29 Nisan 2014 Salı

TKP bölücülerden kopuyor


Ali Serdar Bolat      28 Nisan 2014

TKP (Türkiye Komünist Partisi) çizgisinde yayın yapan soL gazetesi, bugünkü sayısında Doğu Perinçek ve Öcalan’ın fotoğraflarını sürmanşette yan yana vererek “İktidara destekte buluştular” yorumunu yaptı.

soL, 28 Nisan 2014



TKP’nin Doğu Perinçek aleyhinde yorum yapmış olmasının üzerinde durulacak bir önemi yok. Önemli olan, TKP’nin Öcalan ve BDP üzerinden PKK eleştirisi yapması ve PKK’den uzaklaşması.

********

Doğu Perinçek, konu ile ilgili şu açıklamayı yaptı:

“soL gazetesinin Öcalan’ı eleştiren tutumunu tebrikle karşılıyoruz. PKK’den kopanların buluşacağı gerçek adres İşçi Partisi’dir. TKP, yapılan bu haberle, aslında PKK’den koptuğunu gösteriyor. Bizim için önemli olan da budur. Hangi manşeti atarlarsa atsınlar, PKK’ye ve bölücülüğe bir tavır gösterdikleri için biz onlarla buluşuruz. Bu daha başlangıç, bölücülükle mücadeleye devam! Bu mücadele sonunda emeğin ve vatanın bir bütün olduğunu keşfedecekler. Kendilerini tebrik ediyoruz, onları İşçi Partisi’ne bekliyoruz.”


********

Bölücülerden kopmaya başlamakla beraber, TKP’nin bölücü hareketle ilgili hatalı değerlendirmeleri devam etmektedir. soL gazetesindeki sözkonusu haberde, bölücülere “Kürt hareketinin temsilcileri”, “Kürt siyaseti” rütbeleri takılıyor.

Bakınız:

Demokratik bir cumhuriyette herhangi bir gurup veya parti, o ülkedeki bir etnisitenin temsilcisi (veya siyasi hareketi) olduğunu iddia edemez, en fazla kendi bölücü görüşlerinin temsilcisi olabilir.

Eğer TKP gerçekten PKK-BDP’nin “Kürt hareketinin temsilcisi” olduğunu düşünüyorsa, TKP’nin Kürtleri temsil etmediğini kabul ediyor demektir. TKP tüzüğünde “Partimiz Kürtleri temsil etmemektedir” diye bir madde var mıdır? Yoktur. O halde, TKP, bölücülere bu rütbeleri takamaz.

********

TKP, uzun süre önce başlatmış olduğu “Türk Bayrağını kabul etme” çizgisini Gezi Ayaklanması sürecinde daha ileri bir noktaya getirdi. Bu çizgiyi “Türk Bayrağını taşıma” noktasına kadar getirebildiler mi, önümüzdeki 1 Mayıs eyleminde göreceğiz.

TKP’nin milli kuvvetlere en yakın sosyalist örgüt olduğunu eskiden beri söylemekteyim. HDP adı altında kurulan “çatı partisi”ne katılmayan TKP, kendisini sahte solculardan ayırmıştır.

(Bu konuda geniş bilgi için bakınız:
Sosyalist BOP Partisi için düğmeye basıldı  19 Temmuz 2011

********

SoL gazetesi, “1 Mayıs’ta Taksim’de bölücüler olacak” diyen Perinçek’i “İktidara destek vermek”le suçlamaktadır. Ancak TKP’nin içine düşmüş olduğu çelişki şudur ki, iktidara destek vermekle suçladığı Öcalan ile Taksim’de ortak eylem yapma kararı vermiştir. BDP ve HDP, 1 Mayıs’ta Taksim’de olacaklarını ilan ettiler, tabii Öcalan posterleri ile.

Eğer TKP gerçekten bölücülerden kopma konusunda kararlı ise, Öcalan posterli Taksim’de PKK ile birlikte değil, Türk Bayraklı Kadıköy’de milli kuvvetlerle birlikte olmalıdır.

********

soL gazetesi, şöyle yazıyor:

“Partisinin İstanbul’da Kadıköy’de 1 Mayıs’ı kutlayacağını söyleyen Perinçek, bunun gerekçesi olarak şu ifadeleri kullandı: “Taksim’de emekçi sınıflar yok, bölücülük var. Küresel merkezler tarafından yönlendirilen turuncu kuvvetler Taksim’de. Onun için halkımızı da uyarıyoruz.”
Perinçek bu sözleriyle hem partisinin Gezi Direnişi’nde Taksim’deki varlığını inkar etmiş, hem de AKP’nin söylemi olan “küresel merkezler” ifadesini desteklemiş oldu.”

********

Bir doğru her zaman doğru değildir. Gezi Ayaklanması uzun bir süreçti. Oraya sızmaya çalışan bölücü güçleri, Öcalan posterlerini bir süreç içinde Taksim’den uzaklaştırdık.

Bahçeli dahil malum tayfa “Orada PKK var, Öcalan posteri var” diye feryadı bastı. Bazı iyi niyetli arkadaşlar da, bizi Öcalan posterli bir yere gitmemeye çağırdılar. Ancak biz, kararlı bir tutum alarak Taksim'e gittik ve bölücüleri orada barındırmadık.

Bu defa durum farklı. 1 Mayıs bir gün. Bir gün bile değil, sadece 5-6 saat. Bu süre içinde onları oradan uzaklaştırmak mümkün değil. Ayrıca polis müdahalesi de olacak. “İşçi Partisi ile PKK birlikte polise saldırdılar” yaygarasını taşıyamayız. TKP işin bu yönünü hiç düşünmüyor mu?

Bu konuda Doğu Perinçek şöyle diyor:

"Sınıf neredeyse biz oradayız. İşçi sınıfı Kadıköy'de olacak. Savaşlar hep aynı yerde olmaz, aynı meydanda olmaz. Tarihte birçok meydan muharebesi oldu, savaşlar her defasında aynı meydanda devam etmedi. Sakarya Meydan Muharebesi'ni yaptık, yine Sakarya'dayız diyebilir misiniz? Bu tavır bizi savaş dışı tutar. Mücadele neredeyse biz oradayız."

********

SoL gazetesi şu tespiti yapıyor:

“AKP’nin gücünü pekiştirmek için kullandığı en önemli siyasi davalardan biri olan Ergenekon soruşturmasının sanıklarından İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek...”

TKP’li arkadaşlar şunu düşünmeli:

AKP, gücünü pekiştirmek için acaba neden İşçi Partisi’ne operasyon yapıyor da, TKP’nin kılına bile dokunmuyor?

Madem ki TKP “Bu rejime karşı çıkan en doğru parti biziz, sosyalizmi en doğru şekilde biz savunuyoruz, AKP’yi yıkma mücadelesinde en doğru strateji ve taktikleri biz uyguluyoruz” iddiasındadır...

O halde, neden TKP yöneticileri hakkında sahte belgeler düzenlenmiyor, neden sabahın körlerinde evleri ve parti binaları basılıp hallaç pamuğu gibi atılmıyor, neden yıllarca hapislerde süründürülmüyorlar?

O meşhur anlatımda “Önce komünistler alındı” deniyordu, değil mi? (Bakınız: http://tr.wikipedia.org/wiki/Martin_Niem%C3%B6ller ). Madem TKP komünist, neden önce TKP yöneticileri alınmadı?

Gerek emperyalizm, gerekse AKP iktidarı, TKP’yi adam yerine koymuyor da ondan. TKP “AKP’ye en karşı olan biziz, en iyi mücadeleyi biz veriyoruz” diyor ama, gerek emperyalizm gerekse AKP iktidarı TKP’den hiç rahatsız değil.

Siz hiç bölücü, şeriatçı, Amerikancı yayın organlarında, emperyalizmin, gladyonun ana medyasını teşkil eden Milliyet ve Vatan gaz tenekelerinde, Amiral Gemisi Hürriyet’te, TKP aleyhinde bir kampanya gördünüz mü? Bunların hepsi İşçi Partisi’ne, Türk Ordusu’na yükleniyorlar, TKP’yi adam hesabına alıp uğraşmıyorlar.

TKP’li arkadaşlar bu konuyu hiç düşündüler mi?

Hele bir Türk Bayraklarıyla yürüsünler, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye bağırsınlar, Balyoz tutsağı komutanlarla dayanışma için Silivri ve Hasdal önünde toplansınlar, Vardiya Bizde Platformu’nun Cumartesi etkinliklerine katılsınlar, TKP’li arkadaşlar işte o zaman düşmanın kendileri ile nasıl uğraşmaya başlayacağını göreceklerdir.

********


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder