Sherman, "İSTANBUL SÖZLEŞMESİ BİZİM" yazılı maske ile
verdiği pozu twitter mesajında paylaştı:
Turkey’s sudden withdrawal from the Istanbul Convention was deeply disappointing. With gender-based violence on the rise globally, it is more important than ever for all of us to support the rights of women worldwide.
Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden aniden çekilmesi derin hayal kırıklığı yarattı. Küresel olarak yükselişte olan cinsiyete dayalı şiddet ile birlikte, dünya çapında kadın haklarını desteklemek hepimiz için her zamankinden daha önemli.
Biz zaten biliyorduk bu sözleşmenin sizin marifetiniz olduğunu.
Bu sözleşme 24 Kasım 2011'de Meclis'teki tüm partilerin - AKP,
CHP, MHP, BDP yani PKK - oyları ile kabul edilirken, işte bu yüzden
Vatan Partisi karşı çıkmıştı.
2014'ten sonra Atlantik'e tavır alan Erdoğan'ın 20 Mart 2021'de
sözleşmeden çıkma kararını bu yüzden destekledik.
Sözleşmenin sahibi olan ABD'nin ülkemizdeki tayfaları CHP, İYİ,
HDP ve diğerleri bu yüzden yaygara kopardılar. Bu yüzden mor
renkli maskeler taktılar.
Avrupa Birliği ve ABD, Türkiye'nin sözleşmeden çıkmasına karşı
açıklamalar yaptılar. Ancak tayfalar "İngiltere 2012'de imzaladı
ama niçin Meclis'e sunmadı ve yürürlüğe koymadı?" diye, veya,
"İmzalamayan ABD niçin sözleşmeden çıktık diye bizi kınıyor?"
diye sormadı. Çünkü görevleri emirleri gözü kapalı uygulamak.
"İstanbul Sözleşmesi Bizim" diyen Sherman, "YPG konusunda
kaygılanmayın, ABD'nin YPG ile ilişkisinin tek amacı IŞİD'i yenmek"
"S-400'ler Türkiye'de kaldıkça yaptırımları kaldırmayız" diyerek
sopa gösterdi. Her üç mesaj birbiri ile uyumludur.
Biden özel olarak açıklama yaptı:
"Türkiye'nin... sözleşmeden ani ve haksız bir şekilde çekilmesi
son derece hayal kırıklığı yaramaktadır." dedi:
Biden şöyle devam etti.
"Sözleşmeyi imzalayan ilk ülke olan Türkiye'de kadın cinayetlerinin
arttığı haberleri..."
Ne oldu şimdi? Hani sözleşme cinayetlerin önüne geçecekti? Biden'e
göre, sözleşmeyi uygulamaya başlayalı 10 yılı geçtiği halde, cinayetler
ülkemizde azalmamış, aksine artmış.
+++
Gerçek şu ki, İstanbul Sözleşmesi, kadınların korunması hakkındaki
6284 sayılı yasamızda var olan hakların dışında yeni bir şey getirmiyor.
AK Parti içindeki gerici kanat, 6284 sayılı yasamızdan rahatsızlık
duyuyor. Erdoğan'ın Danışmanı Yasin Aktay bakın neler diyor:
Yasin Aktay'ın bu yazısı, 6284 varken İstanbul Sözleşmesi'ne neden
gerek olmadığının çok açık bir şekilde gösteriyor.
Yapılması gereken, 6284'teki hakları genişletmek.
+++
İstanbul Sözleşmesi'nin dayatılmasındaki amaç, "Türkiye kadınlarını
koruyamıyor, medeni (!) dünyanın bu işe karışması gerekiyor. Kendi
halimize bırakırlarsa adam olmayız" düşüncesini, yeni mandacılık
zehrini üzerimize boca etmek.
Ve medeni (!) dünyanın içişlerimize karışmasının, derneklerimizi dene-
tim altına almasının yolunu açmak.
Sözleşmenin 66. Maddesi bakın ne diyor:
"Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddete karşı eylem uzman gurubu
GREVIO, Sözleşme'nin taraflarca uygulanmasını izler."
Bakınız, GREVIO üyelerine tanınan imtiyazlar neler:
- Tutuklanamaz, gözaltına alınamazlar, eşyaları hacizden muaftır
- Yazıları ve eylemlerinden dolayı yasal işlem uygulanamaz
- İmzacı ülkelere giriş - çıkışlarda har türlü kısıtlamalardan, yabancıların
tabi oldukları kayıt işlemlerinden muaftırlar
- Diplomatik dokunulmazlıkları vardır
İşte o maddenin fotokopisi:
Bu durumda, istihbarat örgütü ajanları ceplerine GREVIO kimlikleri
koyduklarında ülkemiz içinde istedikleri her şeyi yapabilirler.
Bu sözleşme, iç hukuk kurallarımızın üzerindedir.
Anayasamıza aykırılığı öne sürülemez
Dolayısıyla, bu sözleşmeyi imzalamakla egemenliğimizin bir kısmını
emperyalist devletlere teslim etmiş oluyoruz.
Geniş bilgi için bakınız:
+++
GREVIO'nun 15 Ekim 2018 yılında yayınlanan ilk Türkiye rapo-
runa göre, Türkiye'nin PKK ve FETÖ ile mücadelesi kadınlara
zarar vermektedir
İşte raporun o bölümü:
"Terörle mücadele tedbirleri, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki
güvenlik operasyonları ve başarısız darbe girişimi sonrası kamu
görevlilerinin toplu ihracıyla ortaya çıkan kamu görevlileri kayna-
ğının boşalması gibi çeşitli faktörlerin, kadınların şiddetten uzak
yaşama hakkının yerine getirilmesine uygun olmadığını ortaya
koymaktadır."
+++
Raporun 16. ve 17. sayfalarında, Türk askerine ve polisine
tecavüzcü denmektedir.
İşte raporun o bölümü:
"Türkiye'nin Güneydoğusundaki terörle mücadele operasyonları
sırasında kamu ve askeriye tarafından gerçekleştirilen insan hakları
ihlalleri iddiaları ışığında, GREVIO, etkilenen bölgelerdeki kadınlar
için başta cinsel şiddet olmak üzere ve özellikle bu operasyonlar
sonucunda gözaltına alınan veya tutuklanan kadınlar için artan
şiddet riskinden endişe duymaktadır"
"Ayrıca GREVIO, hükümet kararı ile Türkiye'nin Güneydoğusunda
gerçekleştirilen askeri operasyonlar ve terörle mücadele operasyon-
larında kadınların taciz, cinsel şiddet ve tehditlere maruz kaldıkları ve
tecavüz edilmiş ve/veya öldürülmüş çıplak kadın fotoğraflarının emni-
yet güçleri tarafından sosyal medyada korkutma amacıyla paylaşıl-
dığını iddia eden ürkütücü raporlara atıfta bulunur"
Geniş bilgi için bakınız:
GREVIO'nun hazırladığı İstanbul Sözleşmesi Raporu'nda
dikkat çeken noktalar
+++
54. sayfada ise PKK bağlantılarından dolayı görevden alınan
HDP'li belediyelere kayyum atamaları eleştirilmektedir.
Raporda ayrıca, Kürt kadın örgütleri ile lezbiyen kadın örgütlerine
devlet tarafından para yardımım yapılması ve politika geliştirme
çalışmalarına dahil edilmesi talebi yer almaktadır.
Kürt kadın örgütleri ne demek? Utanmazca bölücülük.
İstanbul Sözleşmesi'nin ülkemize bölücülüğü dayattığını Biden
tayfası ısrarla görmezden geliyor. Görevleri gereği.
Vatan Partisi Öncü Kadın Genel Başkanı Meltem Ayvalı, henüz
sözleşme yürürlükte iken, 4 Ağustos 2020 günü yaptığı açıklamada
bütün bu rezillikleri ayrıntıları ile açıklamıştı.
Ayrıntılı bilgi için bakınız:
+++
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder