gösteriyor. Gaz ve petrolün aranması, bulunması, çıkarılması, taşınması,
rafine edilmesi, rafine ürünlerin nakliyesi, satışı ve nakit akışının sağlan-
ması aynı şirket içinde farklı yapılanmalarda örgütleniyor.
Örnek verecek olursak, SHELL, MOBIL gibi şirketler arayıp buluyor,
çıkarıyor, rafine ediyor, mazot, benzin, motor yağı vesaire imal ediyor
ve petrol istasyonları kurarak satıyor.
Ancak böyle yaparsanız başarılı olur, para kazanırsınız.
1954 yılında kurulan TPAO (Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı) da
dikey bir örgütlenme içinde faaliyet gösteriyordu.
Ancak emperyalizm, Batılı petrol şirketleri Türkiye'nin böyle bir petrol
şirketinin olmasını, kendilerine rakip çıkmasını istemiyorlardı.
Aydınlık'a konuşan Prof. Dr. Sencer İmer, sözlerine şöyle devam etti:
(Ayıraç içleri tarafımdan eklenmiştir)
1980 sonrasında Dünya Bankası ve IMF'nin baskısıyla TPAO'yu parça-
ladık. 17 parçaya böldük ve parça parça sattık.
(ABD'nin "Our boys = Bizim çocuklar" dediği Kenan Evrenlere 12 Eylül
darbesini yaptırmasının amaçlarından biri de bu idi.)
İPRAGAZ, nakliye firması DİTAŞ, satış firması POAŞ (Petrol Ofisi),
rafineri firmaları PETKİM, TÜPRAŞ ve diğerleri zaman içinde teker
teker özelleştirildi.
(12 Eylül sonrası bütün iktidarlar, sözde darbeye karşı olan AK Parti
dahil, özelleştirmeyi devam ettirdiler. Zaten hem darbeye karşı olmak,
hem de darbenin amacı olan 12 Ocak Kararlarını yürürlüğe koyan
Turgut Özal'ı sahiplenmek nasıl mümkün olabilirdi ki?
2012'de PETKİM'in son hisselerinin de satılması ile AK Parti iktidarı
altında TPAO'nun tabutuna son çivi çakılmış oldu.)
TPAO'dan geriye yalnızca gaz ve petrol araması yapabilen bir şirket
kaldı. Ancak o da sakatlandı. Şöyle ki, uzmanların yüzde 90'ı emekli
edildi. Şu anda arama gemilerinde çalışan uzmanlar, mühendisler
bile yabancı. Evet, arama filomuz güçlü ama yalnızca arama yaparak
bu işin altından kalkamayız.
Enerji filomuz hakkında geniş bilgi için bakınız.
+++
Bu durum devam eder ve gazı yabancı şirketler çıkarırsa çok büyük
ekonomik kaybımız olacak. Çünkü AK Parti'nin değiştirdiği Petrol
kanunu gereğince Türkiye, kazancın yalnızca %12,5'unu alacak.
Bu korkunç zararı önlemenin tek çaresi, satılan, özelleştirilen bütün
şirketleri geri alarak eskisi gibi TPAO çatısı altında birleştirmek.
Bu sayede açık denizde gaz ve petrol çıkarma amacıyla teknoloji
geliştirebiliriz, dikey örgütlenme ile maliyetleri düşürebiliriz ve en
önemlisi, yabancı şirketlere kazancın %87,5 gibi fahiş bir kısmını
vermek zorunda kalmaz, bulduğumuz gazı ve petrolü kendimiz
çıkarabiliriz. Kazancın yüzde yüzü ülkemizde kalır.
+++
Petrol İş Sendikası Başkanı Süleyman Akyüz devletleştirme istedi.
Vatan Partisi'nin hazırladığı Milli Hükümet Programı özelleştirilen
kamu kuruluşlarının kamulaştırılmasını (devletleştirilmesini) öneriyor:
Madde 35:
Özelleştirme kapsamında bulunan ve yürütülen bütün işlemler derhal durdurulacaktır. Özelleştirme kapsamına alınan ve özelleştirilen, ortaklık yapısı kısmen ya da tamamen değiştirilerek yönetimi yabancı sermaye ve işbirlikçilerine veya yerli sermayeye devredilen ya da bunlarla paylaşılan İktisadi Devlet Teşekkülleri, Kamu İktisadi Kuruluşları ve bunların iştirakleri yeniden kamulaştırılacaktır. Özelleştirmeyle ilgili bütün işlemler ayrıca soruşturulacaktır.
arşiv:
Gazı bulmak yetmez. Petrol kanunu değişmeli 25 Ağustos 2020
https://aliserdarbolat.blogspot.com/2020/08/gaz-bulmak-yetmez-petrol-kanunu.html
Milli Hükümet Programı ve bileşenleri 4 Nisan 2019
https://aliserdarbolat.blogspot.com/2019/04/milli-hukumet-program-ve-bilesenleri.html
+++
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder