20 Mart'ta Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal'ın görevden
alınması ve bu nedenle 22 Mart günü döviz fiyatının artması
üzerine Meral Akşener, hükümete "Atlantik'e teslim ol" çağrısı
yaptı. İşte o çağrı:
"Gel, Türkiye'yi fakirleştiren değil, zenginleştiren bir dış politika
izlemeye bugünden itibaren başla. İhracatımızı artıracak en
önemli faktör, AB ülkeleriyle daha fazla entegre olmaktır."
+++
Londra ve New York'un kan emici faiz ilahları Berat Albayrak'ın
kellesini aldıktan sonra Merkez Bankası Başkanı yapılan Naci
Ağbal'ın faiz artırma siyasetinden çok memnun kalmışlardı.
Berat Bey'in görevden alınması konusu için bakınız:
Ağbal görevden alınınca ilahlar Asya borsalarından TL'ye operas-
yon çektiler ve 22 Mart'ta döviz yükseldi.
+++
İYİ Parti'den istifa eden Prof. Dr. Ümit Özdağ bakın neler diyor:
"Naci Bey döneminde alınan kararlar görece bir istikrar sağlamışken,
şimdi Pazartesi'den itibaren yeni bir istikrarsızlık dalgası ekonomiyi
vuracak"
Video kaydı 43 saniye:
Evet, Akşener gibi Özdağ da Türkiye'ye Atlantik gözlükleri ile bakıyor.
Atlantik'in istediği iç ve dış politikayı uygularsak istikrar sağlanır.
Bu durumda İYİ Parti, CHP, DEVA ve GELECEK'ten ne farkın kaldı?
+++
CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak, dövizin fırlaması üzerine konuştu:
"Döviz kasası açık vermişken, çok ciddi sonuçları olacak 'sermaye
kontrolu' gibi şuyuu vukuundan beter fikirleri aklınızdan bile geçir-
meyin"
Atlantik ve kan emici faiz ilahları cephesinden tehdit ediyor.
Halbuki, sermayenin ülkeye girişini - çıkışını, bilhassa da çıkışını
kontrol altına almazsanız, her an döviz operasyonu tehdidi altında
yaşarsınız.
Yabancı sermaye Türkiye'ye gelir, ya borsaya yatırım yapar ya da
TL alıp faize koyar. Yüksek faiz - düşük kur sistemi sayesinde ül-
kemizi sömürür. Biz de gelen dövizi borç ödemede kullandığımız
için bu sömürüye göz yumarız.
Ama bu sisteme karşı tavır aldığınız zaman, getirip TL'ye çevirdiği
dövizi tekrar dövize çevirerek yurt dışına çıkarır, bu durumda yurt
içinde döviz fiyatı fırlar.
Berat Bey'i Bakan yaparsanız veya Naci Bey'i görevden alırsanız,
anında döviz operasyonu yersiniz, döviz fırlar.
Buna engel olmanın yolu, ülkeye döviz / sermaye giriş - çıkışını
kontrol altına almaktır.
+++
Ancak Cumhur İttifakı'nın bu konuda kafası hayli karışıktır.
Ve, irade yetersizliği ile karışık bilgi noksanlığı vardır.
Erdoğan hükümeti ithalata bağımlı yüksek faiz - düşük kur
sisteminden çıkmak, üretim ve istihdam odaklı ekonomiye
geçmek istiyor.
Bu programı en veciz şekilde Berat Albayrak açıklamıştı. Bakınız:
Ancak kan emici faiz ilahları bu açıklamaya şiddetli tepki gösterip
dövizi fırlatınca geri adım atılarak Damat Bey görevden alınıyor.
İlahlar sakinleşiyor.
Yeni gelen Bakan Lütfi Elvan, ve yeni Merkez Bankası Başkanı
Naci Ağbal faizi yükseltince ilahlar çok memnun kalıyor, döviz
operasyonu geri çekiliyor.
Ancak bu yüksek faizle alınacak kredilerle yatırım ve üretim
yapmak mümkün değildir. Hükümet bu defa da Ağbal'ı görev-
den alıyor.
İlahlar yine tepki gösterip dövizi fırlatıyorlar. Dövizi düşürmek
için faizi yükseltiyoruz. Kısır döngü devam ediyor.
İktidarın "yüksek faiz düşük kura dayanan ithalat ekonomisinden
çıkıp üretim ve istihdam odaklı ekonomiye geçme" iddiası bir
kez daha yerle bir oluyor.
İktidarda irade, kararlılık ve bilgi eksikliği olduğu görülmektedir.
Bu da şaşkınlıkla sonuçlanmaktadır.
+++
İktidarın kafası o kadar karışık ki, Maliye Bakanı Lütfi Elvan
hala "Serbest piyasa ekonomisinden taviz yok" açıklamaları
yapıyor:
"Serbest piyasa mekanizmasından her hangi bir taviz söz konusu
değildir. Liberal kambiyo rejiminin uygulanmasına kararlılıkla devam
edilecektir."
Peki, o zaman nasıl faizi düşürüp üretim ekonomisine geçeceksin?
+++
AKP Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli, 22 Mart döviz
operasyonu sonrası yaptığı açıklamada şöyle diyor:
"Hükümetin, faiz seviyesinin belirlenmesinde para politikası araç-
larını rasyonel kullanmadığı ve bu nedenle ekonomiye büyük bir
yük getirdiğini düşündüğü Merkez Bankası Başkanı Ağbal'ı değiş-
tirmesi, piyasalara meydan okumak değildir."
"Size meydan okumuyoruz, sakin olun" diye güven (!) vermeye
çalışıyor Londra ve New York'un kan emici faiz ilahlarına.
Kimi aldatmaya çalışıyorsunuz? Onlar sizden 100 sene önce de
vardı, kaçın kurası onlar haberiniz var mı?
+++
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut şöyle konuştu:
"Serbest piyasadan taviz yok.
Türkiye üretim odaklı bir ekonomi modeli oluşturdu."
Serbest piyasa ile üretim odaklı ekonominin birbirine zıt, tamamen
farklı iki model olduğunu, birinin olduğu yerde diğerinin olamayaca-
ğını bilmeyen Başdanışmanın olursa, şaşkınlıklar içinde kalır, bir
yanda Damat Bey'i ilahlara yem eder, diğer yanda ha bire Merkez
Bankası Başkanı değiştirmekle uğraşırsın.
+++
Gerçekte:
Liberal (serbest) kambiyo rejiminde
sermayenin ülkeye giriş - çıkışını emperyalizm kontrol eder.
İstediği zaman girer, istediği zaman toplu çıkışla operasyon çeker.
Ne faizi, ne de dolar fiyatını kontrol altına alabilirsin
Kontrollü kambiyo rejiminde
sermayenin ülkeye giriş - çıkışını T.C. Merkez Bankası düzenler.
Giren paraya "vurgun yapmak için giremezsin, şu kadar yıldan
önce paranı dışarı çıkaramazsın, üretime katkı yapmak için gel"
der, yabancı sermayenin operasyon çekmesi, dövizi fırlatması
böyle önlenir.
Liberal kambiyo sistemi Atlantiğin,
Kontrollü kambiyo sistemi Türkiyenin kontrolünde olur.
Hiç biri serbest değildir.
+++
Bundan dolayı, "Merkez Bankası'nın bağımsızlığı" putunu da
yıkmamız gerekmektedir.
Bağımsız Merkez Bankası'nı emperyalizm kontrol eder.
Merkez Bankası, hükümete bağlı olmalıdır.
+++
Bundan dolayı, eğer gerçekten ürerim - istihdam odaklı ekonomiye
geçme isteği varsa, Maliye Bakanı olarak Aydınlık Gazetesi Yazarı
ve Ekonomist Hakan Topkurulu'yu öneriyorum
Kendisi aynı zamanda Vatan Partisi Merkez Ekonomi Bürosu Yöne-
ticisidir.
+++
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder