döşenmiş. Savunma bahanesiyle iki palavrasını yinelemiş.
Birincisi örtülü ödenek iftirası. Özetle şöyle diyor:
"Binde bir oy oranı olan bir partinin Digitürk'e girmek için gereken
500 bin doları bulması, benim gibi çok sayıda insanı da düşündür-
müş, kafalarda soru işaretleri bırakmıştı.
Aynen şöyle demiştim:
'Ortaya bir sürü söylenti çıkıyor. Bazıları 500 bin doların Ulusal
Kanal'a Vatan Partisi güçlensin diye örtülü ödenekten verildiğini
bile iddia ediyorlar.'
Ben, yazımda örtülü ödenek konusunda sadece bir söylenti ve
iddiadan söz ediyorum. Bu iki sözcüğü de özellikle kullanıyorum"
Bakınız:
+++
Çölaşan, aptala yatıp anlamazlıktan geliyor.
O iki sözcüğü kullanman, söylediğin yalanı mazur göstermez.
Bir kere, böyle bir söylenti ve iddia ortada yok. Hiç bir kişi veya
kurumdan böyle bir iddia duymadık. Yalnızca senden duyduk.
Demek ki bu söylentiyi kim olduğunu söyle(ye)mediğin "bazıları"
değil, sen kendin çıkardın.
Ayrıca, velev ki böyle bir söylenti duydun diyelim. Bir gazeteci
olarak ilk yapman gereken şey "düşünüp" kafanda soru işareti
yaratmak ve bunu yazmak mıdır? Hayır. Bir gazeteci, yazmadan
önce araştırır. Ne yapman gerekirdi? Bir telefon açman yeterliydi.
Konuşma şöyle geçecekti:
-Alo, ben Çölaşan. Orası Ulusal Kanal mı?
-Evet buyurun.
-Kardeşim bu 500 bin doları nasıl buldunuz, bir çok söylenti var.
Örtülü ödenekten verildiği bile söyleniyor.
-Sayın Çölaşan, bekleyin sizi aldıralım, GÖREV VAKFI'na misafir
edelim, yapılan bağışların dekontlarını, banka hesap cüzdanımı-
zı ve bağışlanan taşınmazların tapularını gösterelim. Siz de bu
parayı nereden bulduğumuzu görün.
Ama yok. Arayıp sormadan yazdı. Niçin Ulusal Kanal'ı arayıp
sormadı? Çünkü aslında Çölaşan paranın nasıl bulunduğunu
bal gibi biliyor. Eğer bizi arayıp sorsa, dekontları görse, o zaman
bu yazıyı yazamayacaktı. Ama yazması gerekiyordu. Çünkü bu
iftirayı yazmakla görevliydi. Görevi veren makamı herkes biliyor.
O makam, "Muhalefeti örgütleyip Tayyip'i devireceğiz" diye açık
açık dünyaya ilan eden Okyanus ötesi emperyalist merkezdir.
Bu yüzden, "Ben iddia dedim" diyerek temize çıkamaz.
Bu yaptığı gazetecilik değil,
Amerika'nın tetikçiliğidir.
Ayrıca:
ULUSAL KANAL'ın 1,700 ortağı var.
Her ay düzenli bağış yatıran 17,000 küsur kayıtlı gönüllüsü var.
Maaşlar nasıl ödeniyor sanıyorsunuz?
Sahibi kapitalist holdingler değil, halkımız..
Çölaşan bunları bilmez mi? Bilir. Bilmiyorsa nasıl gazeteci?
+++
Diğer palavrası şöyle:
Önceden sol bildiği, hatta bazılarının komünist bilip çok kızdığı
Vatan Partisi, 180 derece dönüp iktidarın destekçisi olmuş.
Muhterem zat Vatan Partisi'nin 52 yıldır aynı yerde durduğunu,
yer değiştirenlerin başka güçler olduğunu bilmez mi? Bilir.
Ama dediğimiz gibi, maksat gazetecilik değil, tetikçilik.
Olaya yalnızca AKP - Vatan Partisi (VP) açısından bakalım.
1-
VP 50 yıldır ABD emperyalizmine karşı durmaktadır.
AKP, 2002 yılında ABD'nin yardımıyla iktidara geldi.
2014 yılından sonra ABD ile araları bozuldu.
ABD, AKP'ye karşı 3 darbe girişimi yaptı.
RAND Raporu ve Biden "Muhalefeti birleştirip Tayyip'i devireceğiz"
diye açıkça ifade ediyor.
Demek ki 180 derece dönen VP değil, AKP imiş.
Tayyip'i devirmek için Biden muhalefetine yani ABD cephesine
katılsaydı, asıl o zaman VP 180 derece dönmüş olurdu.
Hiç bir kuvvet VP'yi Biden cephesi içinde PKK'nın uzantısı HDP
ile yan yana getiremez.
VP, ABD'ye karşı konumunda durmaya devam etmektedir.
2
VP 30 yıldır FETÖ ile mücadele ediyor.
AKP, iktidarı paylaştığı FETÖ'nün VP kadrolarını ve Komutanları
Silivri'ye kapatan Ergenekon kumpaslarına katıldı.
AKP ile ABD'nin arası açılınca, ABD, esas kadrosu (yani Gladyo)
olan FETÖ aracılığı ile AKP'ye karşı 3 darbe girişimi yaptı.
Bunun üzerine AKP, FETÖ ile mücadeleye başladı.
Demek ki 180 derece dönen VP değil, AKP imiş.
Tayyip'i devirmek için Biden cephesi içinde FETÖ ve HDP (PKK)
ile birlik olsaydı, asıl o zaman VP 180 derece dönmüş olurdu.
VP, FETÖ karşıtı konumunda durmaya devam ediyor.
3
VP 45 yıldır PKK ile mücadele ediyor.
AKP, FETÖ ile iktidarı paylaştığı dönemde ABD'nin BOP Eşbaşkanı
olduğunu açıklamış, PKK ile Açılım sürecini başlatmıştı.
O süreçte CHP ve kendilerini sol zannedenler (sahte sol) Açılım'a
destek vermiş, Kılıçdaroğlu "Dışarıda yapmayın, getirin Meclis'te
görüşelim" diyerek bu şerefe (!) ortak olma niyetini açıklamıştı.
BOP'a, dolayısıyla Açılım'a bir tek VP karşı çıkmış, Akiller denilen
PKK borazancılarının toplantılarını basmış, PKK sorununun ancak
silahlı mücadele ile çözülebileceğini açıklamıştı.
Daha sonra ABD ile arası açılan AKP, PKK'yı hendeklere gömmeye
başlayınca sahte sol bunu "Saray Savaşı" olarak nitelemişti.
Demek ki 180 derece dönen VP değil, AKP imiş.
Vatan Savaşı'na karşı çıkıp "Saray Savaşı" diyerek PKK'nın yanında
yer alsaydı, asıl o zaman VP 180 derece dönmüş olurdu.
VP, PKK'ya karşı silahlı mücadele konumunda durmaya devam ediyor.
4
VP 50 yıldır Atlantik (NATO, ABD, AB) köleliğine karşı çıkmaktadır.
1996 - 2000 - 2004 yıllarında Avrasya Konferansları düzenleyerek
Türkiye'nin yerinin Asya olduğunu ilan etmişti İşçi (Vatan) Partisi:
Şimdi AKP, Asya Çağı'nı ilan etmektedir. Hem de BM Kürsüsü'nden:
Ne yapmalıydı VP? AKP Asya'yı işaret ediyor diye 50 yıllık görüşünden
dönüp Biden muhalefetinin (CHP-İYİ-HDP-Saadet- Gelecek-DEVA)
temsil ettiği Atlantik saflarına mı katılmalıydı? Kılıçdaroğlu gibi "Bizi
Batı'dan koparıp Asya'ya sokmak isterseniz, buna karşı ölümüne müca-
dele ederiz" mi deseydi? Asıl o zaman VP 180derece dönmüş olurdu.
VP, Atlantik karşıtı, Avrasya yanlısı konumda sabit durmaktadır.
+++
Çölaşan diyor ki:
"Vatan Partisi son yıllarda ilginç bir çizgi değişikliği yaptı."
Yukarıda gördük ki Vatan Partisi Atlantik karşıtlığı, Avrasya yandaşlığı,
PKK ve FETÖ karşıtlığı konularında, yani en temel konularda sabit
durmaktadır. Buralarda bir çizgi değişikliği yok.
"Ve AKP-MHP ortaklığının en büyük yandaşı, destekçisi oldu."
+++
Arkadaş, siz de AKP gibi 180 derece dönün:
Atlantik'e (NATO - ABD - AB) tavır alın,
Asya'ya dönün yüzünüzü, "Şangay İşbirliği Örgütü'ne girelim" deyin,
Atlantik'in düşman olduğu ülkelere Atlantik ile birlik olup düşmanlık
yapmaktan vazgeçin, o ülkeleri (Rusya, Çin, Orta Asya Türk ülkeleri)
diktatörlük olarak nitelemekten vazgeçin,
"Atlantik saldırısına karşı S-400 alalım, kullanalım" deyin,
"Açılım yanlıştı, PKK sorunu ancak silahla halledilir" deyin,
"HDP kapatılsın" deyin, HDP ile ittifaktan vazgeçin,
PKK ile işbirliği yapan HDP'li belediyelere kayyım atanmasına karşı
çıkmaktan vazgeçin,
Kaçırılıp PKK'ya teslim edilen çocuklarını HDP'den geri isteyen
analara destek verin,
"Kıbrıs'ta federasyon olmaz, KKTC'yi dünyaya tanıtalım" deyin,
ABD'ye direnen Sosyalist Maduro'ya hakaret etmekten vazgeçin,
PKK'nın Suriye kolu PYD için "Terörist değil, vatanını kurtarmak
için savaşıyor" demekten vazgeçin.
Kavala'ya, Demirtaş'a, PKK ve FETÖ'den mahkum olanlara özgürlük
istemekten vazgeçin,
Davutoğlu, Babacan, Gül gibi "ABD'nin Adamları" ile birlikte hareket
etmekten vazgeçin,
O zaman biz de AKP'ye karşı gerçek bir milli
muhalefet hareketi oluşturmak için sizlerle bir
araya gelelim.
+++
AKP'nin destekçisi olmadığımızı defalarca açıkladık.
Cumhur İttifakı içinde olmadığımızı söylemekten yorulduk.
Siz yukarıda listelediğimiz konularda 180 derece dönmedikçe, Vatan
Partisi AKP-MHP iktidarına karşı tek başına milli muhalefet olarak
kalmaya devam edecektir.
(Tıpkı Rusya Federasyonu Komünist Partisi'nin Amerikancı Navalnıy
hareketine katılmayıp Putin'e karşı milli muhalefeti temsil ettiği gibi)
Hiç bir kuvvet Vatan Partisi'ni ABD destekli muhalefete dahil edemez.
+++
arşiv:
Bilmez ki vermeyi Çölaşan. İşte ellerimiz, ellerimizi veriyoruz.
SÖZCÜ ve Çölaşan, yalan ve iftiraları nedeniyle yargıda hesap verecek
ULUSAL KANAL Digiturk dahil tüm mecralarda
+++
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder