Tayyip
Erdoğan, başta ABD olmak üzere emperyalistlerin “Ermeni soykırımını anma günü”
ilan ettikleri 24 Nisan’da bir mesaj yayınladı.
Mesajında
tehcirin insanlık dışı sonuçlar yarattığını söyleyerek o koşullarda hayatlarını
kaybeden Ermenilerin torunlarına taziye dileklerini iletti.
24
Nisan’da emperyalist devletlerin yöneticilerinin ve onların dümen suyunda giden
Ermeni önderlerinin açıklama yapmaları olağan bir uygulama idi. Bu yıl, ilk
defa bir Türkiye Başbakanı açıklama yapmış oldu.
Tayyip
Erdoğan, Ermenice dahil 9 dilde yayınlattığı mesajında ne söylerse söylemiş
olsun, bu açıklamanın 24 Nisan tarihine atıfla yapılmış olması Soykırım
iddialarını kabul etmiş olduğu anlamına gelir.
Çünkü,
24 Nisan anmalarında esas vurgu Ermeni halkının çekmiş olduğu acılar değil,
Türklerin Ermenilere soykırım uyguladıkları iddiasıdır, daha doğrusu
iftirasıdır.
Dolayısıyla,
herhangi bir gün Ermenilerin çekmiş oldukları acılar hakkında konuşmak başka
şey, 24 Nisan tarihine atıf yaparak bu konuda konuşmak ayrı bir şeydir. Çünkü,
bu tarihte konuşursanız, siz ne derseniz deyin, konuşmanız “soykırım” ile
ilişkilendirilecektir.
Savaşta
diğer halkların da acı çektiğinden bahsedilmesi bir anlam ifade etmemektedir.
Çünkü mesaj Ermeni soykırımı anma gününde yapılmakta ve Ermenilerin çektiği
acılardan özellikle ve vurgu yaparak bahsetmekte ve sadece Ermenilere taziye
dileklerini iletmektedir.
Tayyip
Erdoğan, 24 Nisan’a şu cümlesi ile atıfta bulunmaktadır:
“Ermeni
vatandaşlarımız ve dünyadaki tüm Ermeniler için özel bir anlam taşıyan 24
Nisan, tarihi bir meseleye ilişkin düşüncelerin özgürce paylaşılması için bir
fırsat sunmaktadır.”
Hürriyet gaz tenekesi bile bu noktaya parmak basmaktadır:
“Ancak Başbakan'ın, 24 Nisan mesajı yayınlamasının yanısıra
yaptığı bir başka "ilk", 1915 olayları nedeniyle ilk kez o dönemde
yaşanan olaylar sırasında hayatını kaybeden diğer Osmanlı halklarından
ayırarak, Ermeni halkına ayrıca taziye dileklerini iletmesi;..”
Aydınlık’ın
söyleşi yaptığı Kandilli Ermeni Kilisesi Vakfı
Başkanı Dikran Kevorkyan şöyle konuştu:
“100
sene önce olan olay soykırım değil, tehcir. Burada mutlaka acılar da
çekilmiştir. Ama bu acıları soykırıma tahvil etmek, abesle iştigaldir.”
“Dış
güçlerin bunu karıştırmasına tahammül edemeyiz. Ne bugün, ne 2015’te aramıza
nifak sokabilirler.”
Söyleşinin
tamamı için bakınız:
********
Dikran
Bey soykırım iddiasında emperyalistlerin parmağını işaret etmekte, soykırım
olmadığını söylemekte, fakat Tayyip Bey “Soykırım yapmadık, vatanımızı
savunduk” diyememektedir.
Aksine,
soykırım iddialarına hoşgörü göstermekten bahsetmektedir. Okuyalım:
“...kırgınlıkları
yeniden dostluklara dönüştürmemiz mümkün olacaksa, farklı söylemlerin empati ve
hoşgörüyle karşılanması ve bütün taraflardan benzer bir anlayışın beklenmesi
tabiidir.”
Emperyalist
ülkelerin soykırım iddiaları ile paralel olarak Ermenistan’da Soykırım Anıtı
dikiliyor, okullarda Türkler soykırımcı katiller olarak anlatılıyor, Türk
bayrakları yakılıp çiğneniyor, diplomatlarımız öldürülüyor.
Buna
karşın,Türkiye’de okullarda Ermeni düşmanlığı öğretilmediği, Türkiye’de Ermeni
düşmanlığı görülmediği, Ermenistan bayrakları yakılıp çiğnenmediği, dünya
çapında “Ermeniler Türkleri kesti” yaygarası yapılmadığı halde, Tayyip Bey
“Bütün taraflardan benzer anlayış” beklemektedir. Biz bu hareketleri
yapmadığımız halde niçin anlayış bekliyoruz? Ne yapıyoruz da anlayış
bekliyoruz? İnanılır gibi değil.
Tayyip
Erdoğan’ın mesajının tamamı için bakınız:
********
Tayyip
Erdoğan, Doğu Perinçek’in AİHM zaferinden son derece rahatsızdır. 23 Nisan
resepsiyonunda şöyle dedi:
"Malum Almanya mahkemesinin verdiği
bir karar var. Tabii buna itiraz var. Oralardan nasıl bir şey gelir
bilemiyorum. Her alanda işi zaten normalleşmeye götürelim diyoruz"
“Almanya
mahkemesi” dediği AİHM. “İtiraz var” dediği de, İsviçre’nin yapmaya
hazırlandığı itiraz.
Tayyip
Bey: “İtiraz kabul edilse de Perinçek belasından kurtulup soykırım yaptığımızı
kabul etsek” konumlarındadır.
********
Doğu Perinçek:
“Bu
açıklamayı ancak emperyalizmin sözcüsü yapabilir.”
“AİHM
kararından sonra bu açıklama bir ihanet belgesidir. AİHM Ermeni soykırımı
yoktur diyor, Tayyip Erdoğan ise vatan savunmasının gereği olan tehciri aynı
emperyalistler gibi mahkum ediyor.”
“Bu tavrıyla Tayyip Erdoğan
1920 yılının Ermenistan başbakanı Ovanes Kaçaznuni’nin vicdanlı ve
hakikatsever tutumunu bile paylaşmıyor. Kaçaznuni, tehcir için “Bir
zorunluluktu, Türkler vatanları için gereğini yaptılar” diyordu.”
Mehmet Perinçek’in Moskova’daki arşivlerden bulup çıkardığı ve
Türkçeye çevirdiği kitap: Kaçaznuni’nin Taşnak Konferansı’na Raporu.
********
Emekli Büyükelçiler Tayyip
Bey’in mesajını yorumladı:
Onur Öymen:
“Türkiye Başbakanı 24 Nisan
açıklaması yapamaz”
“Erdoğan, Ermeni
ayaklanmasını mazur gören bir tavır içindedir. Tehcir için “İnsanlık dışı
sonuçlar doğurdu” diyor, ama, tehcire niye gerek duyuldu,onu söylemiyor.”
“Ermenistan’ın eski
Başbakanı Kaçaznuni’yi okusun, gerçeği bizzat ondan öğrensin.”
Nüzhet Kandemir:
“Sadece Ermenilere bir taziye mesajı
göndermesi, bunun bir özür mesajı olarak algılanmasına yol açacaktır. Ermeni
taleplerine yönelik bir taviz olarak yorumlanacaktır. Türkiye’nin tezlerinde
büyük zaafiyet yaratacaktır.”
Şükrü Elekdağ:
“AİHM’in Doğu Perinçek
kararı, oyunu bozmuştur. Bu karar kritik önemdedir. Bu kararda “Soykırım
vardır” denilmiyor. Perinçek kararından sonra Ankara’nın eli güçlenmiştir. Ben
Başbakanlık açıklamasının Ermenilerin tutumunu değiştireceğini sanmıyorum”.
Evet, Şükrü Elekdağ haklı
çıktı:
********
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder