belgelerle ÇÜRÜTÜLDÜ."
Doğu Perinçek'in akıl hocası DUGİN'in, ki Putin'in danışmanıdır,
yalanları ve kandırmacaları da deşifre edildi."
https://www.facebook.com/terciyes1/posts/10213565691088912
Atatürkçü arkadaşımızın bir zil takıp oynamadığı kalmış. Demek ki neymiş:
Ruslar bizi yalanlar söyleyerek kandırıyormuş. O zaman biz de kanmayalım.
Rusya'yı terk edip (doğal olarak Rusya ile birlikte İran, Irak ve Suriye de
terk edilecek) BOP Eşbaşkanlığı günlerine, ABD ve NATO'nun kucağına
geri dönelim. PYD Suriye'de devlet kuracakmış, kursun efendim, yeter
ki Doğu Perinçek'in yalanları ortaya çıksın da, Türkiye bölünürse bölünsün.
Bu Atatürkçü arkadaşımızın, programında "Türkiye Batı bloğunda kalmalı"
"En üst güvenlik şemsiyemiz NATO'dur" maddeleri olan İYİ Parti'yi destek-
lemesi de, Rusya düşmanlığının ve NATO-ABD muhabbetinin sonucu.
Hem emperyalizmden yana, hem Atatürkçü nasıl olabiliyor, o da kendi
sorunu.
Timur da Beyazıt'ı kafese kapatıp öldürmüştü. Öyleyse Özbekistan'la
da bozuşalım. Bu mudur yani? Moğollar Anadolu'yu yakıp yıkmıştı,
Moğolistan'la da uzak duralım. Uygurlar da Oğuzları kesmişti... Azeriler
de bizi kandırıyor, Şah İsmail Osmanlı'ya düşmandı, Çaldıran Savaşı vs...
60 küsur yıllık Atlantik zincirinden kurtulmaya, komşularıyla (Rusya, İran,
Irak, Suriye) iyi ilişkiler kurmaya, NATO ve ABD'den kopup Avrasya'daki
şerefli yerimizi almaya yelken açmaya başlamışken...
Komşularımızla aramızı açıp bizi yeniden NATO - ABD kıskacına sokma
amaçlı (veya amacı bu olmasa bile bu sonucu verecek) kışkırtıcı haber
demeç ve yorumlar piyasada boy göstermeye başladı.
Bunlar hem AKP cenahından, hem de Atatürkçü olarak bilinen cenahtan
geliyor. En önemli birkaçı şunlar:
++++
Devlet Bahçeli "81 Düzce'den sonra 82 Kerkük 83 Musul" deyiverdi.
Tam da Irak merkezi yönetimi ile aramız düzelmişken, bölücübaşı Barza-
ni'nin bağımsızlık için yapmak istediği referanduma karşı Türkiye ile Irak
birlikte hareket etmeye başlamışken, Irak ve Türk orduları Habur'da
Barzani'ye karşı ortak tatbikat yaparken, Devlet Bahçeli bu işbirliğini
dinamitleyecek olan bu çıkışı yaptı. Neyse ki, Irak hükumeti Bahçeli'yi
ciddiye almamış olacak ki, Türk ve Irak Orduları birlikte Irak'a girerek
sınır kapısını Barzani'den aldılar.
Bakınız:
http://aliserdarbolat.blogspot.com.tr/2017/10/bahceliden-bolge-ittifakna-amerikan.html
++++
Tayyip Erdoğan 10 Kasım konuşmasında "Misak-ı Millimize sahip çıkmak
zorundayız. Eğer o hudutlar içinden ülkemize saldırılar oluyorsa gere-
ğini yapma zorunluluğumuz vardır" deyiverdi. Ülkemize yapılan saldırılar
Misak-ı Milli hudutları dışından gelse de gereğini yapmayacak mıyız?
Bu düşüncesizce yapılan açıklama Irak ve Suriye ile dostluğa sığmaz.
ABD ülkemizi bölecek diye tavır alırken, komşularımızı bölme amaçlı
(veya öyle anlaşılacak) sözler söylemek doğru mu? Türkiye'nin bugünkü
sınırları Misak-ı Milli'dir artık. Geçmiş geride kalmıştır.
Bakınız:
https://www.aydinlik.com.tr/erdogan-dan-10-kasim-da-misak-i-milli-cikisi-turkiye-kasim-2017-1
++++
Dr. Ahmet Güler "Sözde Ermeni soykırımını tanıyan Filistinliler için ayak-
landık" başlıklı yazısında sözde soykırımın 100. yıl anması için Filistin'de
pul bastırıldığını, Filistin'in KKTC'yi tanımadığını, geçmişte PKK ile Nayif
Havatme'nin (solcu bir Filistin örgütü lideri) ortak kamp kurduklarını yazıp
çiziyor ve Atatürkçü bildiğimiz arkadaşlar bu yazıyı dağıtıyor. Tam da
Filistin bahanesi ile bölge ülkeleri ile birlikte davranma olanağı ayağımıza
gelmişken eski defterleri karıştırıp bölgenin birliğini mi dinamitleyelim,
ABD'ye karşı birlikte hareket etmeye başladığımız komşularımızla anlaş-
mazlığa mı düşelim.
Her doğru, her zaman ve zeminde söylenmez. Vakitsiz öten horoz diye
bir söz var, aman dikkat. Ayrıca Filistinliler için değil, Kudüs için ayak-
landık.
Kıbrıslı soydaşlarımız da "Türk askeri gitsin, biz AB'ye gireceğiz" diye
tepiniyorlardı. Ama biz Kıbrıs'tan vazgeçmedik. Filistinliler şöyle veya
böyle yapmış olsa da Kudüs'ten de vazgeçemeyiz. Değil mi?
Bakınız:
http://www.turkishnews.com/tr/content/2017/12/15/sozde-ermeni-soykirimini-taniyan-filistinliler-icin-ayaklandik/
++++
Sayın Cengiz Özakıncı, tam da şimdi, ne gereği varsa, tam da
Rusya ile iyi ilişkiler kurduğumuz bir anda, bu ilişkileri dinamitleyecek
bir "tarih araştırması" sunumu yapıyor bir TV kanalında.
Sovyet Rusya bizden üs istemiş de, Boğazları birlikte idare edelim
demiş de falan da filan. Farzedelim ki bunlar doğru olmuş olsun.
"Velev ki" yani... Bunun açıklanacağı zaman bu zaman mı?
Yine bir Atatürkçü arkadaşımız bu açıklamaların üzerine şöyle atlıyor:
"Bu gece Yalçın Küçük, Doğu Perinçek ve Vatan Partisi yöneticilerinin
'SOVYETLER TÜRKİYE'DEN ÜS VE TOPRAK İSTEMEDİ' YALANI
belgelerle ÇÜRÜTÜLDÜ."
Doğu Perinçek'in akıl hocası DUGİN'in, ki Putin'in danışmanıdır,
yalanları ve kandırmacaları da deşifre edildi."
https://www.facebook.com/terciyes1/posts/10213565691088912
Atatürkçü arkadaşımızın bir zil takıp oynamadığı kalmış. Demek ki neymiş:
Ruslar bizi yalanlar söyleyerek kandırıyormuş. O zaman biz de kanmayalım.
Rusya'yı terk edip (doğal olarak Rusya ile birlikte İran, Irak ve Suriye de
terk edilecek) BOP Eşbaşkanlığı günlerine, ABD ve NATO'nun kucağına
geri dönelim. PYD Suriye'de devlet kuracakmış, kursun efendim, yeter
ki Doğu Perinçek'in yalanları ortaya çıksın da, Türkiye bölünürse bölünsün.
Bu Atatürkçü arkadaşımızın, programında "Türkiye Batı bloğunda kalmalı"
"En üst güvenlik şemsiyemiz NATO'dur" maddeleri olan İYİ Parti'yi destek-
lemesi de, Rusya düşmanlığının ve NATO-ABD muhabbetinin sonucu.
Hem emperyalizmden yana, hem Atatürkçü nasıl olabiliyor, o da kendi
sorunu.
Timur da Beyazıt'ı kafese kapatıp öldürmüştü. Öyleyse Özbekistan'la
da bozuşalım. Bu mudur yani? Moğollar Anadolu'yu yakıp yıkmıştı,
Moğolistan'la da uzak duralım. Uygurlar da Oğuzları kesmişti... Azeriler
de bizi kandırıyor, Şah İsmail Osmanlı'ya düşmandı, Çaldıran Savaşı vs...
Aydınlık, 17 Aralık 2017 Tuncay Batıbeki çizgisi
Bugünkü
Aydınlık'ta bu konuda Tuncay Batıbeki'nin bir karikatürü
var.
TV'deki tartışmacı şöyle diyor: "Ne yani, daha
bundan 1000 yıl önce
Zaloğlu Rüstem, Alpertunga'ya nasıl pusu kurmuştu, unutacak mıyız
bunu? Hatta 1500 yıl önce de..."
Görevimiz dünün hesaplaşması değil, yarının planlanmasıdır.
++++
E. Tuğa. Türker Ertürk "İsrail'de 'Çalıyorlar ama çalışıyorlar' demiyorlar"
başlıklı odaTV yazısında "Beğenmesek de İsrail, bölgedeki tek demokrasi.
Eski Başbakan Olmert yargılandı ve yolsuzluktan içeri attılar. Netenyahu
hakkında yolsuzluktan soruşturma var" diyor. Eğer demokrasi ölçütü bu ise
Suriye'de de Bakanlar ve Başbakanlar yargılandı. Suriye'de de partiler ve
seçimler var. Suudiler velahtı ve prensleri yolsuzluktan yargılıyor, hem de
5 yıldızlı otelde. Nixon görevden alındı, Clinton yargılandı. Suudiler ve ABD
de demokrat demek ki. Türkiye'de de birçok bakan Yüce Divan'da yargılandı
Türkiye tam da İran ve Irak ile birlikte hareket etmeye ve Suriye ile yakın-
laşma sancıları çekmeye başlamışken onları (Kürdistan kurmak amacı ile)
bölmeye çalışan İsrail'e güzelleme yapmak ne anlama gelmektedir?
