AKP Gurup Toplantısı
Tayyip Erdoğan, 20 Nisan 1936 tarihli
Cumhuriyet gazetesinden bir haberi gösteriyor.
"CHP camileri ahır yaptı. Ey
Kılıçdaroğlu, buna cevap ver" diyor.
CHP diyerek Atatürk'e saldırıyor. O
tarihte Atatürk Cumhurbaşkanı çünkü.
Atatürk'e saldırmanın dayanılmaz cazibesi.
********
Haberin başlığı şöyle:
“Bu ne insafsızlık,
Seferihisar’da tarihi cami ahır yapılmış”
Tayyip Bey, haberin sadece başlığını okuyor.
Haberin gerisini okumuyor.
Okusa, "CHP camileri ahır yapmış" diyemeyecek
çünkü.
********
Halbuki haberde anlatılan şu:
Yıl 1936. CHP'li İzmir Müze Müdürü, Hereke Köyü'nde
Rumların Yunan işgali sırasında ahır yapmış olduğu bir camiyi tesbit
etmiş.
İşgal sırasında Türk nüfus kaçmış, köy Rumlara kalmıştı.
Onlar da camiyi ahır yapmışlar.
Gazete bu haberi veriyor. "Bu ne insafsızlık" diyerek
Rumlara gönderme yapıyor.
Cami, aynı yıl, yani 1936'da CHP Hükümeti, tarafından
restore ediyor ve ibadete açıyor.
Rumların ahır yaptığı camiyi CHP
restore edip ibadete açıyor,
Tayyip Erdoğan "CHP camileri ahır yapmış. Ey Kılıçdaroğlu, buna cevap ver"
diyor.
********
Camiyi Atatürk ahır yapmış olsa, diktatör
dedikleri Atatürk'ün Cumhurbaşkanı olduğu bir dönemde, CHP'li Müze Müdürü bundan
şikayet edebilir mi, CHP'nin yarı resmi yayın organı gibi çıkan Cumhuriyet
gazetesi "Bu ne insafsızlık" diye başlık atabilir mi.
Neresinden baksan palavra olduğu hemen anlaşılan
bir iddia, daha doğrusu iftira.
********
Günümüzün CHP'li Belediye Başkanı Tunç Soyer ise şu anda
(Nisan 2012) bu caminin medresesini restore ettiriyor.
********
Adnan Menderes de aynı gazete kupürünü gösterip aynı
şeyleri söylemişti.
Tayyip Bey, iftiharla söylediği gibi, Menderes ve Özal'ın
izinden gidiyor.
********
Dinciler, "Din" uğruna gerçekleri hep ters yüz
ederler.
"Atatürk döneminde Kur'an yasaklandı, gizli gizli
kümeslerde okurduk, din adamları asıldı, camiler ahır yapıldı" gibi palavralar
bıkıp usanmadan tekrarlanır.
Ergenekon, Balyoz gibi sözde davalarda da kanıtlar tıpkı
bu ahır meselesi gibi palavra.
********
Özdemir İnce, Aydınlık gazetesine verdiği söyleşide şöyle
diyordu:
"Bu kadar
rezil, ahlaksız ve adi bir döneme tanık olmadım."
(Aydınlık, 5 Nisan 2012)
********
Başbakan açıkladı:
“Camiyi ahır
yaptılar.”
Nerede? İzmir
Seferihisar’da.
Ne zaman? 1936’da.
Atatürk zamanında mı? Atatürk
zamanında.
Kanıt? Belge gösterdi. 20
Nisan 1936 tarihli. Cumhuriyet
gazetesi.
“Bu ne
insafsızlık, Seferihisar’da tarihi cami ahır yapılmış”
başlıklı haberin kupürü.
O caminin bulunduğu köyün ismi,
Düzce... Küçücük, yemyeşil, şirin bi köydür. Eski adı, Hereke’ydi. Heraklia
antik kentinin üzerine kurulduğu rivayet edilir, ismi ordan gelirdi. Osmanlı
döneminde nüfusunun yüzde 60’ı 70’i Rum’du. İşgal sırasında neredeyse hiç Türk
kalmadı. Sene 1922, hoş gelişler ola, Yunan denize döküldü, Seferihisar
kurtuldu. Ufak ufak göç ettik, yeniden yerleşmeye başladık. Harabeydi. Galiba
60’lı yıllarda, adını Düzce yaptık. Sit alanıdır.
Şimdiiii... Gelelim
belgeye.
20 Nisan 1936 tarihli, Cumhuriyet
gazetesinde “Bu ne insafsızlık, Seferihisar’da
tarihi cami ahır yapılmış” başlıklı haber var
mı?
Var.
Peki haberin içinde ne
yazıyor?
Şu yazıyor...
“Seferihisar’ın
Hereke Köyü’nde bir cami tahrip edilmiş ve ahır haline getirilmiştir. Müze
müdürü, tahkikat yapmıştır. Verdiği malumata göre, kütüphane ve medresesi
vardır. Kütüphanesinden eser kalmamıştır. Evren oğullarından Kasım tarafından
inşa ettirilmiştir. Üstündeki Arapça yazıya göre, 641 yıllık olduğu
anlaşılmıştır. Osmanlı-Türk stilindedir. Tahribata rağmen, geriye kalan kısmı
muhafaza edilirse, kıymettir.”
Yani?
Camiyi ahır haline getiren, CHP
değil, işgal sırasındaki vandallıktı. Türk nüfusun seneler süren yokluğunda,
caminin insafsızca ahır haline getirildiğini tespit eden ve bu bilgiyi
Cumhuriyet gazetesine veren, bizzat, CHP’nin İzmir Müze
Müdürü’ydü.
(Antik bölge olduğu için, Müze
Müdürü tarafından tespit edildi... Cami ibadete açık olsaydı, 1936’da ahır
yapılsaydı, teee 1924’te kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından tespit
edilirdi. Diyanet’in haberi bile yoktu, çünkü, senelerdir cami olarak
kullanılmıyordu, ibadete kapalıydı. O nedenle, arkeolojik sayım yapan Müze
Müdürü tarafından bulundu.)
(Kaldı ki, İzmir’de camiyi ahır
yaptılar dedikleri dönemde... Diyanet İşleri Başkanı olan, Börekçizade Mehmet
Rifat Efendi “İzmir paye-i
mücerridi” unvanını
taşıyordu.)
Bu sonuca nereden varıyorsun
derseniz... 1936’da CHP tarafından ahır haline getirildiği iddia edilen o
köydeki camiyi, 1936’da, bizzat CHP cami yaptı da, oradan
varıyorum!
Kasım Çelebi
Camii...
Metruk halde bulundu. Sadece antik
ören yerlerinden araklanarak monte edilen sütun duvarı ayaktaydı. Revakları
temizlendi. Minaresi onarıldı. İbadete açıldı. İnanmayan, zahmet edip Düzce
Köyü’ne gitsin namaz kılsın, öyküsünü ahaliye sorsun.
Üstelik.
Kupürün başlığını gösterip, içinde
ne yazdığını anlatmayan iktidarlar, Menderes’ten Demirel’den beri
“İzmir’de
tarihi camiyi ahır yaptılar” sakızını çiğniyor
ama...
İzmir Seferihisar’daki o tarihi
caminin tarihi medresesini yeniden açmak da CHP’ye nasip
oluyor!
Seçimi ezici üstünlükle kazanan
CHP’li Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP tarafından ibadete açılmasına rağmen,
CHP tarafından ahır yaptırıldı denilen Kasım Çelebi Camii’nin medresesini
restore ettiriyor. Proje hazırlandı, Anıtlar Kurulu’na sunuldu, kabul edildi,
kaynak tahsis edilmesi için İl Özel İdaresi’ne başvuruldu, bugün yarın inşaatına
başlanacak.
Dolayısıyla...
Söz konusu kupürün sadece
“bu ne
insafsızlık” tarafı
doğrudur.
Mustafa Kemal Atatürk’ü camiyi
ahır yaptıran kişi olarak göstermek...
Hakikaten
insafsızlıktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder