4 Aralık 2012 Aydınlık
Balyoz’dan 18 yıla mahkum edilen ve 2,5 yıldır Hasdal'da hapiste
olan Gölcük Donanma Komutan Yard. Tümamiral Çetin’in ailesi Kocaeli'nde
yaşadıkları evin kapısını Aydınlık’a açtı:
‘Akdeniz’de ABD ve İsrail’e direndiği için mahkum oldu’
Deniz Kuvvetleri, 2000’lerin başında ABD ve İsrail’in Kıbrıs’ta
petrol aramasına karşı çıktı. Karşı çıkanların başında da Balyoz tertibinden
tutuklanan Tümamiral Ali Semih Çetin vardı. Serdar Çetin, ‘Ağabeyim bunun
bedelini ödüyor’ dedi
Darbeden
sonra tutuklanacak subayların listesini hazırladığı, PKK’lıların ordu içinde
yükseltilmesine yardımcı olduğu gibi saçma sapan suçlamalar yapıldı.
Serdar
Çetin, kardeşinin neden bu davaya dahil edildipğini şöyle açıkladı:
“Güney Kıbrıs’ta petrol arama işi 2000’lerin
başında uluslararası ihaleye çıktı. Fakat Deniz Kuvvetleri’nin göstermiş olduğu
tepkiden dolayı dünyadaki hiçbir kuruluş bu ihaleye iştirak edemedi.
Amerikalılar, İsrailliler, Lübnanlılar hiçbirisi cesaret edemedi. Deniz
Kuvvetleri’nin tepkisinde öncü olanlardan biri de ağabeyimdi. Şimdi bunun
bedelini ödüyor. Ve bu ülkeler, Kıbrıs’ta petrol ve doğalgaz çıkarması
işlemlerine başlamış durumda.”
Serdar Çetin, Sessiz Çığlık eylemine katılarak dava sürecini
protesto etmek için her Cumartesi İstanbul’dan Gölcük’e geliyor.
‘Deniz
Kuvvetleri, Karadeniz’i kapalı tuttuğu için hedefte’
"Karadeniz’de Ukrayna ve Rusya ile en etkili
ileti ortak işbirliğini savunan Deniz Kuvvetleri’dir. Karadeniz’de yabancı
ülkelerin donanmalarının bulunmaması Karadeniz’de yer alan ülkelerin dostluk
anlaşmaları üzerinde görüş bildiren yine Deniz Kuvvetleri. Neticede Deniz
Kuvvetleri hedeftedir.”
‘Mahkeme
raporları dikkate almadı’
"2000’e yakın subayı bir CD ile tasfiye
ediyorsunuz. İçinde imzalı belge yok konuşma kaydı yok. Bir tane CD var. Onunla
ilgili 1500 adet sahtelik tespit edilmiş. 23 bilirkişi raporu gelmiş,
Türkiye’nin en saygın üniversiteleri, uluslarası kuruluşlar ‘Bu CD’ler sahtedir’
diye bağırıyor. Hiçbiri dikkate alınmadı.”
‘13 Aralık’ta biz de Silivri’deyiz’
Tümamiral
Çetin’in eşi Nilüfer Çetin, Ergenekon, Balyoz ve Oda TV gibi davalarının bir
bütün oluşturduğunu ve ortak mücadele edilmesi gerektiğini söyledi:
"İlk referandum sonucundan sonra bunun başımıza geleceğini
biliyorduk. Evet çıkmasıyla yargıda daha da örgütlenildi, Balyoz Davası
başlamadan iki gün önce mahkeme başkanı değişti. Daha önce tutuklama kararını
kaldıran hakimler görevden alındı. Bu arada MİT ile ilgili bir konu oldu, sayın
başbakan bir gecede yasa çıkardı, onları korudu. Ama bizim eşlerimizin arkasında
kimse kalmadı.”
‘Onları yargılayacak gençler geliyor’
Lise
öğrencisi Simay Çetin 2,5 yıldır babasından ayrı.
“Başımıza
gelenlerden dolayı güçlendiğimi düşünüyorum. Sonuçta haksızlıkla mücadele
ediyorsunuz ve güçlü bir duruş sergilemiş oluyorsunuz. Babamın bizi yetiştirme
şekli de buydu. Susmakla bir şey elde edemezsiniz. Ne kadar anlatırsanız ve
sesinizi duyurursanız bilinçli insanlar o kadar artıyor. Orduyu tasfiye etmiş olabilirler. Ancak genç bir nesil var ve
ileride bunları yapanları da yargılayanlar onlar olacak.” “29
Ekim ve 10 Kasım’da toplanan kalabalıklar bana güç verdi. Yalnız olmadığımı
hissettim”
Kardeşi Serdar,
kızı Simay ve eşi Nilüfer
Bir ihanetin Öyküsü... Her satır, her sayfa insanın sadece beynine değil tüm hücrelerine işliyor! Nedenmi? Bizler için kendi hayatlarından vazgeçmiş Çok Değerli ve Şerefli Türk Subaylarımızın en sevdiklerine devlet tarafından yapılan işkence ye engel olamayan bir orduya ve halka sahibiz! Bunun içindir ki ben önce kendimden daha sonra buna fırsat verenlerden utanıyorum....
YanıtlaSil