Bakınız:
http://odatv.com/israilde-caliyorlar-ama-calisiyorlar-demiyorlar-1112171200.html
Her ne kadar yazının gerisinde doğru tahliller yapılmışsa da, yazının vurgusu
İsrail'in demokrasi, bölge ülkelerinin diktatörlükle yönetildiği palavrasıdır.
Bu vurgu, Türker Ertürk'ün
"Aman Batı'dan kopmayalım, Doğu'ya savrulmayalım"
sözlerinde somutlaşan NATO-ABD-Atlantik taraftarlığı ile örtüşmektedir.
Bakınız:
http://aliserdarbolat.blogspot.com.tr/2016/08/turker-erturk-aman-batdan-kopmayalm.html
++++
Aydın Engin lafı dolandırmadan söylüyor. Cumhuriyet 10 Mayıs 2017:
"Türkiye'nin Suriye sınırı boyunca uzanan Kürt bölgelerinde PYD'nin ağırlık
kazanması, Suriye rejimiyle özerklik temelinde bir uzlaşmaya varması Türkiye
için niye tehlike olsun? Tam tersine, kevgire dönmüş sınır boyunun IŞİD ve
benzeri terörist dinbaz örgütlerin yol geçen hanına dönüşmesini engellemez
mi? İslamcı örgütlere karşı en ciddi mücadeleyi Kürtler veriyor. Bu gerçeğin
tersi kanıtlanmadıkça PYD'yi tehlike ilan etmek İslamcı teröristlere yeşil ışık
yakmak değilse nedir?"
https://www.aydinlik.com.tr/turkiye/2017-mayis/cumhuriyet-te-ypg-reklami
++++
Zaloğlu Rüstem, Alpertunga'ya nasıl pusu kurmuştu, unutacak mıyız
bunu? Hatta 1500 yıl önce de..."
Görevimiz dünün hesaplaşması değil, yarının planlanmasıdır.
++++
E. Tuğa. Türker Ertürk "İsrail'de 'Çalıyorlar ama çalışıyorlar' demiyorlar"
başlıklı odaTV yazısında "Beğenmesek de İsrail, bölgedeki tek demokrasi.
Eski Başbakan Olmert yargılandı ve yolsuzluktan içeri attılar. Netenyahu
hakkında yolsuzluktan soruşturma var" diyor. Eğer demokrasi ölçütü bu ise
Suriye'de de Bakanlar ve Başbakanlar yargılandı. Suriye'de de partiler ve
seçimler var. Suudiler velahtı ve prensleri yolsuzluktan yargılıyor, hem de
5 yıldızlı otelde. Nixon görevden alındı, Clinton yargılandı. Suudiler ve ABD
de demokrat demek ki. Türkiye'de de birçok bakan Yüce Divan'da yargılandı
Türkiye tam da İran ve Irak ile birlikte hareket etmeye ve Suriye ile yakın-
laşma sancıları çekmeye başlamışken onları (Kürdistan kurmak amacı ile)
bölmeye çalışan İsrail'e güzelleme yapmak ne anlama gelmektedir?
Bakınız:
http://odatv.com/israilde-caliyorlar-ama-calisiyorlar-demiyorlar-1112171200.html
Her ne kadar yazının gerisinde doğru tahliller yapılmışsa da, yazının vurgusu
İsrail'in demokrasi, bölge ülkelerinin diktatörlükle yönetildiği palavrasıdır.
Bu vurgu, Türker Ertürk'ün
"Aman Batı'dan kopmayalım, Doğu'ya savrulmayalım"
sözlerinde somutlaşan NATO-ABD-Atlantik taraftarlığı ile örtüşmektedir.
Bakınız:
http://aliserdarbolat.blogspot.com.tr/2016/08/turker-erturk-aman-batdan-kopmayalm.html
++++
Aydın Engin lafı dolandırmadan söylüyor. Cumhuriyet 10 Mayıs 2017:
"Türkiye'nin Suriye sınırı boyunca uzanan Kürt bölgelerinde PYD'nin ağırlık
kazanması, Suriye rejimiyle özerklik temelinde bir uzlaşmaya varması Türkiye
için niye tehlike olsun? Tam tersine, kevgire dönmüş sınır boyunun IŞİD ve
benzeri terörist dinbaz örgütlerin yol geçen hanına dönüşmesini engellemez
mi? İslamcı örgütlere karşı en ciddi mücadeleyi Kürtler veriyor. Bu gerçeğin
tersi kanıtlanmadıkça PYD'yi tehlike ilan etmek İslamcı teröristlere yeşil ışık
yakmak değilse nedir?"
https://www.aydinlik.com.tr/turkiye/2017-mayis/cumhuriyet-te-ypg-reklami
++++
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder