Org. Kıvrıkoğlu'na suikast planı üzerine tekrar verdiğim eski yazılarımdan ikincisi
Türk Ordusu'na Endonezya modeli
++++++++++++++++++++++++++++++
Ali Serdar Bolat 1 Ocak 2010
"Bülent Arınç'a suikast" bahanesiyle Özel Kuvvetler
Komutanlığı Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığında aramalar
yapıldı.
Böylece Amerika, Türk Ordusu'na karşı Endonezya
modelini uygulamaya koydu.
Bu uygulama ile, Türk Ordusu'na yapılan operasyon
"psikolojik savaş" aşamasından "eylemli çökertme" aşamasına
geçmiştir.
"Suikast" soruşturmasına dayanak yapılan ihbar
numarasının 1230606 oluşu, ihbarın Amerika'dan yapıldığını
gösteriyor.
Endonezya modeli
nedir?
+++++++++++++++++++++
Geçmiş senelerde Amerika "komünizmle
mücadele" bahanesi ile Endonezya Özel Kuvvetleri'ne çeşitli kirli operasyonlar
yaptırmıştı.
Amerika, yeterli delil biriktirdikten sonra, bu
operasyonları bire bin katarak Endonezya'daki Amerikancı basın vasıtasıyla
piyasaya sürdü.
Endonezya Ordusunun itibarı zedelendi, direnci kırıldı.
Peki Amerika'nın amacı neydi?
Endonezya'nın da bir bölücülük sorunu vardı. Doğu
Timor'daki bölücüler, Endonezya'dan ayrılmak istiyorlardı.
Amerika da gayet tabii bölücüleri destekliyordu.PKK'yı desteklediği gibi.
Endonezya Ordusunun bölücülerle mücadele azmini
kırmak için, itibarını sıfıra indirmek gerekiyordu.
Gerçekten de, itibarı sıfırlanmış olan ordu, bölücü
eylemlere müdahale edemedi.
2000 yılında Doğu Timor, bağımsızlığını ilan
etti.
Türkiye'de nasıl
uygulanacak?
+++++++++++++++++++++++++
Şimdi aynı plan Ergenekon tertibi ile Türkiye'de
uygulanmak isteniyor:
Türk Ordusu'nu itibarsızlaştırmak için Ergenekon davaları
başlatılacak.
Ordumuzun itibarı sıfırlanacak, Doğu'da ilerde
meydana gelecek olan bir isyana müdahale edemeyecek ve bölge "Kürdistan" adıyla
Türkiye'den ayrılacak.
Belki de Genelkurmay'ın kozmik odalarında araştırma yapan Fethullahçı hakim "Doğu'daki muhtemel
ayaklanmaya karşı ordunun ne gibi önlemler alacağı"na ait bilgilere ulaşmak
istiyor?
Bu bilgiler ABD ve PKK'ya ulaştırılacak. Ona göre
hareket edecekler.
Özel Kuvvetler Komutanlığı
(ÖKK) kısa tarihi
++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
İlk
kurulduğu zaman adı "Seferberlik Tetkik
Kurulu" idi.
(STK)
Türkiye'nin 1951'de NATO'ya girmesinin bir sonucu
olarak 1952 yılında ordu bünyesinde kuruldu. NATO'ya giren tüm ülkelerde benzer
örgütler kurulmuştu.
Bu örgütler sayesinde ABD, üye ülkeleri NATO
aracılığıyla denetim altında tutacaktı.
Giderlerini ABD'nin karşıladığı bu örgütler, NATO'nun gizli örgütü olan Süper-NATO'nun (yani
Gladyo'nun) denetimi altında idiler.
Türkiye'deki örgütün çekirdek kadrosunu Kore'den
dönen ve Gayri Nizami Harp stratejisini öğrenmiş olan subaylar
oluşturdu.
Kurulun gizli görevi, Türkiye'de Amerika karşıtı
bir rejim değişikliğini engellemekti. Aynen diğer NATO ülkelerinde olduğu
gibi.
Ama STK'nın görünürdeki amacının "Sovyet istilasına
uğrayan bölgelerde direnişi örgütlemek" olduğu söyleniyordu..
Plana göre, yurt çapında çeşitli yerlere silah
gömülecek, istila anında önceden belirlenmiş kişiler bu silahları çıkararak
direniş başlatacaklardı.
Bunun için, topluma sürekli "Sovyet tehdidi"
propagandası yapılıyordu. Bu palavranın aslı şu idi:
CIA ve Adnan Menderes hükümeti arasında imzalanan
1959 tarihli bir anlaşmada, "Gizli Ordu"nun "rejime karşı iç ayaklanma
durumunda" harekete geçirileceği belirtiliyordu.
Bu örgüt, TSK'nın, hükümetlerin ve Cumhurbaşkanlarının bilgisi dahilinde varlığını sürdürdü
Seferberlik Tetkik Kurulu'nun ismi 1965 yılında Özel Harp Dairesi oldu. (ÖHD)
Daire, ABD'nin kontrolünde uzun yıllar Kontrgerilla
(Gladyo) olarak hizmet verdi.
Daire'nin resmi varlığı, 1974 yılında Genelkurmay
Başkanı Semih Sancar'ın Başbakan Ecevit'ten "acil bir ihtiyaç için" para
istemesiyle ortaya çıktı.
Ancak yapının varlığı 12 Mart'ta işkence gören
solcularca zaten öğrenilmişti!
Özel Harp Dairesi ve Kontrgerilla varlığını 12
Eylül öncesi ve sonrasında da tüm ağırlığıyla sürdürdü.
Bu süre içinde faili meçhul
cinayetler, 1 Mayıs 1977, Maraş, Çorum türünden provokasyon ve katliamlar,
Kültür Sarayı sabotajı, Sirkeci, Yeşilköy bombalamaları, Ecevit’e suikast
girişimi, devrimcileri işkenceli sorgulamalardan geçirmeler; yurtsever
aydınların suikastlerle öldürülmeleri hep bu örgüt tarafından
gerçekleştirildi.
Çünkü TSK, böyle yapmakla Sovyetlere karşı
Türkiye'nin bağımsızlığını savunduğuna ve ABD'nin stratejik müttefikimiz
olduğuna inandırılmıştı.
NATO eğitimlerinden geçen Türk subaylarının
beyni yıkanmıştı. Onlar ABD'nin her dediğinin çıkarlarımıza uygun olduğu
konusunda şartlandırılmışlardı.
Beyinleri yıkanamayan binlerce subay, 12 Mart
ve 12 Eylül darbeleri ile işkenceli sorgulardan geçirilerek ordudan
atılmışlardı.
Ama, geride daha tespit edemedikleri o kadar çok subay vardı
ki...
"Türkiye
Himayesinde Kürdistan" Planı
1980'lerin sonuna doğru
TSK içinde, ABD'nin stratejik hedefleri konusunda fikir değişiklikleri oluşmaya
başladı.
1986
yılında ABD, şimdilerde uygulatmaya çalıştığı "Türkiye himayesinden Kürdistan
Planı"nı Evren ve Özal'ın oluruyla Türk Ordusu'na da dayatmıştı.
Plan,
Genelkurmay Başkanı Org. Nejdet Üruğ'un sert direnciyle karşılaştı ve
engellendi.
Daha
sonra, ABD emrinde Kuzey Irak'a girme planına karşı çıkan Org. Torumtay istifa
etti, plan suya düştü.
Komutanlar, Amerika'nın Türkiye'yi
bölmeyi amaçlayan planlar yaptığını ve bu planları Türk ordusu eliyle uygulamaya
koymak istediğini anladılar.
Amerika Irak'ın kuzeyine yerleşip orada bölücü bir yapılanmayı
başlatınca, TSK, Amerika'nın bu planlarına karşı tavır almak zorunda
kaldı.
Çünkü Amerika'nın planı, bu yapıyı Türkiye'ye doğru
genişletmeyi, yani güneydoğu bölgemizi Kuzey Irak'taki bu kukla yapıya bağlamayı
hedefliyordu.
TSK, Türkiye'nin bölünmesini hedefleyen bu
Amerikan planına razı olamazdı.
Dolayısıyla TSK, artık Amerika'nın çıkarlarını gözeten
Kontrgerilla örgütü ile birlikte hareket edemezdi.
İşte bu süreçte, 1990 yılında Org. Doğan Güreş
döneminde Özel Harp Dairesi, Özel
Kuvvetler Komutanlığı'na (ÖKK) dönüştürüldü, 1992'de de personeli yeniden
yapılandırıldı.
Bu sadece bir isim
değişikliği değil, ABD ilişkilerinin sorgulandığı sürecin de somut bir sonucu ve
yeni bir dönemin başlangıcıydı.
Öyle ki; Özel Kuvvetler Komutanlığı ile Daire ABD
ve Gladyo'nun sultasından çıkarıldı!
Bundan dolayı ÖKK, ABD'nin hedefi haline geldi!
Özel Kuvvetler Komutanlığı, Türk Ordusu'nun
Kuzey Irak cephesindeki gücü olarak ABD ile karşı karşıya geldi ve ABD tehdidine
karşı uyanışın Ordu'daki öncüsü oldu. 1994 yılı Ağustos ayında Org. İsmail Hakkı Karadayı, Genelkurmay
Başkanı oldu. 1995 Mart'ında da Türk Ordusu, Kuzey
Irak'a girdi. Türk birlikleri, Çelik Harekâtı'yla ABD'nin egemenlik alanına
müdahale etmişti. Çünkü o bölge ABD ordusunun işgali
altındaydı.
Genelkurmay Başkanı Karadayı zamanında,
Kontrgerilla'nın Genelkurmaydaki ofisleri kapatıldı ve elemanları karargah
dışına çıkarıldı.
NATO ve ABD ilişkileriyle, ABD parasıyla, ABD eğitimiyle
milletine karşı oluşturulmuş olan bir yapı, artık Milli Kuvvet haline
dönüştürülmüştü.
İşte, ip o zaman koptu.
İp
koptu, ABD Türk Ordusu'na savaş ilan etti
+++++++++++++++++++++++++++++++
Türk Ordusu üzerindeki denetimi elinden kaçırdığını anlayan
ABD ateş püskürmeye başladı.
Amerikan ordu dergilerinde "Türk Generalleri
hizadan çıktı" cinsinden haber yorumlar yayımlandı.
ABD, Muavenet gemimizi topa tuttu, askerlerimizi
şehit etti.
Temmuz 2003'de Kuzey Irak'ta Süleymaniye'de Özel
Kuvvetler birliğimizin başına "Kürt liderlere suikast yapacaklardı" bahanesi ile
çuval geçirdi.
ABD ordusu Nevada Çölü'nde "Binyılın Meydan
Okuması" adı altında Türkiye'yi işgal tatbikatı yaptı. Bu tatbikat, ABD tarihinde o güne kadar görülen en
kapsamlı ve en uzun süren tatbikat idi.
ABD'nin PKK'ya yardımını belgeleyen Org. Eşref
Bitlis, uçağı düşürülerek şehit edildi.
Malatya'da ÖKK birliğini taşıyan uçağımız
düşürüldü.
Daha sonra, Amerikan ordu dergisinde Türkiye'nin
güneydoğusunu da içine alan Büyük Kürdistan haritası yayımlandı.
Belki anlamayanlar vardır diye İtalya'daki NATO
toplantısında ABD'li subaylar bu haritayı ekrana yansıttı.
Türk subayları toplantıyı terk etti.
Böylece ABD, Türk Ordusu'na karşı savaşı fiilen başlattığını
alenen açıklamış oluyordu.
Bundan başka, Milli Güvenlik Kurulu, iç
tehdit kavramını değiştirdi.
Eskiden solculuk ve komünizm
"iç tehdit" olarak görülüyordu.
Şimdi ise "ırkçı
milliyetçilik, bölücülük ve irtica" iç tehdit kapsamına
alınmıştı.
Yani MGK, Amerika'nın maşası olan
akımları iç tehdit kapsamına almıştı.
Bu durumda,
ABD'nin Türk ordusuna karşı savaş ilan etmekten başka bir çaresi
kalmamıştı.
2002 AKP
darbesi
+++++++++++++++
Türk Ordusu üzerindeki denetimini kaybeden ABD, öncelikle Kontrgerillayı
Fethullah kanalı ile polis örgütü içine taşıdı.
Ergenekon tertibini hayata geçirebilmek için de, 2002 darbesini yaptırarak
Tayyip- Gül ikilisini ülkenin başına geçirdi.
********
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder