29 Haziran 2020 Pazartesi

Çoklu Baro - Hain Feyzioğlu fotoromanı

İktidar, avukatlık yasasında değişiklik için öneri vermeye hazırlanıyor.

En önemli değişiklik, 5,000'den fazla avukatın bulunduğu illerde 2,000
avukatın imzasıyla bir baro daha kurulabilmesi. Yani çoklu baro.

TBB (Türkiye Barolar Birliği) Başkanı Metin Feyzioğlu ve Vatan Partisi,
bu durumda FETÖ, PKK ve tarikat yanlısı, siyasi parti yanlısı baroların 
kurulması tehlikesine dikkat çekiyor.

Aydınlık, 3 Haziran 2020



1 Haziran 2020 günü 80 Baronun katılmasıyla 42. Baro Başkanları 
Toplantısı yapıldı. Sonuç bildirgesinde özetle şöyle denildi:

"19 Mayıs 2020 günü TBB ve 80 Baro olarak kamuoyuna açıklamada:
Barolara ve seçim sistemlerine yönelik girişimlerin geri çekilmesini
talep etmiştik.

Avukatlarımızın ve barolarımızın beklentisini karşılayacak teklifin hazır-
lanmasında asıl muhatabın TBB ve Barolar olası gerektiğini vurgulamıştık.

Pandemi döneminde bu çalışmalardan vazgeçilerek, ileriki dönemlerde TBB
ve Barolarla birlikte bir hazırlık yapılması talebimizi tekrarlıyoruz"


Aydınlık, 24 Haziran 2020

Hükûmetin hazırladığı tasarıda ayrıca seçim sisteminde değişiklik isteniyor.

Mevcut sistemde TBB seçimi için her ilin barosu 
1 başkan + 2 delege + her 300 avukat için 1 delege gönderiyor.

Değişiklik kabul edilirse her ilşn barosu
1 başkan + 3 delege + her 5,000 avukat için 1 delege gönderecek.

Bu durumda avukat sayısı fazla olan baroların (İstanbul, Ankara, İzmir gibi)
TBB seçiminde etkisi zayıflayacak.

Mevcut sistemde 
46,052 üyesi olan İstanbul Barosu 138 delege, (333 avukata 1 delege)
42 üyeli Tunceli Barosu 3 delege (14 avukata 1 delege) gönderiyor.

Önerilen yeni sistemde
İstanbul Barosu 13 delege (3,542 avukata 1 delege)
Tunceli 4 delege (10 avukata 1 delege) gönderecek.

Barolar arasında sözde eşitlik sağlanırken, delege başına düşen avukat 
sayısı bakımından eşitsizlik getiriliyor.


TBB Başkanı Feyzioğlu bu konuda Meclis'te siyasi partilerle temas kurar
ve Baro Başkanlarını bu çalışmaya katılmaya çağırırken, bazı barolar bu
çağrıya uymayıp yürüyüş yapmayı tercih ettiler.

Yürüyüş yapmak da bir haktır. Ama önce gel TBMM'de çalışma yap, siya-
si partilere görüşlerini anlat. Tüm kapılar yüzüne kapanır da başka çare
kalmazsa yürüyüş dahil her türlü direniş yapılır.

Ama TBMM'de çalışma yapanı da hain ilan etmeye kimsenin hakkı yok.

Hele yürüyüşe izin verilmesi için sabaha kadar tüm yetkili mercilerle temas
etmiş ve bir minibüs dolusu avukatı yürüyüşe takviyeye göndermişken.


Zaten 42. Baro Başkanları Toplantısı Sonuç Bildirgesi'nde:

"Diyalog kanallarının açık tutulacağına inanıyoruz. Ancak kapalı tutulması
halinde demokratik hak ve özgürlüklerimizin tüm gereklerini yerine getire-
ceğiz" denilerek eylem vurgusu yapılmıştı.

Ama kanallar kapalı değil ki. Feyzioğlu görüşüyor. Sizi de çağırdı. Sizler
avukat değil misiniz? Mahkemede insanları konuşarak, derdinizi anlata-
rak mı savunuyorsunuz, yürüyüş yaparak mı. Görüşmek, derdinizi anlat-
mak için gittiniz de kapıdan mı çevrildiniz, veya randevu mu verilmedi.

Belki "Önce yürüyelim, gücümüzü gösterelim, sonra konuşmaya gidelim"
diyorsunuz. Ona da peki. Ama Feyzioğlu'na sırt dönmek ne demek oluyor?

Hükûmet bu durumda "Aralarında çatlak var, birbirleri ile anlaşamıyorlar,
bildiğimizi okuyalım" demeyecek midir?

Benim görüşüme göre İstanbul ve Ankara dahil 30 kadar Baro, İzmir Barosu
Başkanı ve bir kısım HDP taraftarı avukatın dolduruşuna gelmişlerdir.

Kışkırtıcıların amacı çoklu baroya değil, Feyzioğlu'na karşı mücadele etmektir.

Eğer Feyzioğlu "Suriye bataklığında ne işimiz var" deyip HDP'nin 
kapatılmasına karşı çıksa ve sanat-müzik-ölüm orucu-Gurup Yorum
maskeli DHKP-C terörünün yanında yer alsaydı, omuzlarda taşınacaktı.


Aydınlık, 26 Haziran 2020

İşte Çoklu Baro - Hain Feyzioğlu fotoromanı. 
Tekmili Aydınlık gazetesi ana sayfalarından.
Karar okuyucunun.

Aydınlık, 28 Haziran 2020




Aydınlık, 29 Haziran 2020


+++

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder