Yeni bir Anayasa yapılacaksa, bunun temeli, Türkiye'nin 2014'ten
bugüne içine girdiği süreç olmalıdır.
AK Parti Hükumeti, iktidara geldiği 2002 yılından beri uygulamakta
olduğu bir çok politikayı 2014 yılında içine girdiği süreçte değiştirdi.
- PKK ile Açılım bitti, silahlı mücadele başladı
- FETÖ ile ortaklık bitti, ordu, emniyet, yargı ve devlet kurumları
içindeki bu ABD Gladyosu mensupları temizleniyor
- Irak ile anlaşılarak Barzani'nin bağımsızlık ilanı önlendi
- Suriye'de PKK-PYD bölgelerine girilerek ABD koridoru kesildi
- Rusya ve İran ile Astana süreci başlatıldı, Suriye konusunda
ABD'nin başını çektiği Cenevre süreci etkisizleştirildi
- Kıbrıs'ta federasyondan vaz geçildi, KKTC'nin bağımsızlığına
vurgu yapılmaya başlandı
- S-400 alınarak NATO çerçevesinin dışına çıkıldı
- Libya ile deniz yetki alanı anlaşması yapılarak Doğu Akdeniz'de
İsrail, NATO ve AB'ye karşı Mavi Vatan savunmasında belirleyici
adım atıldı
- Ülkemiz Atlantik'ten demir alarak Avrasya'ya dümen kırdı.
Tayyip Erdoğan'ın 2007 yılında açıkladığı, 2012 - 2016 arasında
AKP - CHP- HDP - MHP temsilcilerinin Meclis'te masa kurarak
tartıştığı o Bölücü - Liberal Anayasa taslağını canlandırmak artık
mümkün değildir.
Çünkü o taslak, PKK ile Açılım yapıldığı, FETÖ ile birlikte Balyoz ve
Ergenekon tertiplerinin tezgahlandığı 2002 - 2014 dönemine uygun
olan bölücü ve liberal / gerici bir taslaktır. Ve Vatan Partisi'nin karşı
koyması sonucunda çöpe atılmıştır. Canlandırılamaz. Bakınız:
Bu taslak, 2014'ten sonra içine girilen ve Erdoğan'ın "İkinci İstiklal
Savaşı" diye adlandırdığı sürecin tam karşısındadır. Gayrı milli,
Amerikancı, bölücü, liberal / gericidir.
O yüzden, Tayyip Erdoğan'ın o bölücü taslağa atıf yapması son
derece yanlış ve tehlikelidir. En başta MHP bunu kabul etmez ve
Cumhur İttifakı çatlar. Bu, AK Parti'nin intiharı olur.
Erdoğan'ın 2007'de açıkladığı o Anayasa taslağı, 2020 yılında
CHP - İYİ - HDP - SAADET ortaklığıyla İbrahim Kaboğlu başkan-
lığında kotarılan taslak ile bire bir örtüşmektedir. (Başkanlık
sistemi dışında)
+++
Doğu Perinçek 2007'de Erdoğan'ın açıkladığı taslağı eleştirmiş
ve hazırladığı Milli Devrimci Anayasa Taslağı'nı 2012'de TBMM
Başkanlığına göndermişti. O çalışma aşağıdaki kitapta yer alıyor:
+++
AK Partili TBMM Başkanı Şentop, yaptığı açıklamada, HDP'yi de
Yeni Anayasa çalışmasına katılmaya çağırdı. Ülkemizi bölmek
isteyen PKK'nın siyasi kolunu Anayasa çalışmasına çağırmak
gaflettir. PKK ile mücadeleye vurulabilecek en büyük darbedir.
PKK - HDP'yi meşrulaştırmaktır.
Ayrıca, AK Parti içinde kapatılması konuşulan ve Bahçeli'nin
kapatılmasını istediği HDP'yi böyle bir çalışmaya çağırmak
apaçık bir çelişkidir.
Şentop, açıklamasında, Anayasa'nın değiştirilmesi dahi teklif edi-
lemeyecek olan ilk 4 maddesine saldırdı. Sözde darbe Anayasa-
sı'nı eleştirme kılıfı altında şöyle dedi:,
"Darbe Anayasası'nın izlerini Başlangıç Bölümü'nden başlamak
üzere görüyoruz". Video kaydı 58 saniye:
İlk 4 madde: Cumhuriyet, Atatürk milliyetçiliği, demokratik, laik,
sosyal hukuk devleti, devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez
bütünlüğü, Türkçe, bayrak, İstiklal Marşı ve Başkent Ankara.
AK Parti, bunlardan hangilerini darbeci olarak görmektedir?
Nitekim, Bahçeli hemen bir açıklama yaparak kırmızı çizgisini ortaya
koydu: Tek millet, tek devlet, tek vatan, tek bayrak, tek dil.
+++
Hükumet düzeyinde ilk kez Özal ekonomisinin artık sürdürülemez
olduğunu açıklayıp üretim ekonomisi vurgusu yaparak tefeci emper-
yalist sermayenin dehşete düşmesine neden olan eski Maliye Ba-
kanı Berat Albayrak'ın istifa etmesi / ettirilmesi ve faizlerin artırılması
olayından sonra gelen bu Yeni Anayasa açıklamaları ile Beştepe
içindeki gizli Biden tayfası arasında bir ilişki olduğuna dair söylen-
tiler giderek büyümektedir.
Binali Yıldırım'ın da, mahkeme kararına rağmen "Ergenekon vardı"
açıklamalarına devam etmesi, bu kapsamda düşünülebilir. Bakınız:
Gerçekten de, Doğu Perinçek'in sorduğu gibi: "Kim onun (Tayyip
Erdoğan'ın) önüne böyle bir formülü koydu?"
+++
Aydınlık, 4 Şubat 2021
2014 sonrası Vatan Savaşı sürecinde, İkinci İstiklal Savaşı koşulla-
rında, Yeni Anayasa, Türk Devrimi'nin mirası temelinde yapılabilir.
Batı tarafından dayatılan ve içinde bağımsızlık bulunmayan "demok-
ratik, laik, sosyal hukuk devleti" yerine Atatürk'ün 1937 yılında Ana-
yasamızın 2. maddesine yazdırdığı "Türkiye Devleti Cumhuriyetçi,
Milliyetçi, Halkçı, Devletçi, Laik ve Devrimcidir" tanımı konulmalıdır.
Bu tanım, ne yazık ki, 27 Mayıs 1960'dan sonra yapılan Yeni Anayasa
metnine konmadı. Tahsin Bekir Balta'nın "Yeni Anayasa yapmayalım,
Atatürk'ün yaptığı Anayasa'da değişiklikler yapabiliriz, ama onu ortadan
kaldırırsak, bir gün biri gelir bizim yaptığımız Anayasa'ya da bir tekme
atar, yenisini yapar" sözlerine kulak asılmadı. Ve Balta'nın dediği gibi,
Kenan Evren o Anayasa'ya tekmeyi vurdu.
Doğu Perinçek o günleri aşağıdaki video kaydının 53:30 - 56:00
dakikaları arasında anlattı:
1961 Anayasası'nın kaleme alınması sırasında, Milli Birlik Komitesi
üyelerinin çoğunluğu "milliyetçi" tanımının konulması taraftarı olmasına
rağmen, CHP'li üyelerin karşı çıkması yüzünden bu tanım konulmadı.
Bakınız:
Yukarıdaki video kaydının 13:40 - 14:40 dakikaları arası
Ayrıca, Atatürk'ün "halkçılık" prensibinin yerine Batı'dan alınan "sosyal
devlet" tanımı konuldu. Bu tanım, ülkemizin gerçekleriyle ilgisi olmayan,
ileri Batı kapitalizminin işçi sınıfına tavizlerini içeren bir tanımdır.
Bakınız:
Yukarıdaki video kaydının 8:30 - 13:40 dakikaları arası
+++
arşiv:
Anayasa Masası'nı CHP değil Vatan Partisi devirdi Sayın Erdoğan
+++
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder