13 Ekim 2025 Pazartesi

Hani Dünya 5'ten büyüktü? İran yaptırımlarına neden katıldık?

24 Eylül 2025
ABD Büyükelçisi Barrack ile Trump arasındaki konuşma özet olarak şöyle:
Trump: Erdoğan'a ihtiyacı olanı verelim
Barrack: Neye ihtiyacı var?
Trump: Meşruiyete ihtiyacı var.

Barrack bu konuşmayı Erdoğan - Trump görüşmesinden bir gün önce açıkladı. Bu açıklama Erdoğan'a uyarı idi: "Trump ne derse eyvallah de yoksa sana meşruiyet vermez."

Erdoğan'ın diktatör olduğunu, seçimlerde hile yaptığını, (yani meşru olmadığını) söyleyen Trump, demek ki bu nedenle ona meşruiyet vermek istemişti.

25 Eylül 2025
Erdoğan - Trump görüşmesi Beyaz Saray'da yapıldı.

Ayrıntılı bilgi için bakınız:
Trump'ın Cumhurbaşkanımız Erdoğan'a 
hakaretlerine sessiz kalınamaz 

2 Ekim 2025
Bir hafta sonra görüşmenin örtüsü kalktı.
Trump meşruiyeti vermiş, İsrail'e desteği almıştı.

Türkiye, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin İran'a yönelik yaptırım kararları gerekçesiyle 20 kişi ile 18 kuruluşun mal varlıklarını dondurdu.

İran'a yaptırım İsrail'e destektir. Kendimizi kandırmayalım.



Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararları doğrultusunda alınan karar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmî Gazete'de yayımlandı. 

+++

Ne var ki, BMGK üyesi olan Rusya ve Çin, bu karara karşı çıktı. Karar yalnızca üç üyenin, ABD, İngiltere ve Fransa'nın oyları ile alındı. Dolayısıyla bu karara uyma zorunluğu yok.

+++

Bu karar 5 üyenin de onayı ile alınmış olsaydı bile, Türkiye uymak zorunda değildi.

Nitekim BMGK'nin 541 sayılı kararı ülkelerin KKTC'yi tanımaması gerektiğini, KKTC'nin ilanının yasal olarak geçersiz olduğunu söylemesine rağmen Türkiye KKTC'yi tanıdı ve diğer ülkelerin de tanımasını istiyor. 

BMGK'nin 550 sayılı kararı KKTC'yi "Kıbrıs'ın Türkiye tarafından işgal edilen kısmı" olarak tanımlamasına rağmen Türkiye "işgalci" Türk askerini Kıbrıs'tan çekmiyor

Demek ki BMGK kararları uygulanmayabiliyor. 

O halde Sayın Cumhurbaşkanımız "Dünya 5'ten büyüktür" dediği halde neden dolayı 5'in de değil, sadece 3'ün kararını uygulamaktayız? Dünya 3'ten küçük müdür?

+++

Ak Parti Hükûmeti ABD'nin baskısı ile İran'a yaptırımlara katılma kararı aldıktan kısa süre sonra Trump İran'a ihracat yaptıkları gerekçesi ile 9 Türk şirketini yaptırım listesine ekledi.

Trump böylece İran'a yaptırım uygulayan Erdoğan'a samimi teşekkürlerini iletmiş oluyordu.


+++

8 Ekim 2025 Çarşamba

Büyükşehir terörüne karşı KÖYSEL DÖNÜŞÜM

 


Meralarını korumak için birlik içinde mücadele veren Bursa’nın Karacabey ilçesine bağlı Hürriyet köylülerin temsilcisi Bayram Efe, Büyükşehir Yasası’ndan vazgeçilerek köy statüsünün devam etmesini ve köylerin tekrar üretim yeri olmasını istedi:

“Köysel dönüşüm istiyoruz. Köyümüze dönüp yine eskisi gibi üretmek istiyoruz.”

"Gençler köylerden uzaklaştı."

“Çiftçinin ortalama yaşı 60’a dayandı. Büyükşehir Yasası ile mahalleye dönen köylerde hayvan bakmak suç oldu, tezeğin yere düşmesi suç oldu. Hayvan neredeyse bitmek üzere. Şehirlerde kalabalık nüfus, su, hava, toprak kirliliği hepimizi hasta etti. Geçim kaynağımız olan tarlalar ekene biçene satılması gerekirken zenginin emtia aracı oldu. Üretim yapamayan, kolay kazanç peşinde koşan açgözlü aktörler tarlalarımızı köylümüzden ucuza alıp birbirine satarak emlak zengini oluyor.

“Tarlaların, tarlacıda kalmasını istiyoruz. Köylünün gençlerini evlendirebilmesi için, arabasını almak için, tarlasını satmasını, gözden çıkarmasını istemiyoruz. Üretmek ve ülkemize kaynak olmak, istihdam yaratmak istiyoruz.”

Büyükşehir Yasası tüm bu olumsuzluklara zemin oluşturmuştur. Bu yasa değiştirilmelidir. 

Köylerin mahalle olmasıyla köylü hiçe sayılmış ve üretim yapamaz hale gelmiştir. 

Mahalleye dönen köylerde ahır yapmak ya da gençlerimize iki oda yapmak belediyelerin imar planlarına kalmış fakat belediyeler tembelliklerinden ve imkân bulamadıklarından altyapı ve imar planlarını yapamamaktadırlar. 

Kasalarına kaynak arayan belediyeler Büyükşehir Yasası ile bizlerin otak mallarına, dedelerimizden kalma arazilerimize göz dikmişlerdir. Meralarımız ihale yoluyla satılarak yağmalanmaktadır."


+++

Büyükşehir Yasası köylüye karşı, üretime karşı bir terör yasasıdır. Tarımı ve hayvancılığı bitirme yasasıdır.

Ocak 1984 tarihli 2972 sayılı yasa ve Mart 1984 tarihli 195 sayılı kararname ile ilk Büyükşehir Belediyeleri kurulmaya başlandı.

Turgut Özal Hükûmeti'nin daha doğrusu 12 Eylül Amerikancı darbesinin ülkemize karşı işlediği bu cinayetin hesabı elbette sorulacaktır.

12 Eylül darbesine karşı olduğunu öne süren Ak Parti Hükûmetleri 12 Eylül'ün işlediği diğer cinayetler gibi bu Büyükşehir cinayetinin de hesabını sormuyor, 12 Eylül / Özal yönetiminin "Dünya ekonomisi ile bütünleşme" uygulamasını aynen devam ettiriyor.

+++

2019 yılındaki Üçüncü Tarım Şurası'nda alınan yeniden yapılandırma kararı ne yazık ki kimbilir hangi çıkar çevrelerinin baskısı (ve büyük olasılıkla AB ve ABD'nin karşı çıkması) nedeniyle uygulanamadı. O günlerde şöyle sevinmiştik:

Kayıp eşeği bulduk: Köyler yine köy olacak 

+++


12 Eylül uygulamalarının en önemlileri şunlardır:

- Özelleştirme adı altında Kamu İktisadi Teşebbüsleri satılıyor, devletin ekonomik temeli yok ediliyor
- 25 Şubat 1930 tarih ve 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu çiğnenerek yabancı paraların Türkiye'ye giriş çıkışının denetlenmesine son veriliyor. 
- Yurt içinde yabancı paralar alınıp satılıyor, herkes döviz hesabı açabiliyor.
- Yurt içinde üretebileceğimiz tarım ve sanayi malları ithal edilerek yerli üretim çökertiliyor.

Bu uygulamaların hepsine son verilecek, en başta özelleştirilen kuruluşlar kamulaştırılacaktır.

+++

Vatan Partisi Seçim Bildirgesi 2018

Madde 56:

Büyükşehir Yasası'nı kaldıracağız.
Kapatılan belde belediyelerini tekrar açacağız.
İlçe belediyeleri tekrar eski bağımsız konumuna gelecek.
Mahalle yapılan
 köyleri tekrar köy konumuna getireceğiz.
Muhtarlar güçlendirilecek, yetkileri artırılacak.


Bu yasa köy yaşamını bitiriyor.
"Burası mahalle, şunu ekemezsiniz, bunu dikemezsiniz.
Kümes hayvanı ve küçükbaş hayvan besleyemezsiniz."

Köylüye "Artık mahalleli oldun, köylü değilsin, ekip biçme,
hayvan yetiştirme, medeni ol" deniliyor.

Meralara büyükşehir belediyesi el koyuyor, bina yapıyor.
Rant uğruna tarım ve hayvancılığa darbe vuruluyor.
Sonra borç para ile yurt dışından tarım ürünleri ve et alınıyor.
İthalatçılar para kazanıyor, ülke borca batıyor.

https://www.aydinlik.com.tr/buyuksehir-yasasi-ni-kaldiracagiz-politika-haziran-2018

+++

2010'da uygulama başladı. Başlangıçta büyükşehir belediyesi yalnızca il merkezindeki şehirde yetkili iken zamanla ilin tümünde yetkili oldu.

Belediyecilik şehirden kırsal alana yayıldı, tüm ili içine aldı.
Buna da "Bütünşehir Belediyesi" denildi.

Bir çeşit "Bölgesel Yönetim" oluştu.

"Yerel yönetimler güçlendirilecek" yaygarası altında en küçük yerel yönetim birimleri olan köy ve belde yönetimleri yok edildi.

Bakınız:
Büyükşehir Yasası'nı kaldıracağız 
+++

28 Eylül 2025 Pazar

Trump'ın Cumhurbaşkanımız Erdoğan'a hakaretlerine sessiz kalınamaz


ABD Başkanı Trump, bizim Cumhurbaşkanımıza saygınlık veremez.


6.678
Görüntüleme
Görüntü kaydı: 

+++

Trump sağa sola hakaretler yağdırdı, Türkiye ve Sayın Cumhurbaşkanımız da bunlardan payına düşeni aldı.

Söylediklerinin anlamı kısaca şöyle:
- Erdoğan otokrat (diktatör), seçimlerde hile yapıyor, 
- Türkiye'de demokrasi değil otokrasi var,  
- ben Erdoğan'la görüşerek ona meşruiyet verdim. 
- Dediklerimi yapmaz, sözümden çıkarsa verdiğim meşruiyeti geri alırım.

Ama sözde Türk, özde Amerikancı basın bu hakaretleri görmezden geldi.

Vatan Partisi Genel Sekreteri Özgür Bursalı yorumladı: 

"Türk" medyası'nın önemli bir bölümü olağanüstü bir eziklikle Trump'ın kravatını, heyetimize sözümona övgülerini, Cumhurbaşkanımızın sandalyesini nasıl büyük bir jestle çektiğini, elini nasıl sıktığını, yüzüne nasıl güldüğünü, bir lütufmuş gibi kapılarda karşılayıp uğurladığını, bizi çok sevdiğini vs vs... anlatıyor. Bu mandacı ruh hali, Batı aşığı medya Türk milletini temsil etmiyor. Büyük devlet vakarı, Türkiye Cumhuriyeti'nin, Türk basınının kimliği, kişiliği onuru bunlarda yok. Trump oturduğu yerden not dağıtıyor, hatta Türk devletinin yöneticilerine "çok zekiler, keşke bu kadar zeki olmasalar" diyor, nerdeyse yanaklarımızı okşayacak! Bazıları da bunlarla övünüyor. Başka ne yok, ‼️Trump'ın "Türkiye Devleti'ne meşruiyet veriyorum" sözü yok! ‼️"Türkiye'de demokrasi değil otokrasi var" lafı yok! ‼️"Erdoğan'a, "Hileli Seçimi çok iyi bilirsin" göndermesi yok! ‼️Gazze-Filistin yok! Çünkü haysiyet yok.
6.240
Görüntüleme

+++

ABD'nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack 24 Eylül günü basın toplantısında Trump'ın Erdoğan'a nasıl meşruiyet verdiğini Trump'ın sözleri ile açıkladı:

“Başkanımız ‘Bundan bıktım, ilişkiler düzeyinde cüretkar bir adım atalım ve ihtiyacı olanı verelim’ dedi. ‘Tamam Sayın Başkan, neye ihtiyacı var?’ diye sorduğumda ‘Meşruiyet’ dedi. Çok akıllı biri. Mesele sınırlar, S-400 ya da F-16’lar değil. Mesele meşruiyet.

“(Erdoğan) 71 yaşına geldi. (Türkiye) bir demokrasi ama otoriter gibi. Başkan Trump dahice bir şekilde ‘Çözüm olarak ona meşruiyet vermeliyim’ dedi. Şu an bu oluyor. Bence bunun sonucunda büyük değişiklikler göreceksiniz.”

https://www.aydinlik.com.tr/haber/barrackin-kustahligini-degil-trumpin-kravatini-konustular-548132

Barrack bu açıklamayı Trump'tan habersiz yapamaz. Demek ki Trump, Erdoğan'a meşruiyet verdiğini tüm dünyanın duymasını istemiştir. Erdoğan - Trump görüşmesinden bir gün önce yapılan bu açıklama Erdoğan'a uyarı niteliğindeydi: "Trump ne derse eyvallah de yoksa sana meşruiyet vermez."

+++


Doğu Perinçek
:

"Türkiye Cumhuriyeti Devleti meşruiyetini ABD Başkanı'ndan değil, Türk Milleti'nden alır. ABD Büyükelçisi Tom Barrack istenmeyen adam ilan edilmeli ve sınır dışı edilmelidir."

"Trump, Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’a 'çok ihtiyaç duyduğu meşruiyeti verdiğini' söylemektedir.

ABD Büyükelçisi Barrack, Trump’ın 'dahiyane' diye övdüğü bu küstahlığını 24 Eylül 2025 Çarşamba günü dünya kamuoyuna açıkladı. 

Trump’a göre, Türkiye yönetimi demokratik değil, otokratiktir. ABD yönetimi, Tayyip Erdoğan hükümetini bu gayrimeşru durumdan kurtararak, büyük çözümleri hayata geçirme kibrine kapılmıştır."

+++

"Barrack’ın dün 'meşruiyet' sözcüğünü 'saygı' anlamında kullandığı yolundaki açıklaması, haddini bilmezliği devam ettirmektedir.

Bir kez Cumhurbaşkanımıza 'meşruiyet' verdiğini söyleyen, Barrack değil, Trump’tır. Düzeltme yapılacaksa, Trump’ın yapması gerekir.

İkincisi ABD Başkanı, Türkiye Cumhurbaşkanı’na “saygınlık” da veremez. Türkiye Cumhurbaşkanı’nın saygınlığı, ABD kaynaklı olamaz.

Üçüncüsü, ABD Başkanı Trump, Türkiye Cumhurbaşkanı’na 'meşruiyet verdiğini' söylerken, önce Türkiye’nin 'otokratik' bir rejimle yönetildiğini belirtiyor. Dolayısıyla burada verildiği söylenen paye, saygınlık değil, 'meşruiyet'tir."

+++

"ABD Derin Devleti'ne bağlı Rand Corporation’ın 2020 yılı Ocak ayında hazırladığı 276 sayfalık “Türkiye’nin Milliyetçi Rotası” başlıklı rapor, Tayyip Erdoğan’ın diktatör olduğunu, gayri meşru olduğunu, bu nedenle devrilmesi gerektiğini anlatıyordu  Darbe girişimleri ve Tayyip Erdoğan’ı parlamenter yoldan devirme girişimleri bu gerekçeyle tezgâhlandı.

Türkiye Cumhurbaşkanı’nı resmî raporla diktatör ilan eden ABD, şimdi O’na sözümona “meşruiyet verdiğini’ söylemektedir. Bu gibi durumlar için söylenen, “Tevil, zırva götürmez” sözü aynen geçerlidir.

+++

CUMHURBAŞKANIMIZIN ONURU
BÜTÜN MİLLETİMİZİN ONURUDUR

"Türkiye Cumhurbaşkanı’nın onuru, bütün milletimizin onurudur, hepimizin onurudur. Bu terbiye dışı davranışlar görmezden gelinemez! Bu hakaretler karşısında sessiz kalınamaz!

Küstahlığın ve haddini bilmezliğin üstünü örtme gayretleri, binlerce yıllık devlet geleneğimize yabancı tavırlardır. Milletimizi ve kendimizi kandırmaya yönelik yorumlar, dalkavukluğun ötesinde haysiyet kırıcıdır."

+++

HÜKUMET BU AĞIR HAKARETLERE YANIT VERMELİ

"Milletimiz, Tayyip Erdoğan Hükümetinden bu ağır hakarete gereken yanıtı vermesini bekliyor. Biz Vatan Partisi, Türk milleti adına ve Türk Devletinin tarihten gelen şerefini temsil ederek, Trump’ın bu küstahlığını, bu haddini bilmezliğini şiddetle protesto ediyoruz.

Millî irade gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin temel ilkelerini ve kurumlarını savunmak, lafla olmaz. Sessiz kalanlar, millî iradeyi değil, gayri millî boyun eğmeyi temsil ederler."

+++

DEVLETİMİZ ABD'YE NOTA VERMELİ

"Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ABD Devletine derhal Nota vererek Trump’ın bu haddini bilmezliğini şiddetle kınamalıdır."

+++


TOM BARRACK SINIR DIŞI EDİLMELİ

"Trump’ın Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’a 'meşruiyet verdiği' biçimindeki küstahlığını dünya kamuoyuna açıklayan ABD’nin Ankara Büyükelçisi Barrack, bu terbiyesizliği ve saygısızlığı nedeniyle derhal persona non grata (istenmeyen adam) ilan edilmeli ve sınır dışı edilmelidir.

+++

HAKARETLERE KATLANARAK BİR ŞEY ELDE EDİLEMEZ

"ABD’nin bir başka devlet adamı da, Türkiye yöneticilerinin kendilerine 'yalvardığını' ileri sürerek, ABD emperyalizminin Tayyip Erdoğan yönetimine bakışını yine emperyalizme yakışan bir küstahlıkla ifade etmiştir.

Televizyonlarda Trump’ın Türkiye hükümeti temsilcilerini neredeyse yanaklarını okşayarak onurlandırdığı türünden şerefsizlikler sergileniyor. Bu hakaretler karşısında, artık Türkiye’nin F 35’leri, F 16’ları falan tartışması, utanç vericidir. Türk Devleti, binlerce yıllık tarihin içinden bugünlere bağımsız yaşama geleneğiyle, devlet haysiyetiyle gelmiştir.

Başka devletlerin yöneticilerinin “meşruiyet verme” gibi hakaretlerine katlanarak elde edilecek bir değer yoktur.

+++

WASHİNGTON GEZİSİ DERSLERİ

"Cumhurbaşkanımızın trajik görüntülerle sonuçlanan bu Washington gezisinden öğreneceğimiz birinci ders şudur: Filistin’in kurtuluşunu, Gazze halkıyla dayanışmayı yanlış adreslerde aramaya artık son verilmelidir. ABD emperyalizmi, İsrail saldırganlığının, Gazze soykırımının azmettiricisidir, arkasındaki güçtür.

ABD ile İsrail ve Yunanistan arasındaki ittifak stratejiktir. Bu ittifakın birinci hedefi, “Kürdistan” adında İkinci İsrail devletini kurmaktır. ABD-İsrail-Yunanistan ittifakının diğer hedefi, Kıbrıs’tan Türkiye Ordusu'nu atmak ve KKTC Devleti'ni yıkmaktır.

ABD ile birlikte Filistin ve Gazze için çözüm arayanlar, İsrail Siyonizmi ile el ele çözüm aramaktadırlar. Adres yanlıştır ve yanlış adreste ısrarın bedelleri ağırdır. Türk Milleti yanlış adreslerin peşine düşmeyecektir. Vatan Partisi, çözümü doğru adreste hayata geçirecek bir Millî Hükümet için çalışmalarını yoğunlaştırma kararındadır."


+++

arşiv:

Rand Corporation Raporu için bakınız:
YOUR BOYS dönemi bitti 

Ayrıca bakınız: 
Doğu Perinçek, ABD Yol Ayrımında, 3. Basım, 
Kaynak Yayınları, İstanbul, Eylül 2021, s.137 vd.

+++