"Anayasa'dan Türk tanımını çıkaracağız"
Ali Babacan'ın (DEVA Partisi) ve Kılıçdaroğlu'nun (CHP) açıklamalarına diğerlerinden itiraz gelmediğine göre, Altılı Masa'nın tümünün amacı budur.
Ayrıntılı bilgi için bakınız.
6'lı Masa: Atatürk diktatör - Tarikatlara özgürlük -
Türk tanımı Anayasa'dan çıkarılacak
+++
İktidarının ilk yıllarında AK Parti, MHP, CHP ve HDP (PKK) ile birlik olmuş, ve bu partiler Türk tanımını Anayasa'dan çıkararak "Yeni Anayasa" yapmaya soyunmuşlardı.
"Türk etnik bir tanımdır. Türkiye'de Türk, Kürt, Arap gibi bir çok etnik topluluk yaşamaktadır. Onun için 'Türk Milleti' tanımı Yeni Anayasa'da olmayacak."
diyorlardı.
Vatan (o zaman İşçi) Partisi, bu bölücü - gerici sözde Yeni Anayasa girişimine karşı yurt çapında toplantılar düzenledi, bu girişimin propagandasını yapan Akil Adamlar'ın toplantılarını bastı, önce Milli Anayasa Hareketi'ni, sonra Milli Merkez'i kurdu ve bu hain girişimi engelledi. AK Parti - MHP - CHP - HDP masasını dağıttı.
Atatürk'ün Türk Milleti tanımı ve bu 4 partinin girişimine Doğu Perinçek'in yanıtı için bakınız:
AKP, CHP, HDP (PKK): Yeni Anayasa'da Türk Milleti olmayacak
+++
Sonra FETÖ ve PKK (yani ABD) ile arası açılan Tayyip Erdoğan BOP Eşbaşkanlığı'ndan istifa ederek PKK'yı hendeklere gömmeye başlayınca, Türk tanımını Anayasa'dan çıkarma projesinden de istifa etti. MHP de ona katıldı.
CHP, HDP (PKK) ve FETÖ şimdi Altılı Masa'nın da katılımıyla projeyi devam ettiriyor.
+++
Nazım Hikmet'in 1954 yılında Budapeşte Radyosu'ndan yayınlanan "Türk Milleti'ni hiç bir güç yok edemeyecek" açıklaması eskiden AK Parti - MHP - CHP - HDP masasına verilmiş olan güçlü bir yanıttı.
AK Parti ve MHP'nin Türk tanımını Anayasa'dan çıkarma projesinden istifa ettiği günümüzde, Nazım Hikmet'in bu açıklaması Altılı Masa + HDP + FETÖ ittifakına karşı güçlü bir yaylım ateş olmaktadır.
Konu ile ilgili 18 Kasım 2012 tarihli yazımı yeniden veriyorum.
PKK, Talabani aracılığıyla Erdoğan'a hangi mesajı gönderdi,
Erdoğan Talabani'ye ne yanıt verdi.
Nazım Hikmet Budapeşte Radyosu'nda ne söyledi.
Ayrıntılar aşağıda:
+++
Nazım Hikmet 60 yıl önce süreci saptamıştı
18 Kasım 2012
"Yeni Anayasa" yutturmacası altında "Türk Milleti" devletin bütün temel belgelerinden siliniyor.
Budapeşte Radyosu'ndan yayınlanan söyleşinin tam metni:
Milletvekili yemininden "Atatürk" ve "Türk Milleti"ni çıkarmayı öneren AKP, Anayasa'dan da "Türk" ve "Türk Milleti"ni çıkarmaya hazırlanıyor.
xxx
PKK, Talabani vasıtasıyla Tayyip Bey'e öneri yapıyor:
"Genel af çıkar, vatandaşlık tanımını yeniden yap,
"Türk" sözcüğünü Anayasa'dan çıkar"
"Türk" sözcüğünü Anayasa'dan çıkar"
Irak'ın İki Numaralı Bölücübaşı Talabani, Milliyet gazetesinden Hasan Cemal'e anlatıyor:
"Geçen yıl Eylül ayında BM Genel Kurulu sırasında Tayyip Erdoğan'a dedim ki: "PKK bana geldi, silah bırakmaya hazır olduğunu söyledi. Bunun için 2 koşulu var: Biri genel af, öteki Anayasa'daki vatandaşlık tarifinin yeniden yapılması ve "Türk" sözcüğünün Anayasa'dan çıkarılması." Erdoğan bana genel affın kolay olmadığını, kamuoyunun buna hazır olmadığını söyledi. Bu arada bir noktaya değindi. Kendisinin milliyetçi değil, Müslüman olduğunu belirtti."
Tayyip Bey,"Milliyetçi değilim, Müslümanım" demekle PKK'nın talebi olan Türk sözcüğünün Anayasa'dan çıkarılmasına itirazı olmadığını belirtmiş oluyor.
Bu sadece PKK'nın değil, aslında Amerika'nın isteği. Amerikalıların Yeni Anayasa ile bu kadar ilgilenmelerinin nedeni de bu. Türk sözcüğü çıkarılınca federasyon yolu açılacak, Büyük Kürdistan projesi yolunda dev bir adım atılmış olacak.
xxx
Ve işte, şimdi de uygulama başlıyor.
Fethullah'ın "Ulusalcı (milliyetçi) dalgayı aşma" ve Davutoğlu'nun "Ulusalcılıkla (milliyetçilikle) hesaplaşma" niyetlerinin kaynağı da böylece bir kere daha ortaya çıkmış oluyor.
Söylemeye gerek yok ki, BDP bu konuda AKP'ye tam destek veriyor.
"Masadan kalkmayacağım" diye Yeni Anayasa oyununa figüranlık yapan CHP ve MHP de dolaylı destek veriyorlar.
xxx
Türk Milleti'ni ortadan kaldırma girişimi ABD ile ikili anlaşmalar yapılmaya başlanması ve NATO'ya girilmesi ile başladı.
Bu süreci 60 yıl önce Nazım Hikmet şöyle tespit etti:
Ülkenin ABD sömürgesi haline çevrilmesi
ve NATO'ya girilmesi bir terör eylemi idi.
Bu terör şu veya bu sınıfa karşı değil, şu veya bu siyasi görüşe karşı değil, doğrudan doğruya Türk Millleti'ne karşı yapılan bir terördü, Türk Milleti'ni imha etmek için yapılan bir terördü.
Bu terör şu veya bu sınıfa karşı değil, şu veya bu siyasi görüşe karşı değil, doğrudan doğruya Türk Millleti'ne karşı yapılan bir terördü, Türk Milleti'ni imha etmek için yapılan bir terördü.
Bu terörü yapanlar mürtecilerdi (gericilerdi), bunlar Kemalizm prensiplerine düşman idiler, Kemalizm'i inkar etmişlerdi, bunlar vatan haini idiler.
Nazım Hikmet, 1954 yılında Budapeşte Radyosu'nda yayımlanan söyleşisinde işte böyle diyordu.
Ulusal Kanal ekranlarından, Nazım'ın kendi sesinden izleyelim:
http://www.youtube.com/watch?v=m4LQOQkCJ28Aydınlık, 18 Kasım 2012
Nazım Hikmet :Budapeşte Radyosu'ndan sesleniş, 1954 :
"Kemalizmi inkar etmişlerdir, bunlar vatan hainidir"
Budapeşte Radyosu'ndan sesleniş, 1954 :
"Kemalizmi inkar etmişlerdir, bunlar vatan hainidir"
“Bugün yapılan terör, Türk Milleti'ne karşıdır”
"Her şeye rağmen Türk Milleti yaşayacaktır"
"Her şeye rağmen Türk Milleti yaşayacaktır"
Aydınlık, 29 Ekim 2011
Şu 1954 senesinde Türkiye'de kime mürteci (gerici) derler,
kime inkilap düşmanı derler,
kime "Kemalizm prensiplerinin can düşmanı" derler?
kime "Kemalizm prensiplerinin can düşmanı" derler?
"Arapça ezan okutmaya taraftardır.
Bu adam mürteci midir, değil midir?"
Bu, bugünün meselesi değildir.
Bugünün meselesi:
Kim Türkiye'yi Amerikalılara satmış
ve satmakta devam etmektedir?
Kim Türkiye'nin milli sanayisini mahvetmiş
ve mahvetmekte devam etmektedir?
Kim Türkiye köylüsünü ve işçisini müstemleke kölesi
haline getirmiş ve getirmekte devam etmektedir.
İşte bunlar mürtecidir
Kim bizim eve hırsızı sokmuşsa
ve kim bizim evde bizi bu hırsıza hizmetçi yapmışsa,
mürteci olan odur.
Kemalizmin prensiplerine düşman olan odur,
vatan haini olan odur.
Bunlar Kemalizmi inkar etmişlerdir, bunlar vatan hainidir.
Bunların haricinde kalan insanlar,
dini kanaatleri ne olursa olsun,
vicdani kanaatleri ne olursa olsun,
hangi siyasi partiye mensup olurlarsa olsunlar,
vatanını seven insanlardır.
Ve bugünün şartları içinde ileri Türk insanlarıdır.
Bugün yapılan terör bu veya şu partiye karşı değildir.
Bugün yapılan terör şu veya bu kanaate karşı değildir,
şu veya bu sınıfa karşı değildir.
Bugün yapılan terör, Türk milletine karşıdır.
Ve Türk milletini imha etmek için,
yok etmek için yapılan terördür.
Türk milleti yok olmaz.
Binaenaleyh her şeye rağmen, Türk milleti yaşayacaktır.
Ve her şeye rağmen biz, 2. Millî Bağımsızlık Savaşı'ndan muzaffer çıkacağız.
Moskova'daki mezarı
Türkiye'deki insanlar vicdani kanaatleri ne olursa olsun,
hangi partiye mensup bulunurlarsa bulunsunlar,
-- Türkiye'nin milli bağımsızlığından yanaysalar,
-- Türkiye'den Amerikan hâkimiyetinin defolup,
Türkiye sanayisinin gelişmesinden yanaysalar,
-- Türkiye'nin tarihinin eski şerefiyle devam etmesinden yanaysalar
-- yani bir Türk haysiyetini ve şerefini taşıyorlarsa,
en ileri insanlardır,
hangi kanaate mensup olurlarsa olsunlar.
+++
Nazım Hikmet:
Şu 1954 senesinde Türkiye'de kime mürteci derler, kime inkilap düşmanı derler, kime -şu bizim Türkiye'deki tabiriyle- Kemalizm prensiplerinin can düşmanı derler? Bunları anlamak lazım. Şimdi, benim kanaatime göre, Türkiye'deki bugün en büyük mesele yurt meselesidir. Evimizin meselesidir. Evimizin bağımsızlığı meselesidir... Bir defa, her şeyden evvel bizim kendi evimizde, o evin sahibi gibi yaşamamızdır. Kim bizim eve hırsızı sokmuşsa ve kim bizim evde bizi bu hırsıza hizmetçi yapmışsa, mürteci olan odur. Kemalizmin prensiplerine düşman olan odur, vatan haini olan odur. Yani demek istiyorum ki, Arapça ezan okutmaya taraftardır. Bu adam mürteci midir, değil midir? Bu, bugünün meselesi değildir.
Bugünün meselesi: Kim Türkiye'yi Amerikalılara satmış ve satmakta devam etmektedir? Kim Türkiye'nin milli sanayisini mahvetmiş ve mahvetmekte devam etmektedir? Kim Türkiye köylüsünü ve işçisini müstemleke haline getirmiş ve getirmekte devam etmektedir. İşte bunlar mürtecidir.
Bunlar Kemalizmi inkar etmişlerdir, bunlar vatan hainidir.
Bunların haricinde kalan insanlar, dini kanaatleri ne olursa olsun, vicdani kanaatleri ne olursa olsun, hangi siyasi partiye mensup olurlarsa olsunlar, vatanını seven insanlardır. Ve bugünün şartlan içinde ileri Türk insanlarıdır.
Bu bakımdan yine tekrar ediyorum. Türkiye'deki insanlar vicdani kanaatleri ne olursa olsun hangi partiye mensup bulunurlarsa bulunsunlar, Türkiye'nin milli bağımsızlığından yanaysalar, yani daha açık konuşalım, eğer Türkiye'den Amerikan hâkimiyetinin defolup, Türkiye sanayisinin gelişmesinden yanaysalar, Türkiye'de hayatın ucuzlamasından yanaysalar, Türkiye'nin tarihinin eski şerefiyle devam etmesinden yanaysalar yani bir Türk haysiyetini ve şerefini taşıyorlarsa, en ileri insanlardır, hangi kanaate mensup olurlarsa olsunlar.
Spiker :
Peki, bu Türk idarecilerinin, Türkiye'de yarattıkları bu terör havası milli bağımsızlık ve barış savaşını durdurmuş mudur?
Nazım Hikmet:
Halkları mahvetmek kabil değildir. Teşekkül eden bir millet, yaşayan bir millet, ölmez. Türk milleti denilen bir millet Türkiye halkı denilen bir halk.
Bu halkın yok olması imkânsızdır. Ha! Ne demek istiyorum? Yani bugün yapılan terör bu veya şu partiye karşı değildir. Bugün yapılan terör şu veya bu kanaate karşı değildir, şu veya bu sınıfa karşı değildir.
Bugün yapılan terör, Türk milletine karşıdır.
Ve Türk milletini imha etmek için, yok etmek için yapılan terördür.
Türk milleti yok olmaz.
Binaenaleyh her şeye rağmen, Türk milleti yaşayacaktır.
Ve her şeye rağmen biz, 2. Millî Bağımsızlık Savaşı'ndan muzaffer çıkacağız.
+++
Nazım Hikmet 60 yıl önce süreci saptamıştı
+++
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder