AİHM
Büyük Daire'nin "Perinçek-İsviçre Davası" Kararı dikkatle incelendiğinde, Ermeni
Soykırımı olmadığı görüşünün işlendiği
anlaşılmaktadır.
***
Kararın
101. Maddesi, soykırım konusunda karar alma yetkisinin Uluslararası Ceza
Mahkemesi ve Uluslararası Adalet Divanı'na ait olduğunu
söylüyor.
Bu
iki yetkili mahkeme dışında tek tek insanlar, dernekler, parlamentolar, devlet
adamları ve mahkemeler "Ermeni Soykırımı yapılmıştır" diyemezler. Bu konuda
karar alamazlar.
Bu
iki yetkili mahkemenin "Ermeni Soykırımı yapılmıştır" diye verdiği bir karar
olmadığına göre, hiç bir kişi ve kurum Ermeni Soykırımı yapıldığını
söyleyemez.
101.
Madde, "AİHM bile bu konuda karar almaya yetkili değildir"
demektedir.
Kararın
243. Maddesi: "Holokost (Yahudi Soykırımı) suçu, 1948 yılında NAZİ savaş
suçlularını yargılayan Nüremberg Mahkemesi tarafından tanınmış tartışmasız kesin
bir tarihsel olgudur." diyerek soykırım kararının nasıl verileceğine dair örnek
göstermektedir.
Hakim
Nussberger'in karara koyduğu not: "1915 olayları ile ilgili bilim insanları
arasında, ve siyasetçiler arasında bir görüş birliği olmadığı gibi, bu konuda
alınmış bir mahkeme kararı da yoktur."
***
Kararın
59. Maddesi, soykırımın tarifi konusunu işliyor. Burada, Uluslararası Adalet
Divanı'nın Bosna-Hersek-Sırbistan-Montenegro Kararı örnek gösteriliyor. Bu
kararın 8. Maddesi şöyledir: "Soykırım hükmü için 'Bir gurubu bütünüyle yok etme
iradesinin tespiti' koşuldur."
Yani
her katliam, kırım, öldürme olayı soykırım değildir. Etnik veya dinsel bir
gurubun üyelerinin tamamını yaş ve cinsiyet farkı gözetmeksizin öldürerek o
gurubu bütünüyle yok etmek ve dünya yüzünde o guruptan yaşayan tek bir kişi bile
bırakmamak için bir karar alınmış olması ve uygulamaya konulması soykırım suçunu
oluşturur.
Bundan
dolayı, Uluslararası Adalet Divanı, Hırvatistan'ın Yugoslav Ordusu aleyhine
açtığı soykırım davasını reddetmiştir. Gerekçe olarak da, Yugoslav Ordusu'nun
tehcir ettiği insan guruplarını yok etme iradesi olduğunun kanıtlanamadığını göstermektedir.
Osmanlı
Ordusu'nun Ermenileri sürmesi (tehcir) olayında da benzer durum söz konusu.
Ermenilerin yok edilmesi için alınmış bir karar ve bu yönde bir uygulama yoktur.
Tehcirden
hemen sonra Osmanlı (İttihat ve Terakki Partisi) yöneticilerinin Ermeni katliamı
yaptığı iddiasıyla Malta'da kurulan İngiliz Kraliyet Mahkemesi, bu konuda delil
bulamadığı için mahkumiyet kararı verememişti. Mahkeme bu konuda ABD'den de
belge istemiş, ancak ABD belge bulup gönderememişti.
Bakınız:
***
Kararın 101. Maddesi'nde yazılmamış ama, Doğu Perinçek'in de açıkladığı gibi, olayların geçtiği ülkenin mahkemeleri de soykırım konusunda karar almaya yetkilidir. Gerçi o dönemde soykırım kavramı yoktu, ancak Osmanlı Harp Divanı, devlet eli ile Ermenilere dönük bir katliam olmadığına dair karar almıştır. Olayların geçtiği topraklar üzerinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinin de soykırım yapıldığına dair bir kararı yoktur.
***
Uluç Gürkan:
"Büyük
daire sadece ifade özgürlüğü vurgusu yapmamış, aynı zamanda dolaylı yoldan
soykırım olmadığına da hükmetmiştir."
Ermenistan
Anayasa Mahkemesi Savcısı Hovhanisyan:
"AİHM
kararı taraflı ve rezil bir karardır"
AGOS
gazetesi:
"Bu
davanın sonucunda artık soykırımın inkarını suç sayacak tasarıların ülkeler
tarafından kabul edilmesinin zor, hatta imkansız olduğu da bir
gerçek."
arşiv: