28 Mayıs 2012 Pazartesi

Anayasa'da tek cümle yeter


PKK / BDP önderliğindeki Demokratik Toplum Kongresi çalıştay yapıyor.
"Demokratik Özerklik Çalıştayı"
BDP Eşbaşkanı Aysel Tuğluk çalıştayda söz alıyor:
"Yeni Anayasa'da tek cümle yeter"
diyor ve, o tek cümleyi şöyle açıklıyor:
"Yani Anayasa gerçekten yeni bir anayasa olacaksa, Kürtlerin statüsü sorunu mutlak surette çözüme kavuşturulmalıdır"
Aksi halde, yeni anayasa yapmanın ne gereği var?
 
                                                          (Cumhuriyet, 13 Mayıs 2012)
 
********
CHP ve MHP yönetimleri
"Mutlaka yeni bir anayasa yapmak lazım, yeni anayasa bir ihtiyaçtır"
deyip duruyorlar, ama yeni bir anayasanın niçin mutlaka gerekli olduğunu bir türlü söyleyemiyorlar.
İşte Aysel Tuğluk söyleyiverdi.
Ne diyecek şimdi Bay Kemal ve Bay Bahçeli?
 
Ne diyecekler, dikkatleri başka yönlere çekip uyutma taktiğine devam ediyorlar.
İşta aynı gün CHP ve MHP'nin uğraştığı konular:
                                                             (Milliyet, 13 Mayıs 2012)
 
CHP öneri yaptı: “Yeni Anayasa'da mahalle baskısına karşı önlem alınsın”
MHP öneri yaptı: "Vatandaşlarımız yargılanmak üzere  yabancı ülkeye verilmesin"
********
 
PKK / BDP, “Yeni Anayasa”nın niçin yapıldığını bilmektedir.
Oslo ve İmralı'da, Aysel Tuğluk'un açıkladığı o madde üzerinde mutabakata varılmıştı.
Beyaz Saray'ın dehlizlerinde Pentagon ve CIA kodamanları tarafından hazırlanan Bölünme Anayasası Oslo'da tarafların önüne konulmuştu.
15 Mayıs günlü Aydınlık köşe yazısında Doğu Perinçek diyor ki:
“Yeni Anayasa, aslında o tek cümle içindir. Geri kalanı hikâyedir. Türkiye’de bunu bilmeyen yok.
Ama CHP ve MHP, kendilerine verilen rolün gereği bilmiyormuş gibi yapıyorlar."
 
********
 
Anayasa, işte bu "Tek Madde" için, yani "Bölünmeye Özgürlük" için yapılmaktadır.
CHP ve MHP, bu "Tek Madde"yi binbir maddelik özlemler ve dilekler arkasında saklamaktadırlar.
 
CHP: "Mahalle baskısına karşı önlem alınsın" maddesini Yeni Anayasa'ya sokmak için teklif veriyor.
Millet "Bakın memlekette mahalle baskısı bile kalmayacak" dolduruşuna getirilirken, ülkenin ve milletin bölünmesi o "Tek Madde" ile Anayasa hükmü haline getiriliverecektir.
CHP ve MHP'nin Yeni Anayasa için yaptıkları tüm öneriler, o "Tek Madde"yi milletin gözünden kaçırma girişimidir.
 
********
 
Aritmetik sorunu yok
Meşruluk sorunu var
 
Yeni Anayasa yapıp Meclis'ten geçirmek için AKP ve BDP (PKK) oyları yeterli.
CHP içindeki bölücü ve Fettoşçu Milletvekilleri de her an takviyeye hazır.
 
Peki AKP niçin CHP ve MHP'yi işin içine katmak için "Uzlaşma Komisyonu" kuruyor?
Çünkü, eğer muhalefet (CHP ve MHP) Anayasa çalışmalarına katılmaz ve Yeni Anayasa yapılmasına karşı çıkar iseler, AKP ve BDP (PKK)'nin yapacakları Anayasanın meşruiyet sorunu olacaktır.
AKP'nin bütün çabası, CHP ve MHP'yi suça ortak etmek, çıkaracakları Bölünme Anayasası'na meşruiyet kazandırmak  içindir.
 
********
 
"Hep beraber Yeni Anayasa yapalım" diye Uzlaşma Komisyonu kurarsanız, her şeyden önce AKP'nin Anayasa yapabilecek ehliyette demokrat, meşru ve yurtsever bir parti olduğunu kabul ediyorsunuz demektir. Millete verilen mesaj budur.
 
Halbuki AKP lideri, "ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi Eşbaşkanı" olduğunu, bu görevin ona verildiğini, ve bu görevi yaptığını söylemektedir.
Başka bir devletin projesinde görev alan bir parti, meşruiyetini kaybetmiş demektir.
Böyle bir partinin Anayasa yapabileceğini kabul ederseniz, Tayyip Bey'in Eşbaşkanlığının da kanunlarımıza uygun ve meşru olduğunu kabul ediyorsunuz demektir.
 
Anayasa Mahkemesi'nin "Laiklik karşıtı eylemlerin odağı" olduğuna karar verdiği AKP'nin laik bir Anayasa yapabileceğini kabul etmiş olursunuz.
 
12 Eylül referandumunda yargıyı hükümetin denetimi altına alarak kuvvetler ayrılığı prensipini, yani demokrasiyi yok eden AKP'nin demokratik bir Anayasa yapabileceğini önceden kabul etmiş olursunuz.
Hem de Tayyip bey "Bu maddeler halkın oyu ile kabul edilmiştir, asla dokundurmam" dediği halde.
Bu maddeler aynı şekilde Yeni Anayasa'ya konulursa, diğer maddeler ne olursa olsun, bu bir Diktatörlük Anayasası olacaktır.
 
Bütün bunları meydanlarda millete anlatıp bu nedenlerle AKP'nin yapacağı Anayasanın meşru olmayacağını açıklamanız gerekirken, kuzu kuzu Uzlaşma Komisyonu masasına oturmanız, AKP'ye koltuk değnekliği yapmaktan başka bir şey değildir.
 
Bütün bunlara rağmen hala masa başında oturmanız, AKP'nin çıkaracağı Anayasayı kabul edeceğiniz anlamına gelir.
"Efendim ben şu şu maddelere itiraz ettim, yetmişsekizinci oturumda masadan kalktım" demenizin hiçbir anlamı yoktur.
Zaten itiraz edeceğinizden kuşkulanılan Anayasa Başlangıç Maddelerinin konuşulmasını AKP en sona bırakmış, Anayasa yazımına Anayasa'nın ortasından başlamıştır.
Bu, dünyada eşi benzeri görülmemiş bir soytarılıktır.
 
Sonuçta siz masadan kalksanız bile "Yeni Anayasa'nın bir kısmını CHP ve MHP ile ortaklaşa yaptık, bir kısmını da AKP olarak biz yaptık, Meclis oyladı kabul etti" olacak.
Bu noktadan sonra çıkıp nasıl "Ben bu Anayasa'yı kabul etmiyorum" diyebileceksiniz?
Ama, en baştan "Yeni bir Anayasa yapılmasını kabul etmiyorum, bugünden gayrımeşru ilan ediyorum, yaparsanız milletin isyan hakkı doğar" derseniz, millet sizin tutarlı olduğunuzu zaman anlar.
Tehlikeyi o zaman görür.
Şimdi sayenizde millet tehlikeyi görmüyor. Hep birlikte demokratik anayasa yapıyor görüntüsü veriyorsunuz.
 
Gerçekte, Yeni Anayasa ABD'de çoktan yapılmış, Oslo'da AKP ve PKK tarafından onaylanmıştı.
CHP ve MHP, işte zaten yazılmış olan bu Anayasanın oyuncusu olmayı kabul etmişlerdir.
 
********
 
Doğu Perinçek, yazısını şu soruları sorarak bitiriyor:
 
MHP’ye ve CHP’ye tekrar soruyoruz ve cevap alana kadar sormaya devam edeceğiz:
-*- Avrupa Özerklik Şartı, Meclis tarafından kabul edilirse,
-*- Türk Milleti kavramı yerine TC vatandaşlığı kabul edilirse,
-*- "Devletin ve toplumun temel düzenlerinin din esasına dayandırılmayacağı" hükmü Anayasadan kovulursa,
-*- Atatürk Milliyetçiliği Anayasadan atılırsa,
“Yeni Anayasa”yı meşru sayacaklar mı?
 
********

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder